• Sonuç bulunamadı

SYBDÖ II puan ortalaması

p 1 Normal Hafif

5.6. Bireylerin SYBDÖ II puanları karşılaştırması

Çalışmada bireylerin eğitim öncesinde SYBDÖ II’den aldıkları puan ortalaması 131.4±17.92, alınan en düşük puan 88, en yüksek puan ise 169’dur. Eğitim sonrasında ölçek puanında artış saptanmıştır. Eğitim sonrasında ölçek puanı ortalaması 134.8±16.58, alınan en düşük puan 90, en yüksek puan 174’tür. SYBDÖ II’den alınabilecek en yüksek puan 208 olduğu için katılımcıların ölçek puanı ortalamalarının orta düzeyin üzerinde olduğu görülmüştür. Özenoğlu ve arkadaşlarının (163) araştırmalarında toplam SYBDÖ II ölçeği puanı 127.07±14.30 olup en düşük puan 70, en yüksek puan 166 olarak bulunmuştur. Tanrıverdi ve Işık’ın (98) 276 sağlık çalışanı ile yaptıkları çalışmada SYBDÖ II puan ortalaması 135.0±16.33 bulunmuş ve bu çalışmadan daha yüksek sonuç elde edilmiştir. Öğrenciler ile yapılan bir başka çalışmada ise SYBDÖ II ölçeği puan ortalaması 121.7±18.86 olarak bu çalışmadan oldukça düşük olarak bulunmuştur (164). Karadamar ve arkadaşlarının (165) 20642 lise öğrencisi ile yaptıkları bir çalışmaya göre öğrencilerin SYBDÖ II ölçek ortalamaları 126.4±19.5 olarak saptanmıştır. Sağlıklı yaşam biçimi davranışları arttıkça SYBDÖ II ölçeğinin puanlarında artış olması beklenmektedir. Bu çalışmalardan eğitim düzeyi ve yaş arttıkça ölçek puanlarının ve dolayısıyla sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının arttığı anlaşılmaktadır.

Çalışmada SYBDÖ II alt ölçekleri bakımından değerlendirildiğinde, sağlıklı yaşam biçimi davranışları içinde en yüksek puan kendini gerçekleştirme (26.1±4.26), sonrasında sırasıyla kişiler arası destek (25.7±4.53), beslenme (22.2±4.24), sağlık sorumluluğu (20.5±4.12), stres yönetimi (19.1±2.71) ve egzersiz (17.6±5.62) şeklinde olduğu bulunmuştur. Eğitim sonrasında da sıralama değişmemiş ancak ortalama puanlar artmıştır. Çakır ve arkadaşlarının (166) hekimlerde yaptığı araştırmada da benzer sonuçlar bulunmuştur. Alt ölçekler bakımından en düşük puan egzersiz alt ölçeğinden alınırken, en yüksek puan kişiler arası destek alt ölçeğinden alınmıştır. Literatür incelemesinde farklı çalışmalarda da bu çalışma ile benzer sonuçlar bulunduğu saptanmıştır.

Kadınların eğitim öncesinde normal BKI değerlerine sahip olanların SYBDÖ II puan ortalamalarının daha yüksek olduğu, eğitim sonrasında da aynı durumun devam ettiği görülmüştür. Erkeklerde ise eğitim öncesinde şişman BKI değerlerine sahip olan bireylerin SYBDÖ II ölçek puan ortalamalarının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Eğitim sonrasında erkeklerde BKI grupları arasında SYBDÖ II puan ortalamaları bakımından belirgin bir fark gözlemlenmezken, eğitim sonrasında kadınlarda normal BKI sınıfı ile şişman BKI sınıfı arasında 10.2±8.76’lık fark meydana gelmiştir. Yapılan bir çalışmada, BKI göre SYBDÖ II puan ortalamalarına bakıldığında zayıf BKI sınıfından obez BKI’ye doğru gidildikçe ölçek puanında azalma olduğu ancak bu çalışmadan daha düşük puanlar elde edildiği bulunmuştur (167).

Çalışanlarda kilo kontrolü ve kilo kaybı sağlamayı hedefleyen işyeri beslenme ve fiziksel aktivite müdahalelerinin etkinliğini saptamak amacıyla yapılmış 47 çalışmanın meta analiz sonuçlarına göre; ağırlık, BKI ve vücut yağ yüzdesindeki değişimler değerlendirilmiştir. Beslenme ve fiziksel aktiviteyi iyileştirmeyi amaçlayan 6- 12 ay süren sağlığı geliştirme programlarının sonucunda 9 çalışmada anlamlı kilo kaybı (95% CI=-4.63,-0.96) ve 6 çalışmada ise yağ yüzdesinde (BMI) 0.50’lik (95%CI=-0.8,-0.2) azalma gözlemlenmiş, tespit edilen bu farklar anlamlı bulunmuştur (168).

Araştırmalar çocukların yiyecekler ve beslenme ile ilgili bilgi, tercih ve davranışlarının erken yaşlarda öğrendiklerini ve ebeveynlerin beslenme bilgilerini yansıttıklarını göstermektedir. Özellikle anneler, çocukların yemek davranışlarında rol model olarak etkide bulunurlar. Ebeveynlere verilen beslenme eğitimi, ebeveynlerin beslenme alışkanlıklarını değiştirmelerine ve dolayısıyla çocukların beslenme alışkanlıklarını olumlu etkilemelerine yol açar (169). Göbel’in (158) yaptığı çalışmada okul öncesi bir eğitim kurumunda ebeveynlere verilen beslenme eğitiminin sadece ebeveynlerin bilgi düzeylerinin arttırmakla kalmayıp çocukların beslenme tercihlerinin de değiştiği saptanmıştır. Bu nedenle çalışmamızda eğitim verilen bireylerin yaş aralığı dikkate alındığında bireylerin çocuklarına da etki edecekleri ve bu şekilde de toplum ve aile boyutunda sağlıklı beslenme alışkanlıklarının edinilmesinde etkili kazanımlar sağlanacağı düşünülmektedir.

Bu çalışmada, sağlıklı beslenme eğitiminin besin alımına, antropometrik ölçümlere, beslenme bilgi düzeyine, fiziksel aktiviteye ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına etkisini görebilmek için çalışmaya katılan bireylere önerilerde bulunulmuştur. Bireylerin eğitim sonrasında fiziksel aktivite düzeyleri ve beslenme bilgi puanlarının arttığı görülmüştür. Bu değişiklikler eğitim öncesi ve sonrası karşılaştırmalarında istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05) ancak fiziksel aktivite üzerinde eğitim ve cinsiyetin birlikte etkisi açısından önemli bir farklılık gözlenmemiştir (p>0.05).

Yapılan çalışmalar diyabetli bireylere verilen beslenme eğitiminin, metabolik kontrolü sağlamada özellikle beslenme ile ilgili önerilerde hastaların uyum gösterdiğini ve metabolik kontrolü sağladıklarını göstermiştir (170).

Sonuç olarak eğitimin amacı bireylerde beslenme bilgi düzeyini arttırmak ve eğitim sürecinde artan bilgi düzeyinin davranışa yansımasını görmektir. Esas hedef beslenme bilgi düzeyinde farklılık sağlayarak besin tüketimlerine yansımasını görmek yani davranış değişikliği yaratmaktır. Bu çalışmada eğitimden sonra geçen sürenin kısa bir süre olması göz önüne alındığında, eğitim sonrasında besin tüketimlerinde çok anlamlı sonuçlar elde edilmemiş olsa da uzun vadede bireylerin besin tüketimleri açısından daha anlamlı sonuçlar sağlanacağı düşünülmektedir.

Bu çalışmanın kısıtlılıklarını şöyle sıralamak mümkündür:

➢ Eğitim sonrasında geçen bekleme süresinin kısa olması ve tekrarlı eğitimlerin verilmemesi bu araştırmanın sınırlılığı olarak gösterilebilir. ➢ Eğitim verilecek gruba yönelik eğitim modülü geliştirilmesi ve eğitim

planının daha uzun zamana yayılarak kısa konu başlıkları şeklinde bireylerin konuyu özümsemeleri ve sağlıklı beslenmeyi davranışa dönüştürmeleri beklenebilir.

➢ Besin tüketim kayıtlarının geriye dönük 3’er günlük alınması makro ve mikro besinlerin alımının saptanmasında daha etkili olacağı düşünülmektedir.