• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

2.1.1. buluT bİlİŞİMİn TanIMI Ve GelİŞİMİ

Ortak kullanılan kaynaklar üzerinde, ihtiyaca göre ölçeklenebilen, anında kullanıma hazır, kaynak ataması ve yönetimi kolay yapılabilen Bilişim ve Haberleşme Teknolojileri (BHT) servisleri olarak da bilinen (Yapıcı, 2010) bulut bilişim, yazılım sektörünün dikkat çeken konularından biri haline gelmiştir. Yapısı itibarıyla bilişim sektörünün üretici tarafında da tüketici tarafında da önemli dü-zeyde avantajlar sağlayan bulut bilişimin tek ve kesin bir tanımından bahsetmek mümkün değil-dir. ABD-Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) bulut bilişimi, yapılandırılabilir bilişim kaynaklarından oluşan ortak bir havuza, uygun koşullarda ve isteğe bağlı olarak her zaman her yerden erişime imkân veren bir model olarak tanımlamaktadır (BTİK, 2013).

Bulut Bilişim, yeni bir hizmet modeli olarak bilgi ve iletişim teknolojilerine ilişkin yatırımlar için de önemli bir temel ve avantaj sağlamaktadır. Özellikle gelişen teknoloji sayesinde mobil cihaz-ların kullanım orancihaz-larının amaçcihaz-larının artışıyla birlikte ihtiyaç duyulan, bilgi ve belgelere istenilen yer ve zamanda ulaşılabilme imkânı veren bulut bilişim aynı zamanda, düşük donanım ve yazılım maliyeti, gelişmiş performans, hızlı ve anında güncelleme, sınırsız depolama alanı, elektrik ve yer tasarrufu sağlamasıyla doğa dostu olması gibi pek çok avantaja sahiptir. Bu önemli avantajları sağlamasına karşın, bulut bilişim sabit internet bağlantısı gerektirmesi, düşük bağlantı hızında düzgün çalışmaması, deneyimsiz bulut operatörleri gibi özellikleri itibarıyla da dezavantajlı ola-rak nitelendirilmektedir (Yüksel, 2012).

Yüksel (2012)’de bulut bilişim hizmet modelinde birbirleriyle etkileşim halinde bulunan paydaş-ları tüketiciler, servis sağlayıcılar ve servis geliştiriciler olarak ifade etmektedir. Tüketiciler zaman zaman kullanıcılar olarak da isimlendirilmektedir. Bu paydaşlar bulut bilişim teknolojisini iki tür modelleme çerçevesinde kullanmaktadırlar. Bunlardan birincisi servis modelleri, ikincisi ise ya-yılma modelleridir (Şanlı, 2011). Servis modelleri, Şekil 2’de gösterildiği gibi, bulut yazılımı, bulut platformu ve bulut altyapısı olarak sınıflandırılmaktadır. Yayılma modelleri ise özel bulut, toplu-luk bulutu, kamu bulutu ve karma bulut olmak üzere dört başlıkta toplanmaktadır.

Tablo 15. Bulut Bilişim Servis ve Yayılma Modelleri

Servis Modelleri Yayılma Modelleri

SaaS (Software as a Service) – Bulut Yazılımı:

Kullanıcı sadece kendisine özel yazılımı servis sağlayıcının bulut altyapısı üzerinde çalışır.

Kullanıcıya yazılımın yapısal ayarlarını sınırlı olarak değiştirme hakkı verilir.

Özel Bulut: Kuruma özel bulut altyapısıdır.

Bu altyapıyı kurum kendi oluşturabileceği gibi kiralayabilir de. Yönetimi kurum içinden yapılabileceği gibi dışından da olabilir

PaaS (Platform as a Service) – Bulut Platformu:

Servis sağlayıcı belli yazılım dillerini ve araçlarını sunmaktadır. Kullanıcı sunulan bu servisleri kullanarak yine servis sağlayıcısının bulut altyapısı üzerinden kendi yazılımlarını geliştirebilir. Gerekli çevre birimleri üzerinde kontrol ve yönetim açısından kullanıcının sadece kendi geliştirdiği yazılımlarla ilgili hakları vardır.

Topluluk Bulutu: Dışarıdan bir servis sağlayıcı tarafından yönetilir. Bulut altyapısı birkaç organizasyon ya da firma tarafından paylaşılır.

Bu bulut aynı amacı paylaşan, aynı güvenlik gereksinimleri olan ve aynı tarzda idare edilen organizasyonları bir araya getirmektedir.

IaaS (Infrastructure as a Service) – Bulut Altyapısı:Kullanıcının servis sağlayıcısının bulut altyapısı üzerinde yine yönetim ve kontrol hakkı yoktur ama bu kez kullanıcıya depolama, ağ ve diğer ana bilgisayar kaynaklarına erişme ve işletim sistemi dâhil yazılımları geliştirip çalıştırabilme açısından özgürdür.

Kamu Bulutu: Bulutun sahibi bulut servisini verendir. Yazılım ve saklama gibi hizmetleri sağlar. Bu hizmetlerini internet üzerinden halkın ve büyük endüstri guruplarının erişimine açar.

Kamu bulutuna örnek olarak Amazon Elastic Compute Cloud (EC2), IBM’in BlueCloud‟u, Sun Cloud, Google‟ın AppEngine‟i ve Windows Azure Servis Platformu verilebilir.

Karma Bulut: Birden fazla yayılma modelinin kendi özelliklerini kaybetmeden bir araya getirilmesidir.

kaynak: Şanlı, 2011

2010 yılında 21.5 milyar dolar olan bulut bilişimin dünyadaki toplam pazar değerinin 2015 yılında 73 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Microsoft yaptığı bir açıklamada 2014 yılında bulut bilişim sayesinde 11.3 milyon yeni istihdam oluşabileceğini belirtmektedir. Diğer taraftan Avrupa Komisyonu tarafından yapılmış olan bir araştırma bulut sisteminin kullanımının yaygınlaşmasının tasarruflar üzerinde de olumlu bir etkisinin olduğunu göstermiştir. Bu araştırmaya göre, Avrupa ekonomik alanı içerisinde 2011 yılında bulut sistemini kullanmaya başlayan şirketlerin yüzde 80’i yüzde 10-20 oranında tasarruf sağlamışlardır. Aynı araştırma bulut bilişimin mobil çalışmayı yüz-de 46; üretimi yüzyüz-de 41 ve standartlaşmayı yüzyüz-de 35 oranında artırmış olduğunu göstermektedir (Henkoğlu ve Külcü, 2013).

Diğer taraftan bulut bilişimin kullanılmasının yaygınlaşmasının diğer pek çok sektörü de etki-leyeceği bir gerçektir. Dünya Ekonomik Forumu ve Accenture’nin 2009 yılında birlikte gerçek-leştirdiği ve “Cloud Computing Survey-2009”da raporladığı bir anketin sonuçlarına göre, bulut bilişim en çok sırasıyla telekomünikasyon sektörü (yüzde 54); medya (yüzde 54), kamu kuruluşları (yüzde 44), eğitim sektörü (yüzde 40) ve sağlık sektörünü (yüzde 33) etkileyecektir.

Bütün bu olumlu tabloya rağmen bulut bilişimin gelişim sürecinde Henkoğlu ve Külcü (2013)’nün-de aşağıda belirttiği olumsuzlukların ortadan kaldırılması gerekmektedir:

• Uygulamaların yavaş çalışması ve düşük hızlarda servis sorunları,

• Uzaktan erişim ve güvenlik sorunları,

• Verilerin nerede olduğunu bilmeme sorunu,

• Hizmet alınan firmaların güvenilirliği, yeterliliği ve denetlenmesi sorunları,

• Hizmet sağlayıcıların bilgi güvenliği, veri bütünlüğü ve erişim denetimi ile ilgili taah-hütte bulunamamaları,

• Hizmet sağlayıcıların kesintisiz hizmet garantisi verememeleri,

• İçeriğin kullanımı ve mülkiyet hakkı ile ilgili belirsizlikler,

• Bulut alanlarının saldırıların hedefi haline gelmesi,

• Adli incelemelerin ve dijital delillerin elde edilmesi konusundaki belirsizlikler,

• Kişisel verilerin gizliliği ve korunması konusunda hizmet sağlayıcıların hukuksal sorum-lulukları,

Ayrıca bulut bilişim ile ilgili bilgi güvenliği noktasında da bazı endişeler bulunmaktadır. Henkoğlu ve Külcü (2013) bu endişeyi bulut bilişim sisteminin hali hazırdaki gelişimi ile artık büyük ölçü-de oturmuş olan bankacılık sisteminin geçmişteki gelişiminölçü-deki benzerliklerle açıklamaktadır.

Bankacılık sisteminin oluşum sürecinde başlangıçta yasal düzenlemelerin yetersizliğinden dolayı birikimlerin bankaya güvenle yatırılması konusunda çekimserlikler vardı. Bulut bilişim için benzer şekilde mobil iletişim ve bilgi transfer işlemlerinin yapıldığı bulut sistemlerinin bilgi güvenliğini sağlama noktasındaki eksiklikleri kullanıcılar açısından endişe yaratmaktadır.

Avrupa Komisyonu tarafından International Data Corporation (IDC) firmasına hazırlatılan bulut bilişim hakkındaki 2012 tarihli bir rapor bilgi güvenliği problemini bulut bilişim önündeki diğer bazı engeller ile birlikte ele almakta ve bertaraf edilmesi halinde doğacak ekonomik etkileri in-celemektedir. Bu rapor bulut bilişimin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik müdahaleci bir yaklaşımı benimsemektedir. Müdahaleci yaklaşımdan kastedilen hesap verilebilirlik, bağlantı, güvenlik belgesi, hukuki süreçler, taşınabilirlik ve verilerin korunması gibi konularda yaptırımların sağlanmasıdır. Rapor müdahaleci yaklaşım ile bulut bilişim pazarının daha güçlü bir şekilde geli-şebileceği sonucuna ulaşmaktadır (BTİK, 2013).

Raporda müdahale edilmemesi durumunda 2020 yılında bulut bilişim pazarının AB ekonomisin-deki büyüklüğü 35 milyar Euro olarak tahmin edilirken müdahale edilmesi durumunda tahmin 78 milyar Euro olarak açıklanmaktadır. Diğer taraftan müdahale edilmemesi halinde bulut bilişimin GSYİH üzerine etkisi 88 milyar Euro olarak tahmin edilmekte, müdahale edilmesi durumunda ise bu etkinin 250 milyar Euro düzeyine yükseleceği vurgulanmaktadır. İstihdam açısından ise, bulut bilişimin müdahale edilmeme durumunda 1.3 milyon, müdahale edilmesi durumunda ise 3.8 milyon iş imkânı yaratması tahmin edilmektedir.