• Sonuç bulunamadı

Cezanın Tanımı ve Hukukî Niteliği

A. Modern Yaptırım Sistemi ve Erteleme Kurumu

1. Cezanın Tanımı ve Hukukî Niteliği

Ortaya çıkışının, insanlık tarihi kadar eski olduğu kabul edilen “ceza”nın, ilk olarak nerede uygulandığı kesin bir şekilde bilinmemekle birlikte, tarihi gelişim içinde kısas, öldürme, hapsetme, gönüllü sürgün, toplumdan kovulma gibi çeşitli şekillerde2 uygulandığı ve kaynağının, işlenilen suça, toplumun gösterdiği bir tepki olduğu kabul edilmektedir.3

Cezaya, insanlık tarihinin her döneminde rastlanmasının nedeni, insanların toplum içinde yaşama zaruretidir. Suçluluk her toplumsal yapının bir unsurunu oluşturduğundan, suçlulukta toplumun yansıması da söz konusu olmaktadır.4 Bununla birlikte toplum, huzurunu bozan kişilere karşı tepkisini, ceza ile göstermektedir.5 Ceza ile amaçlanan sonuç; suçluya, hukuk düzenince

1

Hans-Heinrich Jescheck, “Lehrbuch des Strafrechts Allgemeiner Teil”, 4.Auflage, (Berlin: 1982), 732.

2

Bahri Öztürk, M.Ruhan Erdem, “Uygulamalı Ceza Hukuku ve Emniyet Tedbirleri Hukuku”, (Ceza), 10.Bası, (Ankara: Seçkin Yayınevi, 2005), 44.; Sulhi Dönmezer, Sahir Erman, “Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku”,12.Bası,C:2 (1999): 543.; M.Emin Artuk, Ahmet Gökcen, A.Caner Yenidünya, “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 3.Bası, (Ankara: Turhan Kitapevi, 2007), 821.

3

Tahir Taner, “Ceza Hukuku Umumi Kısım”,(İstanbul 1953), 17.

4 Hans-Heiner Kühne, “Vatandaş Özgürlüğü ve Suçlu Özgürlüğü-Leviathan ile Bekçi Arasında Devlet”, Çev.Hakan Hakeri, “Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi 5, Suç Politikası”, Ankara: Seçkin Yayıncılık: 2006, 87.

5

Faruk Erem, Ahmet Danışman, M. Emin Artuk, “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 14.Bası, (Ankara: Seçkin Yayınevi 1997), 679.; Artuk-Gökcen-Yenidünya (Ceza), 821.

kabul görmeyen kusurlu eyleminin karşılığını ödetmek, hukuk düzeninin, zedelenmeden devamını sağlamak, toplumu oluşturan bireylerin hukuk şuurunu güçlendirmek ve bu kişilerin suç işlemelerine engel olabilmektir.1

Ceza olmadan, devleti ve hukuk düzenini korumanın mümkün olamayacağı görüşüne, şimdiye kadar bir alternatif getirilebilmiş değildir.2 Bir toplumda, siyasal örgütlenme ve hukuksal birlik sağlanmış ise, hukuk dışı olarak kabul edilen eylemlere, yani suçlara, uygulanacak yaptırımı, o toplumun siyasal gücü olan devlet belirleyecektir.3 Bu durum, cezanın kamusal niteliğini ortaya koymaktadır.4 Demokrasilerde mevcut “kuvvetler ayrılığı” prensibi gereğince; cezaya, bağımsız mahkemeler, yani yargı mercileri tarafından hükmedilecektir. Bu durum, bireyler bakımından da önemli bir koruma teşkil etmektedir.5

Ceza kavramı için, doktrinde farklı tanımlamalar getirilmiştir:

Öztürk-Erdem’e göre ceza: “Ancak kanunla konulabilen, amacı, suç

işlediği yargısal bir kararla sabit olan kimseyi, yine yargısal bir kararla kusurunun karşılığı olarak, bazı yoksunluklara tâbi kılarak ıslah etmek (özel önleme) ve genel önlemeyi temin etmek olan korkutucu yaptırıma, ceza denir.”6

1Hans Heinrich Jescheck- Ulrich Sıeber. “Alman Ceza Hukukuna Giriş”, Çev. Feridun Yenisey, 2. Bası, (İstanbul: Beta Yayınevi, 2007), 62.

2 Ayhan Önder, “Ceza Hukuku Dersleri”, (İstanbul: Filiz Kitapevi 1992), 477.; Dönmezer- Erman, 543.

3 Mustafa Avcı, , “Hürriyeti Bağlayıcı Cezalara Seçenekler”, İstanbul 1994, Yayınlanmamış Doktora Tezi, 4.

4 Artuk-Gökcen-Yenidünya (Ceza), 821

5 Erem-Danışman-Artuk, 680; Artuk-Gökcen-Yenidünya (Ceza), 821.

Dönmezer-Erman’a göre ceza: “Teknik hukuk yönünden ceza

hukukunun başta gelen müeyyidesini oluşturan ‘ceza’ hakkında verilecek bu tanımın, bu kurumu diğer hukuka aykırı fiil ve hareketlerin yaptırımlarından ayırmaya yarayacak özellikler taşıması gerekir. Belirtilen amaç çerçevesinde, ceza şöylece tanımlanabilir: ‘Ceza, topluma büyük ölçüde zarar veren fiiller karşılığı, Devletin son çare olarak kanun ile yarattığı ve izlediği diğer yapıcı amaçlar yanında, özellikle suç işleyeni bazı yoksunluklara tâbi kılmak ve toplumun işlenen fiili onamama tutumunu belirtmek üzere ilke olarak bir yargı kararı ve suçlunun sorumluluk derecesi ile orantılı biçimde uygulanan korkutucu, caydırıcı bir yaptırımdır.’ ”1

Demirbaş’a göre ceza: “Toplumuna zarar veren fiiller karşılığı olarak

devletin kanunla koyduğu, izlediği diğer amaçlar yanında özellikle suçluyu bazı yoksunluklara tâbi kılmak ve bu şekilde toplumun söz konusu hareketleri onaylamadığını belirtmek üzere, yargısal bir kararla ve sorumluluk derecesiyle orantılı olarak uygulanan, korkutucu yaptırım” şeklinde tanımlanabilir.2

Artuk-Gökcen-Yenidünya’ya göre ceza: “Suç teşkil eden ve toplum

düzenini bozan eylemi nedeniyle, suçlu hakkında kusurluluğuyla orantılı olarak, yargı organlarınca hükmedilen bir mahkûmiyetin infazı çerçevesinde, devlet tarafından tatbik olunan ve esasen ıslahı sağlamaya yönelen, ızdırap verici, korkutucu ve caydırıcı bir müeyyidedir.”3 Bu tanıma göre, cezanın görevi, faile kusurlu hareketinin karşılığını ödetmek, hukuk düzeninin devam etmesine katkıda bulunmak, toplumun hukuk bilincini kuvvetlendirmek ve başkalarının suç işlemesine engel olmaktır.

Erem’e göre, suç işleyen kimsenin ıslahını sağlamak için, Devletin

kanunla tespit ve hükümle tatbik ettiği tedbirler cezadır.

1 Dönmezer-Erman, C:2, 543.

2 Timur Demirbaş, “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, (Ceza), 5.Bası, (Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2007), 497

Özgenç’e göre ceza, işlemiş olduğu haksızlıktan dolayı bir insanın

muaheze

edilmesi gerektiği hususundaki yargının somutlaştırılması, maddi bir muhteva kazanmasıdır.1

İçel-Sokullu/Akıncı-Özgenç-Sözüer-Mahmutoğlu-Ünver’e göre ceza:

“Yasalarda suç olarak belirlenmiş eylemlere karşı yine yasalarda öngörülen, kişiyi bazı yoksunluklara sokan, suçluyu ıslah etme, topluma yeniden kazandırma ve korkutuculuk özelliğinden dolayı suç işlenmesini önleme, amaçlarına yönelik bir yaptırımdır.”2

Jescheck’e göre ceza: “Hukuka aykırı olan ve failin sorumluluğu

içinde kalan bir hareketin dengelenmesi için, ona adil bir şekilde yüklenmiş bulunan bir kötülük, bir zarar olup, ona, o fiilin toplum nazarında tasvip edilmediğinin ifade edilmesidir.”3

Donnedieu De Vabres’ a göre ceza, suç failine uygulanan yaptırımdır.

Cezanın doğrudan sonucu, bir ızdırap meydana getirmesidir. Ceza fikrinden ayrılamayan ızdırap kavramı, onu diğer zorlayıcı yöntemlerden ayırır.4

Bouzat-Pinatel’e göre ceza, failin şahsına, malına ve şerefine etkili

zorlayıcı bir önlemdir.5

1 İzzetÖzgenç, “Türk Ceza Kanunu Şerhi Genel Hükümler” (Ceza), 3. Bası, (Ankara 2006), 582.

2

İçel Kayıhan, Füsun Sokullu/Akıncı, İzzetÖzgenç, Adem Sözüer, Fatih Selami Mahmutoğlu, Yener Ünver, “İçel Yaptırım Teorisi”, 3. Kitap, 2. Bası, (İstanbul 2002), 4.

3 Jescheck- Sieber, 62

4 Donnedieu De Vabres, “Traité de droit de législation pénale comparée, 3.édition, (Paris 1947), 274, nakleden: Artuk-Gökçen Yenidünya (Ceza), 822.

5 Pierre Bouzat-Jean Pinatel,”Traité de droit pénal et de criminologie, Tome: I, Droit pénal général par Pierre Bouzat” 2. édition, (Paris 1970), n.315, 385, nakleden: Artuk-Gökcen- Yenidünya (Ceza), 822.

Benzer Belgeler