• Sonuç bulunamadı

CHP’nin 7.Büyük Kurultayı ve Etkileri

Belgede Hasan Saka (1885-1960) (sayfa 87-91)

I. Hayatı

I.4. Eserleri

5.4. CHP’nin 7.Büyük Kurultayı ve Etkileri

Recep Peker Hükümetinin istifası ve yerine Hasan Saka’nın göreve gelişiyle dahili siyasi hayatta huzur ortamı kendini göstermeye başlamıştı.360 Bunda uysal tabiatlı, temkinli ve ılımlı Hasan Saka etkisinin yanında, 12 Temmuz Beyannamesiyle düşen siyasi tansiyon ve beyanname sonrasında tek parti döneminin bütün özelliklerini şahsında ve icraatlarında taşıyan Recep Peker’in görevi bırakması da etkili olmuştu. 12 Temmuz Beyannamesiyle ortaya çıkan İnönü-Peker anlaşmazlığı veya aşırılar-ılımlılar çatışmasının yaklaşan büyük kurultayda daha şiddetli cereyan etmesi beklenmekteydi.361

357 Karpat, age., s. 188.

358 Yargılananlar beraat etmişlerdi. Ayın Tarihi, sayı: 171 Mart 1948, s. 20-26. aslında kabine değişikliğinin o dönemde gayet normal karşılandığını anlıyoruz. Çünkü aynı şey DP istikrarı döneminde de devam etmiştir. Menderes 5 defa kabine kurmuştur 10 yıl içinde.

359 İnönü tekrar Saka’nın görevlendirilmesinden söz ederken yaptığı görüşmelerden çıkan ortak adın Saka olduğunu söyler. Haldun Derin Çankaya Özel Kalemini Anımsarken (1933-1951), Tarih Vakfı Yurt Yayınları İstanbul 1995, s. 227; Us, age., s. 735; Barutçu, age., C. 2, s. 898; Ahmad, age., s. 42.

360 Giritlioğlu, age., s. 206.

361 Fuat Köprülü, “CHP Kurultayı Açılırken” Kudret Gazetesi 17 Kasım 1947. Muhalefetin beklentilerini Hikmet Bayur 5 başlıkta topluyordu: 1. Anayasa ve demokrasiye aykırı kanunların uygun biçime sokulmaları. 2. Seçim kanunun güvenli kılınması. 3. Basın kanununda yenilikler. 4. İdari keyfi baskıların kaldırılması. 5. yolsuzluk yapanların cezalandırılması. Bkz. Kudret Gazetesi 16. Kasım 1947. Kurultayda hizipleşme iddiaları için bkz. Kudret gazetesi, 13 Kasım 1947. İktidar yanlısı basında bunu “Türkiye’nin siyasi hayatında yeni ve ileri bir merhale açacak olan 7. Büyük Kurultay toplanıyor” şeklinde vermişti. Ankara Gazetesi 16 Kasım 1947.

Toplanacak olan kurultayın en önemli yanlarından biri çok partili dönemdeki ilk CHP Kurultayı olmasıydı. Bu yüzden hem iktidar hem de muhalefet yanlıları, kurultayın sonuçlarını merak etmekteydiler.

CHP 7. Büyük Kurultayı, 17 Kasım 1947’de 782 delegenin katılımıyla362 Ankara’da toplantı. Kurultayda görüşülecek en önemli konu, bu kurultayda yeniden ele alınması beklenen parti program ve nizamnamesiydi. Kendi içinde bölünen CHP’nin son iki yılda yapılan demokratikleşme çabalarına uyum sağlayıp sağlayamayacağı merak ediliyordu. Çünkü programı CHP’ye benzemesine rağmen DP, gerek yöneticilerin tavrı ve gerekse halka yaklaşımı yüzündün bir siyasi partiye daha çok benziyordu.363 CHP’ye nazaran DP’nin daha dinamik ve canlı bir yapısının olması da bu kurultayın önemini arttırıyordu.

Buna karşılık CHP’nin programı ise durgun ve özele inmeyen bir yapıya sahipti. 1924 Anayasası’nın temel fikirleri parti programında yer almış ve bütün sosyal grupları memnun edebilmek için hazırlanmıştı. 1947 sonunda ortada olan gerçek, yeni siyasal cereyanları da temsil eden DP’nin, kamuoyunun da desteğine sahip olmasıydı. CHP eğer bu özelliğini ve iktidarını korumaya devam edecek olursa siyasi hayattan silinip gitme tehlikesi vardı.364 İnönü’nün de endişesi bu yöndeydi.365 Kurultay sonucu CHP’nin yeni düzene uyum sağlayabilmesi de bekleniyordu.366

Kurultay, İnönü’nün nutkuyla açıldı. İnönü nutkunda 12 Temmuz kararlarını teyit etti ve idare tarafsızlığını vurguladı. Meselelerden biri de genel başkanlık idi ve İnönü şöyle diyordu: “Cumhurbaşkanı bulunduğum müddetçe kurultayın seçeceği bir zatın, bütün yetkileriyle parti genel başkanlığını yapması lüzumlu bir hal almıştır.”367 İnönü’nün temas ettiği diğer konular Halkevlerini siyasi partilerin ortaklaşa

362 Giritlioğlu, age., s. 210; Yeşil age., s. 101; Kudret, Ankara, Tanin, Ulus, Cumhuriyet… 17-18 Kasım

1947.

363 Yeşil, age., s. 101; Karpat age., s. 179. 364 Yeşil, age., s. 101-102.

365 Toker, age., s. 300.

366 H. Cahit Yalçın, “Kurultaya Giderken” Tanin 13 Aralık 1947.

367 İnönü memurların tavırlarına da değindi: “Nüfus Tapu, Vergi, İlam, Karakol muameleleri gibi vatandaşın en sade ve küçük işlerinde devlet memurunun bir siyasi parti gayreti gütmesinden dehşet duyuyorum. Vatandaşı her şeyden bezdirecek daha elemli bir azap tasavvur edemem. Vatandaşı bu beladan kurtaracak tek çare memurların tarafsız olmalarıdır.” Konuşmanı tam metni için bkz. Ankara Gazetesi, 17 Kasım 1947.

kullanabileceği bir kurum haline getirilmesi, basın hürriyeti, polis kanunu, seçim kanunu, memur kanunu ve mahkeme teşkilatı meselelerine ait bütün kanuni ve idare tedbirlerin alınması idi. Giritlioğlu tarafından, Hasan Saka’nın başbakanlık süresi içerisinde CHP yönünde yapılmış en önemli olay olarak değerlendirilen bu kongre son derece demokratik bir ruh ve hava içinde toplanmış, kurultayın demokrasi anlayışını yerleşmesinde gösterdiği hayrette az da olsa başbakan Hasan Saka’nın rolü olmuştur. O tarihte uyguladığı ılımlı ve tahammüllü siyaseti karşı partiye saygılı davranışları ve kanunları partisinin çıkarlarından üstün tutmuş olması, kurultaya da hakim bir hava estirmiştir.368

CHP tarihinin en uzun süren (19 gün) kurultayı, 4 Aralık 1947’de çalışmalarını tamamladığı zaman, parti tüzüğünde ve programında eskiye nazaran değişiklik olduğu görülüyordu.369 Yeniden düzenlenen parti programı Anayasada yer alan 6 ilke üzerine kurulmuştu. Millet bütün iktidarın menşei, TBMM ise bu iktidarı millet adına kullanan organ şeklinde tarif edilirken; düşünce, söz, basın siyasi parti ve sendika kurma hürriyeti, ferdin ve toplumun serbestçe gelişebilmesi için zaruri şart olarak kabul edildi. Devletçilik ve özel teşebbüs karşısındaki durum ise devletin, ekonomik meselelerde tarafsız ve düzenleyici olması şeklinde benimsendi.370

7. Kurultay’da parti içi meselelerin en çok tartışılanı, CHP’nin muhalefet partisiyle olan ilişkilerindeki tavizli politikası oldu. Delegeler tarafından, DP’ye gereksiz yere tavizler verildiği, bu parti mensuplarına yaranmaya çalışıldığı, DP muhalefeti karşısında bu nedenle CHP’nin küçük düşürüldüğü ve CHP’nin haklarının korunmadığı, ileri sürüldü.Bu eleştirilerin çoğu ılımlı diye tarif edilen insanlara karşı yapılıyordu ve elbette bu insanların başında dönemin başbakanı Hasan Saka geliyordu. Parti içindeki ılımlılarla sertlik yanlıları arasında açık bir mücadele görüldü. Peker ve destekleyicileri, parti içindeki güçlerini yeniden arttırmak için şanslarını denediler, ancak ılımlılar karşısında yenildiler.371

368 Bilgin, age., s. 67; Giritlioğlu, age., s. 209. 369 Program için bkz. Tunaya, age., s. 583-596. 370 Yeşil, age., s. 102.

Kurultay’ın parti nizamnamesinde yaptığı değişiklikler kayda değer nitelikte idi. Bunlardan en önemlisi hiç kuşkusuz idare amirlerle alakalı olandır. Bundan böyle ilerde CHP Başkanlığı yapmakta olan valilerin bu vazifeleri ile kongrelerince seçilen kişilere bırakıldı. Parti merkez teşkilatında ise, Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı seçildiği taktirde bu vazife üzerinde bulunduğu müddetçe Genel Başkalığ’ın bütün yetki ve sorumluluğu Genel Başkan Vekiline ait olacaktı. Genel Başkan Vekili için milletvekili olma mecburiyeti yoktu ve bu kişiler her iki yılda bir toplanacak kurultaylarca seçilecekti. Diğer bir husus, daha önce parti üst kademesiyle yakın ilişkide bulunan kimselerce idare olunan parti artık 40 kişilik Parti Divanı marifeti ile yönetilecekti. Parti Divanını işlerini yürütecek Umumi İdare Heyeti on beş kişiden oluşacak ve kırk kişinin içinden gizli oyla seçilecekti. Eskiden Genel Başkandan sonra partinin en yetkili kişisi olan Genel Sekreterlik müessesesi, sadece partinin yazışmalarını yapacaktı ve Genel Sekreter Umumi idare Heyetin içinden seçilecekti. Milletvekilli adaylığının tespitinden, illerin % 70, Merkezin % 30 oranıyla yapılması prensibi getirildi. Netice itibariyle bu kurultay ile bünyevi bir değişiklik içine giren CHP, tek partilikten demokratik bir unsur haline gelme teşebbüsüne hukuken girmiştir. Yani parti çok partili rejime intibak kararına varmıştır.

CHP 7. Kurultay’ında benimsenen diğer hususlar ise, 1945’te kabul edilen Toprak Kanunu’nun 17. maddesinin kaldırılması, Köy Enstitülerinde pratik dersler yanında kültür derslerine de ağırlık verilmesi ve Halkevlerinin bütün siyasi parti ve kişilerin ortaklaşa faydalanabileceği kültür müessesesi haline getirilmesi oldu.

Yedinci Kurultay’ın dikkati çeken diğer yönü, İnönü-Peker anlaşmazlığının veya çatışmasının sonuçlanmış olmasıydı. İnönü, tekrar parti Genel Başkanı seçilirken aday olmadığı halde Peker’e 25 oy çıktı. Peker ise Genel Başkanlık görevine değil en az onun kadar önemli olan Genel Başkan Vekilliğine ağırlığını koymak istedi. Fakat gizli yapılan oylama neticesinde Hilmi Uran’a karşı 328’e 159 oyla kaybetti. Bu, bir yerde parti içindeki aşırıların sayıca ifadesi idi ama, tam sayı olması elbette ki beklenemezdi. Çünkü, pek çok delege Peker taraftarı olmasına rağmen burada İnönü’nün ortaya koyduğu tavır önemliydi. Peker, Kurultay’da yaptığı konuşmada İnönü’ye karşı olmadığını, fakat 12 Temmuz Beyannamesi ile olan yüksek hakemlik gibi bir anlayışa karşı olduğunu, esas hakemin Devlet Başkanı’nın değil millet olduğunu söylemişti. Peker, seçimlerle parti içerisindeki otoritesi böylelikle kaybolurken, Kurultay sonunda

Nihat Erim, Ulus’ta şiddetli hücumlarda bulunarak Genel Başkan’a karşı olmanın hesabını soruyordu. CHP içerisinde Kurultay öncesi varolan Pekercilik (daha kurultay çalışmalarına başlanmadan en güçlü destekçisi olan F.Rıfkı atayın istifası ile) Kurultay sonunda tasfiye edilerek bu hareket de noktalandı.

DP sözcüleri, CHP Kurultayı hakkında değişiklikleri olumlu adım olarak gördüklerini, fakat zihniyetin değiştiğine inanabilmek için iktidarın demokratik kanunlar,idari tarafsızlık, devlet imkanlarından eşit ölçüde istifade imkanları… gibi müşahhas örneklerin gösterilmesini; iki vazifede birlikte bulunan Devlet Başkanı’nın durumunun bir anayasa buhranı doğurduğunu belirttiler.

CHP bu Kurultayda yönetimin takındığı liberal tavır sayesinde parçalanmaktan kurtuldu.372

Kurultayda gerçekleştirilen program değişiklikleri ile yerli ve yabancı özel sermayeye güvence verilmek istendi. Bunun sonucu olarak her alanda özel sektöre öncelik tanınması ilkesi kabul edildi. Devletin özel sektörün girmediği alanlarda yatırım yapması, deniz yolu ve eşya taşımacılığının özel sektöre bırakılması, devlet-özel girişim ortaklıklarının kurulması, devlet girişimlerinin özel sektör karşısında ayrıcalıklara sahip olmaması ilkelerine de yer verildi.373

Belgede Hasan Saka (1885-1960) (sayfa 87-91)