• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM III. ÖRGÜTLERARASI AĞLARIN YENİLİK DERECESİ ÜZERİNDEKİ

3.5 Düzenleyici Faktör: Soğurma Kapasitesi (Absorptive Capacity)

Temel olarak ağlar, içinde yer alan aktörlere bilgiye, kaynaklara veya piyasalara erişim olanağı sağlar (Inkpen ve Tsang, 2005: 146). Hangi düzeyde yenilikten bahsedilirse bahsedilsin, dış bilgi kaynakları yenilik için büyük önem taşımaktadır (Cohen ve Levintal, 1990). Örgütlerarası ağ ilişkileri bilgi iletim kanalları olarak rol üstlense de, söz konusu ağ ilişkilerinin etkileri örgütler için koşulsallık gösterebilir. Erişim bilgi transferi için gerekli ancak, yeterli bir koşul değildir. Örgütün diğer örgütlerin bilgi kaynaklarına ulaşmasının yanı sıra, ağ üzerinden elde ettiği bilgilerden faydalanma ve içsel olarak geliştirdiği bilgiyi kendi çıkarına kullanabilme becerisi yenilikçilik ile yakından ilgilidir. Ağ yapıları bilginin transferi ve kullanımı bakımından örgütün performansını etkileyici de olsa, bu etki örgütün ve ağ içindeki ilişkilerinin sahip olduğu becerilere göre koşulsallık gösterecektir. Diğer bir deyişle, örgütün yenilikçilik ve yaratıcılık için gerekli bilgiye daha iyi ulaşabileceği bir ağ konumundan veya ilişkilerinden bağımsız olarak örgütün bazı içsel özellikleri de yenilik üzerinde etkiye sahiptir (Zaheer ve Bell, 2005: 812). Bu çalışmada, örgütün içsel özellikleri ile ilgili düzenleyici faktör olarak soğurma kapasitesi ele alınmıştır.

Örgütlerin yeni bilgi konfigürasyonları yaratma arzusu, farklı türde yeni bilgi unsurları soğurma becerisini örgüt yönetiminde temel bir beceri haline getirmektedir.

Sonuç olarak örgütlerin dış bilgiyi ticari sonuçlara ulaşmak üzere değerlendirme, özümseme ve bu bilgiden faydalanma becerisi stratejik önem taşımaktadır (Van den Bosch ve diğerleri, 1999). Grant’a (1996: 375) göre örgütlerin en önemli görevi bilginin bütünleştirilmesi ve faydalı hale dönüştürülmesidir. Örgütlerin bu becerisi Cohen ve Levinthal (1990: 128) tarafından soğurma kapasitesi olarak adlandırılmış ve örgütün yeni bilgiyi soğurarak kullanması için önceki ilgili bilgiye sahip olması gerekliliğinden bahsedilmiştir. Soğurma kapasitesi, dış yeni bilginin örgüt tarafından değerlendirilmesi, edinimi, bütünleştirilmesi ve ticari olarak faydalanılmasından oluşur (Cohen ve Levintal, 1990). Bir sanayi içindeki teknik değişim örgütlerin süregelen Ar-Ge faaliyetlerinin bir sonucu olarak, firmanın dış bilgi kaynaklarından faydalanması ile gerçekleşir (Cohen ve Levinthal, 1990: 138). Yeni ürünler geliştirilmesi için gerekli bilgi yaratabilme özelliği neticesinde örgütlerin Ar-Ge çalışmalarının rekabetçilik için önemi büyüktür. Ar-Ge faaliyetleri sadece yeni bilgi üretmez, aynı zamanda örgütün soğurma kapasitesine de katkıda bulunur. Diğer bir deyişle, örgütler için dışarıdan gelen bilgiyi kendi faydasına kullanabilme becerisi örgütün yenilikçi kapasitesinin en önemli bileşenlerinden biridir.

Örgütler dışarıdan gelen yeni bilgiyi transfer edecek pasif alıcılar değildir (Powell ve Grodal, 2005: 67). Örgüt tarafından dışarıdan gelen yeni bilginin değerlendirmesinin yapılması, özümsenmesi ve ticari sonuçlar için uygulanması becerisi, ilgili alanda sahip olunan bilginin varlığı ile ilişkilidir. Bu durum Powell ve arkadaşları (1996: 120) tarafından “öğrenilecek şey, önemli ölçüde bilinen şeyden etkilenir” ifadesi ile daha iyi anlaşılabilir. Powell ve Grodal’a (2005: 67) göre dışarıdan elde edilecek beceri ve kaynakların oranı içeride geliştirilen deneyim ile yakından ilişkilidir. Diğer bir deyişle önceden sahip olunan ilgili bilgi seviyesi soğurma kapasitesinin belirleyicisidir (Cohen ve Levinthal, 1990: 128). Önceden sahip olunan bilgi ile ifade edilmek istenen, temel beceri veya paylaşılan dil olabileceği gibi ilgili alandaki en yeni teknolojik veya bilimsel gelişmeler hakkındaki bilgidir.

Güçlü bir bilgi tabanına sahip olmak başarılı yenilikler için bir anahtardır. Örgütün yeni bilginin değerinin farkına varma, özümseme ve ticari amaçlar için kullanabilme becerisi soğurma kapasitesi olarak adlandırılmaktadır (Cohen ve Levintal, 1990). Soğurma kapasitesi, sadece yeni dış bilgilerin özümsenmesini değil aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasını ve ticari sonuçlarda uygulanmasını da ifade eder (Cohen ve Levintal, 1990;

Sorescu ve diğerleri, 2003; Tsai, 2001). Soğurma kapasitesi çerçevesi iki önemli bileşene bağlıdır. Bunlar mevcut bilgi tabanı ve teknolojik becerilerin geliştirilmesi için harcanan çabanın yoğunluğudur (Cohen ve Levinthal, 1990; Kim, 1999). Bilgi tabanı, teknolojiler ile ilgili bilginin sınırları belirli bir alan içinde, aktörler arasında nasıl etkin biçimde iletilebileceğini belirler (Baptista ve Swann, 1998: 528). Örgütteki mevcut bilgi tabanı problem araştırma, algılama ve tanımlamanın yanı sıra problem çözümü için gerekli yeni bilginin özümsenmesi ve kullanımı becerisini arttırır. Güçlü bir bilgi tabanına sahip olmak başarılı yenilikler için bir anahtardır. Güçlü bilgi tabanı, yüksek soğurma kapasitesi ile ilişkilendirilmektedir.

Yenilikçiliğin önemli bileşenlerinden biri olan soğurma kapasitesi, mevcut bilgi ve ürünleri yeniden biraraya getirme becerisidir (Zaheer ve Bell, 2005: 812). Örgütler farklı tecrübeleri ve farklı düzeydeki faaliyetleri neticesinde farklı miktarlarda bilgiye sahiptir (Caloghirou ve diğerleri, 2004). Yüksek düzeyde soğurma kapasitesine sahip örgütler daha proaktif olma eğilimindedir (Van den Bosch ve diğerleri, 1999). Bu örgütler değerli gelişmelerin ortaya çıkmasında daha beceriklidir. Dolayısıyla soğurma kapasitesi yüksek örgütlerin yeni bilgiler edinme ve bu bilgileri iş alanında kullanma becerileri de yüksek olacaktır. Bu durum da örgütlerin yenilikçi faaliyetlerine destek olacaktır. Buna gerekçe olarak ilgili alanda önceki bilgiye sahip olan örgütlerin yeni fikirler ve yeni ürünler geliştirebilecek yeni teknolojileri daha iyi anlama imkânına sahiptir olmaları gösterilebilir. Diğer taraftan, soğurma kapasitesi az olan firmalar ise fırsatları değerlendirmede daha tepkisel (reaktif) kalacaktır (Cohen ve Levinthal, 1990). Tsai’ye (2001: 998) göre bir örgütün çıktılar üretilebilmesi için girdileri soğurabilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, soğurma kapasitesinin düşük olması ağ içinde örgütlerarası bilgi transferi için önemli bir engel olarak gösterilebilir. Bu görüşlerden yola çıkarak soğurma kapasitesi yüksek örgütlerin dış bilgi kaynaklarında var olan bilgiyi verimli biçimde transfer ederek özümsemeleri ve kendi amaçlarına uygun kullanmaları beklenir. Yüksek soğurma kapasitesi mevcut bilgi tabanın da geniş olacağının bir göstergesi olacağından, bu bilgi tabanına dışarıdan transfer edilen bilgi ile oluşturulacak yeni bilgi kombinasyonları, yeniliklerin oluşmasının yanı sıra yeniliklerin derecesi üzerinde de etkili olur. Bu etkinin yenilik derecesini arttırıcı bir etki olması beklenir. Buna göre;

Önerme 6: Soğurma kapasitesi yüksek örgütlerde görülen yeniliklerin derecesinin yüksek olması beklenir.

Daha önce açıklanan konular doğrultusunda, her ne kadar bir örgütün ağ içindeki merkez konumu, yapısal boşlukları birleştirmesi, direkt – dolaylı bağ sayısı veya müşteri – tedarikçi ilişkileri gerek derecesi yüksek, gerekse düşük yenilikler için büyük önem taşıyan yeni bilgiye erişim olanağı sağlasa da, bu bilginin örgüt tarafından soğurulma düzeyinin de önemli olduğu düşünülmektedir. Bir başka ifadeyle, soğurma kapasitesi yüksek olan örgütlerin ağ ilişkilerinden sağlayacağı avantajların, yenilik derecesi üzerinde daha büyük etkiye sahip olması beklenir. Bu durum, yenilik derecesi söz konusu olduğunda, soğurma kapasitesinin ağ düzeneğine ilişkin değişkenler üzerinde düzenleyici bir rol oynadığı anlamına gelir. Buna göre;

Önerme 7: Soğurma kapasitesi yüksek örgütlerde ağ düzeneğine ilişkin değişkenlerin yenilik derecesi üzerindeki etkisinin daha belirgin olması beklenir.

Çalışmanın bu bölümünde, önceki bölümlerde sunulan teorik altyapıdan faydalanılarak oluşturulan kuramsal çerçeve dâhilinde, örgütlerarası ağların yenilik derecesi üzerindeki etkisinin belirlenmesine yönelik çeşitli önermeler geliştirilmiştir. Bundan sonraki bölümde ise, burada sunulan kuramsal çerçeve dâhilinde geliştirilen önermelerden yola çıkılarak oluşturulan hipotezler ve bu hipotezlerin test edilmesi için tasarlanan araştırmaya ilişkin açıklamalar yer almaktadır.