• Sonuç bulunamadı

Dönemin Gençlik Hareketlerinde Ulus Devletin Ġzini Sürmek

3. TOPLUMSAL BĠR KATEGORĠ OLARAK GENÇLĠĞĠN ORTAYA ÇIKIġI

5.10. Dönemin Gençlik Hareketlerinde Ulus Devletin Ġzini Sürmek

Ulus devletlerin oluĢum süreçlerinde önemli bir rol üstlenen gençlik, birçok totaliter ideolojinin de simgesi haline gelmiĢ adeta rejimle özdeĢleĢtirilmiĢtir. Gençler, siyaset sahnesine rejimi, ilerlemeyi, geleceği temsil eden, rejimin koruyucu ve kollayıcıları olan özneler olarak çıkmıĢlardır. Cumhuriyet‟ in ilanıyla birlikte Türkiye‟de de durum bundan farklı olmamıĢ, gençler ulus devlet ile özdeĢleĢtirilerek siyaset eksenlerini belirlemeye çalıĢmıĢlardır640.

Gençlerin siyasal sahnede göründüğü önemli olaylardan biri; baĢlangıçta yarım ücretle seyahat hakkı gibi ekonomik temelli bir talep gibi görünerek zamanla siyasal bir nitelik kazanmıĢ olan Ġstanbul‟daki Belçikalı Tramvay Ģirketini protesto olayıdır641. Olaylar öğrencilerin tramvaya yarı ücret ödemek istemesiyle baĢlamıĢ fakat kısa sürede tüm yabancı Ģirketlere karĢı bir protestoya dönüĢmüĢtür. Milli Türk Talebe Birliği‟ nin de önemli rol oynadığı olaylarda Darülfünun Emini Ġsmail Hakkı‟ nın öğrencilerin yanında yer aldığı Ģu sözlerine yansımaktadır:

“Talebe Darülfünun talebesidir. Haksızlığa ve insafsızlığa karĢı hareket etmek en tabii vazifesidir. Hürriyet ve

637

Necmeddin Sadak, Sosyoloji (Liseler Ġçin Yeni Programa Göre YazılmıĢtır), Ġstanbul: Devlet Matbaası, 1936, s. 43.

638 Mustafa Asım Köksal, Gençlere Din Kılavuzu Ġman ve Ġbadet Yolu, Ankara: Yeni Cezaevi

Basımevi, 1946. Genç Müslümanın Kitabı, haz. Heyet, Ġstanbul: Tan Matbaası, 1947. Ġsmail Hakkı Ġzmirli, Gençlere Din Dersleri, Ġstanbul: Hilmi Kitabevi, 1947.

639 Genç Müslümanın Kitabı, s. 9.

640 Lüküslü, Türkiye’de Gençlik Miti, s. 15.

169

inkılap hissiyle mücehhez olmayan talebeye Darülfünun talebesi denmez642”.

Milli Türk Talebe Birliği‟ nin 1920‟ lerin sonlarında güçlenmesiyle öncülük ettiği 20 ġubat 1928 tarihli “VatandaĢ Türkçe KonuĢ Kampanyası”643 ile vatandaĢları yerli malı kullanmaya yönlendirmek için düzenlenen 4 Nisan 1929 tarihli “Yerli Malı Kullanma Mitingi” nde de yeni ulus devletin rol biçtiği gençliğin inkılaplar doğrultusunda hareket ettiği ve bu rolü içselleĢtirdiği görülmektedir. Devrimlerin güvencesi olarak görülen gençlik Vagon-Li olayında da sahnededir. 24 ġubat 1933‟ te Cumhuriyet Gazetesi‟ nde yer alan haberde Vagon-Li adlı yabancı Ģirketin Türkçe konuĢmayı yasakladığı yönündeki haberi üzerine üniversiteliler “yaĢasın Türk yaĢasın Türkçe” sloganlarıyla Ģirketi protesto etmiĢtir. ġunu belirtmek gerekir ki, bu protesto zaman zaman Ģiddete dönüĢmüĢ Ģirketin camları kırılmıĢ, büro malzemeleri tahrip edilmiĢ ancak sorumlular hakkında hiçbir iĢlem yapılmazken olayda etkin rol oynayan Milli Türk Talebe Birliği‟ ne tebrik telgrafları yağmıĢtır. Kabacalı bu durumu olayların hükümet güdümlü olduğu gerekçesiyle açıklamaktadır644. Gençlerin Türkçeye karĢı hassasiyet göstererek olaylara olan Ģiddetli tepkilerinin, öz Türkçe çabalarının ve Türk diline sahip çıkan bir toplum yaratma projesinin yoğunlaĢtığı bir dönemde gerçekleĢmiĢ olması, gençliğin, ulus devletin milliyetçi karakteri doğrultusundaki refleksleridir645

. Buna örnek olarak gösterilebilecek bir baĢka gençlik hareketi ise, Razgrad Olayı olarak bilinen Bulgaristan‟ daki Türk mezarlığının yüzlerce kiĢi tarafından tahrip edildiğine dair bir gazete haberi üzerine çıkan olaylardır. Milli Türk Talebe Birliği diğer öğrenci kuruluĢlarını olayı protestoya çağırmıĢtır. Olaylar 23 öğrencinin tutuklanmasıyla sona ermiĢ, hükümet ise yayınladığı bildiride Milli Türk Talebe Birliği‟ nin feshine karar verdiğini ifade etmiĢtir646. Birliğin kapatılmasına neden olan olay ise, 1936‟ da Hatay‟ da Türklere yapılan haksız muameleleri gerekçe göstererek izinsiz düzenlenen mitingdir. Milli Türk Talebe Birliği iktidar söylemi doğrultusunda hareket eden Türkçü, laik ve antikomünist bir yapı da olsa bu izinsiz gösteri onların sonu olmuĢtur.

1940‟ lara yaklaĢırken sadece sağ kanat gençliğini temsil eden Milli Türk Talebe Birliği kapatılmakla kalmamıĢ sol kanatta gerçekleĢen gençlik olaylarında

642 Dölen, Türkiye Üniversite Tarihi 2 Cumhuriyet Döneminde Osmanlı Darülfünunu, s.115. 643 Milli Türk Talebe Birliği, 3 Mart 1933‟ te Türkçe KonuĢ mitingi düzenlemiĢtir. Kabacalı, a.g.e. s.72. 644 Kabacalı, a.g.e., s.75.

645 Milli Türk Talebe Birliği, 1933 yılındaki kongresinde “bozkurt”u amblem olarak seçmiĢ ve bu

amblemin üniversitelilerin giydiği kasketlerde yer alması yönünde karar vermiĢtir. Birlik aynı yıl Cumhuriyet Bayramı‟ na da lacivert renkli önünde kabartma madeni kurtlu birlik arması bulunan Ģapka ile katılmıĢtır. Ġlhan Darendelioğlu, Türkiye’ de Milliyetçilik Hareketleri, (3. Baskı) Ġstanbul: Toker Yayınları, 1976, s.64.

170

ağır cezalar söz konusu olmuĢtur. Örneğin, Harp Okulu öğrencilerinden Ömer Deniz‟ in, Ģair Nazım Hikmet‟ i ziyareti Nazım Hikmet ve birçok gencin ağır cezalara çarptırılmasıyla sonuçlanmıĢtır. Konuya bir baĢka örnek de bir donanma erinin “sol görüĢlü” kitaplar okuduğu gerekçesiyle yargılanması ve 18 yıla mahkum edilmiĢ olmasıdır647

. Tüm bu olayların da Türkiye Komünist Partisi‟ nin bir organı olan Türkiye Komünist Gençler Birliğine darbe vurmayı amaçladığı söylenebilir.

1940‟ lardan itibaren gerek sol gerekse sağ gençlik hareketlerinde ve örgütlerinde siyasal varyasyonlar göze çarpmaktadır. Özellikle 10 Haziran 1946‟ da Cemiyetler Kanununda yapılan değiĢiklikle dernekleĢme konusunda bir canlılık yaĢanmıĢtır648. Ġstanbul Üniversitesi Talebe Birliği ve Ġktisat Fakültesi Talebe Cemiyeti, Ġlerici Gençler Birliği, Ġstanbul Yüksek Tahsil Gençlik Derneği, Türkiye Gençler Derneği sol tandanslı gençlik örgütlenmeleri arasında sayılabilir. 1947‟ de yeniden kurulan Milli Türk Talebe Birliği‟ nin ise Cumhuriyet Halk Partisi‟ yle uyum içinde olduğu görülmektedir. 1946‟ da kurulan Türk Kültür Ocağı, Türk Kültür ÇalıĢmaları Derneği ve 1947‟ de kurulan Türk Gençlik TeĢkilatı ise sağ tandanslı gençlik örgütlenmeleri arasında yer almaktadır. Bu üç teĢkilat 1950‟ de Milliyetçiler Federasyonu çatısı altında birleĢeceklerdir649.

1940‟ lı yılların gençlik olaylarından biri Tan Gazetesi olayıdır ki, bu olay sonraki gençlik hareketlerine de yön vermesi ve dönemin siyasal ortamını göstermesi açısından önemli bir geliĢmedir. Tan Gazetesi bu dönemde ülkedeki tek parti rejiminin en sert muhalifi durumundadır. Gazetede çıkan komünistliğin değil ama faĢistliğin suç olduğuna dair fikirlerin yer aldığı Sabiha Sertel yazısından sonra 4 Aralık 1945‟ te üniversiteli gençler gazete binasına saldırmıĢ ve tahrip etmiĢtir. Olaylar sadece Tan Gazetesi‟ yle sınırlı kalmamıĢ kısa sürede sol görüĢlü yayın yapan çeĢitli dergi, gazete ve basımevi binalarına yönelmiĢtir. Olayın demokrasi yolundaki Türkiye‟ de sosyalistlerle Demokrat Parti‟ yi kurmak üzere olan grup arasındaki iliĢkileri sekteye uğratma amaçlı olarak Cumhuriyet Halk Partisi güdümlü

647 Kabacalı, a.g.e., s. 81.

648 M. ġehmus Güzel, 1940‟ larda Öğrenci, Gençlik Dernekleri ve Eylemler I, Tarih ve Toplum Dergisi,

S. 55 (Temmuz 1988), s.38.

649 Kabacalı, a.g.e., s.100. 1940‟ ların ikinci yarısından itibaren üniversitelerde farklı siyasal

varyasyonlar etrafında hareketlenen olayların tartıĢıldığı eserlerin kaleme alındığı görülmektedir. Örneğin, Osman Turan‟ ın “Gafletten Uyanalım!.. Üniversitedeki AĢırı Solcu Hocalar Meselesi” adlı eserinde solculuk tıbbi bir ruh hastalığı olarak tanımlanmıĢ, salgını önlemek için kordon altına alınması ve üniversitelerin bu durumdan arındırılması gerektiği iddia edilmiĢtir. Osman Turan, Gafletten Uyanalım!.. Üniversitedeki AĢırı Solcu Hocalar Meselesi, Ankara: DoğuĢ Matbaası, 1948, s.32. Mehmet Öğder ise, “Üniversitelerdeki Geri ve Ġnhisarcı Zihniyet Niçin Devam Ediyor?” baĢlıklı çalıĢmasında bu sorunun cevabını üniversitelerde oluĢan itaatkar bir zümreden bahsetmekte ve bunların hiçbir araĢtırma yapmadan klikler tarafından himaye ve terfi edildiğinden yakınmaktadır. Mehmet Öğder, Üniversitelerden Soruyoruz? Üniversitelerdeki Geri ve Ġnhisarcı Zihniyet Niçin Devam Ediyor?, Ġstanbul: Duygu Matbaası, 1947, s. 9.

171

olduğu bilinmektedir650. Parti sol muhalefeti komünistlikle suçlayarak susturmak istemiĢtir651. Buna benzer bir baĢka örnek, solcu olarak bilinen Prof. Dr. Pertev Naili Boratav‟ ın 3 Mart 1947‟ de Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi‟ nde yapılması planlanan konferansının bir grup öğrenci tarafından basılıp protesto edilmesidir. Olaylar bununla sınırlı kalmamıĢ, mitinge izin verilmediği halde gençler Ulus Meydanı‟ nda miting düzenlemiĢlerdir. Öğrencilerin komünizm karĢıtı eylemleri 1947‟ de rektör Aziz ġevket Kansu‟ nun da istifa etmesine neden olmuĢtur. Bu konu Mecliste üniversiteden solcuların çıkarılması sorunu olarak görüĢülmüĢ ve 1950‟ de üç akademisyenin Türkiye‟ yi terk etmelerine kadar sürmüĢtür652

.

Yeni ulus devletin kurucu ideolojisine uygun tavır içindeki gençlik, SSCB‟ nin doğu illerini istediği gerekçesiyle 4 Ocak 1946‟ da Ankara‟da bir protesto gerçekleĢtirmiĢlerdir. 1948 yılında da birçok adanın Yunanistan‟ a terki ve Türklere yapılan zulüm söylentileri Ankara‟ daki üniversite gençliğince protesto edilmiĢtir. 23 Mayıs 1949‟ da ise Atina‟ da Türk milli sporculara yapılan hakaretler nedeniyle Ġstanbul Üniversitesi Talebe Birliği ve Ankara Üniversitesi Talebe Birliği protesto gösterisi düzenlemiĢlerdir653.

Gençler söz konusu dönem boyunca düĢman olarak gördükleri, SSCB, Yunanistan veya komünizme karĢı hareket ederek siyaset eksenlerini belirlemeye çalıĢmıĢlardır. Rejimin koruyucusu olma güdüsüyle hareket eden gençlik, rejimin ve devrimlerin simgesi olma görevini yerine getirme çabası içinde olmuĢtur.

650 Dönemin dikkat çekici geliĢmelerinden biri de Ġstanbul Üniversitesi öğrencilerinden bir kısmının 25

ġubat 1947‟ de Demokrat Parti Genel Merkezini ziyaretleridir.

651 Gençler Tan Gazetesi binası ve basımevinin yanında, Berrak Kitabevi, Yeni Dünya Gazetesi, ABC

Kitabevini tahrip etmiĢlerdir. Olaylar Bursa, EskiĢehir, Adana, Ġzmir, Ankara‟da da yankı bulmuĢ GörüĢler Dergisi‟nin yakılmasıyla devam etmiĢtir. Güzel, a.g.m., s. 40.

652 Pertev Naili Boratav Fransa‟da, Muzaffer ġerif BaĢoğlu ABD‟de, Niyazi Berkes ise Kanada‟ da

akademik kariyerlerini sürdürmüĢlerdir. Yılmaz, a.g.e., s. 49.