• Sonuç bulunamadı

4.4. Dördüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum

4.4.2. Dördüncü Alt Problemin Mesleki Kıdem Değişkenine

Öğretmenlerin mesleki statü, iş memnuniyeti ve öz yeterlik algı düzeylerinin mesleki kıdem değişkenine göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için elde edilen veriler üzerinden yapılan tek yönlü Anova testi sonuçları Tablo 23’te sunulmuştur.

Tablo 23.

Öğretmenlerin Mesleki Statüsü, İş Memnuniyeti ve Öz Yeterlik Algı Düzeylerinin Kıdem Değişkenine Göre Anova Testi Sonuçları

Ölçekler N X Ss Kareler Top. sd Kareler Ort. F p Fark a η2 ÖMSAÖ 1-5 155 3.37 0.94 GA 12971 4 3.243 3.426 .009* 1-5 > 16-20 6-10 193 3.31 0.97 11-15 165 3.13 1.04 696.612 736 .946 0.018 16-20 107 2.97 1.00 20 - + 121 3.19 0.87 Top. 709.583 740 Toplam 741 3.21 0.97 İMÖ 1-5 155 3.79 0.61 GA 4.689 4 1.172 3.155 .014* 1-5 > 16-20 6-10 193 3.70 0.64 11-15 165 3.66 0.57 273.446 736 .372 0.016 16-20 107 3.53 0.57 20 - + 121 3.77 0.63 Top. 278.136 740 Toplam 741 3.70 0.61 ÖÖYÖ 1-5 155 4.10 0.46 GA .493 4 .123 6-10 193 4.06 0.46 11-15 165 4.11 0.40 145.046 736 .197 .625 .645 16-20 107 4.06 0.43 20 - + 121 4.04 0.45 Top. 145.539 740 Toplam 741 4.07 0.44

Not: N=Örneklem sayısı, X=Ortalama, Ss= Standart sapma, GA=Gruplar Arası, Gİ=Gruplar İçi, sd=Serbestlik derecesi, a: Scheffe, η2:Etki büyüklüğü, * p < .05

Tablo 23 incelendiğinde mesleki kıdem değişkenine göre, öğretmenlerin mesleki statü algı düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için yapılan istatistiksel analiz sonucuna göre grupların puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark gözlenmektedir [F(741) = 3.426, p < .05]. Bu farklılaşmanın hangi gruplar arasında

olduğunu belirlemek amacıyla gruplar karşılaştırılmıştır. Buna göre farklılaşmanın, 1-5 yıl mesleki kıdeme sahip olan öğretmenler ile 16-20 yıl mesleki kıdeme sahip olan öğretmenler arasında olduğu görülmüştür. Ayrıca mesleki kıdem değişkeninin, öğretmenlerin mesleki statü algısı üzerindeki etkisinin (η2=0,018) küçük olduğu görülmektedir. Bu duruma göre 1-5 yıl mesleki kıdeme sahip olan öğretmenlerin (X= 3.37) mesleki statü algılarının, 16-20 yıl kıdeme sahip olan öğretmenlerin (X= 2.97) mesleki statü algılarından yüksek olduğu söylenebilir.

Bu bulgu mesleki kıdemi fazla olan öğretmenlerin, mesleğin statüsünü daha düşük gördüğünü belirtmektedir. Bu iki grubun (1-5 > 16-20 yıl) mesleki statü düzeylerinin farklılaşması, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin daha hevesli ve hırslı olmalarından kaynaklı olabilir. Öyle ki, Yurdakul ve diğerleri (2016)’nin yaptığı çalışmanın bulgularında da, 16-20 yıl mesleki kıdeme sahip olan öğretmenlerin mesleğin statüsünü daha düşük gördüklerine rastlanmıştır.

Tablo 23’e göre mesleki kıdem değişkenine göre, öğretmenlerin iş memnuniyeti algı düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için yapılan istatistiksel analiz

sonucuna göre grupların puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark gözlenmektedir [F(741) = 3.155, p < .05]. Bu farklılaşmanın hangi gruplar arasında olduğunu bulmak

amacıyla gruplar karşılaştırılmıştır. Buna göre farklılaşmanın, 1-5 yıl mesleki kıdeme sahip olan öğretmenler ile 16-20 yıl mesleki kıdeme sahip olan öğretmenler arasında olduğu görülmüştür. Ayrıca mesleki kıdem değişkeninin, öğretmenlerin iş memnuniyeti algısı üzerindeki etkisinin (η2=0,016) küçük olduğu görülmektedir. Bu duruma göre 1-5 yıl mesleki kıdeme sahip olan öğretmenlerin (X= 3.79) iş memnuniyeti algılarının, 16- 20 yıl kıdeme sahip olan öğretmenlerin (X= 3.53) iş memnuniyeti algılarından daha yüksek olduğu söylenebilir.

Bu bulgu, iş memnuniyeti ve hizmet süresi arasında negatif ilişki tanımlayan önceki çalışmaların (Hickson ve Oshagbemi, 1999; Karataş ve Güleş, 2010; Kayabaşı ve diğerleri, 2017; Oshagbemi, 1998, Perie ve Baker, 1997; Skinner, 2008; Şahin, 1999; Tunacan, 2005) sonuçları ile benzerlikler taşımaktadır. 15-20 yıllık hizmet grubunda en az memnuniyetin bulunduğu Riseborough ve Poppleton’un (1991) bulgularını da desteklemektedir. Bu iki grubun (1-5 > 16-20 yıl) iş memnuniyeti düzeyleri, bir dizi farklı faktörle ilişkili olabilir; kariyerlerine yeni başlayan genç öğretmenler hevesli, hırslı ve kariyer ilerlemesiyle ilgilenebilirler (Stello, 2011) ya da 16-20 yıl grubundakiler kariyerleri ortasında stres yaşıyor (Kinman, 2001) olabilirler. Dolayısıyla araştırma bulguları da bu durumlara bağlanabilir. Öyle ki öğretmenlerin kariyerlerinin başında işlerinden yüksek düzeyde memnun olduklarını, kariyer ortasında bunun azaldığını ve sonlara doğru tekrar bir artış yaşandığını gösteren araştırmalar mevcuttur (Chaplain, 1995). Bu çalışmada da ortaya çıkan benzer bulgu, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin, Oshagbemi’nin (1998) belirttiği gibi günümüz bilgi dünyasındaki değişikliklerle başa çıkmalarının daha muhtemel olmasına ve dolayısıyla işlerinden memnun olmalarına yorulmuştur.

Tablo 23’te mesleki kıdem değişkenine göre, öğretmenlerin öz yeterlik algı düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için yapılan istatistiksel analiz sonucuna göre grupların puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark olmadığı gözlenmiştir [F(741) = 0.625, p > .05]. Bu duruma göre farklı mesleki kıdeme sahip

öğretmenlerin öz yeterlik algı düzeylerinin benzer olduğu söylenebilir.

Bu bulgu şaşırtıcı olarak nitelendirilebilir. Bandura (1997), yaşın yeterlikle ilişkili olmadığını, çünkü yaşam boyunca birçok yol olduğunu ve yeterliklerin, herhangi bir dönemde insanların yaşamlarını ne kadar etkili bir şekilde yönettikleri ile belirlendiğini vurgulamakta ve doğrudan deneyimlerin ise, ana yeterlik inancı kaynağı

olarak tanımlamaktadır. Tsui (1995: 372) de “öğretmenlik ortamında yıllara dayanan öğretim deneyiminin, öğretmenlik yeterlik duygularını biçimlendirmede önemli bir faktör olduğunu” belirtmektedir. Dolayısıyla deneyim, öğretmenin yeterlik duygusunda kilit bir bileşen olabilir. Ancak Hoy ve Woolfolk (1993) tarafından yapılan bir araştırma, öğretmen öz yeterliği ile yılların öğretme deneyimi arasında zayıf korelasyonlar belirlemiştir. Bununla birlikte, Coladarci ve Breton’un (1997) çalışması, kıdem ve öz yeterlik arasında zayıf, ancak anlamlı pozitif bir ilişki bulmuştur. Buna karşılık, Tschannen-Moran ve Woolfolk-Hoy (2001)’un çalışmasında kıdemli ve yeni başlayan öğretmenler arasında öz yeterlikleri açısından önemli farklılıklar olduğu ortaya çıkmıştır. Imants ve De Brabander (1996) de, mesleki kıdemin öğretmen öz yeterliğini etkilediği sonucuna varmıştır. Bunlarla birlikte diğer bazı çalışmalarda deneyimi az olan öğretmenlerin (beş ya da daha az deneyime sahip olanlar) öğretmenlik becerilerinde daha deneyimli meslektaşlarına göre kendilerini yeterli hissetme olasılıkları daha düşük bulunmuştur. Tecrübeli ve yeni başlayan öğretmenler arasındaki öz yeterlik farklılıklarının en çok belirgin olduğu uygulamaların, sınıf yönetimi ve çeşitli uygulamaların kullanımı ile ilgili olduğu belirtilmiştir (OECD, 2016). Ayrıca daha deneyimli öğretmenler, değerlendirme stratejilerini değiştirebilme yeteneklerine daha fazla güvenmektedirler. Bu bulgu, deneyimin öğretmenlerin sınıflarını daha iyi yönetmek için çeşitli beceriler geliştirmelerine, öğretme ve değerlendirme stratejilerini denemelerine daha özel olarak yardımcı olduğunun bulunduğu daha önceki araştırmaları desteklemektedir (Chetty, Friedman ve Rockoff, 2014; Kane, Rockoff ve Staiger, 2008). Bu tür bulgulara sahip araştırmaların aksine Kayabaşı ve diğerleri (2017) ise araştırmalarında kıdemi daha az olan öğretmenlerin öz yeterlik algılarının daha yüksek olduğunu bulmuşlardır. Ayrıca Ekici (2006), Gençtürk ve Memiş (2010), Saracaloğlu ve Yenice (2009), Üstüner ve diğerleri (2009), Yurdakul ve Bostancı (2016) araştırmalarında öğretmenlerin öz yeterlik algılarının mesleki kıdemlerine göre farklılaşmamadığını tespit etmişlerdir. Bu çalışmaların bulguları araştırma bulgusu ile paralellik göstermektedir. Öğretmenlerin öz yeterlik algılarının mesleki kıdemlerine göre farklılaşmaması bulgusu, özellikle mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin öz yeterlik algılarının deneyimden bağımsız olarak yüksek düzeyde olduğunu göstermektedir.

4.4.3. Dördüncü Alt Problemin Mezuniyet Durumu İlişkin Bulgular ve