• Sonuç bulunamadı

93

Freud, Mutluluk Dediğimiz ġey, ss. 44, 88, 110, 121

94

1. Rüya YaklaĢımı

Adler‟de rüya, doğrudan yaĢam üslubuyla alakalı bir olgudur. Ona göre rüyalar, yaĢam üslubunun kendisini rüyada ifade etmesi olarak görülebilir. Freud‟da rüya, bastırılmıĢ ve geçmiĢ isteklerin neticesi iken, Adler‟de ise rüya, yaĢam üslubunun gelecekteki iradesidir. Ona göre yaĢam üslubu, çocukluk anılarının etrafında oluĢturulan bir manadır. KiĢi bu mananın amacı istikametinde bilerek yahut bilmeyerek hayatını devam ettirir. KiĢinin yaĢam üslubunun sağlamlığı, çocukluğundaki anıları doğru bir Ģekilde anlayıp yorumlamasına bağlıdır. Eğer çocuk, kendisindeki organ eksikliğini hazmedemez yahut Ģımarık büyütülür yahut da geliĢim sürecinde problemler yaĢarsa onda olumsuz bir yaĢam üslubunun geliĢmesi mümkün olmaktadır.95

Adler‟in yaĢam üslubunun rüyalardaki fonksiyonuyla alakalı kaleme aldığı örneklerden bazılarına Ģu Ģekilde bakılabilir. Sorumluluk duygusunu, ağırlığından dolayı önemsemeyen bir yaĢam üslubuna sahip olan bir öğrenci, kendisini bekleyen bir sınav karĢısında bocalayacaktır. Dolayısıyla bu öğrenci rüyasında kendisini savaĢırken bulacaktır. Çünkü basit bir ödevi, baĢvuracağı böyle bir benzetmeyle büyütüp abartacak, bu da onun sınava yönelik korkusunu artıracaktır. Belki de bu öğrenci rüyasında kendisini bir uçurumun kenarında bulacak, uçurumdan aĢağı düĢmemek için de geriye çekilecektir. Böylece öğrenci, sorumluluktan kaçıp kurtulmasına yardım edecek duyguları rüyasında uyandıracak ve sorumluluğu uçuruma benzetmekle kendi kendisini aldatmıĢ olacaktır.

BaĢka bir öğrencinin ise yaĢam üslubu, geleceğe güvenle bakan bir cesaret taĢımaktadır ve bundan dolayı da gireceği sınavdan baĢarı sağlamayı ummaktadır. Lakin sınavı baĢarmaktan emin olmak isteyen yaĢam üslubu, rüyada öğrenciyi büyük bir dağın tepesine diker. Çünkü bu öğrenci önündeki sorumluluğu rüyada dağa benzetir ve kendisini de dağın üzerine koyarak içindeki baĢarı duygusunu besler. Böylece öğrenci aĢması gereken zorlukları rüya aracılığıyla pek kolay bir Ģekilde aĢar. Lakin bu öğrenci kendi gücüne karĢı bir güven duygusuna kavuĢuyor olsa da

95

gerçekte kendi kendisini aldatmıĢtır. Aklını baĢına alıp sınava hazırlanmak yerine sadece kendi özgüven duygusunu güçlendirmiĢtir.96

Bunların üzerine Adler, rüyaların amacı hususunda Ģu Ģekilde bir neticeye ulaĢır. Ona göre rüyaların çok az anlaĢılmasının nedeni, insanı aldatıp onun zihnini bulandırmak gibi bir amaç gütmeleridir. Çünkü eğer rüyalar anlaĢılabilseydi, onların insanı aldatmaları mümkün olmazdı. Dolayısıyla rüyalar hususunda yapılması gereken Ģey onların telkinlerini duymazdan gelmek ve mantığın sesine kulak vermektir. BaĢka bir açıdan eğer rüyalar anlaĢılabilseydi rüya görmenin bir anlamı olmazdı. Bu açıdan rüya, kiĢinin kendisi tarafından çözüme kavuĢturulması gereken sorunla yaĢam üslubu arasındaki bir köprüdür. Lakin yaĢam üslubunun rüyanın desteğine ihtiyaç duymadan doğrudan ele alınması en sağlıklı yoldur.97

2. Anlamlandırma Hatası

Adler, bu konudaki görüĢlerini, YaĢamın Anlam ve Amacı isimli kitabında, kendi üzerinde önemli bir etki bırakan kiĢisel bir tecrübesi üzerinden değerlendirmeye alır. O savaĢ yıllarında nevrozlu askerlere hizmet veren bir hastanede görevliyken, bedensel olarak gayet sağlıklı olan lakin depresyon geçirdiği ifade edilen bir genci tedavi etmeye çalıĢır. Adler genç hakkında bir karara varmada zorlanır. Çünkü genç, depresyonunun yansıra ailesinin geçimini sağladığını ve bundan dolayı da cepheye dönmek istemediğini, dile getirir. Lakin Adler, gencin askerliğe elveriĢli olmadığı yönünde bir rapor hazırladığı takdirde baĢhekimin bunu geri çevirip genci cepheye göndermesinden çekinir ve gencin sadece nöbet iĢlerinde görev alabileceğine yönelik rapor hazırlar. YaĢadığı bu kararsızlığın üzerine uyuduğunda ise Ģu rüyayı görür. “Katil biriydim düĢte, dar ve karanlık bir sokakta sağa sola koĢtururken bir yandan da kimi öldürdüğümü düĢünüyor, iĢlediğim cinayeti bir türlü anımsayamıyordum ama içimde bir duygu vardı: „Ben bir cinayet iĢlemiĢtim, iĢim bitikti, mahvolmuĢtum. Benim için her Ģey sona ermiĢti artık.‟ Böylece düĢte sessiz dikilmiĢ, terleyip duruyordum.”

Uyandığında ise bu rüya Adler‟in kafasını bir hayli kurcalar. Çünkü katillikle alakalı aklına gelen Ģey gencin cepheye dönmesine ve bundan dolayı da onun orada

96

Adler, a.g.e., ss. 118-119

97

ölmesine neden olacağıdır. Onun bu Ģekilde düĢünmesine de hekim olduğu için insanların hayatlarını kurtarmaya yönelen yaĢam üslubu neden olur. Lakin Adler yaĢam üslubunu bir tarafa bırakarak mantıksal bir karar vermeye çalıĢır ve rüyadan önce hazırladığı raporu baĢhekime sunar. Bunun üzerine rapor baĢhekimin önüne geldiğinde o, raporu gencin isteği yönünde değiĢtirir. Çünkü baĢhekim bu rapor için gençten rüĢvet almıĢtır ve genç, Adler‟den buna uygun raporu koparabilmek için de yukarıdaki oyunu oynamıĢtır. Adler ise yaĢadığı bu olay içerisindeki rüyanın kendisini aldatıcı düĢüncelere sevk ettiğinden dolayı, o günden beri rüya görmemeyi daha uygun bulduğunu ifade eder.98

Adler‟in, bireysel psikolojinin esasını ifade eden yaĢam üslubunu gözlemlemesi ve oradan hareketle rüyaların temel sebebine inmeye çalıĢması makul bir bilimsel çabadır. Lakin yaĢam üslubundaki yetersizlikleri rüyalara yıkması ise bilimsellikten uzak bir anlamlandırma hatasıdır. Zira onun verdiği örneklerde, kiĢideki yaĢam üslubunun olaylar karĢısındaki yetersizliği sembolleĢtirilir. Adeta bu sembollerle kiĢiye normal bilinç halinde çok dikkate almadığı yetersizliği rüyada dikkate değer bir Ģekilde sunulur. Böylece kiĢinin yaĢam üslubundaki yetersizliğinden kurtulma iradesi canlandırılır. Bunun farklı bir açıdan karĢılığına ise alt bilinçdıĢının karanlıklarına karĢı uyarı ve oradan kurtulmaya yönelik de iradenin canlandırılmasıdır. Eğer Adler bu Ģekilde bir yaklaĢım sergileyebilseydi bu tür rüyaların aldatıcı olmaktan ziyade kiĢinin içinde bulunduğu yetersiz yaĢam üslubuna yönelik ilahi bir terapi olduğunu görebilirdi.99

Kendi rüyasıyla alakalı bölümde de bu anlamlandırma hatasını görmek mümkündür. Onun normal bilinçteki duyguları, realite ile bir çatıĢma içerisindedir. Aslında sağlam ve kuvvetli olan bir gencin öne sürdüğü bahaneler ve kendi yaĢam üslubundaki özel durum onu, realite dıĢı bir rapor hazırlamaya zorlamaktadır. Lakin bunun karĢısında kendi ruhunun ihtiyaç duyduğu açık delillere dayalı ve vicdani ölçüler içerisinde verilmesi gereken bir rapor, katledilmekle karĢı karĢıyadır. Normal bilincinde tam olarak anlaĢılamayan böyle kritik bir durum onun bilinçdıĢında aydınlatılır. Burada Adler, yaĢam üslubunun etkisiyle takılıp kaldığı alt bilinçdıĢının

98

Adler, a.g.e., ss. 120-122

99

karanlık sokaklarında, endiĢe ve korku altında dolaĢtırılarak, buradan kurtulma iradesi güçlendirilir. Lakin Adler burada, içinde bulunduğu yetersiz yaĢam üslubunu kendisine resmeden rüyadan ders çıkarmak yerine, anlamlandırma hatasından dolayı rüyayı suçladığı görülmektedir.

C. Jung’da Rüya Analizi