• Sonuç bulunamadı

Teknolojinin günlük hayatımızda geniĢ bir yer bulmasıyla, bireylerin yeni teknolojileri benimseme ve uyum sürecini açıklamak üzere birçok teori ortaya konulmuĢtur. BirleĢtirilmiĢ Teknoloji Kabul ve Kullanım Modeli (Unified Theory of Acceptance and Use of Technology, UTAUT), Venkatesh ve diğerleri (2003) tarafından yeni bir teknolojinin kabul ve kullanımına iliĢkin 8 temel model ve teorinin deneysel olarak birleĢtirilmesiyle oluĢturulmuĢtur. Modeli oluĢturan 8 model ve teori Ģunlardır:

(i) Sebepli DavranıĢ Teorisi (TRA) (Fishbein ve Ajzen, 1975) : Sosyal psikolojiden yola çıkarak insan davranıĢını açıklayan en temel ve etkileyici teorilerden biridir. Teori çok geniĢ çerçevede birçok insan davranıĢının açıklanmasında kullanılmıĢtır (Sheppard, Hartwick ve Warshaw, 1988). Bireyin davranıĢı sergilemesinin niyete bağlı olduğu niyetin ise davranıĢa yönelik tutum ve öznel normlar tarafından belirlendiği ifade edilmiĢtir. Niyet, bir davranıĢı sergilemeye yönelik hazır bulunuĢluk; tutum, davranıĢın gerçekleĢtirilmesine yönelik olumlu veya olumsuz duygular; öznel norm ise davranıĢın gerçekleĢtirilmesine yönelik algılanan olumlu veya olumsuz sosyal etki olarak açıklanmıĢtır.

(ii) Teknoloji Kabul Modeli (TAM) (Davis, 1989) : Bilgi teknolojilerinin kabul ve kullanımını açıklamak adına Sebepli DavranıĢ Teorisi temel alınarak geliĢtirilmiĢtir. Sebepli DavranıĢ Teorisi‘ne benzer Ģekilde bireyin yeni bir teknolojiyi kullanma davranıĢı göstermesi niyet ile belirlenmekte ve niyet üzerindeki doğrudan etkinin tutum olduğu ifade edilmiĢtir. Tutumu oluĢturan iki temel faktör ise algılanan kullanıĢlılık ve algılanan kullanım kolaylığıdır. Algılanan kullanışlılık, bireyin yeni bir teknolojiyi kullanmasıyla performansının ne ölçüde artacağına olan inancı; algılanan kullanım

inancı olarak açıklanmıĢtır. Teknoloji Kabul Modeli 2, Sebepli DavranıĢ Teorisi‘nden uyarlanan öznel norm modele eklenerek geniĢletilmiĢtir (Venkatesh ve Davis, 2000).

(iii) Motivasyonel Model (MM) (Davis, Bagozzi ve Warshaw, 1992) : Psikoloji alanında yapılan birçok araĢtırmanın motivasyonun davranıĢ üzerindeki etkisini göstermesi üzerine temellendirilen bu model yeni teknolojilerin benimsenme ve kullanımını dıĢsal ve içsel motivasyonla açıklamaktadır. Dışsal motivasyon, davranıĢ gerçekleĢtirmesi haricinde ilerleme kaydedecek olan performans veya teĢvik gibi değer verilen çıktılar nedeniyle davranıĢı sergileme isteği olarak; içsel motivasyon ise davranıĢının sonucunda ortaya çıkacak herhangi bir sonucun neden olduğu istekten çok davranıĢın kendisini gerçekleĢtirme isteği olarak ifade edilmektedir.

(iv) Planlı DavranıĢ Teorisi (TPB) (Ajzen,1991) : Sebepli DavranıĢ Teorisi‘nde davranıĢ ve niyetin belirleyicileri olarak var olan davranıĢa yönelik tutum ve öznel norm faktörlerine, algılanan davranıĢsal kontrolün eklenmesiyle oluĢturulan modeldir.

Algılanan davranışsal kontrol, davranıĢın gerçekleĢtirilmesinin kolay ve zorluğuna

yönelik algı olarak açıklanabilir.

(v) Teknoloji Kabul Modeli ve Planlı DavranıĢ Teorisinin BirleĢtirilmiĢ Modeli (C-TAM-TPB) (Taylor ve Todd, 1995) : Model adından anlaĢılabileceği gibi, Planlı DavranıĢ Teorisi‘nde yer alan davranıĢa yönelik tutum, öznel norm ve algılanan davranıĢsal kontrol değiĢkenlerine Teknoloji Kabul Modeli‘nde yer alan algılanan kullanıĢlılık değiĢkeninin eklenmesiyle oluĢturulmuĢtur.

(vi) PC Kullanım Modeli (MPCU) (Thompson, Higgins ve Howell, 1991) : Triandis (1977) ‗in Ġnsan DavranıĢı Teorisi‘nden yola çıkarak uyarlanan model bilgisayar kullanımına yönelik niyet ve davranıĢını, iĢ uyumu, karmaĢıklık, uzun vadeli çıktılar, kullanıma yönelik duygu, sosyal faktörler ve kolaylaĢtırıcı durumlar değiĢkenleri ile açıklamaktadır. İş uyumu, teknolojinin kullanımın bireyin iĢ performansını nasıl artıracağına yönelik inançları; karmaşıklık yeniliğin anlama ve kullanmanın göreceli olarak algılanan zorluk derecesi; uzun vadeli sonuçlar gelecekte beklenen çıktılar; kullanıma yönelik duygu bireyin bir davranıĢı gerçekleĢtirmesiyle iliĢkilendirdiği haz, tatmin ve nefret gibi duygular; sosyal faktörler bireyin referans grubun öznel normlarını içselleĢtirmesi; kolaylaştırıcı durumlar bireyin davranıĢı gerçekleĢtirmesini kolaylaĢtıran destek gibi nesnel faktörler olarak tanımlanmaktadır.

(vii) Yeniliğin Yayılımı Teorisi (IDT) (Moore ve Benbasat, 1991; Rogers, 2003): Rogers‘ın (2003) sosyolojiye dayanan bu teorisi birçok alanda çalıĢılmıĢ, Moore ve Benbasat (2001) tarafından bireysel teknoloji kabulüne uyarlanmıĢtır. Bu modele

göre bir yeniliğin yayılması göreli avantaj, kullanım kolaylığı, imaj, gözlemlenebilirlik, uygunluk, denenebilirlik ve gönüllülük faktörlerinden etkilenmektedir. Bireyleri yenilikleri kabul etme hızına göre sınıflayan teori, yenilik, iletiĢim kanalı, zaman ve sosyal sistem olmak üzere 4 temel ögeden oluĢmaktadır. Göreli avantaj, yeniliğin diğerlerinden göreceli olarak daha yararlı olarak algılanması; kullanım kolaylığı, yeniliğin kullanımının kolaylığına iliĢkin algı; imaj, yeniliği kullanan bireyin sosyal sistemde imaj ve statü düzeyine iliĢkin algı; gözlemlenebilirlik, yeniliğin örgüt içinde diğerleri tarafından kullanımının görülebilme düzeyi; uygunluk, yeniliğin bireyin varolan değerleri, ihtiyaçları, deneyimlerine uygunluğu; denenebilirlik, yeniliğin kullanım sonuçlarının görülebilir ve eriĢilebilir olması; gönüllülük ise yeniliğin gönüllü ve özgür irade ile kullanım düzeyine iliĢkin algı olarak ifade edilmektedir.

(viii) Sosyal BiliĢ Teorisi (Bandura, 1986; Compeau ve Higgins, 1995) : Ġnsan davranıĢı üzerine en etkili teorilerden biri olan Sosyal BiliĢ Teorisi, Compeau ve Higgins (1995) tarafından bilgisayar kullanımını açıklamak üzere uyarlanmıĢtır. Model oluĢturan yapılar çıktı beklentileri (performans), davranıĢın performansla ilgili sonuçları; çıktı beklentileri (kiĢisel) davranıĢın bireysel sonuçları; öz-yeterlik, bireyin teknolojiyi kullanarak herhangi bir iĢi baĢarabilmeye yönelik öz değerlendirmesi; duyuş bireylerin davranıĢı sevmesi veya hoĢlanması; endişe davranıĢı gerçekleĢtirirken ortaya çıkan endiĢeli ve duygusal reaksiyonlar olarak açıklanan değiĢkenlerdir.

BirleĢtirilmiĢ Teknoloji Kabul ve Kullanım Modeli yeni bir teknolojinin kabul ve kullanımını açıklamak adına bağımlı değiĢken olarak kullanım ve kullanımın belirleyicisi olarak davranıĢsal niyet üzerine temellendirilmiĢtir. Kullanım ve davranıĢsal niyet üzerinde etkisi olduğu düĢünülen 32 değiĢken ve yaĢ, cinsiyet, deneyim ve gönüllülük olmak üzere 4 moderatör adı geçen modellerden alınmıĢtır. Modelin deneysel olarak test edilmesi sonucunda davranıĢsal niyet üzerinde performans

beklentisi, çaba beklentisi, sosyal etkinin, kullanım üzerinde ise kolaylaştırıcı durumlar

ve davranışsal niyetin etkisi olduğu kanıtlanmıĢtır. Modelin anlamlı moderatörleri ise

yaş, cinsiyet, deneyim ve gönüllülük olarak belirlenmiĢtir. Sonuç olarak BirleĢtirilmiĢ

Teknoloji Kabul ve Kullanım Modeli, yeni bir teknolojinin kullanım varyansının %70‘ini açıklamaktadır (Venkatesh vd., 2003). Modelin formüle edilmiĢ hali ġekil 2.1 de sunulmuĢtur.

ġekil 2.1 BTKK modeli (Venkatesh ve diğ., 2003: 447)

Modeli oluĢturan bileĢenler farklı modellerde farklı isimlerle anılsada, modellerin geliĢtirilmesi süreci ve kronolojisine bakıldığında birikimli ilerlediği görülmekte, bu nedenle farklı isimlendirilen bileĢenlerin büyük oranda aynı yapıyı ölçtüğü bilinmektedir. BirleĢtirilmiĢ Teknoloji Kabul ve Kullanım Modeli‘ni oluĢturan bileĢenler ve ayrıntıları aĢağıda sunulmuĢtur (Venkatesh vd., 2003).

(i) Performans Beklentisi: Bireyin teknolojiyi kullanımının mesleki performansına katkı sağlayacağına inanma düzeyi olarak tanımlanmaktadır. Performans beklentisi, farklı modellerden alınan algılanan kullanıĢlılık (TAM/TAM2, C-TAM- TPB), dıĢsal motivasyon (MM), iĢ uyumu (MPCU), göreli avantaj (IDT), çıktı beklentileri (SCT) olmak üzere 5 temele dayanmaktadır. Bu değiĢken her modelde niyetin en büyük belirleyicisi olup, gönüllü veya zorunlu kullanım durumlarında anlamlılığını sürdürmektedir. Niyet üzerindeki etkisinde yaĢ ve cinsiyetin moderatör rol oynadığı belirlenmiĢtir.

(ii) Çaba Beklentisi: Bireyin teknolojiyi kullanmanın kolaylığına iliĢkin inanma düzeyi olarak tanımlanmakta ve algılanan kullanım kolaylığı (TAM/TAM2), karmaĢıklık (MPCU), kullanım kolaylığı (IDT) olmak üzere 2 temel üzerine ĢekillendirilmiĢtir. Niyet üzerinde var olan yordayıcı etkisinde yaĢ, cinsiyet ve deneyim moderatör olarak ele alınmıĢtır.

(iii) Sosyal Etki: Birey açısından önemli diğer kiĢilerin teknolojiyi kullanması gerektiğine inanmalarına iliĢkin algı düzeyi olarak açıklanmaktadır. Sosyal etki davranıĢsal niyetin doğrudan bir belirleyici olup, öznel norm (TRA, TAM2, TPB/DTBP, C-TAM-TPB), sosyal faktörler (MPCU) ve imaj (IDT) tarafından temellendirilmiĢtir. DavranıĢsal niyet üzerindeki etkisinde yaĢ, cinsiyet, gönüllülük ve deneyim moderatör rol oynamaktadır.

(iv) KolaylaĢtırıcı Durumlar: Bireyin teknoloji kullanımını desteklemek için kurumsal ve teknik bir alt yapının varlığına inanma düzeyi olarak tanımlanmaktadır. Bu kavram algılanan davranıĢsal kontrol (TPB/DTPB, C-TAM-TPB), kolaylaĢtırıcı durumlar (MPCU) ve uygunluk (IDT) temellerine dayanmaktadır. KolaylaĢtırıcı durumların doğrudan teknoloji kullanımı üzerinde etkisi olup, bu etki üzerinde yaĢ ve deneyim moderatördür.

(v) DavranıĢsal Niyet: Bireyin gelecekte teknolojiyi kullanmayı bilincinde Ģekillendirmesi olarak tanımlanabilir. Tüm modellerde altı çizildiği gibi davranıĢsal niyetin teknoloji kullanımı üzerinde etkisi vardır (Sheppard vd., 1988).

(vi) Kullanım: Bireyin teknolojiyi kullanım düzeyidir. Kullanım üzerinde doğrudan etkisi olan değiĢkenler davranıĢsal niyet ve kolaylaĢtırıcı faktörlerdir.

(vii) Moderatörler: Modelde anlamlı olarak etkisi kabul edilen moderatörler cinsiyet, yaĢ, gönüllülük ve deneyimdir.

Venkatesh ve diğerleri (2003) tarafından deneysel olarak test edilen BTKK modelinin teknoloji kullanımın %70‘ini açıklaması nedeniyle araĢtırmacılara her türlü yeni teknolojinin benimsenmesi ve baĢarılı Ģekilde kullanılması açısından kullanıĢlı bir değerlendirme çerçevesi sağlamaktadır. Literatürde BTKK modeli ile test edilen teknolojilerden bazıları bilgisayar (Teo, Lee ve Chai, 2008) tablet bilgisayarlar (Anderson, Schwager ve Kerns, 2006; El-Gayar, Moran ve Hawkes, 2011, Garfield, 2005; Ifenthaler ve Schweinbenz, 2013; Moran, Hawkes ve El-Gayar, 2010), mobil cihazlar/hizmetler (Carlsson, Carlsson, Hyvonen, Puhakainen ve Walden, 2006; Shin, Shin, Choo ve Beom, 2011; Wang ve Shih, 2009; Zhou, Lu ve Wang, 2010), web siteleri (Van Schaik, 2009), Moodle ya da ders yönetim sistemleri (Hsu, 2012; Marchewka ve Kostiwa, 2007; Sumak, Polancic ve Hericko,2010), mobil öğrenme (Williams, 2009), sanal öğrenme ortamları (Van Raaij ve Schepers, 2008) ve bulut depolama (Behrend, Wiebe, London ve Johnson, 2011) olduğu görülmektedir. Yapılan araĢtırmalar BTKK modeliyle yeni bir teknolojinin kabul ve kullanımının bireysel ve örgütsel bağlamlarda baĢarılı Ģekilde açıklandığını göstermektedir.