• Sonuç bulunamadı

4. GAZETECĠLERĠN YOKSULLUK VE MEDYADA TEMSĠLĠ HAKKINDA GÖRÜġLERĠ HAKKINDA GÖRÜġLERĠ

5.2. ÇÖZÜMLEME

5.2.3. MĠKRO YAPI ĠNCELEMELERĠ

5.2.3.1. CÜMLE YAPILARI (SENTAKTĠK ÇÖZÜMLEME)

okur tarafından sorgulanmasını gerektirecek bir yapı ortadan kaldırılmıĢ olmakta ve okurun medya tarafından kendisine sunulan içeriği kabulleniĢi kolaylaĢmaktadır.

“Kamu-Sen AraĢtırma GeliĢtirme Merkezi‟nin Türkiye Ġstatistik Kurumu‟ndan alınan Ağustos 2009 fiyatları çerçevesinde yaptığı araĢtırmaya göre çalıĢan bir kiĢinin yoksulluk sınırı 1405.56 TL olarak hesaplandı. Dört kiĢilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 2 bin 804.10 TL olarak belirlendi.

Sonuçlar dört kiĢilik bir ailenin yoksulluk sınırı haddinin bir önceki aya göre yüzde 0,03 oranında arttığını gösterdi. ÇalıĢan tek kiĢinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre yüzde 0,55 oranında artarak, 175.38 TL oldu. Türkiye‟de dört kiĢilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları 2009 yılı Ağustos ayında 171.44 TL olarak tahmin edildi” (Radikal, 8 Eylül 2009;6).

Yoksulların yaĢadığı olayların aktarıldığı haberlerde ise olaylar dramatik yönü ön plana çıkarılarak hikâye edilip anlatıldığı için cümleler daha basit ve kısadır.

Nispeten daha uzun olan cümleler ise hikâyeleme biçimindeki anlatım nedeni ile anlaĢılmaz değildir;

“Adana‟da 5 yaĢındaki kız komĢusu tarafından 200 bin TL fidye için kaçırıldı. Olay, Merkez Çukurova Ġlçesi Mahfesığmaz Mahallesinde meydana geldi. GülĢen T, kira ve kredi kartı borcunu ödeyemeyince, 2 ay önce tanıĢtığı, evi ve arabası olan bir ailenin 5 yaĢındaki bir kızını kaçırmak için erkek arkadaĢı Hilmi K. ve Emre K. ile bir plan yaptı. Sabah saatlerinde komĢusu Dürdane Ümmühan Akyel‟in evine gelen GülĢen T, önce kahve içmek, ardından da kahvaltı yapmak istediğini söyledi. ArkadaĢlarını eve boyacı olarak sokarak kızı kaçırtmayı planlayan GülĢen T, evde ağabeyin olduğunu görünce vazgeçti. Kadın daha sonra küçük kızı ekmek alması için fırına gönderdi…” (Yeni ġafak, 31 Ağustos 2009; 3).

“Emine Bakırcı 30 yaĢında. Mersin Tarsus‟ta yaĢıyor, yaĢamak denirse.

OkumamıĢ, iĢsiz. Ġki yıl önce Emrah Çınar ile yaĢamaya baĢlamıĢ. Nikah yok.

11 ay önce hastanede Ġbrahim‟i doğurmuĢ, sezaryenle. Ne sosyal sigorta ne yeĢil kart var. Hastane 725 lira borç çıkarmıĢ. Emine senet imzalamıĢ.

ÖdenmemiĢ tabii o borç. Nasıl ödenecek ki? Bir lokma kuru ekmeğe muhtaçlar… Emrah çöplerden kağıt ve naylon topluyor. Günde 3-5 lira kazanıyor. Neye yeter?..”

Sentaktik çözümlemede cümlelerin aktif ya da pasif biçimde kurulması haberdeki yanlı yaklaĢımı değerlendirmek açısından önem taĢımaktadır. Cümle yapılarının aktif/pasif kurulması “faili gizlemek amacına hizmet ettiği gibi, genellikle fail egemen güçlerde biri olduğunda (askerler, polisler, mahkemeler, devlet birimleri gibi) tercih edilmektedir (ġeker, 2003; 105). Bu kurumları sorumluluktan arındıran

bir dilin kullanılması söz konusudur. Haberlerde hemen her gün “üç kiĢi tutuklandı”

ya da “suçlular yargılandı” gibi anlatımlarla karĢılaĢılmaktadır. Oysa “suçlu” ya da

“zanlı” tarafın eylemleri her zaman aktif cümle yapıları ile sunulmaktadır (Ġnal, 1995; 119-120). Ġncelenen haberlerde de Ġnal‟ın ifade ettiği cümle yapıları görülmüĢtür.

“D.Ç‟nin imam nikâhıyla birlikte yaĢadığı ve amcasının oğlu olduğu öğrenilen K.Ç. ise doğum olayından sonra “çocuğun cinsel istismarı”

suçundan polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. 17 yaĢındaki K. Ç, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı” (Radikal, 8 Eylül 2009; 12).

“Ev sahibi Kenan Gürbüz ile baskın sırasında biri 18 yaĢından küçük dört kızı ile birlikte evde bulunan G.S. gözaltına alındı… „fuhuĢ yaptırmak‟

suçundan sabıkalı Kenan gürbüz tutuklandı” (Hürriyet, 3 Eylül 2009;3).

Türk-ĠĢ tarafından yapılan açıklamaya dayanan ve Hürriyet gazetesinde yayımlanan bir haberin baĢlığında “Sendikalı 40 bin iĢçi iĢten çıkarıldı” ifadesine yer verilirken, haber metninde de yine iĢten çıkarma aktif cümle yapısıyla değil de iĢçileri özne olarak kullanıp pasif cümle yapısıyla verilmiĢtir (Posta Ankara, 5 Eylül 2009;6). Posta gazetesinde yayımlanan bir diğer haberde ise “Reyhan‟ın cesedi otopsiye gönderildi. Olayla ilgili ikisi kadın 8 kiĢi gözaltına alındı” ifadesinde edilgen cümle yapısı görülmektedir.

Egemen güçler tarafından yardım yapılması durumunda cümleler aktif olarak kurulmaktadır;

Posta gazetesinde iki kafadarın trajikomik hikâyesini anlatan haberde valiliğin yaptığı yardım, “… dönüĢ parası olmadığı için Bursa Valiliği‟nden yardım istediler. Valilik bunlara otobüs biletiyle 30 lira yemek parası verdi” (Posta, 13 Eylül 32009;5) Ģeklinde aktif bir cümle ile aktarılmaktadır. Yardım nedeni ile benzer bir Ģekilde egemen gücü onaylama haberine Hürriyet gazetesinde rastlamaktayız;

“Kaymakamlık ve Belediye yetkilileri psikolojik sorunları olan anne Nazlı Sözen ile geçinmek için haftasonları kurulan semt pazarında el arabası ile eĢya taĢıyan Harun Sözen‟e ġereflikoçhisar YardımlaĢma ve DayanıĢma Fonu aracılığıyla yardım olunması için çalıĢma baĢlattı” (Hürriyet, 2 Eylül 2009; 10).

Posta gazetesinde yayımlanan bir haberde ise polisin yardımı nedeni ile aktif cümle yapısı ile cümle baĢlık olarak kullanılmıĢtır; “çocukları bakmadı polis sahip çıktı” (Posta, 26 Ağustos 2009; 17).

Ġncelenen haberlerde olumsuz durumlar yaĢayan vatandaĢın bir “kurtarıcı olarak” egemen güce “sığınması” nın örnekleri de görülmektedir. Valilikten aldıkları yardım parasıyla eğlenmek isteyen ancak hikâyeleri umdukları gibi bitmeyen iki arkadaĢın durumunu anlatan haber, “Yaralı kafadarlar polise sığındı” cümlesi ile son bulmaktadır (Posta, 13 Eylül 2009;5). Konuya dair bir diğer örnek olan “ġeyma‟nın dramı” baĢlıklı haber ise “Ankara‟da önce annesi ardından da babası tarafından terk edilen 15 yaĢındaki ġeyma Ayrancı polise sığındı” cümlesi ile baĢlamaktadır (Hürriyet Ankara, 5 Eylül 2009; 4).

Haber metinlerine bakıldığında cümle ve cümleler arasındaki anlam iliĢkileri açısından açık nedensel iliĢkiler görülmemektedir. Ġnal, metin içinde bu anlam iliĢkilerinin gizlenmesinin, belki de okurun zihninde bunların ardında yatan egemen siyasal ve kültürel yapıya ait ortak referans çerçevelerinin yeniden kurulmasına katkı sağladığını belirtmektedir (Ġnal, 1995; 120).

Haberde kurulan nedensel iliĢkiler incelendiğinde, haberlerde (yoksulların aktör olduğu haberler) aktörlere iliĢkin kısmi bilgiler, olayın hemen öncesine iliĢkin sınırlı bilgiler yer almaktadır. Olay öncesi bilgiler ve aktöre iliĢkin bilgiler yaĢanan olayların nedeni olarak sunulmaktadır;

“Reyhan‟ın acı sonu

YetiĢtirme yurdunda kalan 15 yaĢındaki Reyhan Basravi, geçen yıl mahkeme kararıyla yaĢını büyütüp yurttan çıkmıĢtı. Polis, fuhuĢ ve uyuĢturucu batağına düĢen Reyhan‟ın çıplak cesedini buldu.

Önce tecavüz etmiĢler

Burdur‟da polis bir ihbar üzerine gittiği Zafer Mahallesi Bülbül Sokak‟taki evde 16 yaĢındaki Reyhan Basravi‟nin çıplak cesediyle karĢılaĢtı.

UyuĢturucu aldığı tespit edilen genç kıza öldürülmeden önce tecavüz edildiği anlaĢıldı. Cinayeti araĢtıran polis genç kızın ibret dolu hikâyesine ulaĢtı.

Reyhan, Burdur‟daki Sevim Zekai PiribaĢ Kız YetiĢtirme Yurdu‟nda kalıyordu.

Ġkisi kadın 8 kiĢi gözaltında

Çocuk Esirgeme‟ye bağlı yurt yerine sokakları tercih eden Reyhan, geçen yıl 15 olan yaĢını mahkeme kararıyla 3 yaĢ büyüterek yurttan ayrıldı.

Ġki yıl önce Ankara‟da uyuĢturucu tedavisi gören Reyhan‟ın uyuĢturucu kullanmaktan ve fuhuĢtan gözaltına alınarak serbest bırakıldığı belirlendi.

Reyhan‟ın cesedi otopsiye gönderildi. Olayla ilgili ikisi kadın 8 kiĢi gözaltına alındı” (Posta, 2 Eylül 2009;16).

Bu haberden yola çıkarak Ġnal‟ın deyimiyle “mağduru bir kez daha mağdur eden” bir bakıĢ açısı görmek mümkündür. Haberde aktöre iliĢkin olumsuz bilgiler aktarılarak nedensellik iliĢkisi kurulmaktadır. Genç kızın yaĢını büyüterek yurttan ayrılması, sokakları tercih etmesi, uyuĢturucu kullanması gibi bilgiler meydana gelen olumsuz sonuca neden olmuĢtur. Oysa metinde kızın yaĢadıklarının toplumsal nedenlerine iliĢkin bir bilgiye rastlanmamaktadır. Böylece yaĢanan olayın toplumsal bağlamı göz ardı edilerek bireyselliğe indirgenmektedir.