• Sonuç bulunamadı

Bitki Örtüsü Özellikleri

BÖLÜM 1: FİZİKİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİ

1.4. Bitki Örtüsü Özellikleri

“Türkiye’nin bitki örtüsü, flora kompozisyonu yönünden ele alındığında, üç flora bölgesinin geçiş sahası üzerinde bulunduğu anlaşılır. Nitekim ülkemizin kuzeyinde Avrupa ve Sibirya, doğusunda Batı ve Orta Asya (İran-Turan) ve batısında Akdeniz flora bölgeleri yer alır.

Fitocoğrafya (bitki coğrafyası) açısından bir değerlendirme yapıldığında, Kuzey Anadolu ile Trakya’da Yıldız Dağlarının kuzey kesimi ve güney Marmara bölümü Avrupa-Sibirya (Euro-Siberian) flora bölgesine dâhildir. Bu bölgenin Ordu’nun batısı ise “Öksin” flora grubuna girer.”(Atalay 1994 :4).

Araştırma sahasının Marmara bölgesinin Karadeniz kıyısında olduğu göze alınırsa; bitki örtüsünün flora yönünden Avrupa ve Sibirya flora bölgesinde olduğu, fitocoğrafya açısından ise Avrupa–Sibirya flora bölgesinin Öksin grubuna dâhil olduğu görülür.

Kuzey Anadolu kıyı şeridinde yaprağını döken, çoğunlukla mezofit (nem isteği orta derecede) vejetasyon formasyonları hâkimdir. Aynı zamanda fenarofit (ağaç ve çalılar) ve hemikriktofit’ler (Kurak mevsimde kökleri dışında dış organları ölen bitkiler) de yer alır.

Marmara Bölgesi geçiş iklimi özelliklerine sahip bir bölgemizdir. Kocaeli platosu, Marmara bölgesinin genelinde olduğu gibi Karadeniz iklimi ile Akdeniz iklimi arasında geçiş özelliği gösterir. Bu durum bölgenin bitki formasyonları üzerinde etkili olur. Akdeniz ikliminin bitki örtüsü maki ile nemli Karadeniz ikliminin bitki örtüsünün yan yana görüldüğü yarımadanın kuzeyi ile güneyi su bölümü sınır olmak üzere farklılıklar gösterir. Kuzeyde Karadeniz ikliminin etkisi güneyde ise Akdeniz ikliminin tesiri kendini daha fazla gösterir.

Kocaeli platosu bitki formasyonları; orman, maki ve psödomaki ve kıyı bitkilerinden ibarettir. Ancak makilikler yarımadanın Akdeniz ikliminin baskın olduğu güney kesimlerinde, Psödomakiliklerin ise Karadeniz ikliminin baskın olduğu kuzey

kesimlerinde yer aldığı görülür. Bu hususlar göz önüne alınarak yarımada bitki örtüsü açısından, psödomakinin dâhil olduğu nemli ormanlar sahası ve makiliklerin dâhil olduğu kuru ormanlar sahası diye ikiye ayrılır (Dönmez 1977 ). Araştırma sahası Kocaeli yarımadasının kuzey kesiminde yer aldığından bitki örtüsü bakımından psödomakilerin görüldüğü nemli orman sahasıdır.

Araştırma sahasında orman örtüsünün üç alanda yoğunlaştığı görülür. En kuzeydeki orman örtüsünü Acarlar gölü çevresi oluşturur. Turnalı- Karaçalı hattının güneyi ile Kayacık-Topçu hattının kuzeyi arasında kalan saha, orman örtüsünün yoğun olduğu ikinci bölümü oluşturur. Ormanların yoğunlaştığı üçüncü kesim ise Oflak tepesi ve uzantılarıdır. Bu ormanlar, arazileri tarım amaçlı kullanmak üzere yer yer açılmış ve kesintiye uğratılmıştır. Bunun yanında bu alanların dışında küçük öbekler halinde ormanlarda mevcuttur.

Kocaeli Yarımadasının nemli ormanlar sahasının bitki örtüsü bakımından en zengin yerini Kerpe burnu ile Sakarya ağzı arasındaki saha teşkil eder. Araştırma sahası da bu alan içerisinde yer almaktadır. Acarlar gölünün araştırma sahası içerisinde kalan Karaboğaz iskelesi, Kefken-Babadere ağzı ve Doğazlı dörtgeni arasında kalan köşesi ormanın en iyi korunduğu yerdir ve nemli ormanların bütün özelliklerini taşır. Denilebilir ki bu köşe, Kocaeli yarımadasında hemen bütün bitki türlerinin toplandığı alandır. Kerpe burnundan Karaboğaz iskelesine kadar olan alanda Kestane ağacı yerini önce gürgen (Carpinus betulus) birliklerine sonrada Macar meşesine (Q. Frainetto) bırakır. Gürgen ve meşe ormanlarının ormanaltını teşkil eden ve yer yer açıklıkları kapatan psödomaki bu sahanın bitki örtüsüne büyük çeşitlilik katar. İç kısımlara gidildikçe meşenin yerini kesif kayın ormanları alır. Kerpe burnunun 3–4 km güneyinden başlayan kayın ormanları Acarların gölünün güneyinden bir yay çizerek Yenikışla köyüne kadar uzanır. Karaağaç, Yenikışla ve güneyde Duraklı köyleri arasında kalan üçgen sahada kayın ormanlarına gürgen (carpinus betulus) sahası sokulur (Dönmez, 1979: 85-86).

Bu sahanın bitki örtüsü açısından en dikkat çeken yanı, kıyı kesiminde büyük yayılışa sahip Psödomaki içerisinde yayılış gösteren maki elemanlarının gösterdiği gelişmedir. Akdeniz tesirinin görüldüğü Türkiye kıyıları içerisinde maki elemanlarının en gür

olarak yetiştiği kesim burasıdır. Karaboğaz iskelesinden Kerpe burnuna kadar uzanan alanda görülen psödomaki şu elemanlardan oluşur: Akçakesme (phillyrea latifolia), defne (laurus nobilis), kocayemiş (Arbutus unedo), funda (Erica arborea), laden (cistus salviifolius), kızılcık (Cornus mas), fındık (Corylus avellana), karaçalı (Paliurus aculeatus), böğürtlen (Rubus fruticosus), geyik dikeni (Crataegus monogyna) ve muşmula (Mespilus germenica). Bu türler içerisinde özellikle kocayemiş, defne ve akçakesme birer orman elemanı olacak şekilde boylanmışlardır. Öyle ki bu bölgede kocayemiş 8-10m.yi bulan boyu ile ağaç olarak orman işletmesince kesime tabi tutulmaktadır. Defnelerin boyları 10-12m.yi, çapları 30-40cm yi, akçakesmelerin boyu 5-6m.yi çapları 20-30cm yi bulduğu gibi, Akdeniz bölgesinde nadiren 1m’yi aşan fundalar 2–3m’ye erişirler (Dönmez 1979:85–86).

Acarlar gölü çevresinde ve kıyı bölgelerde bir şerit halinde Macar meşesi (Q. Frainetto) ormanları hâkimdir. Ancak bu ormanlar saf meşe birlikleri halinde olmayıp arasına çok miktarda adi gürgen (Carpinus betulus) ve dağınık olarak da kayın (Fagus orientalis) karışır. Tahrip sahalarını 3-4m boyundaki kocayemiş, defne, akçakesme, funda geyik dikeni, böğürtlenlerden müteşekkil psödomaki kaplar (Şekil 29). Kıyı kesimlerden iç kesimlere doğru ilerledikçe psödomaki elemanları seyrekleşmeye başlar ve yerini yörenin hâkim ağaçları kayın, meşe, gürgen sahalarına terk eder (Şekil 28).

Nemli ormanlar sahası doğu kesiminin bitki örtüsü bakımından en farklı yöresi, Acarlar gölüne dökülen Yırtmaç dere ile Sakarya vadisi arasında kalan bölgedir. Kıyının hemen gerisinde Acarlar gölü dişbudak ormanı ile başlayan orman formasyonu, güneye doğru plato üzerinde kesif kayın ormanları ile devam eder ve çark suyunun Sakarya nehrine karıştığı sahanın güneyinde parçalı meşe ormanlarına inkılâp eder. Bu yöre dâhilinde araştırma sahasının kuzeyini teşkil eden Acarlar gölü dişbudak ormanı bitki örtüsüne büyük çeşitlilik katar. Kumulların, eski bir taban seviyesi ovasını geçen akarsuların önünü tıkamasıyla meydana gelen Acarlar gölü kış, sonbahar ve ilkbaharda sular altındadır. Yaz mevsiminde sular çekilir ve taban ortaya çıkar. Balçık yapısındaki topraklarla kaplı olan göl tabanı çok kesif bir orman sahasıdır. Bu ormanın hakim ağacını %80’e varan oranı ile dişbudak (fraxinus oxyphlla) teşkil eder. Karağaç (Ulmus campestris) ve kızılağaç (Alnus glutinosa) diğer önemli türlerdir. 20m’ye kadar boylanabilen ve 70-80cm çap yapabilen her üç ağaç türü Acarlar gölü ormanının

yüksek katını meydana getirirler. Bunların altında 7-8m boyundaki gürgen (carpinus betulus-carpinus orientalis), Akçaağaç (acer platanoides-acer campestre), titrek kavak (Populus Tremula), üvez (Sorbus torminalis.), kayın (Fagus orientalis), kızılcık(Cornus australis), fındık (Coryllus avellana) ve geyik dikeni (crataegus monogyna) ormanın ikinci katını teşkil ederler. Acarlar gölü ormanı aynı zamanda çeşitli sarmaşıklar (similax excelsa, Hedera helix, Clematis vitalba), sırımbağı (Daphne pontica) ve çeşitli otlardan meydana gelen zengin bir ormanaltına da sahiptir (Şekil 27). Özellikle sarmaşıklar son derece yaygındır. Ormanın içindeki çukur yerler bataklık halindedir ve buraları bataklık sazları ve nilüferlerle kaplıdır (Dönmez, 1979:85-86). Acarlar gölündeki bu çeşitlilik koruma altına alınmasına ve Doğal Sit Alanı ve Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmesine rağmen asıl tehlike; bu göl alanını besleyen Yırtmaç deresi ve Kaynarca dere üzerine yapılan sulama göletleridir. Bu göletlerin göle su akışını değiştireceği muhakkaktır. Bu nedenle de göl ekolojisinin değişmesine bağlı olarak bitki zenginliği de risk altına girecektir.

Acarlar gölü ile kıyı arasında üç sıra halinde eski kumul dizileri uzanır. Bitki örtüsü ile tespit edilmiş olan bu kumul dizileri üzerinde en yaygın bitki türü karaçalı (Paliurus aculeatus) dır. Karaçalılar 4-5m’yi bulan boyları ile yer yer kesif birlikler teşkil ederler. Bunlar arasında dağınık olarak akçakesme (phillyrea latifolia) ve bodurlaşmış meşeler yer alır. Ayrıca münferit olarak kurumuş geniş cüsseli ağaç köklerine rastlanır. Kanlıgöl mevkiinde kumulların kuruttuğu dişbudak ağaçları müşahade etmek mümkündür. Bu husus vaktiyle gerek Acarlar gölü ormanının gerek daha geride plato üzerindeki ormanların kıyıya kadar uzadığını, ancak kumulların içerlere yürümesi sonucunda ormanın ortadan kalktığını göstermesi bakımından ilgi çeker. Nitekim kumul istilasına henüz uğramamış tabanlar bu gün, Acarlar ormanı gibi kesif dişbudak ve kızılağaçlar ile örtülüdür. Yapılan çalışmalara göre, bu kumul sahası vaktiyle tamamıyla ormanlıktı. Ormanların tahribinden sonra tespit edilmiş olan kumullar güneye doğru ilerlemiş, bitki örtüsünü ortadan kaldırmıştır. Yöredeki orman ağaçlarının insanlar tarafından kullanılmaya başlanması ise çok eskilere dayanmaktadır. (Ksenophon’un, Kerpe (Kalpe)’ de deniz kıyısında her türden birçok ağacın, özellikle gemi yapımına elverişli ağaçların bulunduğunu kaydetmesi bu hususu doğrular.) Dikkati çeken diğer bir nokta, en gerideki yani en eski kumul dizisinin bazı

kesimlerinde karaçalı topluluklarının yerini 10-12m boyundaki meşe, kayın ve münferit ıhlamur ağaçlarının sık bir şekilde kaplamış olmasıdır. Bu husus en eski kumul dizisi üzerinde, ince de olsa bir toprak tabakasının teşekkülü ile ilgilidir. Meşe ve kayın topluluklarının alt katını karaçalı ve akçakesmeler teşkil eder (Dönmez, 1979:85–86)

Kıyıya ve hareket halindeki yeni kumullar üzeri kum sazları ve zambaklarla örtülüdür. Kıyı bitkileri, Sakarya deltası kıyılarındaki bütün kumullar üzerinde görülmektedir. Araştırma sahasının kıyıları da kıyı bitkilerinin en yaygın görüldüğü yerlerdir. Kıyı kumulları üzerinde yetişen bitki örtüsünün başlıca türleri, euphorbia, türleri, centaurea, arenaria, convolvulus soldanella, eryngium maritimum, cakile maritima, juncus maritimus, genista maritima, mentha pulegium, cynodon dactylon ve ammophila arenaria’dır (B. Kasaplıgil:5-10).

‘Acarlar gölü çevresinde doğal olarak bulunan göl soğanı (leucojum Aestivum) içerdiği galanthamin adlı alkoloid nedeniyle tıbbi amaçlı olarak da kullanılan soğanlı bitkilerin başında gelmektedir. Ekonomik değeri nedeniyle ülkemizde nadir alanlarda yetişme şansı bulabilen bu bitki izinsiz söküm yapılarak, yasal olmayan yollardan yurt dışına çıkarılmaktadır. Doğal popülâsyonlarının korunması büyük önem taşıyan bu kültür bitkileri içerisine alınması ve doğadan sökümünün durdurulması gerekmektedir.’ (Gönençgil-Üzel, 2007) Araştırma sahası içerisinde faaliyet gösteren Turnalı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi göl çevresindeki tarlalarda üretim yaparak elde ettiği mahsülü yurtdışına pazarlamaktadır.

Araştırma sahasında bulunan bitki türleri (Ağaçlar – Çalı formasyonu – Otsu bitkiler) tabloda (Tablo 17) gösterilmiştir.

Tablo 17 Bitki türleri

Kaynak: [Kaynarca orman İşletme Şefliği, 1994-2013:5]

AĞAÇ TÜRLERİ AĞAÇCIK VE ÇALILAR OTSU BİTKİLER

KIZILÇAM (Pinus Brutia) YEMİŞEN (Craetagus

Monegyna) KANTARON (Centaura)

KARAÇAM (Pinus Nigra) KIZILCIK (Cornus Mas) YÜKSÜK OTU (Digitalis Purpurea) FISTIK

ÇAMI (Pinus Pinea) FINDIKTÜRLERİ (Coryllus Spp.) SÜTLEĞEN

(Euphorbia Amygdaloides) SEDİR (Cedrus Libani) ADİ

KADINTUZLUĞU

(Berberis

Vulgaris) PAPAZ KÜLLAHI

(Evonymus Europad) SAHİL ÇAMI (Pinus Maritima) MUŞMULA (Hycapilus Carmanica) ÇİLEK (Fragaria Vesca) BATI

SARIÇAMI (Pinus Radiata) DEFNE

(Laurus Nobilis) MUH. ÇAYIR OTLARI (Graminea) KAYIN (Fagus Orientalis) KOCAYEMİŞ (Arbutus Unedo) ORMAN

SARMAŞIĞI (Hedera Helix) DİŞBUDAK (Fraksinus

Excelsior) KARAÇALI

(Pollirius

Aculatus) YONCA (Nedicago)

MEŞE

TÜRLERİ (Quercus Spp.) KARAYEMİŞ

(Prunus

Laurocerasus) EĞRELTİ

(Pteridium Agnilineum) GÜRGEN (Carpinus

Betulus) ATEŞ DİKENİ

(Pyracantha Coccinea) TAVŞANMEMESİ ( Mersinruscus Aculeatus) KIZILAĞAÇ (Alnus Glutınosa) ORMAN GÜLÜ (Rhododendron Ponticum) BÖĞÜRTLEN (Rubus Fruticosus) TİTREK KAVAK (Populus

Tremula) LADEN (Citus) AHUDUDU (Rubus İdeus)

AKÇAAĞAÇ (Acer Spp.) KUŞBURNU (Rosa Canina) SİKLAMEN (Syclamen

Europea) ADİ

IHLAMUR (Tilia Rubra) SÖĞÜT TÜRLERİ (Salix Spp.) ÇAYIR ÜÇGÜLÜ

(Trifolium Pratense) KESTANE (Castanea Sativa) GICIR (Smilax Exelcia) PAPATYA (Unulena Rotundifolia) KARAAĞAÇ (Ulmus Campestre) ÇOBAN ÜZÜMÜ (Vaccinium

Myrtillus) LADEN (Cistus)

ÜVEZ TÜRLERİ (Sorbus Spp.) KARAAYI ÜZÜMÜ (Vaccinium Aliginosus) ISIRGAN (Urtica Dioicar) YABANİ ARMUT (Pirus Amygdaliformis) SIĞIRKUYRUĞU (Verbascum Olympicum) YABANİ

KİRAZ (Prunus Sp.) ÖKSE OTU

(Viscum Album)

Şekil 28. Kaynarca ormanlarından görünüm