• Sonuç bulunamadı

B) TÜRKİYE’DE NEO-LİBERAL POLİTİKALARDA DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR

3. SOSYAL SORUMLULUK MODELLERĠ

3.1. CAROLL’UN DÖRT BOYUTLU SOSYAL SORUMLULUK MODELĠ

bu nedenle Ģirketlerin toplumsal sorunlar ve bu sorunların çözümlerinde yer alması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Çünkü toplumunun yardımını alan Ģirketler kaynakların tamamına ulaĢabilir ve topluma yapılan yatırımlar da uzun vadeli kârlar olarak kendilerine döner.

temel beklenti daha önceden yapılmıĢ bazı tanımlara bağlı olan, ancak sosyal sorumluluğu daha kapsamlı bir Ģekilde sınıflandıran bakıĢın, sosyal sorumluluğa dair yansımasıdır. Bu nedenle Caroll‟e göre Ģirketlerin topluma karĢı olan tüm yükümlülüklerine hitap eden bir sosyal sorumluluğu tanımlamak için sosyal sorumluluğun iĢ performansına bağlı olarak iktisadi, yasal, ahlaki ve ihtiyari kategorilerini dıĢa yansıtması gerekmektedir (Carroll, 1989:9.) Bu anlayıĢ doğrultusunda Carroll bu unsurları göz önüne alarak aĢağıdaki piramidi ĢekillendirmiĢtir.

ġekil 1:Sosyal Sorumluluk Piramidi (Ferrell O. C. ve John F. , 1994:68)

Ekonomik sorumluluklar, Ģirketlerin en temel sorumluluklarıdır. Çünkü Ģirketlerin var oluĢ nedeni kâr elde etmektir. Bu nedenden dolayı ekonomik sorumluklara piramidin tabanını oluĢturacak Ģekilde geniĢ yer verilmiĢ. Fakat zamanla Ģirketlerin kâr maksimizasyonu arzusu çevre ve çalıĢanlar için zarar verici

Gönüllü Sorumluluk

Etik Sorumluluk

Yasal Sorumluluk

Ekonomik Sorumluluklar

boyutlara tırmanmıĢ. Bunu engellemek için de piramidin ikinci basamağı olan yasal sorumluluklar devreye girmiĢtir. Fakat zaman içinde Ģirketlerin yasal ve ekonomik sorumlulukları yerine getirmeleri yeterli görülmemiĢ, her Ģirketin çalıĢanlarına ve iĢ yaptığı sektördeki diğer Ģirketlere karĢı etik davranması gerekliliği ortaya çıkarak devreye etik sorumluklar girmiĢtir. Tüm bunların yanında küreselleĢmenin etkisiyle Ģirketlerin pazarda rakiplerine karĢı söz sahibi olabilmesi için, bu üç temel sorumluluğun yanında gönüllü olarak yerine getirdikleri sorumluluklar da devreye girerek piramidin çatısına yerleĢmiĢtir.

a) Ekonomik Sorumluluk; Ekonomik sorumluluklar, iĢletmelerin her Ģeyden önce kâr elde etmek amacıyla çalıĢan ekonomik birimler olmasından kaynaklanan sorumluluklardır. ĠĢletmelerin öncelikli sorumluluğu, iyi, kaliteli bir ürünü uygun fiyata mal ederek müĢterileri tatmin etmek ve bunun sonucunda Ģirket hissedarlarına kazanç sağlamasıdır (Gültekin, 2003:58). Ekonomik sorumluluk Milton Friedman‟ında savunduğu kârın maksimizasyonu görüĢü olarak da adlandırılır.

Carrol (Akt.Özüpek, 2005:73), ekonomik boyutun unsurlarını; hisse baĢına kazanç maksimizasyonu sağlayacak bir durumda çalıĢmak, mümkün olduğunca kâr elde etmek, güçlü rekabetçi konumunu devam ettirmek, yüksek düzeyde bir faaliyet verimliliğini sürdürmek ve baĢarılı olan Ģirketin daima kazançlı olan Ģirket olduğunu kabul etmektedir.

ġirketler, verimli ve kârlı olmak zorundadırlar çünkü Ģirketlerin var oluĢ nedeni kâr elde etmektir. Verimli olmayan, kâr elde etmeyen bir Ģirketin yaĢamını sürdürmesi beklenemez. Bunun aksaması durumunda sorunlar baĢ gösterecek ve

Ģirket için kötü günler baĢlayacaktır. Kâr elde etmek Ģirketin sosyal yönden amacı olmasa da motivasyon için ve Ģirkete dahil ortak çıkarı olan bireyler açısından hayati öneme sahip bir konudur. Çünkü Ģirketlerden; ortaklar, hissedarlar ve çalıĢanlar belirli miktarlarda gelir beklemektedirler. Bu nedenle Ģirketler tarafından, kaynakların etkin ve kalıcı kullanımı prensibi benimsenmelidir.

Günümüzde de ekonomik sorumluluk, tüm dünya çapında rekabetlere bağlı olarak hala en önemli unsur olarak kalmaya devam etmektedir. Çünkü 20.yy‟da sermaye, teknoloji ve bilgi küreselleĢerek ticaretin Ģartlarını daha çetin hale getirmiĢtir. Fakat, ekonomik sorumluluk, Ģirketleri rekabet baskıları ve piyasa güçleriyle harekete geçirdiklerini, kâr-hisse baĢına elde edilen kazanç gibi çeĢitli finansal göstergelere göre piyasalarca değerlendirildiğini savunsa da, sosyal sorumluluk, faaliyetlerinin finans piyasalarınca ödüllendirilen bir kriter olması halinde önemsenebileceğini belirtmektedir (Okay ve Okay, 2001:625).

b) Yasal Sorumluluk; ĠĢletmelerin kâr elde ederken toplumun çıkarlarını gözeten kanun ve kurallara uygun davranması Ģirketin yasal sorumluluğudur. Ancak, kanunlar ve düzenlemeler bir örgüt ve onun üyelerinin yaptığı tüm eylemleri kapsayamaz. ĠĢletme faaliyetlerinin tümünün, kanuni ve yasal düzenlemeler çerçevesinde yürütülmesi anlamını ifade etmektedir. BaĢka bir ifadeyle, yasal sorumluluklar, hukuk ve düzenleyici çerçeve içinde Ģirketin ekonomik sorumluluklarını yerine getirmesidir.

Toplum, Ģirketlerin tüketici güvenliği ve çevre koruması gibi bazı alanlarda kendi baĢına yeterli duyarlılığa sahip olmayacağını düĢünerek, hükümetlerin sosyal

sorumluluk uygulamalarını garanti altına alacak kanunların çıkarılmasını ve uygulanmaya konmasını beklemektedir (Ferrell ve Friedrich, 1994:73).

Devletler de rekabeti düzenleyen yasalar, tüketici ve çevreyi korumaya yönelik yasalar ve çalıĢanları korumaya yönelik yasaları çıkararak Ģirketlerin yasal sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamaya çalıĢmaktadır. Ayrıca Ģirketler, birer ticari tüzel kiĢilik olduklarından, ticaret hukuku gibi o ülkedeki bağlayıcı tüm kanun ve düzenlemelere uygun hareket etmekle yükümlüdürler. Eğer o Ģirket, ithalat veya ihracat gibi uluslararası bir faaliyette bulunuyorsa, o zaman yerel kanunlara ek olarak uluslararası hukuka karĢı da yükümlüdür. Dolayısıyla Ģirketlerin iç çevresi ve sosyal çevresindeki kiĢi ve kurumlarla kuracağı iliĢkilerde ve Ģirket faaliyetlerinde bu hukuk kurallarını dikkate alması beklenir.

c) Etik Sorumluluk; Etik sorumluluklar, Ģirketlerin toplumun değerleriyle uyumlu bir Ģekilde faaliyet göstermesi üzerinde odaklanan beklentilerin tümünü ifade etmektedir (Ferrell ve Friedrich, 1994:81). Bu sorumluluklar kanunlarca belirlenmemiĢ ancak sosyal bireyler tarafından benimsenmiĢ hem pozitif hem de negatif anlamda, hem yapılması beklenen olumlu hem de uzak durulması beklenen olumsuz her tür aktivite, çalıĢma, politika ve davranıĢları kapsar.

Etik kurallar kiĢisel olmayıp, sosyal anlayıĢın bir ürünüdür. Etik sorumlulukların içinde tüketicilerin, çalıĢanların, hissedarların ve toplumun hak ve adalete iliĢkin algılamaları vardır. ĠĢletme bu algılamaları da dikkate alarak faaliyette bulunmak ve ekonomik amaçlarını gerçekleĢtirmekle yükümlüdür. Yani Ģirketlerin yasal zorunluluğu olmamasına rağmen, etik gereklilik olarak uymak sorumluluğunda hissettikleri alanlardır.

Günümüzde, değiĢen iletiĢim teknolojisi ve eğitim düzeyinin artması ile daha çok bilinçlenen kitleler, Ģirket sorumluluklarının, ürün ya da hizmetleri üretmek ve pazarlamak yoluyla müĢteri ihtiyaçların karĢılamak açısından, iĢ dünyasında etik konusunu ön plana çıkarmaktadırlar. Bunun en iyi göstergesi Ģirketlerin bugün etik danıĢmanlara yılda 1 milyon doların üzerinde harcama yapıyor olmalarıdır. Diğer yandan değiĢen değerler ve etik anlayıĢ oluĢacak olası yasalara öncülük iĢlevi üstlenmiĢtir. Örneğin çevrecilik, insan hakları ve tüketicilik hakları toplumsal değerlerde değiĢim ile baĢlamıĢ ve daha sonra yasal hüküm haline gelmiĢtir.

d) Gönüllü Sorumluluk; Toplum tarafından, Ģirketten temenni edilen ve Ģirketin zorunlu olmadığı halde isteyerek yerine getirebileceği düĢünülen sorumluluklar olarak ifade edilmektedir. Bir Ģirket, ilk üç sorumluluğunu yerine getirmesi halinde toplumda iyi bir Ģirket algısı bırakabilir. Bu algıyı bir üst seviyeye çıkarmanın ve en beğenilen Ģirketler arasında yer almanın yolu, hayırsever faaliyetlerden geçmektedir. Bu tip faaliyetler Ģirketlere, toplum içinde olumlu bir imaj kazandırarak, uzun vadede kâr elde etmesine ve yaĢamını sürdürmesine de olanak sağlayacağı ifade edilen yardımlar olarak düĢünülmektedir (Ferrell ve Friedrich, 1994:85).

Bu sorumluluklar, tamamen Ģirketlerin gönüllülük esasına bağladır. Bunları uygulamak ne emredilir, ne yasalarca zorunlu kılınır, ne toplum tarafından açık Ģekilde talep edilir. Toplum bunların yapılmasını bekler fakat bu sorumluluklarını yerine getirmeyenleri etik dıĢı olarak adlandırmaz. Bunların dıĢında Ģirketlerin bir dereceye kadar olanakları ve yetenekleri dâhilinde gönüllülük faaliyetleri üstlenmesi beklentisi içindedir. Bu sorumluluklar, çalıĢan personele terfi, ücretlendirme ve

benzeri hususlarda dürüst davranma, kayırım yapmama, çalıĢanların çocukları için kreĢ açma, mahkûm ve sakatlara iĢ olanakları sağlama, çevre halkına eĢit istihdam olanakları tanıma gibi hususlar ile Ģirketin çevresindeki kiĢi ve kurumların baĢta devlete, belediyelere karĢı vergi yükümlülüklerini yerine getirme, müĢterilerin, satıcıların, çevre halkının, mali destek sağlayan kiĢi ve kurumların, sendikaların isteklerini, ihtiyaçlarını, insan sevgisi ve birlikte yaĢama zorunluluğu açısından dikkate alma gibi konuları kapsamaktadır (Eren, 1990:110).

Dört boyutlu sosyal sorumluluk piramidinde, Ģirketin dinamik bir çevrede değiĢen ekonomik, yasal, ahlaki ve gönüllülük faaliyetlerinde performansını anlatmak için bir çerçeve oluĢturulmaktadır. Modeldeki kategoriler önceliklerine göre sıralanmıĢtır. Dört kategori de birbirinden bağımsız olamayacağı gibi eĢ zamanlı olarak gerçekleĢtirilmesi için Ģirketler üzerinde baskı oluĢturur.