• Sonuç bulunamadı

4. BULDAN ÖRNEĞİ

4.4 Buldan Evleri

Buldan evleri geleneksel Türk Evi özelliklerini yansıtmakta olup ahşap karkas ve kerpiç yığma yapılardır. Evler sade görünümlü, pencereler dikdörtgen ve çatılar eğimli ve alaturka kiremitlidir, saçaklar geniştir. Yağışların pencereden içeri sızmasını ve yazın sofayı gölgede tutmak gibi amaçlarla saçaklar geniş tutulmuştur.

Bazıları bağdadi uygulamalarla veya ahşap işçiliklerle şekillendirilmişlerdir. Evler genellikle sokağa yakın bağlantılıdır, ya da sokağa doğrudan açılır. Zemin katın sokağa bakan penceresi büyüktür ve giriş bazen birkaç basamak merdivenle çıkılan bir mekan haline getirilmiştir. Buldan evlerinin taşıyıcı elemanları, o devirlerin yapım tekniği ve malzemelerine uygun olarak ahşap dikme, payanda, hatıl veya ahşap kiriş şeklinde inşa edilmiştir. Tıpkı Safranbolu evleri gibi evin odaları ayrı bir yaşam alanı şeklinde çözümlenmiştir. Buldan evleri, evlenen oğlun aynı evde kalması ve birkaç kuşağın bir arada yaşama zorunluluğuna uygun bir şekilde planlanmıştır. İki yatak odası arasındaki yüklükte ayrı bir bölmeye yapılan gusülhane (banyo) her iki odaya açılan ve içinden mandallanabilen kapısıyla ortak kullanılabilmiştir. Ailenin büyüklüğüne ve nüfusuna göre sayısı değişebilen odalar, geleneksel Türk evi özelliğine göre sofanın etrafında toplanır. Tuvalet ise yapı dışında planlanmıştır. Birçoğunda yatak odasının pencereleri doğuya bakar. Bu özellik, yerel halkın sabah erken kalkma alışkanlığıyla ilgilidir. Eski Buldan evlerindeki geleneksel yaşamın büyük kısmı, mevsimine göre ya açık sofa denen üstü örtülü yazlık mekanda ya da ocaklı odalarda geçiyordu. Ev planı ve bahçe düzeninin komşuları rahatsız etmeyecek şekilde düşünülmesi ayrıca dikkat çekicidir. Açık sofanın ucundaki eski adıyla sundurma, günümüzdeki adıyla balkondaki ahşap kafesler bu düşünceyle yapılmıştır (Aksakal, 2006).

Tarihi yerleşim bölgelerinde evlerin aktif kullanımları, günümüze kadar sağlıklı bir şekilde aktarılmalarını sağlamıştır. Buldan’da evlerde geçmişte yaşam nasılsa, bugün de aynı şekilde devam etmektedir. Ev yaşamı ile üretimin iç içe geçmişliği nedeniyle evler aynı zamanda sahiplerinin atölyeleri durumundadır. Ev-atölye birlikteliği şeklindeki kullanım, dokumacılığın yapıldığı evlerde üretim ve yaşamın bir arada olmasını beraberinde getirmiştir. Bazı evlerin alt katları atölye olarak kullanılıp üst kat yaşama ayrılmışken tek katlı evlerde üretim ve yaşam iç içe geçmiş bulunmaktadır. Böylece evlerin halen içinde yaşanmakta olması nedeniyle bakımları yapılmaktadır. Bu da tarihi yerleşimler için koruma adına en büyük etkenlerden biridir.

Özgünlüğünü büyük ölçüde koruduğu gözlenen Buldan’ın tarihi dokusu, yamaçta gelişmiştir. Bilinen en eski yerleşme Güroluk Mahallesi’dir. Yamaçtaki her ev diğerinin bakışını engellemeyecek şekilde konumlandırılmıştır. Buldan’da yeni yerleşimin tarihi yerleşmeden ayrı bir alanda gelişmiş olması, tarihi dokunun

korunması için önemli bir kazanım olarak kabul edilmelidir. Böylece tarihi doku ile yeni yapılaşmanın iç içe geçmesinin önü kesilmiştir. Buna karşın, tarihi konut bölgesinin çarşıya yakın kesimlerinde, yüksekliği beş katı bulan apartmanlaşma başlamıştır. Ayrıca Aydın Caddesi ve Beyler Sokağı üzerindeki evler yıkılarak yerlerine yeni apartmanlar yapıldığı ve bunların tarihi dokunun önünü beton bir set gibi kapadığı tespit edilmiştir. Tarihi alanda da çok yoğun ve çok katlı olmasa da yeni yapılaşma söz konusudur. Yüksek bir yerde konumlandığından ve önünde başka yapılar olmadığından bu bloklar kentin alçak kesimlerinden bakıldığında rahatsız edici bir şekilde silueti bozmaktadırlar. Bunun dışında eski yapılardan bazıları kasıtlı olarak yıkılarak yerlerine betonarme yapılar yapılmaktadır. Bu konuda yapıların tescilli olmaması önüne geçilemez sorunlara neden olmaktadır (Köşklük, 2001). En çok korunan ve özgünlüğünü sürdüren yapıların ev sahiplerinin eşlerini kaybettikleri için tek başına yaşayan yaşlı ve özellikle kadın bireyler olduğu belirtilmiştir. Bunun en büyük nedeni yaşlı kişilerin geleneklerine ve yıllardır içinde yaşadıkları eve sıkı sıkıya bağlı olmalarıdır. Bir diğer neden ise, küçük onarımlar dışında köklü değişiklikler yapabilecek fiziki ve maddi güce sahip olmamalarıdır. Evlerini daima anılarını yaşatacak şekilde, özgün haliyle korumaktadırlar. Bu durumun tek olumsuz tarafı ise çoğu mekanın kullanılamaması ve çok sık bakım gerektirmesidir (Köşklük, 2001).

Modern hayatın gereği olarak, günlük yaşantıda geçmiştekine göre değişikliklerin olması ve geleneksel evlerin bu değişime cevap vermemesi, insanların evlerini ihtiyaçları doğrultusunda tekrar düzenlemesine neden olmuştur (Köşklük, 2001). Buldan’da geçmişte kullanılan ahşap el tezgahları her mekana rahatlıkla sığarken, günümüzde birden fazla tezgahı tek mekana sığdırma zahmetli olmaktadır. Bu yüzden de asıl işlevi depo, kiler, odunluk olan “haneyaltı”, çoğu zaman ara taşıyıcı duvarları kaldırılarak birleştirilmiş bir mekan haline gelmekte, kalın taşıyıcı duvarlar delinerek pencere boşluğu açılmakta, bu zorlama müdahaleler de hem özgün şemayı hem de strüktür dengesini bozmaktadır. Modern tezgahlarda yüksek olduğu için ya taban kazılmakta ya da ara kat döşemesi delinerek üst kattaki mekan işlev dışı bırakılmaktadır. Genellikle tercih edilen tabanın kazılmasıdır. Böylece dokuma ipinin belirli bir gerginlikte tutulması için gerekli olan nemli ortam da sağlanmış olmaktadır (Batur ve diğ., 2003). Zemin katın neredeyse tamamının atölye olarak kullanılması ve bunun sonucu olarak artan mekan gereksinimi, özellikle küçük

konutlarda, üst kattaki sofanın bölünerek küçük mekanlar oluşturulmasına neden olmuştur. Mekan darlığı nedeniyle, zemin katta olması gereken işlevler üst kata taşınmıştır. Anadolu’nun tüm geleneksel dokularında görülen mutfağın ve ıslak mekanların zemin katta ya da avluda yer alması ilkesi değişmiştir. Bu mekanlar bazı örneklerde üst kata taşınmıştır (Köşklük, 2001). Plandaki dönüşümler; yeni dokuma teknolojilerinin ortaya çıkışı ve gün geçtikçe artan mekanizasyon, üretimde değişen organizasyon, üretim ilişkilerinin yeniden yapılanması, fason üretimin artması, üretim ölçeğinin değişmesi, tüketimdeki değişmeler gibi ekonomik yapıdaki dönüşümlerin mekansal yansımalarıdır (Batur ve diğ., 2003).

Benzer Belgeler