• Sonuç bulunamadı

1.2. Buhara Hanlığından Emirliğe Geçiş Aşaması

1.2.5. Buhara Emiri Âlim Hanın Son Dönemi ve Ailesinin Genel Durumu

önce Doğu Buhara’ya, 21 Şubat 1921’de152 500 kişilik erkânı ile birlikte Ramazan

ayında, Türkistan Milli Mücadelesi için silah temin etmek amacıyla, Afganistan’a geçmiştir. Afgan Kralı Amanullah Han, Emir Âlim Han’ın Afganistan’da kendisine silah temininde yardım edeceğine söz vermiş ve ona gönderdiği mektupla onu, Afganistan’a davet etmiştir. Emir, Buhara’dan ayrılmadan önce adamlarına: “Ben

Kabil’e giderek yardım getireceğim. Sizler askerlerinizin başında düşmana karşı

150A. Ahat Andican, Osmanlı’dan Günümüze Türkiye ve Orta Asya, Doğan Egmont Yay., B.1., İstanbul, 2009, s.231-234.

151 Nurettin Hatunoğlu, a.g.e., s.93. 152A. Zeki Velidi Togan, a.g.e., s.258-259.

hazırlık yapın. Şayet yardım almazsak halk perişan olacak. Ben dönünceye kadar halkı koruyun.” diyerek İbrahim ve Devletmen Beg’e talimat vermiştir. Ayın 29’unda

Çarşamba günü Katagan’da Amanullah Han’ın bağında, Hayat’ül-Abad denilen bir sarayda 25 gün ikamet etmiştir. 8 Mart 1921 de Kabil’e ulaşmış, burada Murat Beg Kalesi’nde Afgan Kralının özel misafiri olarak ağırlanmış ve masrafları içinde 12 bin Afgan parası kendisine tahsil edilmiştir. Amanullah, 28 Şubat 1921 de Sovyet Rusya ile bir dostluk antlaşması imzalamıştır, bu antlaşma ile Sovyetler, bir yandan Afganistan’ın bağımsızlığını tanıyacaklarını, öte yandan da Afganistan’a her yıl 1milyon altın ruble yardımda bulunmayı kabul etmişlerdir. Bu antlaşmanın içeriği incelendiğinde, Afgan Karalı Amanullah’ın niçin Buhara Emiri Âlim Han’a karşı yanlı tutum sergilediği ve Afganistan’a silah antlaşması yapmak üzere gelen Emir’in, niçin Buhara’ya gönderilmediği daha iyi anlaşılacaktır. Emir Âlim Han, Amanullah’ın gerçek niyetini anladıktan sonra Ruslarla yapılan anlaşma uyarınca, aylarca oyalanmış ve Türkistan Milli Mücadelesi’nde Rusya’nın, üstünlük sağlamasından sonra, Kabil’in kuzeyindeki Kale-i Fetu (Fetih Kalesi) denilen 250 dönümlük bir araziyi Âlim Han’a tahsis ederek bir bakıma burada onu ve adamlarını göz hapsinde tutmuştur. Zira Amanullah Han, Ruslarla anlaşma yapmış ve ona, silah temini konusunda kandırarak Afganistan’a çekmiştir. Hatta Âlim Han’a, Afgan Kralı Amanullah’ın sağladığı aylık maaş dahi Ruslar tarafından karşılanmıştır. Âlim Han’ın Kabil’e gidişi 420 yıl süren Buhara Emirliği’nin sonu demek oluyordu. Bu durum Mangıt Hanedanlığı’nın da sonunu getirmiştir.153

Emir Âlim Han’ın, geri kalan ailesi ise; Emirin öz annesi, Devletbaht Hanım ile üvey annelerinden Töreayım, Şemsiyeayım, Tutiayım, hanımları; Muharremayım, Mubarekayım, Hursendayım, kızları, amcaları ve diğer yakın akrabaları toplam 51 kişi kendi istekleri ile Afganistan’a (Feyzullah Hoca’nın teklifi ve Buhara Halk Cumhuriyeti Kurulu kararıyla) gönderilmişlerdir. Emir’in, ailesinden 64 kişi ise Buhara’da kalmış ve bunların hayatlarını devam ettirmeleri için bir süreliğine uygun ortam yaratılmıştır. Moskova’daki, çocukları ile ailenin geri kalanının irtibatı ise koparılmıştır. Meselâ, Muharremayım, Moskova’ya gönderilmiş olan oğlu Şah Murad’ı ziyaret etmek amacıyla Moskova’ya gitmek istemiş, Sovyetlere defalarca başvurmasına rağmen, bu istekleri kabul edilmemiş ve oğlunu görmeden Afganistan’da ölmüştür. İbrahim Beg’in

yakalanarak idam edilmesinden sonra Âlim Han destekli İstiklâlcilik hareketi büyük ölçüde bitmiştir.154

Bunun yanında, Afganistan’da yaşayan, ailenin geri kalan efratı ise; Âlim Han’ın oğlu Abdulkebir Yüce’nin deyimiyle; “Afganistan’da Halk Partisi dönemi

bitmiş, Perçem Partisi dönemi başlamıştı, başa geçen Babrak Karmal, ise tam bir Rus yanlısı olması sebebiyle, çevremizde bizi seven herkes imkânınız varsa Afganistan’dan gitmemizi ve zamanla bize karşı baskıların artacağını söylüyorlardı. 1982’de kardeşlerim; Said İbrahim ve Said Mansur, Pakistan yoluyla Türkiye’ye gelmişler ve mektupla bizleri de Türkiye’ye çağırmaları üzerine, Türkiye Büyükelçiliğine dilekçe vererek, Türkiye’ye gitmek istediğimizi söyledik. Talebimiz olumlu karşılandı, yeni bir vatana doğru yolculuk işlemlerimiz başladı ve Afganistan, 1983’te Türkiye’ye gidebileceğimiz müjdesini verdi. Türkiye’nin gönderdiği özel uçakla, Adana Havaalanı’na indik. Dönemin Adana Valisi, Erdoğan Şahinoğlu ve resmi görevlilerle birlikte, halk bizi sevgiyle karşılayıp bağrına bastı! Adana’da bir okulda 10 gün kaldıktan sonra bizleri, Buhara Emir’i Âlim Han’ın evlatlarını ve bir takım Özbekleri, Gaziantep’e getirdiler. Gaziantep’te bir süre Sümerbank lojmanlarında kaldık. Bu süre içerisinde devlet bizim için yeni konutlar yaptırmaktaydı. Türkiye’ye geldiğimiz ilk aydan itibaren bizlere, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık hakkı verildi. Bizleri mutlu eden bir başka olayda çocuklara 2.bin, büyüklere ise 4.bin Türk Lirası maaş bağlanmasıydı. Bu sistem 5 yıl böyle devam eti. Gazi Kent’te bize özel yaptırılan evler bitmiş bu evlere 1985’de geçtik. Bu evler, bizlere 20 yılda ödenmek koşuluyla verilmişti.” Gazeteci, yazar ve muhabir Naci Yengin; “Hanedana mensup bazı kişiler, Türkiye dışında yaşamaya devam etmektedir. Bunlardan bazıları ölmüş ve bazılarıysa halen yurt dışında yaşamaya devam ediyor. Türkiye’ye gelenler yaş sırasına göre: Said Rahim, Said İbad Han, Said Mansur, Said Hadi ve Said Abdulkebir (Azmi) Yüce. Amerika’da yaşayan ve lideri olarak kabul ettikleri en büyük ağabeyleri; Said Ömer Âlim Han. Bunlardan başka, Pakistan ve Arabistan’da yaşayan hanedan mensupları da vardır. Ancak çoğunluğu Türkiye’de olduğu için toplanma merkezleri, Türkiye’dir. Halen, Türkiye dışında yaşayan Emir Âlim Han’ın erkek çocukları şunlardır: Almanya’da, Said İbrahim Âlimi ve Said Muhammed Âlimi, Afganistan’da, Said Settar Âlimi, Arabistan’da, Said Arif Âlimi ve Hollanda’da, Said Abdurrauf Âlimi’dir.” Son

söz olarak da Abdulkebir Beyin sözüyle bitirelim; “Vatansızlığın, burnunuzun direğini

sızlatan sancısını çekmeyen bilemez! Kendi toprağınızın nasıl koktuğunu, yağmurun, rüzgârın, karın… Çölün özlemi içerisinde yaşamış olmak nasıl bir duygudur? Yaşamayan bilemez! Aile efratının yer aldığı fotoğrafları Resim:3-4-5’de

belirtilmiştir.155

2. TÜRKİSTAN GENELİ İLE BUHARA BÖLGESİNDE GELİŞEN CEDİTÇİLİK, BASMACILIK FAALİYETLERİ VE KORBAŞLARIN

ÇALIŞMALARI

2.1. Türkistan Bölgesi ve Buhara Çevresinde Gelişen Usul-i Cedit