• Sonuç bulunamadı

2.2 Fiziksel Aktivite

2.2.7 Düzenli Fiziksel Aktivite ve Nöropsikiyatrik bozukluklar

Günümüzde egzersizi artık bir ilaç olarak kabul etmekteyiz. Bu ilacın en değerli tarafı kronik hastalıklardan koruyucu etkinliğinin çok sayıda klinik araştırma ile kanıtlanmış olmasıdır. Egzersiz bu etkinliğini sadece hastalıkların gelişiminde önemli bir risk faktörü olan hareketsizliğin ortadan kaldırmasıyla değil aynı zamanda ilişkili diğer risk faktörleri üzerine doğrudan olumlu etkiler sağlayarak göstermektedir.

Sporun insanın kas ve sinir sistemini, zihinsel ve fiziksel reaksiyonlarını, vücudun fizyolojik ve metabolik gelişimini destekleyen bir araç olduğu bilinmektedir. Fiziksel aktivitelerin bir çeşit rehabilitasyon özelliği olduğu vurgulanmaktadır (43). Sportif aktivitelere katılım bireye kaslarının güçlenmesi, koordinasyon gelişimi, denge gelişimi, duruş kontrol gelişimi, esneklik gelişimi, solunum-dolaşım sisteminin gelişimi gibi geniş alanlarda büyük yararlar sağlayabilmektedir. Günümüzde zihinsel engelli bireylerin hareket etme gereksinimlerini karşılamak amacıyla yeteneklerine, sınırlılıklarına ve ilgilerine göre sportif becerilerine yönelik çalışma ve oyunlarla düzenlenen beden eğitimi programları hazırlanmaktadır (2, 44).

Düzenli egzersizin, özellikle de aerobik egzersizin nörolojik bozuklukları olan kişilerde de sağlıklı kişilerle benzer düzeyde fizyolojik ve psikolojik yararlar sağladıkları çalışmalarda gösterilmiştir. Nöbet sıklığını azaltır, depresyonu ve sosyal izolasyonu azaltır, kalp sağlığını ve genel sağlığı arttırır, kişinin kendine öz güvenini ve yaşam kalitesini arttırır (45). Ulusal Ruh Sağlığı Kuruluşu, egzersizi anksiyete ve depresyon için geçerli bir tedavi olarak kabul etmektedir. Daha önceki çalışmalardan elde edilen kanıtlar aynı zamanda bazı anksiyete bozukluklarında, vücut görünüm

20 bozukluğundan etkilenen bireylerde ve sakat insanların gelişimsel davranış probleminin azaltılmasında da düzenli egzersizin tedavi olarak düşünüldüğünü göstermektedir (46).

Düzenli fiziksel aktivite, çocukların ve gençlerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesinde, istenmeyen kötü alışkanlıklardan kurtulmada, sosyalleşmede, yetişkinlerin çeşitli kronik hastalıklardan korunmasında veya bu hastalıkların tedavisinde veya tedavinin desteklenmesinde, yaşlıların aktif bir yaşlılık dönemi geçirmelerinin sağlanmasında, bir başka deyişle tüm hayat boyunca yaşam kalitesinin arttırılmasında önemli farklar yaratabilmektedir (47), özellikle depresyon, anksiyete, şizofreni ve alkol bağımlılığı gibi psikiyatrik hastalıkların tedavisi ve önlenmesinde de ilaç tedavisi ve psikoterapi kadar etkili bir yöntem olabilmektedir (48, 49).

Aerobik ve ağırlık egzersizlerinin özellikle yürütücü işlevler olmak üzere bilişsel işlevleri iyileştirdiği ve depresif belirtileri azalttığı bilinmektedir. Trivedi ve ark. SSRI tedavisine yanıtı yetersiz olan olgulara aerobik egzersizin eklenmesinin tedaviye etkisini araştırmışlardır, çalışmaya dahil edilme ölçütü olarak günlük enerji kullanımının 35 kcal/kg veya son 1 ayda haftada 3 gün 20 dakikadan daha uzun süren egzersizin olmaması olarak belirlenmiştir. Uygun olgular 12 haftalık 2 ayrı egzersiz programına alınmışlar, haftalık ortalama 4.0 mph’lik hızla 210 dakikalık yürüme programı veya haftalık 3.0 mph’lik hızla 75 dakikalık yürüme programına dahil edilmişlerdir. Her iki grupta depresyon belirtilerinde düzelme görmüşlerdir. Egzersiz düzeyi daha yüksek olan grupta remisyon oranları daha fazla saptanmıştır ancak aradaki fark istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (50).

Yarışmacı sporlara katılımın tipik olarak sekiz yaşında başladığı ve bu yaşta artık yarışmacılık kavramının bilişsel olarak anlamlandırıldığı ifade edilmektedir. Yarışmacılık; hız, dayanıklılık, esneklik ve kararlılık sağlar. Sporun; işbirliği, direnç, hazzın ertelenmesi, motivasyon kazanımı, iddialaşma, ve baş etme becerileri gibi haz veren psikososyal tutumlar için zemin oluşturduğu ifade edilmektedir (51).

Egzersiz, son yıllarda DEHB’de gerek semptomlarda gerek yürütücü işlev ve motor becerilerde, gerekse beyindeki etkisi üzerinde çalışılmaya başlanan ve gittikçe popülaritesi artan bir tamamlayıcı tedavi yöntemidir. Sağlıklı yaşamın bir gereği olan sporun DEHB üzerine özgün etkisinin de

21 olabileceği bilimsel olarak ispatlanmaya hatta hangi sportif faaliyetin, ne sıklıkta ve yoğunlukta yapılması gerektiği araştırılmaktadır. Doğa yürüyüşü, koşu bandı, bisiklet, toplu oyunlar, su egzersizleri, fitness, takım oyunları veya kombine edilen sportif faaliyetler gibi geniş yelpazede egzersiz türleri çalışılmış ve önerilmiştir. Uzun süreli egzersizin ise motor gelişim DEHB semptomatolojisi üzerinde anlamlı düzeyde olumlu etkileri saptamasına karşın objektif olarak kognitif fonksiyonlar üzerine olumlu etkisi ile ilgili yeterli kanıt elde edilmemiştir. Bu güne kadar egzersizin ideal sıklığı, süresi, ve hangi egzersiz tür veya türlerinin etkin olabileceği konusunda bir kanaate de varılmamıştır (52).

Yapılan çalışmalarda akut egzersizin çocukların dikkat, bellek, hızlı karar verme ve planlamaya ilişkin test performansını hızlandırdığını gösterirken, daha az sayda çalışma sonuçları düzenli egzersiz uygulamalarından özellikle aerobik egzersizin çocukların belli başlı bilişsel yetilerini olumlu yönde etkilediğini ortaya koymuştur (53). DEHB tanısı alan çocuklar ile yapılan çalışmalarda, çocukların ebeveynleri sporun, çocuklarının davranışları, özellikle dikkatsizlik ve hiperaktivite belirtileri üzerinde olumlu değişiklikler yarattığını bildirmişlerdir (54). Benzer şekilde DEHB’li çocuklarla yapılan başka bir çalışmada, Conners değerlendirme ölçeklerinde 5 haftalık egzersiz programı sonrası belirgin iyileşme gösterilmiştir(55). Bileşik tip DEHB’li çocuklarla yapılmış bir çalışmada benzer yaştaki sağlıklı kontrollere kıyasla DEHB’li Çocularda kısa süreli egzersiz sonrası daha küçük bir katekolamin artışı gözlenmiştir. Bu azalmış reaktivite DEHB’nin muhtemel hipotalamus-hipofiz yolağında katekolamin disfonksiyonu ile ilişkili doğasına dolaylı bir kanıt oluşturmaktadır (56). Bir çalışmada, 6–14 yaş arasında dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı olan 65 çocuk-ergen ile benzer yaşta öğrenme bozukluğu olan 32 çocuk-ergenin spora katılım ile anksiyete ilişkisi karşılaştırılmış ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan grupta spora katılımın depresyon ve anksiyete düzeylerini spora katılmayan gruba göre belirgin derecede azalttığı saptanmıştır (57).

Egzersizin DEHB'li çocuklardaki olumlu etkilerinin açıklanmasında 2 temel mekanizma üzerinde durulmaktadır. Bunlardan ilki egzersizin beyin kan akımını arttırarak etki ettiği yönündedir (58). Aerobik egzersizle doku kan

22 akımı ve O2 alımının (uptake) arttığı bilinmektedir (59). Uzun süreli orta şiddetteki aerobik egzersizlerin (tempolu yürüyüş, koşu vb) kardiyovasküler dayanıklılığı arttırmaya paralel olarak DEHB’li çocuklarda hiperaktif ve impulsif davranışları azalttığı iddia edilmektedir (60). Diğer bir görüşte ise egzersizin katekolaminerjik ve dopaminerjik sistem üzerinden etkili olduğu ileri sürülmektedir (61, 62). Kısa süreli yoğun egzersizlerin özellikle beyindeki katekolaminerjik ve dopaminerjik sistemi etkileyerek DEHB’li çocuklarda hiperaktif ve impulsif davranışları azalttığı ileri sürülmektedir (61). DEHB’li çocuklarda dopamin taşıyıcılarının sayısı ve yoğunluğu ile beraber dopamin taşıyıcılarının bağlandığı bölgelerin de % 70 oranında daha fazla bulunduğu bildirilmektedir. Dopamin agonisti olan metilfenidatın, dopamin taşıyıcılarını bloke ederek, özellikle hücre dışı dopamini arttırarak ve böylece hücre içinde dopamin eksikliği yaratarak etki ettiği bildirilmiştir (62). Egzersizin insan ve hayvanlarda dopaminerjik sistem üzerine etkisinin araştırıldığı çalışmalarda farklı sonuçlar rapor edilmiştir. Laboratuar fareleri üzerinde yapılan deneysel çalışmalarda (63, 64) koşu bandında yaptırılan koşu egzersizi sonrası dopamin seviyelerinin yükseldiği ve striatumda dopamin yapım-yıkımının (turnover) akut dönemde arttığı rapor edilmiştir. Yine laboratuar farelerinde şiddetli bir yüzme egzersizi sonrasında ventral striatumun nükleus akumbens bölgesinde hücre dışı dopaminin arttığı bildirilmiştir (65). Buna karşılık sağlıklı genç kadın ve erkekler üzerinde yapılan bir görüntüleme çalışmasında koşu bandı egzersizinin akut olarak putamendeki dopamin salınımına etkisi olmadığı gösterilmiştir (66 ).

Literatüre bakıldığında, düzenli fiziksel aktivitenin DEHB olan çocuklarda sosyal, psikososyal sağlık, fiziksel sağlık, davranış sorunları, duygusal sorunlar, dikkat eksikliği ve aşırı hareketlik üzerindeki etkilerini araştıran çalışmalar sınırlı sayıdadır.

Benzer Belgeler