• Sonuç bulunamadı

1.4.5. Stres

1.5.1.2. Cinsiyet Faktörü

Kişilik tiplerine göre mobbing olgusuna yaklaşımlar farklılık göstermektedir. Bazı çalışanlar, bazı tutum ve davranışları mobbing olarak algılayıp onunla mücadele ederken, başka çalışanlar aynı tutum ve eylemleri mobbing olarak görmeyip bunları iş yaşamında gayet doğal bir durum gibi değerlendirebilmektedirler. Başka bir anlatımla hangi eylemlerin mobbing olarak kabul edilip edilmediği çalışanların kişilik özelliklerine, kültürlerine, değer yargılarına, dünya görüşlerine ve inançlarına göre değişebilmektedir (Tutar, 2004: 14).

A tipi kişilik yapısına sahip olanlar gayet hızlı düşünürler, pratik zekaya sahiptirler; birkaç görevi aynı anda yapabilirler, belirli bir zamanda azami düzeyde sonuç elde etmeyi başarabilirler (Hammer ve Organ, 1978: 272).

B tipi kişilik yapısına sahipolanlar rahat, uysal ve az rekabetçi insanlarıdır. A tipi kişilik sahipleri küçük ayrıntılara takıldıkları halde, B tipi kişilik sahipleri olaylara farklı açılardan bakabilmektedirler. Hayata dair fazla bir beklentileri yoktur, daha az telaşları vardır, kaygı düzeyleri daha düşüktür (Can, 2007: 137).

A tipi kişilik yapısına sahip olanların mobbinge maruz kalma ihtimalleri daha yüksektir. B tipi kişilik yapısında olanların da mobbing mağduru olma ihtimalleri bulunmaktadır; ancak bunlar mobbing karşısında kendi kafalarına göre hareket etmemekte, daha kontrollü ve dengeli tepkiler göstermektedirler (Can, 2007: 137)

Günel (2011: 60) tarafından yapılan bir araştırmada işletme çalışanlarının mobbing davranışlarına maruz kalmalarında sahip oldukları kişilik özelliklerinin oldukça etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

1.5.1.2. Cinsiyet Faktörü

Mobbing, cinsiyet farklığı gözetmeden, potansiyel bir risk alanı oluşturmaktadır. Ancak kadın çalışanların mobbing olayıyla daha sık yüzleştiği bir gerçektir. Kadın istihdamının nispi olarak daha düşük olduğu alanlarda kadın çalışanlar erkeklere göre daha yaygın ve sistemli mobbinge maruz kalmaktadır. Bunun muhtemel bir nedeni kadın çalışanların bu tür davranışlara kolay tepki verememeleri ve duyarlı olmaları olabilir. Diğer bir neden ise, kadınların sosyal güvencenin daha düşük olduğu işlerde çalışması olabilir (Akgeyik vd., 2007: 236).

Avrupa Çalışma Koşulları Araştırması (2000) kadınların erkeklere göre daha fazla mobbinge maruz kaldıklarına işaret etmektedir. Söz konusu araştırmaya göre,

18

kadın çalışanların %10’u, erkek çalışanların ise, %7’si mobbing riskiyle karşı karşıyadır (Paoli ve Merllie, 2001: 30). Avrupa Parlamentosu’nun “İşyerinde Tacize İlişkin Çözüm” (2001) raporu kadınların, dikey ve yatay düzeyde erkeklere oranla daha çok tacize uğradığını göstermektedir (Akgeyik vd., 2007: 238).

Fransız Ekonomik ve Sosyal Komitesi’ne göre, tipik mobbing mağdur profili, işe yeni başlayan veya 40 ve üzeri yaş grubunda olan kadınlardır. Mağdurların %70’ini kadınlar oluşturmaktadır. Bu sonuçlar aslında Avrupa düzeyinde gerçekleştirilen araştırmalarla örtüşmektedir. Kadınlar erkeklerden farklı biçimlerde tacize uğramaktadır. Mobbing ve cinsel taciz birbirini tetiklemektedir (Ferrari, 2004: 5). Aşağıda yer alan tabloda, çeşitli ülkelerdeki işyerlerinde mobbing mağdurlarının sayılarına ilişkin yüzdesel değerler sunulmaktadır. Sayısal veriler, International Crime (Victim) Survey’den (1996) elde edilen sonuçların, 18 Ağustos 1998’de güncelleştirilmiş halini yansıtmaktadır (Ascenzi ve Bergagio, 2000: 11).

Tablo 3

Dünyada Mobbing Mağdurlarının Sayılarına İlişkin Yüzdesel Değerler

Bölge/Ülke Erkek Mağdurlar Kadın Mağdurlar

Batı Avrupa 3,6 3,6 Avusturya 0,0 0,8 İngiltere 3,2 6,3 Kuzey İrlanda 2,3 3,7 İskoçya 3,1 2,6 Finlandiya 3,1 4,3 Fransa 11,2 8,9 Hollanda 3,6 3,8 İsveç 1,7 1,7 İsviçre 4,3 1,6 Geçiş Ülkeleri 2,0 1,4 Arnavutluk 0,4 0,4 Çek Cumhuriyeti 1,9 0,8 Ermenistan 1,7 0,9 Macaristan 0,6 0,0 Kırgızistan 2,5 3,4 Litvanya 1,0 0,8 Makedonya 0,8 0,5 Moğolistan 0,9 1,3 Polonya 8,7 4,1 Romanya 0,4 0,5 Rusya Federasyonu 3,2 2,4 Yugoslavya 3,9 5,0 Kuzey Amerika 1,0 4,2 Kanada 1,9 3,6

Amerika Bir. Dev. 6,1 11,8

Latin Amerika 0,4 0,9

19 Bolivya 0,8 1,4 Brezilya 0,4 1,0 Costa Rica 0,3 1,1 Asya 0,5 0,8 Endonezya 2,3 1,9 Filipinler 0,7 0,7 Afrika 3,2 4,3 Güney Afrika 3,0 0,7

Kaynak: (Ascenzi ve Bergagio, 2000: 11)

Salin ve Hoel (2003: 40), kadınların erkeklerden farklı dünya görüşüne ve becerilere sahip olduklarını, kadınların işteki sorunları eve taşıdıklarını ve kadınlar arasındaki rekabetin erkeklere göre daha yoğun olduğunu belirtmektedirler. Bütün bunlar mobbing davranışlarının kaynağını oluşturmaktadır.

Kadınların ve erkeklerin mobbing kurbanı veya uygulayıcısı olmalarında farklılık bulunmamaktadır. Mobbing mağdurlarının % 58’i kadınlar, % 42’si ise erkeklerdir. Mobbing mağdurunun kadın olduğu durumlarda, mobbingin % 63’ü kadınlar tarafından yapılmaktadır. Mobbing mağdurunun erkek olduğu durumlarda ise mobbingin %62’si erkekler tarafından yapılmaktadır. Diğer bir ifadeyle çoğu mobbing olayı hemcinslerin birbirini taciz etmesinden başka bir şey değildir. Kadınlar mobbing olaylarının 80’ninde mağdur durumundadırlar (Namie, 2003).

Türkiye’de kamu çalışanı beyaz yakalılar üzerine yapılan bir araştırmada ise mobbing vakalarının %50’sinde kurban ve mobbingci aynı cinsiyettendir. %12’sinde ise birisi karşı cinstendir. Geri kalan %38’inde ise hem erkek hem de kadın, tacizci olabilmektedir (Bilge vd., 2006: 229).

Türkiye’de yapılan başka bir araştırmada ise, erkeklerin erkeklere, kadınların da kadınlara mobbing uyguladıklarını göstermektedir. Bir araştırmanın sonuçlarına göre kadın zorbaların % 84 oranında kadınlara yönelik mobbing uyguladığını ortaya koymuştur. Bir başka çalışma ise kadın çalışanların sağlıkta %44,2, sanayide %50, eğitimde %27, finansta %38 oranında mobbinge maruz kaldıklarını ortaya koymuştur (Arpacıoğlu 2003; Koçak ve Hayran 2011, Akt: Deliveli ve Erkan, 2013: 76).

Gökçe’nin (2006), ilköğretimde çalışan öğretmen ve yöneticiler üzerinde yaptığı çalışmasının sonuçlarına göre kadın öğretmenler erkek öğretmenlere göre daha fazla mobbinge maruz kalmaktadır. Kadın öğretmenler daha çok iletişim, sosyal ve mesleki konularda mobbinge maruz kalırken erkek öğretmenler kişisel ve şiddet içerikli mobbing davranışlarına maruz kalmaktadırlar.

20

Akademik bir kurumda gerçekleştirilen bir diğer araştırmaya göre mobbing uygulanma düzeyi %15,8 olarak saptanmıştır. Cinsiyete göre ise istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (Tanoğlu, 2006: 58). Tekstil sektöründe yapılan bir araştırmada da mobbingin cinsiyet değişkeni açısından anlamlı bir farklılık göstermediği, daha çok üstler tarafından uygulandığı sonuçlarına ulaşılmıştır (Işık 2007: 82).

Kamu sektöründe yapılan bir araştırmaya göre ise kadınlar erkeklere göre daha fazla oranda mobbinge maruz kalmaktadır. Araştırmacılar bu sonucu “Türk toplumunun ataerkil özelliklerine”, “erkek çalışanların ve yöneticilerin kadınlara sayısal üstünlüğüne” ve “kadınların psikolojik yapılarının daha yıpranabilir” olmasna bağlamaktadırlar (Yılmaz vd., 2008:352).

Sonuç olarak, kadınların erkeklerden daha fazla tacize uğradığı tam olarak teyit edilmemiş olsa da, genel kanı bu yöndedir. Gerçekte istatistikler, farklı ülkelerdeki sonuçları ortaya koymuş olsa da cinsiyet farklılıklarının mobbinge etkisini tam olarak yansıtamamaktadır (Ferrari: 2004: 6).