• Sonuç bulunamadı

3.2.4.1. Teması

Barselona kentinde yasadışı işler yaparak kendi ve ailesinin geçimini sağlamaya çalışan kanser hastası olan Uxbal’ın hayatının son evresini anlatmaktadır.

3.2.4.2. Filmin Geniş Özeti

Hastane odasında Doktor Uxbal’a belirtilerin ne zaman başladığını sorar, ‘‘Birkaç ay önce’’ cevabını aldığında daha erken gelmesi gerektiğini, geç kaldığını ifade eder. Hemşirenin gerekli testler için kan örneği alması

166

gerekmektedir. Doktor çıkar ve hemşire içeri girer. Uxbal’ın telefonu çalar ama bakmaz. Hemşireye kullanacağı şırınganın temiz olup olmadığını sorar. Birkaç deneme sonucunda damarını bulamaması üzerine hemşirenin elinden şırıngayı alır ve kanını çeker, ardından hastaneden ayrılır.

Metro gişelerinin kenarında bekler ve metroya para basan bir kadının ardından hızlı davranarak para vermeden içeriye girer. Kilisede bir cenazeye katılır. Tabutun başında bekleyen herkes çıkar. Odada ölen üç çocuk cesedi vardır. Sürekli ‘‘Kirpiklerin hareketsiz kalbinde öyle’’ sözcüğünü tekrarlar. Cesetlerden birinin yanına gelir ve neden gitmediğini onu burada tutan şeyi sorar. Tabutların bulunduğu odadan çıktığında çocukların annesi ve babası onu beklemektedir. Çocuklardan sadece en sonraki Luis’i duyabilmiştir. Onun bir saati çaldığı için af dilediğini söyler. Çocuğun annesi ise söylediklerine sinirlenir; ‘‘Ne hakla çocuklarına hırsız dediğini’’ sorar ve ağlar. Çocuğun babasının Uxbal’a uzattığı paraya çocuğun annesi de uzanarak parayı alır, Uxbal oradan uzaklaşır.

Kiliseden yemek yenebilecek bir yere gider. Bir şeyler içtikten sonra, kalkacağı sırada Çinli Barmen Hai’nin onu sorduğunu söyler. Yarın uğrayacağını ifade eder. Oğlu Mateo ve kızı Ana’ya para karşılığı bakan Lili’nin yanına gider ve çocuklarını alır. Bakıcı Lili’nin oğlu Li ile vedalaşarak ayrılırlar, evlerine giderler.

Uxbal balık pişirir. Oğlu Mateo balık yemekten nefret etmektedir. ‘‘Her zaman balık yediklerini’’ söyler. Yemek istediği şey ise yanında patates olan bir hamburgerdir ve çikolatalı süt ister. Kızı Ana ise sağanda yumurta yanına sosis ve kremalı tarçınlı kızarmış patates istemektedir. Uxbal ise hazırladığı şeyleri çocuklarına ikram ederken istedikleri şeylermiş gibi oyun oynayarak sunar. Masada yemek yerken öyle de ne yediklerini sorar Ana’ya yine aynı şeyleri yediklerini söyleyince bir sonraki gün için Lili’nin başka bir şey yapmasını söyler. Uxbal, yemeği Lili yapıyor sanır ama aslında Jung yapıyordur. Ona söyleyeceğini ifade eder.

Masada Mateo’ya ayağını sandalyeye vurmaması gerektiğini söyler. Ağzını yemekle doldurmaması gerektiğini de. Mateo ise ağzındaki yemeği avucuna boşaltır. Sonra o yemeği tekrar ağzına koymasını ister Uxbal. Meteo koyar ama bir taraftan da sandalyeye vurmayı sürdürür. Duruma kızan Uxbal

167

masaya vurur. Mateo’ya masadan kalkmasını ve odasına gitmesini söyler. Matoe tabağını kaldırır ve yıkamak için yeltendiğinde Uxbal odasına gitmesi gerektiğini hatırlatır ve Mateo odasına gider.

Gece Uxbal, Mateo’nun sesine uyanır ve koridora çıktığında Mateo’ya ne olduğunu sorar Mateo altını ıslattığını ‘‘Yarın söz… Temizleyeceğini’’ söyler ve koridorda Uxbal’a sarılır. Sabah tuvalete gittiğinde Uxbal idrarından kan gelmektedir. Çocukları okullarına bırakır.

Marambra yarı çıplak bir halde kalmış ve müziğin sesini açmıştır. Yatakta yatan Uxbal’ın kardeşi Tito mezarlıktan arandığını söyler ve babasının mezar yerinin satılması gerektiğini, oraya bir alışveriş merkezi yapılacağını söyler. Ve babasını yakmak için girişimlerde bulunmuştur. Telefonda bunları konuşurken Marambra ise yatağa gelmiş elinde kadehle birlikte yatağın üzerinde dolaşmaktadır. Müzik eşliğinde. Tito’nun üzerine şampanya döker. Marambra çıkmak zorunda olduğunu söyler.

Uxbal, zenci arkadaşı Ekweme’nin yanına, satış yaptığı meydana gider. El Fondo’da Chinaza’yı gördüğünü söyler. Şeyh, Mamadou’yu sorar ve ‘‘Bulundukları yerde satış yapamayacaklarını, buranın polisle anlaştıkları bölge sınırı dışında olduğunu’’ söyler. Ekweme ise ‘‘Başka yerde ise hiç kimsenin sattıkları malları almadığını’’ söyler. Ekweme ve arkadaşlarının uyuşturucu sattığı konusunda da duyumlar vardır. Tam bu sırada polis sirenleri çalar ve önlerindeki sokak tezgâhlarını toplayarak kaçmaya başlar satış yapan Afrika kökenli zenciler.

Uxbal, Ekweme’nin evine gider. Bir çanta gösterir Ekweme. Açmaya çalışırlar. ‘‘Tezgâhlarda ürettiği ürünlerini sattığı Çinlilerle konuşması gerektiğini’’ söyler. İşlerin kötüye gittiğini ifade eder.

Çinlilerin çanta ürettiği atölyeye gider Uxbal. Çinli atölye sahibi Hai ve yanındaki arkadaşı Lewei tartışırlar208. Uxbal ise ‘‘Tezgâhlarda ürettikleri bu

uyduruk şeyleri sokakta satıcılık yapan Ekwere ve zenci arkadaşlarının satamayacağını’’ söyler çünkü alan yoktur. Polis merkezindeki adamı Zanc için bir zarfın içine para koyar. Mendoza’nın Badalona’da bir inşaat işi vardır. Aralarında antlaşma yapmışlardır ve bu işi kaybetmekten korkmaktadır. Uxbal’ın aradaki bağlantısı ise kardeşi Tito’dur.

168

Uxbal, polis Zanc’a Ekim ve Kasım ayları için para öder ve polis bir sonraki ayın ödemesini geciktirmemeleri gerektiğini söyleyerek verilen rüşveti alır.

Marambra’nın evinin ziline basar, evde olmadığını anlayınca apartmanın önünden ayrılır. Kendi evine gittiğinde Uxbal çocukları Ana ve Mateo evdedir. Anneleri Marambra onları okuldan alıp eve getirmiştir. Marambra kendi önceliklerine göre Uxbal’ın evini düzenlemiştir. Uxbal bundan memnun kalmaz. Çocukları alacağı zaman kendine haber vermesi gerektiğini hatırlatır. Marambra hazırladığı yemekleri masaya koyar ve Miguel’den bahseder. Uxbal, Marambra’nın sofrada yaptığı davranışların her birine bir şeyler söylemesi üzerine Marambra ‘‘Çocuklarını cenazelere telepati için götürmesine engel olmak ister. ‘‘Mateo bu yüzden altını halen ıslatmakta’’ olduğunu söyler. Uxbal ise ‘‘Uzun süredir götürmediğini’’ ifade eder. Marambra mahkemenin velayeti Uxbal’a vermesinden yana sıkıntılıdır. Evden Uxbal’ın ‘‘Gitmesini’’ söylemesi üzerine ayrılır. Marambra’nın ardında sokağa Uxbal’da çıkar ve aracının yanına kadar giderek özür diler. Marambra, Uxbal’ın yanına kendisi gibi olamadığından şikâyetçidir.

Uxbal aracın kapı koluna para takar ve ayrılırken Marambra onu sevdiğini söyler. Uxbal’da onu sevmektedir. Marambra, Uxbal’dan para ister, verdiği parayı az bularak daha fazla ister. Uxbal’ın olmadığını söylemesi üzerine ‘‘Mezar yerini sattığınıza göre daha fazla olmalı’’der. Uxbal ise bunu kimden duyduğunu sorar. Tito’nun söylediğini söyler ; ‘‘Ne zaman gördüğünü’’ sorar. ‘‘Başlama lütfen’’der Marambra ve Tito’nun sırtındaki ağrılar için sadece masaj yaptığını ifade eder.

Uxbal hastaneye gider ve emar çekilir. Sonuçlar kötü çıkmıştır. Şimdi ne yapılabileceğini sorduğunda ise doktor, vücudunun kemoterapiye verdiği cevapla bağlantılı yol izleneceğini söyler. Gerekli tedaviler için çok geç kalındığını kanserin prostattan kemik dokusuna ve karaciğerine kadar geçtiğini, tedavi sürecinin çok güç olduğunu ifade eder. ‘‘Ne kadar zamanı olduğu’’ sorunun cevabı ise sadece ‘‘birkaç ay’’dır.

Hastaneden çıkar. Ana ve Mateo’yu bakıcıları Lili’den alır ve eve giderler. Düşünceli bir halde odasının tavanındaki nemden ve küften kalmış badana ve kireç kalıntılarına bakar. Oğlu Mateo ile oyun oynar ve kızı Ana’ya derslerinde

169

yardım eder. Ana, Uxbal’a ‘‘Biutiful’’ nasıl yazılır diye sorar. Uxbal ise okunduğu gibi diyerek önce kodlar ve sonra Ana’nın defterine yazar209.

Sabah Ana ve Mateo’yu okula bırakır ve Ekweme’nin seyyar satıcılık yaptığı meydana doğru varmak üzereyken polislerin meydanı bastığını, zenci satıcıların her birinin farklı bir yöne doğru kaçtığını görür. Meydanda kovalamaca yaşanır. Seyyar satıcıların birçoğu yakalanır ve gözaltına alınır. Uxbal ise kovalamacanın sonlarına denk gelmiştir. Ekwere’nin gözaltına alındığını görünce olaya müdahale eder. Polisler onu da gözaltına alırlar. Olay sırasında rahatsızlığının da etkisi ile altına kaçırmıştır. Karakoldan karısı Marambra’yı arar ve çocukları okuldan alıp kendi evini götürmesini söyler.

Zencilerin meydanda sattığı çantaları ve korsan filmleri üreten Çinli Hai ve Liwei ise bu olaydan sonra artık işlerin bu şekilde yürüyemeyeceğini konusunda hemfikirdirler. Çinden gelen işçiler artık atölye yerine Mendoza’nın inşaatında çalışarak kendilerine sözü verilen parayı alacaklardır. Uxbal, Hai’den bodrumda yatan Çinli işçiler için kullanmadıkları ısıtıcıları istemiştir.

Uxbal’ın içeriye bir zenci yani Ekweme yüzünden mi girdiğini sorar Tito. Kefaletini ödemiştir. Uxbal geri ödeyeceğini ifade etse de Tito babaları Mateo Gama Fernandez’in mezar yeri için verilecekleri paradan gerekli kısmını alabileceğini fakat öncelikle cesedi yakmaları gerektiğini ifade eder. Uxbal, Marambra’nın babalarının mezar yerini satacakları bilgisini Tito’nun mu? Söylediğini sorar. Tito ise ‘‘Hayır’’ diye cevap verir. Birkaç gün gözaltında kalmıştır. Bu süre içinde Çinliler Mendoza’nın işyerinde çalışmaya başlamışlardır. Uxbal evine gider, üzerini değiştirip duş alır. Evden çıkıp sokakta yürürken cenazesine katıldığı çocuklardan Luis’in babası yolunu keser ve ona cenazede uzattığı parayı vermeye çalışır. Babası ‘‘O korkunç kaza olmadan bir gün önce Luis’le tartıştıklarını’’ söyler. Uxbal ise ‘‘Çaldığını söylediği saatin yatağının ayaklarından birinin arkasında olduğunu’’ ifade eder. Üzgün olduğunu uzattığı parayı tereddütle alır, oradan ayrılır.

209 Bu aynı zamanda filmin ismini aldığı an/vaka’dır. Uxbal öleceğini ilk öğrendiği günün

akşamında kızı Ana ve oğlu Mateo ile ilgilenerek geçirir. Bütün bu olumsuz gidişata bir de sonu birkaç ay ile belirlenen ölüm eklendiği anda Ana’nın ağzıyla yanıt aranan soru ‘‘Gerçekten her şeye rağmen güzel bir şeyin olabilecek midir?’’

170

Marambra’nın evine gider. Gecedir ve uyuyan çocuklarını almak ister. Marambra evde kalabileceğini söyler. Uxbal çocuklarını kontrol eder. Koridorda asılı duran fotoğraflara bakar. Marambra ise ona içki hazırlar.

Marambra, Ana’nın anlattığı bir rüyayı anlatır Uxbal’a ve ne kadar gitmek istese de kalmaya ikna eder. Kendisine yakınlaşmasını söyler. Manik depresif olmadığını söyler ve kontrolünü kaybetmediğini ifade eder. ‘‘İlaçlarını alıp almadığını’’ sorulunca almadığını öğrenen Uxbal’a, ‘‘Fototerapi ile tedavi olduğunu’’ ifade eder. Kendisini çok farklı hissettiğinden bahseder Marambra ve Uxbal’ı öper. Uxbal, Marambra’yı durdurur. Ardından sarılırlar. Karakoldayken Marambra’ya, çocuklarla birlikte dönmeyi düşündüğünden bahseder.

Hai’nin deposundaki bodrumda yatan Çinli işçileri ‘‘Saat yedi’’ oldu diyerek kaldırırlar ve çeşitli iş yerlerine minibüsle dağıtırlar. Kadınları küçük butiklere ve dükkânlara, erkekleri ise inşaata götürürler. Uxbal ve Tito’ya, Mendoza ‘‘Çalışanların içinde yaşı küçük dört çocuk olduğunu, hem soğuktan donmuş bir halde olduklarını hem de hiç birinin inşaat deneyimi olmadığını, bir baskın yapılırsa bu kadar işçiyi nereye saklayacağı konunda sıkıntı yaşadığı konusundaki kaygılarını iletir. Uxbal ise buna karşılık ‘‘Sendikalı işçi çalıştırmasını’’ söyler ve Mendoza’ya işçi bulma konusunda yaptığı yardıma karşılık komisyon ücretini bir hafta sonra alması gerektiğini; karşılığında ise işçilere ait belgeleri getirmesi gerekmektedir.

Ana, Mateo ve Uxbal, Marambra’ya taşınırlar. Yüksek bir apartman dairesinde oturmaktadır. Marambra misafirleri için yemek hazırlarken bir taraftan da kızı Ana’nın doğum günü için Pireneler’e gidebileceklerini söyler. Çocuklar bu yaşlarına kadar hiç mahalleden dışarı çıkmamıştır. Ana hediye olarak köpek istemektedir. Marambra parmaklarıyla hem kendisine hem de çocuklara yemek yedirir. Masada çocuklara bir partide tanıştıklarını, Uxbal’ın ona yaptığı iltifatı ve baktığı el falını anlatır.

Uxbal evden çıkar ve Ekwere’nın karısı Ige’nin yanına gider. Para vermeye çalışır. ‘‘Ana ve Mateo olmasa onu görmeye bile katlanamayacağını’’ söyler. Uxbal ise Ekweme ve arkadaşlarının uyuşturucu sattıklarını ifade eder. İge parayı alır; ‘‘Ne yapacağını’’ sorar Uxbal ise ‘‘Bilmediğini’’ söyler.

171

Uxbal evinde çoraplarının içinde zor günler için para saklamaktadır. Bir miktarını yanına alır, ısıtıcı satan bir mağazadan Çinli işçiler için ucuz ısıtıcı alır. Durumu ise giderek daha kötüye gitmektedir. Kusmalar da başlamıştır.

Kendisi gibi yetenekleri olan Bea’nın evine gider. Bir bardak suyun içerisine bir şeyler karıştırarak içmesini ve aynı bardağa tükürmesi ister. Çocukları, karısını ve kendisinin nasıl olduğunu, hayatının hakkını verip vermediğini sorar. Uxbal ise çocuklarını ortada bırakarak gitmek istememektedir. Kızı Ana’nın yaşındayken Uxbal’ın annesi ölmüştür. Babası Mateo Gama Fernandez ise onu tanıyamadan ölmüştür ve bunu neden onun başına geldiğini sorgular.

Bea, ‘‘Yeteneğimiz bize karşılıksız verildi biz de öyle devretmeliyiz’’der. İki taş verir ve onlardan ayrılacağı zaman her bir çocuğuna bir tanesini vermesi gerektiğini söyler. Ardından yaşlı bir adamın cenazesine gider. Eşine onun söylediklerini aktarır.

Marambra çocukları okula götürür ama çocuklar geç kalmıştır derse. Uxbal, Çinli işçiler ısınsınlar diye altı tane ısıtıcı getirir bodrum katına. Isıtıcıları kurarken Lili ve Li ile konuşurlar.

Çinli iş adamı Hai, Uxbal’ı görmek ister. Ofiste konuşurlar. Uxbal, Mendoza ile karlı bir anlaşma yapmıştır ve bu anlaşma gereği Çinlilerde fazla para almaları gerekirken görüntülerinde anlaşıldığı kararıyla çok az almaktadır. Ayrıca anlaşma gereği Mendoza’nın vereceği paranın yarısını Uxbal’a aittir. Liwei buna karşı çıkar ve buna karşılık Uxbal ona saldırır. Ardında ofisi terk ederek çıkar. Hai ise sarı bir zarfın içerisine anlaşmada öngörülen parayı koyar, çıktığı sokakta Uxbal’ın ardından seslenir ve zarfı ona verir.

Ige, oğlu Samuel ile birlikte Senegal Elciliği’ne Ekweme’yi görmeye gider. Ekweme, Ige’ye ‘‘İspanya’da kalması gerektiğini, oğlu Samuel’in İspanyol vatandaşı olduğunu, Senegal’de hiç iş olmadığını ve dönmemesi gerektiğini’’ söyler. Ekwere ise bu gün sınırdışı edilecektir. Ige ise ‘‘Evine polislerin geldiğini ve pazartesiye kadar evden çıkması gerektiğini’’ ifade eder. Ekweme, ‘‘Uxbal ile konuştuğunu yardım etmesine izin vermesi gerektiğini’’ belirtir.

Uxbal uzun süredir tanıdığı ve aralarında anlaşma bulunan polis Zanc ile gözden uzak bir restoranda konuşur. Zanc ‘‘Siyahların meydanda sadece çanta

172

değil aynı zamanda uyuşturucuda sattıklarını’’ söyler. Uxbal’ın Ekweme’ye yardım etmesi gerektiğini ifade ettiğinde ise ‘‘Mecliste sandalyesi olmadığını’’ söyler ve masadan kalkar.

Uxbal evine gidip çocuklarıyla ve eski eşi Marambra ile yemek yer. Marambra uyurken Mateo ve Ana ile eski fotoğraflara bakar. Uxbal’ın babası Mateo Gama Fernandez, Franko Rejimi’nden ve idam edilmekten kaçmış ama birkaç hafta sonra Meksika’da zatürreden ölmüştür. Babasını hiç görmemiştir. Tanımıyordur.

Tito ve Uxbal babalarının mezarını açtırır. Çinkoyla sıkı bir şekilde kaplanmıştır. Mateo Fernandez Gama; 1966 yılın Meksika’da ölmüştür, gemiyle İspanya’ya nakledilmeden önce mumyalanmıştır. Naşı Montjuic Krematoryumu’na yakılmak üzere götürülmüştür. Montjuic Krematoryumu’na cesedi teşhis etmek için giderler. Mezarından çıkan eşyaları Uxbal teslim alır ve dönüş yolunda Tito’nun aracının içinde eşyaları inceler.

Çinli Hai ailesiyle birlikte yemek yediği bir anda içeriye Liwei girer ve Hai musade isteyerek dışarı çıkar. Hai’n eşi arkalarından bakar.

Uxbal, kendi evindeki eşyaları Ige’ye tanıtır ve onu evine yerleştirir. Gelecek birkaç ayın kirası ödenmiştir. Burada kalabileceğini söyler, tam bu sırada güçlükle ayakta durabilecek şekilde rahatsızlanır.

Marambra’nın eve çok geç saatte gelmesi üzerine ‘‘Gece geç saatte masaj yapmaktan mı geldiğini’’ sorar. ‘‘Eğlenmekten geldiğini ve eğlenmeye hakkın olup olmadığını’’ Uxbal’a söyler. ‘‘Evde iki çocuğun varken yok ’’ cevabını alır. Mateo sigara içmiş, yatağını yatmıştır. Ana yakalamış, tam zamanında söndürmüştür. Marambra ise yanan yatağı pencereden aşağıya atmıştır. Sonra da çocuklara yukarı taşıtmıştır. Uxbal, Marambra’ya kızar. Mateo, annesine ‘‘fahişe’’ demiştir ve Marambra’da 7 yaşındaki Mateo’ya vurmuştur. Pirenele’re birinci sınıf dört tren bileti almıştır. Uxbal tüm bu olanlara sinirlenir ve yatak odasına geri döner.

Sabah Çinlilerin kaldığı bodrum kapısı açıldığında ısıtıcılardan sızan gaz sebebiyle içeride yatanların zehirlendikleri ortaya çıkar. İçerde biriken gazın çıkması için camları kırarlar. Hai ve Lewei olay yerindedir. Sadece bir kişi kurtulmuştur. Uxbal, bodruma iner, Lili ve Li’yi kaldırmaya çalışır, araca koyar

173

ama birkaç metre gitmeden onunda tamamen öldüğünü anlar ve durur. Hai ‘‘ne yapacaklarını’’ sorduğunda, Uxbal ‘‘Bilmediğini… Depoyu kapatmalarını’’ söyler. Marambra’yı arar; ‘‘Kendisinin gelemeyeceğini ve trene bu akşam binmelerini’’ söyler. ‘‘Geri döndüklerinde ise Ana’nın doğum gününü birlikte kutlayabileceklerini’’ ifade eder.

Bea’nın yanına gider. ‘‘En ucuz ısıtıcılardan aldığını, işe yaramaz olduklarını çok iyi bilmekte olduğunu’’ söyler. Olanlardan kendisini suçlu tutmaktadır. 25 kişi ölmüştür. Polise gidip gitmemekte karasızdır. Bea ise ‘‘Olanların kazadan ibaret olduğunu’’ söyleyerek teselli etmeye çalışır ve af dilemesi gerektiğinin altını çizer. Uxbal tekrar depoya/bodruma gittiğinde ise içerisinin tamamen boş olduğunu görür.

Gece kulübüne, Tito’nun yanına gider. Tito’da olanlardan habersiz bir şekilde onu defalarca telefonla aramış ve Uxbal telefonlarını açmamıştır. Mendoza Çinli işçiler gelmediği için aklını kaçırmıştır. Tito, Uxbal’ı masasına oturur, içmeye başlarlar. Masadaki konsomatris kadın yalnız kaldıklarında Uxbal’a sorular sorar. Uyuşturucu ve içkilerin etkisiyle kendilerinden geçerler.

Uxbal eve geldiğinde altına kaçırmıştır. Üzerindekileri çıkartır. Bir şeyler yemeye çalışır. Oğlu Mateo’nun odasına gittiğinde yalnız olduğunu, altına kaçırdığı için Marambra’nın Ana’yı yanına alarak Pireneler’e gitmiştir ve yaramazlık yaptığı için Mateo’ya vurmuştur. Uxbal, Mateo’ya yatağında sarılarak ağlar.

Marambra geldiğinde Uxbal eşyalarını toplar. Tam kapıdan çıkarken Mateo’ya sarılır Marambra. Uxbal boğazını sıkarak ancak elinden alır. Marambra, Uxbal’ın kendine verdiği aile yadigârı yüzüğü parmağında çıkartıp kapıya doğru atar. Uxbal geri döner ve yüzüğü alır210. Marambra duvara yaslanıp ağlar.

Uxbal, Ana ve Mateo ile evine geri döner. Evde Ekweme’nin karısı Ige ve oğlu Samuel’de vardır. Samuel bir yıl iki aylıktır. Uxbal, Ige ve Samuel’e çocuklarının odasını verir. Ana, Uxbal ve Mateo ise Uxbal’ ın odasına taşınırlar. Gece Samuel bir türlü uyamaz ve sürekli ağlar. Mateo, Uxbal’a ‘‘Susmasını söylemesini’’ söyler ve ‘‘Ige’nin neden onlarla birlikte yaşadığını’’ sorar. Uxbal, kalacak yeri olmadığını ve küçük bir bebeği olduğunu ifade eder.

174

Sabah olduğunda kentin sahiline Çinli cesetleri vurmuştur. Uxbal, kalktığında Ige, Ana ve Mateo’yu okula götürmüştür. Saat gündüz birdir. Polisler cesetlerle bağlantılı olarak Hai’nin evine baskın yapar ve bütün ailesini gözaltına alır. Hai, Uxbal’ın evini telefonla arar ve araç içerisinde buluşurlar. Hai, Liwei’nin ona ihanet ettiğini anlatır. Cesetleri 300 metre açıkta batmadan bırakmışlardır ve karaya vurmuştur. 25 kişi ve 2 kadın ve 3 çocuk cesedi bulunmuştur sahilde. Hai, ‘‘Ailesinin konuşmayacağını ve bu konuda bir şeyler bilen herkesi uyarmasını’’ söyler. Bunun için ona para verir ve onunda konuşmaması gerektiğini hatırlatır.

Tito ise olanları televizyonun haber bültenlerinden öğrenir. Telefonda Mendoza ile konuşur. Uxbal haber vermeden evine gelmiştir. İçeri girer ve salonda Marambra’nın çantasını görür. Yatak odasına geçtiğinde Marambra’nın çıplak bir şekilde yattığın görür. Tito’yu ailesinden uzak durması gerektiği konusunda tehdit eder. Uxbal, Marambra’nın yanına gittiğinde ‘‘defalarca onu aradığını, çocuklara yetmediğini, sadık olmak istediğini ama bir fahişe gibi eğlenmekte istediğini’’ söyler. Uxbal’dan ‘‘kendisini yeniden kliniğe göndermesi gerektiğini’’ söyler.

Mateo ve Ana okuldan çıkar. Ige okul kapısında onları beklemektedir. Birlikte aynı yolda farklı kaldırımlarından yürüyerek bir süre eve doğru giderler.

Benzer Belgeler