• Sonuç bulunamadı

Dünyanın en büyük dokuzuncu ekonomisi konumunda bulunan ve uygulamaya koyduğu "Real Planı" ile 1999 yılına kadar geçen son 4.5 yıl içinde enflasyonu %2700'lerden %1-3'ler düzeyine indirmeyi baĢaran, daraltıcı politikalar ile birlikte yıllık yüzde 4'lük büyüme hızına ulaĢan, gerçekleĢtirdiği baĢarılı özelleĢtirme programı ile geliĢmekte olan ülkelere model olarak gösterilen ve bunun paralelinde uluslararası

68

MALKOÇ,a.g.e, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/ DTDERGI/ekim98/ dunyaeko.htm/01/04/2003. 69

sermayenin akın ettiği Brezilya'da 13 Ocak 1999 tarihinde oluĢan mali kriz herkesi ĢaĢırtmıĢtır70. -10000 0 10000 20000 30000 40000 50000 60000 70000 80000 90000 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 YILLAR MİLYON $

Portföy Yatırımları Dorudan Yatırımlar

ġekil 8. Brezilya’ya Yönelik Doğrudan Yatırımlar ve Portföy Yatırımları (1979-2002) Kaynak:Dünya Bankası,World Development Indicators, Online 2004 verilerinden derlenmiĢtir.

Brezilya krizinde de spekülasyonun etkilerini görmek mümkündür. Dünyanın hızla büyüyen bu ülkesine de kriz öncesi dönemlerde büyük oranlı bir yabancı sermaye akımı gerçekleĢmiĢtir. ġekil 8 incelendiğinde Brezilya‟ya yönelen portföy yatırımlarında 1998 ve 1999 yıllarında belirgin bir azalma olmuĢ, 1998 yılında 18.4 milyar dolar olan portföy yatırımları 1999 yılında 3.8 milyar dolara gerilemiĢtir. Özellikle portföy yatırımları kriz yılında yaklaĢık 15 milyar dolarlık bir gerileme göstermiĢtir. Brezilya‟ya 2000 yılında 7 milyar dolar 2001 yılında 77 milyar dolarlık portföy yatırımı gerçekleĢmiĢ, 2002 yılında ise o dönemde ortaya çıkan Arjantin krizinin etkisiyle ekonomiden 5.1 milyar dolar portföy çıkıĢı yaĢanmıĢtır. Bir önceki yıla bakıldığında çıkan yatırım miktarı yaklaĢık 82 milyar dolardır. Brezilya‟ya yönelen doğrudan yatırımlar ise 1994 yılından 2000 yılına kadar istikrarlı artıĢını sürdürmüĢtür. Bu dönem, içersinde Meksika krizi, Asya krizi, Rusya krizi ve Brezilya‟nın kendi

70

Muhammet AKDĠġ, “KüreselleĢmenin Finansal Piyasalar Üzerindeki Etkileri Ve Türkiye:

Finansal Krizler-Beklentiler”, http://www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/Ekim2002/akdis.htm,

yaĢadığı krizi barındırması açısından önemlidir. Görüldüğü gibi, portföy yatırımlarında aynı dönemde izlenen dalgalı seyir doğrudan yatırımlarda görülmemektedir.

Latin Amerika ülkelerine yönelen özel sermaye akımlarında öncelikle Rusya krizinin yaydığı güvensizlik etkili olmuĢ, bu kriz uluslararası kısa süreli sermayenin geliĢmekte olan ülkelerden çekilmesine hız kazandırmıĢtır. Küresel finansal piyasalarda günde yaklaĢık 1 trilyon dolarlık iĢlem gerçekleĢtirildiği dikkate alındığında bir ülkenin ekonomi politikasına güvensizlik oluĢması halinde 50-60 hatta 70 milyar dolarlık rezervler bile piyasaları etkilemekte yetersiz kalabilmektedir. Brezilya'da da böyle olmuĢ ve kısa süreli sermayenin ülkeden kaçıĢı rezervlerle dengelenmek istenmesine rağmen durdurulamamıĢ ve kriz yaygınlık kazanmıĢtır.

Brezilya'da 1999 yılında ortaya çıkan krizin ardından uluslararası derecelendirme Ģirketi Standart & Poors (S&P) da harekete geçmiĢ, Brezilya'nın 58.1 milyar dolarlık döviz cinsinden borçları için uzun vadeli notunu BB eksiden B eksiye ülkenin uzun vadeli real bazında borçları için notunu da B artıdan BB eksiye düĢürmüĢ, 330 milyar real (250 milyar dolar) tutarındaki kısa vadeli real bazlı borçları için ise B olan notunu değiĢtirmemiĢtir. S&P, ayrıca Brezilya'nın uzun vadeli devlet döviz borçlarını de BB eksiden B artıya, uzun vadeli real bazlı devlet borçlarını da BB artıdan, BB eksiye düĢürmüĢtür71. Bu durum Brezilya‟nın borçlarını çevirmesini zorlaĢtıran bir

geliĢme olmuĢtur.

F ) ARJANTĠN KRĠZĠ(2001)

Arjantin ekonomisi 1990 ve 2001 yılları arasında, ilki 1994-1995 yıllarında Meksika‟da meydana gelen “Tekila Krizi”nin etkisiyle yaĢanan kriz, ikincisi 1997‟de Asya krizi ve 1998 Rusya krizinin Arjantin ekonomisini etkilenmesi sonucu oluĢan kriz ve son olarakda 2001 yılında Arjantin ekonomisinin kendi yapısal sorunlarından dolayı yaĢadığı kriz olmak üzere üç tane kriz yaĢamıĢtır.

1994 yılı aralık ayında Meksika‟nın yaptığı devalüasyonla baĢlayan ”Tekila Krizi” o dönemde bölge ülkelerinin ekonomik yapılarının güçlü olmasına rağmen bölgeden bir para çıkıĢı yaĢanmasına neden olmuĢtur. Özellikle Arjantin ekonomisinde bir kriz hiç kimse tarafından beklenmemekteydi. Fakat aynı zamanda 1982 yılında

71

Meksika „da yaĢanan devalüasyon sonrasında Arjantin‟de de devalüasyon olduğu bilinmekteydi. Krizin baĢlaması, portföyünde önemli miktarda Meksika Hükümet tahvili bulunan Extrader Bankası‟nın mudilerinin Meksika „daki devalüasyon sonucu bankaya ellerindeki tahvilleri tahsil etmek amacıyla hücum etmeleri sonucu bankanın ödeme güçlüğüne düĢmesiyle baĢlamıĢtır.72

Kriz beklentisi içine girilmesiyle birlikte yerli paradan yabancı paraya bir kaçıĢ baĢlamıĢtır. Aynı zamanda yabancı yatırımcılarında ülke ekonomisindeki paralarını çekmeleri sonucu bir kriz ortamı yaratılmıĢtır.

Merkez bankası uygulamıĢ olduğu ekonomik istikrar programına sadık kalarak devalüasyon yoluna gitmemiĢ ve sermaye kaçıĢını engelleyecek adımlar atarak ekonomik istikrarı tekrar sağlayacak adımlar atmıĢ ve daha büyük boyutlu bir krizi engellemiĢtir.

1997 yılındaki Asya finansal krizinin Latin Amerika ülkeleri üzerinde de yansımaları olmuĢ, baĢta komĢularından daha az etkilenmiĢ görülen Arjantin, 1998 yılında Rusya‟nın moratoryum ilan etmesi ve 1999 yılında da Brezilya‟nın krize girmesi sonucunda da ikinci bir kriz sarmalı içine girmiĢtir.

1980 ve 1990'lı yılların ilk yarısında hızlı büyüme yaĢayan Arjantin Ekonomisi bu dönemde gayri safi yurtiçi hasılasını (GSYĠH) 77 milyar Dolar'dan 285 Milyar dolara çıkarmayı baĢarmıĢtır. Arjantin GSYĠH‟ daki bu baĢarısının yanında, en büyük sorunu olan dıĢ borçlarında ise büyük artıĢlar yaĢanmıĢtır. 1980 yılında 27 milyar Dolar düzeyinde olan dıĢ borçları, 2001 yılında 146 milyar Dolar seviyesine kadar yükselmiĢtir.73

Arjantin ekonomisinde 1990 yılından itibaren uygulanan hatalı özelleĢtirme politikaları ile oluĢturulan verimsiz Ģirketler ve karteller ülke ekonomisine zarar vermiĢlerdir74

. Arjantin, millî petrol Ģirketlerini bile stratejik değerlendirme yapmadan satmıĢtır. Asya, Meksika ve Rusya krizlerinin etkisiyle ekonomisi iyice zayıflayan Arjantin'in kısa vadeli ve ödenmesi zor dıĢ borçlan 146 milyar Dolar bulmuĢtu.

72

Yasemin TÜRKER KAYA, “Bankacılık Sektöründe Yeniden Yapılandırma : Arjantin Örneği ”, (BDDK,MSPD ÇalıĢma Raporları 2001/2)

http://www.bddk.org.tr/turkce/yayinlarveraporlar/rapor/bddk/arastirma/2001-2.pdf (03.04.2004) 73

BarıĢ ÇĠLOĞLU, “Arjantin Ekonomik Krizi:"Bir Arjantinli Kadar Zengin" Deyiminden

Ekonomisi Çöken Arjantin'e”, (Stratejik Analiz, Cilt 2, Sayı 22, ġubat 2002)

http://www.haberbilgi.com/haber/ekonomi/sta-0202/arjantin.html/(17/09/2004)

Yukarıdaki sebepler bir ülkenin krize girmesi için her ne kadar "gerekli" olsa da "yeterli" olarak görülmemekteydi.

-10.000 -5.000 0 5.000 10.000 15.000 20.000 25.000 30.000 35.000 40.000 1976 1978 1980 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 YILLAR MİLYON $

Portföy Yatırımları Doğrudan Yatırımlar

ġekil 9. Arjantin’e Yönelik Doğrudan Yatırımlar ve Portföy Yatırımları (1976-2002) Kaynak:Dünya Bankası,World Development Indicators, Online 2004 verilerinden derlenmiĢtir.

Arjantin ekonomisini 1995 ve 1997 yıllarında zorlayan ana unsurlardan biri sermaye hareketleridir. 1990-2000 yılları arasında Arjantin'e yaklaĢık 150 milyar Dolar sıcak para giriĢi olmuĢ, bu durum Arjantin ekonomisinin dengesini bozmuĢtur. ġekil 9‟da Arjantin ekonomisine yönelik portföy ve doğrudan yatırımların miktarı görülmektedir. Özellikle 1990‟lı yılların baĢında yoğun bir portföy yatırımı Ģeklinde sermaye Arjantin ekonomisine girmiĢtir. 1993 yılında yaklaĢık 33.7 milyar dolarlık bir hareket ve izleyen yılda keskin bir düĢüĢle 8.4 milyar dolara inmiĢtir. Ġki yıl içersinde ekonomiye giren ve çıkan para yaklaĢık 25 milyar dolar civarında gerçekleĢmiĢtir. Bu miktarda sermaye hareketi, zaten dengeleri tam oturmamıĢ bir ekonomiyi finansal bir kriz içine sokmuĢtur. Aynı Ģekilde 1997‟de yaĢanan Asya krizi ve 1998 Rusya krizi sonrasında Arjantin ekonomisine yönelik portföy yatırımları 1998 yılında yaklaĢık olarak 8.8 Milyar dolar iken, 1999 yılında ülkeden çıkan portföy yatırımı -6.8 milyar dolar düzeyindedir. 2000 yılındaki çıkıĢ 2.5 Milyar dolar olmuĢ ve Arjantin krizi olarak nitelendirilen 2001 krizinde 7.8 milyar dolarlık bir sermaye çıkıĢı yaĢanmıĢtır.

Arjantin, sermaye hareketlerinin yanında, 2001 yılı sonuna kadar uyguladığı ve 2001 krizinin nedeni olarak gösterilen ekonomi politikalarını, Mart 1991‟de

uygulamaya konulan Konvertibilite (Cavallo) Programı ile baĢlatmıĢtır. Programın baĢlatıldığı sırada, Arjantin uzun yıllardır süregelen hiperenflasyonla yaĢamaktaydı. Bu nedenle programın öncelikli hedefi enflasyonist süreci kırmak ve parasal istikrarı sağlamak Ģeklinde belirlenmiĢti. Enflasyonist süreci kırmak için seçilen araç, dönemin hakim uluslararası finans paradigmasına uygun olarak para kurulu sistemi olarak belirlenmiĢtir75

.

Konvertibilite (Cavallo) Programının temel unsurları aĢağıdaki Ģekilde belirlenmiĢtir.76

;

 Yerel para Peso ile ABD doları arasındaki parite sabitlenmiĢtir.

 Para basımı uluslararası rezervlerdeki net değiĢime bağlanmıĢtır.

 Merkez Bankası‟nın kamuya kredi açması kanunla yasaklanmıĢtır.

 Kamu maliyesi alanında disiplinin sağlanması ve sürdürülmesi için siyasi çevrelerde uzlaĢma sağlanmıĢtır.

 Yapısal reformlar ve özelleĢtirmeye hız verilmiĢtir.

1990 yılında baĢlayan Konvertibilite programıyla birlikte ekonomi bakanı Domingo Cavallo, Peso‟yu dolara sabitlemiĢ hiper enflasyonu yok etmiĢ ve yatırımcıların güvenini yeniden tesis etmiĢti. Bu durum uzun sürmemiĢ, 1995‟de Brezilya‟nın sabit kur sisteminden vazgeçmesi ile Arjantin‟in en büyük ihraç pazarı çok büyük oranda kapanmıĢtır. Özellikle, Brezilya krizi, dıĢ ticaretinin yüzde 30‟unu bu ülkeyle yapan Arjantin‟in ihracatını iyice geriletmiĢtir. Böylesi krizler sırasında ülkelerin çoğu ya dalgalı kura geçerek maliyet yapılarını esnekleĢtirmiĢ ya da devalüasyona giderek yeni bir denge düzeyine geçmiĢlerdir. Para kurulunun varlığı nedeniyle Arjantin ekonomisinin katı yapısı bu yeni durumlara uyum sağlayamamıĢtır. Aynı dönemde doların uluslararası piyasalarda değer kazanıp satın alma gücünün artması Arjantin Pesosunu da etkilemiĢ, kısa vadede Arjantinli tüketicinin satın alma gücü artmıĢ, fakat üreticiler rekabet güçleri azaldığı için ücretleri ödeyemez hale

75

Mehmet ARSLAN, “ IMF – Krizler Ve Türkiye” , (Stratejik Analiz Dergisi, Haziran 2001, Sayı:14), http://www.avsam.org/turkce/yayinlar/stratejikanaliz/makale/makalestranl14.htm#_edn12( 14/10/ 2004) 76

E. Alpan ĠNAN, “Arjantin Krizinin Sebepleri ve GeliĢimi”, (Bankacılar dergisi, Sayı 42, 2002),s,58. http://www.tbb.org.tr/turkce/ dergi/dergi42/ Alpan%20Inan_.doc(12.10.2004).

gelmiĢler, ya iflas etmiĢler ya da küçülme yoluna gitmiĢlerdir77

. Arjantin ve Brezilya Mercusor, Latin Amerika serbest ticaret birliği üyesidirler. Peso‟daki reel değer artıĢı Arjantin‟in ihracatını azaltmıĢtır. Üç yıl %0 büyüme ülkeyi krizin eĢiğine getirmiĢ; kamu borçları hızla artmıĢ, yatırımlar hızla düĢmüĢ, ve iĢsizlik %20‟lere ulaĢmıĢtır.78

10 senedir dolara eĢitlenmiĢ durumdaki Pesonun ihracatta rekabet gücünü azaltması ve ekonomik büyümeyi engellemesi nedeniyle; sadece dıĢ ticaret iĢlemlerinde geçerli olmak üzere, 18 Haziran 2001‟den itibaren kur, 1Peso=0.5€+0.5$ olarak belirlenmiĢtir. Ancak alınan kararın ciddi bir devalüasyonu tetikleyeceği endiĢeleriyle mali piyasalar dalgalanmaya baĢlamıĢtır. Cavallo mevcut döviz rejiminden vazgeçilmediği ve kararın kesinlikle devalüsyon olmadığı Ģeklinde açıklamalar yaparak piyasaya güven vermeye çalıĢırken, ABD ve IMF'den de bu doğrultuda destek mesajları gelmiĢtir.79

2001 Temmuz ayı baĢında IMF'den hedeflerin gerçekleĢtirebilmesi için kamu harcamalarında daha fazla kesintiye gidilmesi ve vergi toplama konusunda daha etkin olunması gerektiği yönünde açıklamalar gelmeye baĢlamıĢtı. Bu arada resmi iĢsizlik oranı %17 ile rekor düzeye ulaĢırken, Haziran ayı vergi gelirlerinin önceki döneme göre %5 düĢüĢ gösterdiği açıklanmıĢtır. Bir taraftan gelirlerin arttırılamaması, harcamalarda kısıntı sağlanamaması nedeniyle artan bütçe açığı ve olası yüksek bir devalüasyon nedeniyle ülkenin borçlarını ödeyemeyeceği tedirginliği, diğer taraftan beklenen iyileĢmenin bir türlü sağlanamaması ve Cavallo'nun sağlık sorunları nedeniyle BaĢkan De la Rua'nın istifa edebileceği endiĢeleri ile borsa son 2 yılın en büyük düĢüĢünü göstermiĢtir. Ġnterbank O/N faiz oranları %12'den %45'lere fırlamıĢ, hazinenin 3 ay vadeli 850 milyon dolar tutarlı bono ihracında faiz, beklentileri aĢarak %14 olmuĢ ve ülkeden fon çıkıĢı baĢlamıĢtır. Bu arada Haziran'da %16 ile takas edilen bonoların faizi

77

“Arjantin ve Türkiye Ekonomik Krizleri” http://www.dtm.gov.tr/ead/ekonomi/sayi9/ arjant%C4% B0n. Htm(17.03.2005)

78

ARSLAN,a.g.e.,http://www.avsam.org/turkce/yayinlar/stratejikanaliz/makale/makalestranl14.htm#_edn 12(14/10/ 2004).

79

Finansal Kurumlar Müdürlüğü Kredi Analiz ve AraĢtırma “Arjantin Ekonomisi 1990'lar” (Garanti Dergisi, Ağustos 2001) http://www.garanti.com.tr/anasayfa/garanti_dergisi/agustos2001/dunyada_ ekonomi.htmlArjantin Krizi (17.10.2004)

%35'e dayanmıĢtır. Ekonomide yaĢanan bu olumsuz geliĢmeler üzerine uluslararası derecelendirme kuruluĢları da ülke notunu B-'ye düĢürmüĢlerdir.80

Bütün bu geliĢmeler neticesinde Arjantin ekonomisi 2001 yılında kendini finansal bir krizin içinde bulmuĢtur. Arjantin‟in yaĢadığı bu kriz Türkiye‟yi de etkilemiĢtir. O dönemde bir ekonomik program yürüten Türkiye, finans çevrelerinin Türkiye ve Arjantin‟i benzer ekonomik yapıda ülkeler olarak görmesi nedeniyle Türkiye Arjantin‟in yaĢadığı krizin etkilerini hissetmiĢtir.

Arjantin, 1900‟lerin baĢında yer altı kaynaklarının zenginliği ve verimli toprakların çokluğu nedeniyle parlak bir gelecek vaat eden bir ülke görünümdeydi. 2000‟lerin baĢında Arjantin ekonomisinin geldiği bu durumu ise o yıllarda herhalde kimse öngörememiĢtir.

Arjantin‟in kalkınma macerasındaki en büyük zaafı yabancı sermayeye bağımlı olarak büyümesi oldu. Yabancı sermayeye sırt çevrilen yıllarda ise yerli sanayi üretimi verimliliğini arttıramadı, geliĢmiĢ sanayi ülkelerinin düzeyine gelemedi. Bu durum özellikle 1970‟lerden itibaren Ģiddetle fiyat düzeyine yansımıĢ ve hiperenflasyon, hiperenflasyonu söndürmeye çalıĢırken de yüksek iĢsizlik ortaya çıkmıĢtır. Arjantin örneği bize göstermiĢtir ki, sanayisi geliĢmemiĢ bir ülkenin krizden korunmasının yolu da aslında pek yoktur81. Parasal tedbirler alarak günü kurtarmaya çalıĢmak, yapısal

düzenlemeleri yapmadan bir anlam ifade etmemektedir. Arjantin ekonomisini sağlam temeller üzerine oturtmadan ve dıĢa bağımlılığını azaltmadan yapacağı düzenlemeler gelecekte yeni krizlerin oluĢmasını ortadan tamamen kaldırıcı özellikle taĢımamaktadır.

80

Finansal Kurumlar Müdürlüğü Kredi Analiz ve AraĢtırma “Arjantin Ekonomisi 1990'lar” (Garanti Dergisi, Ağustos 2001) http://www.garanti.com.tr/anasayfa/garanti_dergisi/agustos2001/dunyada_ ekonomi.htmlArjantin Krizi (17.10.2004)

81

Ali Sina ÖNDER, “Bir Krizin Anatomisi: 1930'dan Günümüze ARJANTĠN KALKINMASI”, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Ġktisat Bölümü (Mayıs 2002), http://www.tcmb.gov.tr/yeni/iletisimgm/AliSinaOnder.htm (03.02.2005)

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

FĠNANSAL KRĠZLERĠ AÇIKLAYAN MODELLER VE FĠNANSAL