• Sonuç bulunamadı

Cinsiyet Faktörünün Trafik DavranıĢı Üzerindeki Etkileri

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

2.3. Cinsiyet Faktörü ve Trafik

2.3.1. Cinsiyet Faktörünün Trafik DavranıĢı Üzerindeki Etkileri

Toplumlar insanlardan meydana gelir. Ġnsanlar da kadın ve erkek olmak üzere iki cinsten oluĢur. Doğan her birey cinsiyetinin dıĢında toplumsal bir cinsiyete sahip olur. Kültürle birlikte toplumsal cinsiyet rollerini öğrenir. Bir diğer ifadeyle her toplumda kadın ve erkeğe farklı roller yüklenmektedir. Buna göre cinsel kimlikler, cinsiyet rolleri toplumsal ve kültürel olarak yüklenir (Tunç,2014).

Toplumsal cinsiyet tartıĢmaları, sosyal bilim disiplinlerinin her birinde farklı Ģekillerde yapılmaktadır. “Toplumsal cinsiyet” kavramı, sosyo-psikolojik ve kültürel alanı vurgulamak ve biyolojik olandan ayırmakta kullanılmaktadır. Bunun yanında sosyal yönden kadın ve erkeğe, kültürden kültüre değiĢen roller verilmektedir. Dolayısıyla kadın ve erkek arasındaki farklılaĢma, biyolojik özelliklerinin yanında içinde yaĢadıkları toplumun etkisiyle inĢa edilmektedir (Hacısalihoğlu, 2017).

Toplumsal cinsiyet kalıp yargıları bireyin yaĢamını etkileyen önemli faktörler arasında yer almaktadır. “Toplum tarafından kadınların ve erkeklerin sahip oldukları düĢünülen kiĢilik özellikleri genel olarak kadınsı (feminen) ve erkeksi (maskülen) özellikler olarak gruplandırılmaktadır. Kadınlardan toplum tarafından kabul gören kadınsı özelliklere sahip olup, erkeksi özellikleri taĢımamaları; erkeklerden ise erkeksi özelliklere sahip olup kadınsı özellikler göstermemeleri beklenmektedir. Bu konuda kadınlara ve erkeklere atfedilen toplumsal cinsiyet kalıp yargıları incelendiğinde erkeksi özelliklerin atılgan, korkusuz, akılcı, güvenli, bağımsız, soğukkanlı, güçlü, katı, saldırgan, aktif; kadınsı özelliklerin ise sevecen, duygusal, hassas, ılımlı, Ģefkatli, boyun eğen, narin, pasif gibi sıfatlarla tanımlandığı belirlenmiĢtir. Bu özellikler değerlendirildiğinde, kadınlara pasif, edilgen bir rol uygun görülürken; erkeklere aktif, etken bir rol uygun görülmektedir” (Esen vd., 2017).

DavranıĢ, tutum ve rollerle ilgili olan erkeklik ve kadınlık iki farklı boyutu ifade etmektedir. Toplumlar için bu ayrım önemlidir, bu nedenle de alanları net bir Ģekilde ayrılmıĢtır. Buna göre birey ya erkektir ya da kadındır. Toplum bireyden, biyolojik cinsiyetlerine göre davranıĢlar sergilemelerini ister; hazırladığı davranıĢları kabullenmesini ve uygulamasını bekler. Cinsiyet temelli davranıĢların, rol ve tutumların herhangi bir Ģekilde birbirine karıĢtırılmasına izin vermez. Bu konudaki ihmalkârlık ve umursamazlıkları anında tepki ile karĢılar (VatandaĢ, 2011).

Türkiye'de sürüĢün çoğunlukla erkekler tarafından yapılan bir faaliyet olduğu bir gerçektir. Türkiye'de daha önce erkeklere yönelik bir yetenek ya da iĢ olarak algılanan sürücülük, sosyo-ekonomik ve kültürel geliĢmelerin etkisi ile birlikte kadınlarda bu

alanda daha aktif hale gelmiĢlerdir (Erjem, 2012). Trafikte kadınların görünürlüğünün artması, yani hem araç kullanan hem de araç sahibi olan kadınların sayı bakımından artması, anlamlandırılması gereken yeni bir durum olarak karĢımıza çıkmakla birlikte bu durum aynı zamanda bağımsız hareketliliğe eriĢmenin, erkeğe ait bir alana girmenin ve belli bir pozisyonun simgesi olduğundan mevcut erkek egemen sistemine tehdit olarak görülmektedir (URL01).

Kadın ve erkek sürücüler trafikte farklı davranıĢ sergilemektedir. Biyolojik yapıları, fiziksel yapıları, ihtiyaçları, beklentileri ve duyguları birbirinden farklı olan iki cinsin trafikteki algılarının, tutumlarının ve davranıĢlarının farklı olması olasıdır. 2017 yılı itibariyle sürücü belgesine sahip olan kadın sürücü sayısı 6 milyon 796 bin 461‟i bulmuĢtur. Bu sayının yaklaĢık 3 katını da erkek sürücüler oluĢturmaktadır (Delice, 2012). ÇeĢitli araĢtırmalar incelendiğinde; “Kadın ve erkek sürücülerin saldırgan sürüĢ açısından farklı tutumlar sergiledikleri görülmektedir. Erkek sürücüler kadın sürücülere göre saldırgan sürüĢ davranıĢlarını daha çok sergilemektedirler. Bazı araĢtırmalarda, araç kullanırken erkek ve kadın sürücülerin öfke ve saldırganlık düzeylerinin çok benzer olduğu, öfke ifadelerinin ve saldırgan davranıĢların ise farklılaĢtığı görülmektedir. Erkek sürücüler kadınlara göre; kindar olmaya, fiziksel olarak saldırganlığı düĢünmeye ve fiziksel ve sözel saldırganlığa daha eğilimlidirler” (Çınar, 2007).

Kadın sürücülerle ilgili halk arasında yaygın olan ancak objektif olmayan algılar vardır. Sosyal yaĢamda cinsiyete iliĢkin pek çok basmakalıp olduğu gibi karayolu içinde kadın sürücülerin iyi sürücü olmadığı, bu konuda becerikli olmadıkları Ģeklinde bir kliĢe vardır. Örneğin bir otobüsün içinde yolculuk ettiğinizde ve öndeki sürücü beklenilmeyen, tereddütlü veya tutuk bir sürüĢ sergilediğinde “ĠĢte kadın sürücü” söylevini iĢitebilirsiniz (Ünal, vd., 2017). Ayrıca medyada yapılan haberlerle de kadın sürücüler hakkında bir ön yargı oluĢturulmuĢtur. Ancak gerçekte kadın sürücülerin trafiğe etkileri deneysel olarak incelememiĢtir. Kadınlarla erkeklerin birbirlerinden fiziksel, psikolojik, duygusal, vb. yönlerden farklı oldukları literatürde yaygın olarak rapor edilmiĢtir. Ayrıca bu farklılıkların bu iki cinsiyet arasında farklı davranıĢlara yol açtığı da belirtilmektedir. Bu farklılıkların trafik alanında da etkileri olabilir (Delice, 2012).

Sürücü öfke ifadesi ile ilgili yapılan çalıĢmalarda, “genç ve erkek olmanın, yaĢlı ve kadın olmaya göre saldırgan eğilim üzerinde daha etkili olduğu belirlenmiĢtir. Sürücü öfkesi ve sürücü öfke ifadesi ile cinsiyet arasındaki sözü geçen iliĢkilerin yanı sıra, toplumsal cinsiyet rollerinin de sürücü öfke ve öfke ifadesi üzerinde önemli

etkilerinin olduğu vurgulanmaktadır. Kadınların ve erkeklerin öfke ve öfke ifadeleri farklılaĢsa da, asıl belirleyici farkı yaratanın biyolojik cinsiyet değil, cinsiyet rolleri olduğu da düĢünülmektedir Buna göre, kiĢilerin sahip oldukları maskülen ve feminen özelliklerin, özellikle gösterdikleri öfke ifadeleri üzerinde belirleyici rol oynayacağı düĢünülmektedir” (AkĢar vd.,2018).

Sürücülerin cinsiyete bağlı olarak kaza yapma sıklığı farklılaĢmaktadır. Erkeksilik oranı yüksek olarak nitelendirilen ''maçoların'', sıradan ve saldırgan ihlal boyutunda diğer sürücülere göre daha fazla kural ihlali yapmaktadırlar. Aynı zamanda, kendi davranıĢlarına aĢırı güvenen sürücülerin, trafikte her türlü tehlikenin üstesinden gelebileceğini düĢünerek, sürat yapıp risk almaktadırlar. Bu yaklaĢım ise çoğunlukla trafik kazası ve can kayıplarıyla sonuçlanmaktadır. Erkekler kadınlara oranla daha fazla kural ihlali yapmakta olup, kadın sürücüler trafik güvenliğine daha fazla önem vermekte ve temkinli araç kullanıp hız limitlerini fazla aĢmamaktadırlar (Lajunen, vd.,2002).