• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM V: SONUÇ ve ÖNERİLER

5.1.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar

nedir?’ şeklindedir.

Araştırmanın bu alt problemine ilişkin bulguları değerlendirildiğinde, çalışma grubundaki öğretmenlerden ölçme ve değerlendirme kavramını açıklamaları istendiğinde, açıklamalarının kalıplaşmış ölçme ve değerlendirme tanımlarından öteye gidemediği görülmüştür. Öğretmenler ölçme ve değerlendirme kavramlarını genellikle öğrenci başarısı ile ilişkilendirmişleridir. Pilten (2001), yapmış olduğu araştırmada; öğretmenlerin değerlendirme sonuçlarını, sadece öğrenci başarısının değerlendirilmesi şeklinde yorumladıklarını, öğretmenin değerlendirilmesi, öğretim programının değerlendirilmesi ve öğretim yönteminin değerlendirilmesi gibi hususları göz ardı ettiklerini saptamıştır. Daniel ve King (1998), ilk ve ortaöğrenimde görevli öğretmenler ile yaptıkları araştırma sonucunda, araştırmaya katılan öğretmenlerin ölçme ve değerlendirme konularında yeterince kapsamlı bilgiye sahip olmadıklarını saptamışlardır.

Örneklemdeki öğretmenler alternatif ölme ve değerlendirme yöntemlerinin kullanılmasının öğrencilerin gelişimini olumlu yönde etkilediğini düşünmektedirler. Çalışma grubundaki öğretmenlerde alternatif değerlendirme yöntemlerinin öğrencilerin

yaratıcığını arttırdığını ve kalıcı öğrenmeyi sağladığını ifade etmişlerdir. Çalışmanın bu alt problemine ilişkin bulguları Küçükyılmaz&Duban’ın (2008) görüşleri ile örtüşmektedir. Küçükyılmaz & Duban, yaptıkları araştırmada öğretmen adaylarının, yeni ilköğretim programında önerilen alternatif ölçme-değerlendirme yöntem ve tekniklerinin objektif olduğunu ve öğrenciyi değişik yönleriyle değerlendirme fırsatı sunduğunu düşündüklerini belirlemişlerdir.

Anket uygulamasının sonucunda örneklemdeki öğretmenlerin alternatif değerlendirme yöntemleri konusunda öz yeterlikleri oldukça yüksek çıkmıştır. Güven’in (2001), de İlköğretim öğretmenlerine yönelik yaptığı çalışma bu bulguyu destekler niteliktedir. Çalışmaya katılan sınıf öğretmenlerinin %77 gibi önemli bir çoğunluğu ölçme ve değerlendirme uygulamalarında ve bu alandaki bilgi ve beceriler açısından kendilerini yeterli gördüklerini ifade etmişlerdir. Diğer bir çalışmada ise, Çakan(2004), yaptığı araştırma sonucunda öğretmenlerin büyük çoğunluğunun kendilerini ölçme ve değerlendirme konularında yetersiz ve eksik algıladıkları görülmüştür. Ancak çalışma grubundaki öğretmenlerden alternatif ölçme ve değerlendirme yöntemleri ile ilgili açıklama yapmaları istendiğinde yeterli açıklamaları yapamadıkları görülmüştür. Araştırmanın bu bulgusuna benzer bir çalışmada Ulutaş (2003) tarafından yapılmıştır. Ulutaş (2003), araştırmasında katılımcılara uygulanan anket sonucunda; öğretmenlerin ölçme ve değerlendirme konusunda sahip olmaları gereken davranışların yarısından azına sahip oldukları belirlenmiştir. Buna karşın katılımcıların büyük çoğunluğu ölçme ve değerlendirme ilkelerini uygulamakta olduklarını ifade etmişlerdir. Bu iki sonuca göre öğretmenlerin bildikleri ile uyguladıklarını söyledikleri arasında doğrusal bir ilişki bulunamamıştır.

Çalışma grubundaki öğretmenlerin büyük çoğunluğu alternatif ölçme ve değerlendirme yöntemleri ile ilgili aldıkları eğitimi yetersiz ve yüzeysel görmektedirler. Yurt içinde ve yurt dışında yapılan çeşitli çalışmalar da bu bulguyu destekler niteliktedir. Pilten (2001), yaptığı araştırma da öğretmenlerin mezun oldukları okullarda ölçme ve değerlendirme ile ilgili yeterli bilgiler aldıklarına inanmadıkları sonucuna ulaşmıştır. Cerit (2006, s. 12-13) de Yücel (2006) tarafından yapılan çalışmada yeni programın uygulanmasında en temel sorunun öğretmenlerin program ile ilgili olarak yetersiz bilgilendirilmeleri olarak tespit edildiğini, yeni programın etkin şekilde uygulanabilmesi için öğretmen ve öğretmen adaylarının yetiştirilmesi ve okullarda

ortamın buna uygun şekilde düzenlenmesinin sağlanması gerektiğini belirtmiştir. Zhang ve Burry-Stock (2003), de yaptığı araştımanın sonucunda üniversitelerde okutulan ölçme ve değerlendirme derslerinin ve bunların gerçek hayattaki ihtiyaçlara uygun planlanmasının önemi vurgulamıştır.

Çalışma grubundaki öğretmenler alternatif değerlendirme yöntemlerini; çalışılan bölge, ekonomik sorunlar, ailelerin ilgisizliği ve zaman yetersizliği gibi sebeplerden dolayı yeteri kadar kullanamadıklarını belirtmişlerdir. Flowers ve arkadaşlarının (2005), yaptıkları çalışmanın sonuçları araştırmanın bu bulgusu ile örtüşmektedir. Flowers ve arkadaşları (2005), alternatif değerlendirmeye ilişkin öğretmen algıları adlı araştırmalarının sonucunda alternatif değerlendirmenin değerlendirme sürecini uzatması ve iş yükünde artışa yol açması olarak belirlemişlerdir.

Çalışma grubundaki öğretmenlerin büyük çoğunluğu alternatif ölçme ve değerlendirme yöntemlerinin eğitim sistemimize olumlu yönde katkı sağladığını belirtmişlerdir. Ancak öğrencilerin sene sonunda girdikleri sınavlardan dolayı yazılı sınavlarında ve ders içi etkinliklerinde geleneksel yöntemleri kullanma gerekliliklerini ifade etmişlerdir. Sambell’in araştırmasında da sonuç değerlendirmenin birçok öğretmenin değerlendirme anlayışı olduğu belirtilmektedir. Burada alternatif değerlendirme yöntemlerinin kullanımının eğitimdeki önemi açığa çıkmaktadır. Öğretmenler alternatif değerlendirme yöntemleri konusunda gerekli yeterlik ve beceriye sahip olmalıdırlar.( Akt: Yalçın, 2003)

Öğretmenlerin büyük çoğunluğu ankette yer alan ‘alternatif ölçme ve değerlendirme yöntemleri öğrencilerin neler bildiğini saptamak için kullanılır’ görüşüne katılmaktadır. Ancak alternatif değerlendirme yöntemleri sadece öğrenenin bilişsel alanla ilgili davranışlarını değerlendirmek için değil, öğrenenin yeterliklerini daha geniş bir çerçevede (bilişsel, duyuşsal, psikomotor) tanımlamak için kullanılmalıdır. Bu bulgu sonunda örneklemdeki öğretmenlerin alternatif değerlendirme yöntemlerini kullanma amaçlarının doğru olmadığı görülmüştür. Pilten (2001), yaptığı araştırmada bu bulguyu destekler niteliktedir. Pilten (2001), Sınıf öğretmenlerinin değerlendirme sonuçlarını, sadece öğrenci başarısının değerlendirilmesi şeklinde yorumladıkları sonucuna ulaşmıştır. Uşak ve Aydoğdu’nun (2003) “Sınav Sorularının Bloom Taksonomisine Göre Değerlendirilmesi” adlı çalışmasının sonucunda da; öğretmenlerin öğrencilerin

başarılarını değerlendirirken genel olarak bilgi, kavrama ve uygulama düzeyindeki soruları kullandığı, öğretmenlerin temel ölçme ve değerlendirme bilgilerine sahip gözükmediği, örneklemdeki öğretmenlerin % 95’inin taksonomik değerlendirmeyi bilmediği tespit edilmiştir.

Araştırmaya katılan öğretmenler arasında öğretmen kılavuz kitabında, öğrenci ders kitabında ve öğrenci çalışma kitabında alternatif değerlendirme yöntemleri ile ilgili yer alan açıklamaların yeterli olması konusunda ortak bir görüşe varılamamıştır. Aynı şekilde öğretmenler arasında öğrencilerin kitaplarında yeteri kadar alternatif değerlendirme yöntemlerine yer verilmesi konusunda da ortak bir görüşe varılamamıştır. Ancak Akınoğlu ve arkadaşları (2002), yapmış oldukları araştırmada Fen Bilgisi ders kitaplarını görünüm, dil, içerik, yöntem ve teknik, deney, değerlendirme, kazanımlar, aktiviteler ve kavram yanılgıları bakımından incelemeyi amaçlamışlardır. Seçilip incelenen kitaplarda öğretmenlere uygulamaları önerilen yeni yöntem, teknik ve stratejilerin yer almadığı ya da çok sınırlı kaldığını belirlemişlerdir.

• 5.1.2. İkinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar: Fen ve teknoloji öğretmenleri

Benzer Belgeler