• Sonuç bulunamadı

Boşanmanın Eşlerle İlgili Mali Sonuçları

A. BOŞANMANIN EŞLERLE İLGİLİ SONUÇLARI

2. Boşanmanın Eşlerle İlgili Mali Sonuçları

Boşanma kararı verilmesiyle yani boşanma hükmünün kesinleşmesiyle, eşlerle ilgili bir takım mali sonuçlar meydana gelir. Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamadıkları gibi boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler (TMK m. 181/1).630

Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde de aynı hüküm uygulanır (TMK m. 181/2). Ölen eşin mirasçılarından birisinin devam ettiği dava artık bir boşanma davası olmayıp kusurun tespiti davasıdır. Çünkü evlilik birliği boşanma kararı verilmesinden önce ölümle son bulmuştur. Ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve sağ kalan eşin kusurunun ispatlanamaması halinde sağ kalan eş, bu sıfatla ölen eşin yasal mirasçısı olabilir ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybetmez.631

Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler. Boşanma durumunda, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).

Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir (TMK m.174/1). Maddi tazminat istenebilmesi için, davalı tarafın kusurlu olması gerektiği için, davalının akıl hastası olması durumunda veya evlilik birliğinin

630 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ’e göre; kişilerin evlenmeden önce, özellikle nişanlıyken, evlenmenin yapılacağı ve devam edeceği düşüncesiyle yaptıkları ölüme bağlı tasarrufların da örneksemeyle buraya dâhil edilmesi gerekir (DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 135).

631 YILDIRIM, s. 90; GENÇCAN, s. 969; ERDEM, s. 168-169.

136 temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarında, her iki tarafın da kusursuz ya da eşit kusurlu olduğu durumlarda maddi tazminata hükmedilemez.632

Hükmedilen maddi tazminat, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihte muaccel hale geldiğinden, faiz de boşanma hükmünün kesinleştiği tarihteki faiz oranına göre takdir olunur. Ayrıca maddi tazminata sadece istem üzerine hükmedilir, hâkim kendiliğinden hükmedemez. Maddi tazminat, boşanmadan sonra ayrı bir dava ile de talep edilebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir (TMK m. 174/2). Hâkim istem olmadan manevi tazminata hükmedemez. Her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu durumlarda manevi tazminata hükmedilemez.633 Ayrıca manevi tazminat boşanma davası görülürken istenebileceği gibi, daha sonra ayrı bir dava açarak da istenebilir.634

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz635 olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175).636 Taraflardan biri istemde bulunmadıkça yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Yargıtay bir kararında,

632 YILDIRIM, s. 92-93.

633 YILDIRIM, s. 93. Aynı yönde bkz. YHGK. 13.02.2008, E. 2008/2-120, K. 2008/136 (KAZANCI).

634 Maddi ve manevi tazminat veya yoksulluk nafakası kararları kesinleşmeden infaz edilemez (AKINTÜRK/ATEŞ KARAMAN, s. 301).

635 Boşanma sonrası yoksulluğa düşecek olan eşe, diğer eş, eşit kusurlu olsalar dahi, yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, süresiz olarak istenebilmektedir. Üstelik evliliğin ne kadar sürdüğünün de önemli yoktur. Tayin isteme, sosyal güvenlik gibi çeşitli sebeplerle resmi nikâhın kıyıldığı, fakat eşlerin henüz karı koca hayatı yaşamaya başlamadığı durumlarda, eşlerin boşanması halinde, yine süresiz nafakaya hükmedilebilir. Anılan bu ve benzeri hallerde süresiz nafakaya hükmedilmesi durumunda, nafaka yükümlüsü eş; nafaka yükümlüsü eşin yeniden evlenmesi ve çocuk sahibi olması durumunda ise, ikinci eşler ve ondan olan çocuklar mağdur olmaktadır.

Türk Medeni Kanunu m. 175’de yer alan “süresiz olarak” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan başvuruyu Anayasa Mahkemesi 17.5.2012, E. 2011/136, K. 2012/72 sayılı kararıyla reddetmiştir (SİNERJİ).

Uygulamada bu şekilde adil olmayan sonuçlar doğması nedeniyle, süresiz nafaka ile ilgili çalışmalar başlatılmıştır. Bu husus, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin 3 Ağustos 2018 tarihli 100 günlük eylem planının 15. maddesinde “nafaka ödeme sisteminin adil bir hale getirilmesi” şeklinde yer almıştır. Ayrıca TBMM Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Olayları Araştırma Komisyon’nun 14 Mayıs 2016 tarihli raporunda özetle şu tespit ve önerilerde bulunulmaktadır: “Farklı ülkelerde görüldüğü gibi nafakanın belirli bir sürede verilmesine yönelik ilgili kurumlarca çalışma yapılması önerilmektedir. Bu süre zarfında nafaka alan yoksul eşin, sosyo-ekonomik açıdan güçlendirilmesi için meslek edindirme ve istihdam imkânlarından faydalanmasının sağlanması gerekmektedir. Yoksulluk hala devam ediyor ise nafaka oluşturularak fondan sağlanmalıdır.”

636 Akıl hastalığı nedeniyle açılan boşanma davasında, akıl hastası olan davalı tarafın kusurundan söz edilemeyeceğinden maddi ve manevi tazminat istenmesi mümkün değildir. Ancak şartlar oluşmuşsa, akıl hastası olan eşin, diğer eşe yoksulluk nafakası ödemesine karar verilebilir (AKINTÜRK/ATEŞ KARAMAN, s. 303).

137

“boşanma kararında bir hüküm bulunmaması şartıyla boşanmaya yol açan olaylarda kusuru daha çok olmayan eş, sonradan da yoksulluk nafakası talep edebilir”

demektedir.637 Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir (TMK m. 177).

Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TMK m.178). Bu bir yıllık süre dolduktan sonra maddi tazminat, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunulamaz.

Türk Medeni Kanunu m. 184/5’e göre, “Boşanma ve ayrılığın fer’i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.”

Örneğin yoksulluk nafakasının miktarını eşler kendileri kararlaştırabilirler. Ancak bu anlaşmanın geçerliliği hâkimin onaylamasına bağlıdır.

Belirtmek gerekir ki tarafların TMK m. 166/3 hükmüne göre boşanabilmeleri için maddi tazminat, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası konusunda anlaşmaları ve bu düzenlemenin de hâkim tarafından onaylanması gerekir. Bu hususlardan biri üzerinde taraflar anlaşamazsa anlaşmalı boşanma kararı verilemez.

Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar. Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde de mahkeme kararıyla kaldırılır (TMK m. 176)

Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir (TMK m. 176).638

e637 Y. 2. HD. 20.11.2000, 14218/14480 (SİNERJİ).

638 Anayasa Mahkemesi 26.11.2009, E. 2005/56, K. 2009/94 sayılı kararında, “…Nafaka borçlusunun kendi kusuru bulunmaksızın yoksulluğa düşmesi halinde, hâkim Yasa metninde açıkça belirtilmese dahi Türk Medeni Kanunu’nun 1. maddesine göre yoksulluk nafakasının koşulları ve kabul ediliş

138 Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu olan eş maddi tazminat isteyebilir. Yine kusursuz veya kusuru daha az olan eşin, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğramışsa, talep olması durumunda, hâkim manevi tazminata hükmedebilir. Ayrıca talep varsa, diğer eşin, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan, kendisiyle eşit veya kendisinden daha az kusurlu olan eşe, yoksulluk nafakası ödemesi yönünde karar verebilir.