• Sonuç bulunamadı

Bilinç ve BilinçdıĢının Neticesi Olarak Rüya

C. Bilinç ve BilinçdıĢı EĢliğinde Rüya

1. Bilinç ve BilinçdıĢının Neticesi Olarak Rüya

Bilinç, bilinçdıĢı ve rüya daima birbirleriyle etkileĢim halinde olan unsurlardır. Onların herhangi birisindeki bir yanlıĢ anlama diğerlerinin de yanlıĢ anlaĢılmasına neden olur. Bu açıdan her konuda olduğu gibi özellikle de bu konuların, doğru ve yanlıĢ ayrımını en ince noktalarına kadar belirleyebilen, Ġslam ölçüleri altında ele alınması gerekir. Zira bu konulardaki herhangi bir yanlıĢ anlayıĢ, bütün dengeleri altüst etmeye kadar gidebilmektedir. Genel olarak rüyalara, bilinç ve bilinçdıĢı arasındaki iletiĢim ve etkileĢimin bir neticesi olarak bakılabilir. Lakin bütün bu iletiĢim, etkileĢim ve oluĢlar, her Ģeyde olduğu gibi Allah‟ın ilmi, iradesi ve kudretinden bağımsız değildir. Bu açıdan bunların her birini, birbiriyle alakasızmıĢ gibi ele almak yerine bir bütünlük çerçevesinde değerlendirmeye almak gerekmektedir.

74Mak DanıĢmanlık, Türkiye‟de Toplumun Dine ve Dini Değerlere Bakışı, www.makdanıĢmanlık.org,

Ġnsanın bilinçli hayatı, bir yönüyle merkeze insan iradesini alır. Ġnsanın bilinçdıĢı hayatında ise doğrudan insan iradesinin bir etkisi yoktur. Ġradenin dolaylı olarak bilinçdıĢına etkisi ise bilinçli hayattaki yaĢantıların, eksiksiz olarak bilinçdıĢında depolanmasını ve bunların, gittiği yön itibarıyla cazibesini sürekli artırarak ilgili oluĢa doğru yol almasını ifade eder. Netice olarak bilinçdıĢında, dolaylı olarak insanın kendi iradesini; dolaysız ve her Ģeyin nihayetinde olarak da Allah‟ın iradesini görmek mümkündür. Burada ayrıca bilinç ve bilinçdıĢını Ģekillendirmede bilim alanında önemli bir yeri olan Einstein‟ın Görecelik Teorisi‟ndeki enerji formülünü incelemeye almak gerekmektedir. Çünkü bu formüle göre bilinç ve bilinçdıĢına ait argümanlar, formüldeki ıĢık hızı sınırları içerisindedir. Hâlbuki insan bilinci, ıĢıktan daha hızlı bir mahiyete sahiptir. Bundan dolayı Zihinsel BağıĢıklık Teorisi‟ni ortaya koyan Juan Van Duc ve düĢünce titreĢimlerinin su üzerindeki etkisini ispatlayan Masaru Emoto, formüldeki enerji=kütle*ıĢık hızının karesinin yerine enerji=insan*bilinç hızının karesi olması gerektiğini ifade ederler. Bu konudaki en doğru yaklaĢım ise Kur‟an ve Hz. Peygamber‟de bulunmaktadır. Buraya göre ise enerji, sadece Allah‟a, ondan istifade etmek ise bilince ait bir konu olmaktadır.75

Rüyalar, kaynakları itibarıyla temelde bilinçli ve bilinçdıĢı hayat olarak ikiye ayrılabilir. Ġnsanın bilinçli hayatından kaynaklı rüyalar, nazari plan ve psikolojik düzeydeki duyulardan gelen verilerle düĢüncelerin, duygularla değerlenip iradeye yön veren yahut iradenin yön verdiği bir hal içerisinden hareket bulur. Buradan kaynaklı rüyalara da iki fonksiyon çerçevesinde yaklaĢılabilir. Birinci fonksiyon, insanın, herhangi bir amacına yönelik istek, düĢünce ve gayretinin neticesinde oluĢan ruhsal gerilimdeki hamlelerinin neticesidir. Ruh ise bu hamleleriyle hem bilinçdıĢında depolanan yaĢantılardan amaca uygun bir terkip faaliyetinde; hem de Allah‟ın ilminden yazılı olan Lehv-i Mahfuz‟dan amaca yönelik bir talep içerisindedir. Bu Ģekilde bir faaliyet ise en baĢta ve en kâmil haliyle Ġslam ve Ġslam mütefekkirlerinde olmak üzere felsefede sezgicilik ekolünün kurucusu filozof

75

Emoto, Masaru, Evrenin Sudaki Şifreleri, Çev. Nelda Bayraktar, Baskı 1, Arıtan Yayınevi, Ġstanbul, 2017, ss. 56-58, 96; Abdulbaki, Müttefekün Aleyh Hadisler, s. 555; Bkz. Bakara, 2/186

Berkson, psikoloji ve nöroloji biliminin bilinçdıĢı araĢtırmalarında, akıl, deney ve ilhamın buluĢması olmaktadır.76

Bu Ģekildeki faaliyetlerle elde edilen neticelerden bazılarını Ģu Ģekilde görmek mümkündür. 1920‟lerde tıp doktoru Frederick Banting, dikkatini diyabetin etkileri ve tedavisi üzerine yoğunlaĢtırır. O zamandaki tıp biliminde mevcut olan diyabetin tedavi yöntemi, yeterli bir niteliğe sahip değildir. Banting, diyabet hastalığının tedavisi için araĢtırmalar ve deneylerle büyük bir mesai içerisine girer lakin bir türlü neticeye varamaz. Bunun oluĢturduğu ruhsal gerilim içerisinde, bir gece uyuduğunda ona, köpeklerin dejenene pankreatik kanalından tortuyu çekmesi, talimatı verilir. Uyandığında bu talimatı, laboratuvar ortamında deneye tabi tutar ve aradığı neticeye ulaĢır. Netice olarak bu Ģekilde bir çalıĢmayla buluĢan bu rüya, onun, milyonlarca insanın tedavisi için kullanılan insülini bulmasına vesile olur.77 Yine bir kimyacı olan Kekule, kimyadaki benzol halkasının doğru formülüne ulaĢmak için uzun bir süre araĢtırmalar ve deneylerle meĢgul olur lakin o da aradığı sonuca ulaĢamaz. Bu halin verdiği sıkıntı ve gerilim içerisinde uykuya daldığında, benzolün doğru formülüne yönelik bir rüya görür. Gördüğü rüyanın benzol halkasının doğru formülünü verdiği kanıtlandığında ise kimya alanında yeni bir devreye geçilmiĢ olur.78

Ġkinci fonksiyon ise bilinçli hayattaki yaĢantıların, insanın olumlu ve olumsuz kutbu arasında yer alan, ruhsal denge üzerindeki etki ve tepkilerinin, bilinçdıĢından yansımasını ifade eder. Burada bilinçli hayattaki her bir yaĢantı, insanın olumlu ve olumsuz kutbuna yönelik bir amacı takip eden imtihandır. Ġnsan, bu imtihanlarda, olumsuz kutbu olan alt bilinçdıĢının karanlıklarında kaldığı müddetçe, olumlu kutbu temsil eden üst bilinçdıĢının aydınlığından mahrum kalır ve bu karanlıklar içerisindeki Ģüphe ve endiĢeler, anlamsızlık ve karıĢıklık virüslerine dönüĢerek ruhsal dengeyi felç ederler. Bu imtihanlarda, üst bilinçdıĢının aydınlığına çıkıldığı nispetle

76

Sezgin, Fuat, Bilim Tarihi Sohbetleri, Baskı 15, TimaĢ Yayınları, Ġstanbul, 2018, s. 98; Jensen, a.g.e., ss. 29-30, 51-52, 81-82; Nesefi, İnsanı Kamil, ss. 204-206; Gazali, Nur Metafiziği, s. 66; Ahmet Faruki Serhendi, İmam-ı Rabbani Mektubat, Sad. Necip Fazıl Kısakürek, Baskı 9, Büyük Doğu Yayınları, Ġstanbul, 2015, ss. 30, 39; Kısakürek, Necip Fazıl, Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu, Baskı 24, Büyük Doğu Yayınları, Ġstanbul, 2016, ss. 85-86

77

Murphy, Joseph, Bilinçaltının Gücü, Çev. Aslı ġimĢek, Koridor Yayıncılık, Ġstanbul, 2017, s. 159

de ruhsal denge, bu virüslerden korunmuĢ olur. BilinçdıĢında ise insan, ruhsal dengenin sağlanması ve korunmasına yönelik, duygusal olarak, alt bilinçdıĢının karanlıklarına karĢı uyarılır ve soğutulur; üst bilinçdıĢının aydınlığına yönelik de teĢvik edilir. Bu durum aslen, psikanalizin özü olarak da kabul edilebilir. Yine en baĢından beri kâmil olarak Ġslam ve Ġslam mütefekkirlerinde mevcut olan bu fonksiyon, bazı yönleriyle de psikoloji biliminde yerini almıĢ bulunmaktadır.79

Bu fonksiyonu, Ġbni Hacer‟in Metalibul Aliye isimli eserinde yer alan, bir sahabenin hayatı üzerinden örneklendirmek mümkündür. Varlıklı olmasıyla da bilinen Hz. Muaz b. Cebel (r.a.), büyük bir borç altında kaldığı bir durumda Hz. Peygamber‟e müracaat eder. Öncelikli olarak Hz. Peygamber, onun bütün malını, borcunu ödemesi için sattırır. Lakin bu, borcun tamamını karĢılamada yeterli olmaz. Çözümün devamı için de Hz. Muaz‟ı, Yemen‟e vali olarak görevlendirir. Hz. Ebu Bekir (r.a.) zamanına kadar göreve devam eden Hz. Muaz, mali durumunu bir hayli düzeltmiĢ olarak geri döner. Burada ise Hz. Muaz‟ın, devlet imkânıyla ihtiyacından fazla mal sahibi olması, Hz. Ömer‟in (r.a.) dikkatine takılır. Bunun üzerine Hz. Ömer, doğrudan Hz. Ebu Bekir‟e gelerek, onun ihtiyacının dıĢında kalan varlığı devlete devretmesi gerektiğini ifade eder. Hz. Ebu Bekir ise Hz. Muaz‟ı, Hz. Peygamber‟in gönderdiğini ve ona bu konuda karıĢamayacağını, dile getirir. Hz. Ömer ise Hz. Ebubekir‟den izin alarak bu durumu, kendisi doğrudan Hz. Muza‟a iletir. Lakin o da Hz. Ebu Bekir‟in söylediği minvalde mukabelede bulunur. Belirli bir zaman sonra ise Hz. Muaz, Hz. Ömer‟le karĢılaĢınca ona, kendisinin söylediklerini dinleyip uygulayacağını ifade eder. Çünkü Hz. Muaz rüyasında kendisini büyük bir suyun ortasında bulur ve boğulmaktan korkar. Kendisini ise buradan Hz. Ömer kurtarır. Bu rüyadan sonra Hz. Muaz, Hz. Ebu Bekir'e gelir ve aynısını ona da anlatarak durumunu düzeltir.80

Burada Hz. Muaz‟ın, alt bilinçdıĢında dünyaya yönelen bir kiĢiliği geliĢir. Zahirde devlet imkânıyla ihtiyaçtan fazlaca elde edilen dünya malıyla Hz. Ömer‟in dikkatine takılan bu durum, o anda Hz. Muaz‟ın nazarında billurlaĢmamıĢ bir vaziyettedir. Lakin bilinçdıĢında bu durum, Hz. Muaz‟ı, büyük bir suyun ortasında

79

Merter, Dokuz Yüz, ss. 314-315; Ġbnü‟l Arabi, Fusus, ss. 75-79, 241-242; Jung, a.g.e., s. 215

80

boğulma tehlikesiyle baĢ baĢa bırakarak temsil edilir. Böylece Hz. Muaz, alt bilinçdıĢının karanlıklarından gelen bu virüse karĢı uyarılır ve duygusal olarak soğutulur. Kendisinin olumlu kutbuna dair potansiyel iyi yönünü temsil eden Hz. Ömer sembolü de Hz. Muaz‟ın, bu virüsten korunmasının ve kurtulmasının, üst bilinçdıĢının aydınlığında mümkün olduğunu ifade eder.

Temelde bilinçdıĢından kaynaklı rüyaları da ikiye ayırmak mümkündür. Birincisi, insanın, bilinçdıĢı olarak algıladığı nazari plan ve psikolojik düzeydeki duyularından gelen verilerin, bilinçdıĢındaki etki ve tepkilerinin tasvirleri neticesinde meydana gelirler. Burada, uyku halinde iken nazari plandaki duyuyla algılanan sıcak yahut soğuk, rüyada, insanı ısıtan ve soğutan bir sembol olarak teĢekkül edebilir. Yine uyku esnasında psikolojik düzeydeki duyu ile algılanan açlık ve hastalık ise rüyada, insanı doyuran bir yemek ve arızayı haber veren bir alarm sembolü olarak yansıyabilir.81

Ayrıca bu tür algılamalar da bilinçli halde olduğu gibi ruhsal faaliyet ve ruhsal denge üzerinde etki ve tepki içerisinde bulunarak, bilinçdıĢı üzerinden rüyalara aksedebilir.82

Ġkincisi ise her Ģeyin yaratıcısı ve terbiyecisi olan Allah‟tır. Allah ise bu tür sebepleri rüyalara vesile kıldığı gibi hiçbir sebep olmaksızın da dilediği rüyaları insanlara gösterebilir.83