• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1 Bilimin Doğasıyla Ġlgili Ulusal ÇalıĢmaların Ġncelenmesi

AraĢtırma sonuçlarına göre öğrencilerin bilimin doğasına iliĢkin görüĢlerinin yapılan pek çok çalıĢmaya rağmen, yetersiz olduğunu ortaya koymaktadır (Abd-El- Khalick, 2001). Ülkemizde yapılan çalıĢmaların sayısı yurtdıĢındaki çalıĢma sayılarına göre oldukça az olduğu belirtilmiĢtir (Can, 2008). Bu çalıĢmalardan bazıları incelenerek aĢağıdaki gibi belirtilmiĢtir.

AraĢtırmacıların bir kısmı bilimin doğası hakkında alanyazın taraması yaparak, bilimin doğasının nasıl öğretilmesi gerektiği konusunda görüĢ belirtmiĢtir. Türkmen ve Yalçın (2001) tarafından ülkemizde fen eğitiminde baĢarının sağlanması için öğrencilerde oluĢturulmaya çalıĢılan bilimsel okur-yazarlığın önemi ve bu okur-yazarlık için en önemli Ģartlardan birisinin de bilimin doğasının özelliklerinin kazandırılması gerektiği belirtilmiĢtir. ÇalıĢmada bilimin doğasının ne olduğu ve eğitiminin hangi kademede nasıl verileceği hakkında görüĢ belirtilmiĢtir. Ülkemizde verilen eğitimin amacının bilimin doğasının özelliklerini kazandırmak ve bilime karĢı pozitif bir tutum oluĢturması gerektiği belirtilmiĢtir. Bu amacın gerçekleĢmesinin kolay olmadığı fakat toplumumuzun ancak böyle ilerleyebileceği söylenmiĢtir.

TaĢar (2003) tarafından bilim insanlarının, öğretmenlerinin ve öğrencilerinin bilimin doğası hakkındaki farklı görüĢleri derlenmiĢtir. Bilimin tarihi ve doğasının neden ve nasıl öğretilmesi gerektiği hususu üzerine dikkat çekmiĢtir. Bu konuda alanyazında üç yaklaĢımın olduğu belirtilmiĢtir. Bilimin doğasının, fen bilimleri

eğitiminin bir parçası olarak iĢlenmesi; sınıfta dikkat çekici özel olaylar üzerinde derinlemesine düĢünme ortamının yaratılması ve bilimin doğasının daha açık bir Ģekilde ayrı bir ders olarak öğretilmesi üzerinde durmuĢtur. Bu çalıĢmada ayrıca; fakültelerde üçüncü yılda okutulmakta olan "Bilimin Tarihi ve Doğası" adlı seçmeli ders hakkında bilgiler verilmiĢtir. Bilimin doğasının ve bilim tarihinin neden ve nasıl öğretilmesi gerektiği belirtilerek, bilimin doğası hakkında öğretmenlerin, öğrencilerin ve bilim insanlarının görüĢleri derlenmiĢtir.

Köseoğlu, Tümay ve Budak (2008) tarafından bilimin doğası hakkında alanyazındaki görüĢleri derleyen ve yorumlayan bir çalıĢma yapılmıĢtır. Bireylerin bilimin doğası hakkındaki fikirlerini oluĢturmak için tarihsel, dolaylı ve açık- düĢündürücü yaklaĢımın kullanıldığını ancak alanyazında yapılan çalıĢmaların sonuçları incelendiğinde açık-düĢündürücü yaklaĢımın daha etkili olduğu belirtilmiĢtir. ÇalıĢmanın sonunda bilimin doğasının öğretimi için materyallerden öğretmen yetiĢtirmeye kadar köklü değiĢikliklerin yapılması gerektiği belirtilmiĢtir.

Bağcı-Kılıç (2003) tarafından 1999 yılında 38 ülkenin katılımıyla gerçekleĢtirilen 3. Uluslararası Matematik ve Fen AraĢtırması‟nda bu ülkelerden seçilen belirli bir örnekleme uygulanan çalıĢmanın sonuçlarını değerlendirmiĢtir. Bu sonuçlar kullanılarak bilimsel araĢtırmanın, bilimin doğasının önemi ve ülkemizdeki durumu tartıĢılmıĢtır. Bilimsel araĢtırma ve bilimin doğasına iliĢkin 12 soru sorulmuĢtur. Türkiye genel sıralama olarak bilimsel araĢtırma ve bilimin doğası alanındaki sorularda 38 ülkeden 33. olarak uluslararası ortalamanın istatistiksel anlamlı farkla altında kaldığı belirtilmiĢtir. ÇalıĢmanın sonucunda Türkiye‟nin hızlı bir Ģekilde bilimsel araĢtırma yoluyla fen öğretimini uygulaması gerektiği, bunun için de nitelikli fen öğretmenlerine ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir.

AraĢtırmacıların bir kısmı ise öğrencilerin, öğretmen ve öğretmen adaylarının geliĢtirilen ya da alanyazında bulunan ölçme araçlarıyla bilimin doğası hakkındaki görüĢlerini tespit etmiĢtir. Küçük ve Çepni (2006) tarafından 6, 7, ve 8. sınıf olan 69 ilköğretim öğrencisinin bilimin doğası hakkında sahip oldukları kavramlar, alanyazından doğrudan alınıp Türkçeye uyarlanan ve çoktan seçmeli 5 sorudan oluĢan bir anket formu (Kang, Scharmann ve Noh, 2005) kullanılarak belirlenmiĢtir. Bilimin doğasının: bilimin amacı, bilimsel teorilerin tanımı, modellerin doğası, bilimsel teorilerin kesin olmaması ve bilimsel teorilerin kökeni gibi beĢ farklı unsuru

incelenmiĢtir. Ġlk olarak baĢka bir ilkokulda 24 öğrenciyle bir pilot çalıĢma yapılarak, öğrencilerin ankette anlamakta güçlük çektikleri kısımlar düzeltilmiĢtir. Bunun dıĢında anketin geçerliğini kontrol etmek için fende ortalama baĢarı seviyesinin altında olan dört öğrenciyle mülâkat yapılmıĢtır. Bu çalıĢma sonucunda elde edilen veriler sayısal olmadığından, her bir soru için ileri sürülen fikirleri içeren çapraz tablolar oluĢturulmuĢtur. ÇalıĢma sonucunda öğrencilerin belirlenmek istenen beĢ bilimin doğasına iliĢkin unsurlar hakkında eksik bilgileri olduğu ortaya konmuĢtur. Bu nedenle ülkemizdeki fen öğretimi deneyimlerinin öğrencilere bilimin doğasını öğretebilme açısından etkisiz kalmıĢ olabileceği Ģeklinde yorumlanmıĢtır. Bilimin doğasının öğrencilere araĢtırmaya ve incelemeye dayalı programlar yoluyla dolaylı olarak öğretilebilmesinin zor olduğu belirtilmektedir. Buradan hareketle bilimin doğasının öğretiminin biliĢsel bir öğrenme hedefi olarak programda yerini alması ve öğrencilere doğrudan-yansıtıcı bir yolla öğretilmesi önerilmiĢtir.

Çelikdemir (2006) tarafından yapılan çalıĢmada 1949 ilköğretim öğrencisinin bilimin doğası hakkındaki görüĢleri, alanyazında yer alan Aikenhead, Fleming ve Ryan (1989) tarafından geliĢtirilen VOSTS anketi ile Lederman, Adb-El-Khalick, Bell ve Schwartz (2002) tarafından geliĢtirilen VNOS anketlerinden yararlanılarak oluĢturulan “Ġlköğretim için Bilimin Doğası Anketi” ile araĢtırılmıĢtır. Uygulama sonucunda öğrencilerin büyük bir bölümünün geleneksel görüĢe sahip olduğu görülmektedir. Öğrenciler bilimsel kanun ile teorilerin farklı bilgiler olmasında ve bilimsel bilgiyi elde etmede kullanılan metotlar hakkında yanlıĢ görüĢlere sahip oldukları belirlenmiĢtir. Ayrıca kız öğrencilerin bilimin subjektif ve yaratıcı doğası konusunda erkek öğrencilere göre daha çağdaĢ düĢünceye sahip oldukları belirtilmiĢtir.

Kılıç ve meslektaĢları (2005) tarafından ortaöğretim öğrencilerinin bilimsel bilginin doğasını nasıl algıladıklarını ile bu bilginin cinsiyete ve okul türüne bağlı olarak değiĢip değiĢmediğini saptamak için; 575 öğrenciye “Bilimsel Bilginin Doğası Ölçeği” uygulanmıĢtır. AraĢtırma sonuçlarında öğrencilerin bilimsel bilginin doğasını algılamasının cinsiyete ve okul türüne bağlı olarak değiĢtiği belirlenmiĢtir. Meslek lisesi öğrencilerinin diğer liselere göre bilimsel bilginin doğası hakkında, en fazla geleneksel görüĢe sahip oldukları belirlenmiĢtir. Ayrıca katılımcıların büyük bir kısmının bilimsel bilginin doğası hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı saptanmıĢtır. Bu çalıĢma

sonucunda elde edilen bulguların fen programların ve kitaplarının geliĢtirilmesinde kullanılabileceği belirtilmiĢtir.

Temel ve meslektaĢları (2006) kimya öğretmen adaylarının bilimin doğası ve fen öğretimi hakkındaki inançlarının eğitimleri sırasında bir değiĢiklik gösterip göstermediğini ve kimya öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki görüĢlerini belirlemek amacıyla; ilk olarak Chen ve meslektaĢları tarafından geliĢtirilmiĢ olan, “Bilimin Doğası ve Fen Öğretimi Ġnanç Ölçeği (BASSSQ)”nin ilk kısmı “Öğretmenin Bilim Hakkındaki GörüĢü” anketi, 1. ve 5. sınıf olan 62 öğretmen adayına uygulanmıĢtır. Bilimin doğası hakkındaki görüĢlerini belirlemek için ise, Abd-El- Khalick, Bell ve Schwartz tarafından geliĢtirilen “Bilimin Doğasına ĠliĢkin GörüĢ” anketi uygulanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda 1. sınıf öğrencileri açıklamalarını örneklerle desteklemekte zorlanırken, 5. sınıf öğrencilerinin bu konuda daha baĢarılı oldukları ve bilimin doğası konusunda yaptıkları açıklamaların birinci sınıflara göre daha iyi olduğu belirtilmiĢtir. Böylece kimya eğitimleri boyunca bilim ve bilimin özellikleri konusunda öğretmen adaylarının bilgilerinin arttığı belirtilmiĢtir.

TaĢar (2002) tarafından Ġlköğretim Matematik Öğretmen adayı olan 22 kiĢi ile, Ġlköğretim Fen Bilgisi Öğretmen adayı olan 43 kiĢinin bilimsel bilginin doğası ve öğrenilmesi hakkındaki görüĢlerini belirlemek için Halloun‟un hazırladığı Bilim Hakkında GörüĢler Anketi (Views About Science Survey) formunu Türkçe‟ye aktararak uygulamıĢtır. 30 sorudan oluĢan anketin değerlendirmesi Halloun ve Hestenes (1998)‟in yaptığı taksonomiye uygun olarak “uzman”, “ileri geçiĢ”, “baĢlangıç geçiĢ” ve “avami” olarak katılımcıların bilimin doğası hakkındaki görüĢ profilleri belirlenmiĢtir. ÇalıĢmadan elde edilen bulgularda öğretmen adaylarının yarından fazlası uzman profiline sahip olarak bilimi anlama ve yorumlama yanında öğrenmeye yönelik de olumlu birer görüĢ profiline sahip oldukları belirlenmiĢtir.

Aslan, Yalçın ve TaĢar (2009) tarafından 48 fen ve teknoloji öğretmeninin bilimin doğasına yönelik görüĢlerinin saptanması amacıyla, Aikenhead, Ryan ve Fleming (1989) tarafından geliĢtirilen VOSTS anketi ile yarı-yapılandırılmıĢ görüĢmeler yoluyla veriler toplanmıĢtır. AraĢtırmanın amacına uygun olarak anketin 114 çoktan seçmeli sorusundan seçilen ve Türkçeye uyarlaması yapılan 7 madde bu çalıĢmada kullanılmıĢtır. Bu çalıĢmada uygulanacak olan anketin seçenekleri, Rubba, Bradford ve Harkness‟in (1996) kullandıkları “Gerçekçi”, “Kabul edilebilir” ve “Yetersiz”

kategorilerine göre sınıflandırılarak yorumlanmıĢtır. AraĢtırmanın sonucunda; bilimin tanımı, bilimsel gözlemlerin doğası, önerme, kuram ile yasaların yapısı ve bilimsel yönteme iliĢkin görüĢlerinin büyük oranda yetersiz ve eksik olduğu belirlenmiĢtir. Öğretmenlerin büyük çoğunluğunun gerçekçi görüĢlere sahip olduğu tek konu ise, bilimsel bilgilerin ileride değiĢebileceğidir.

ÇalıĢmalara katılan bireylerin çoğunun bilimin doğasına iliĢkin görüĢlerinin “zayıf” olarak belirlenmesinden sonra, bu zayıf görüĢlerin yeterli ve doğru olan bilgilerle değiĢtirmesi gerektiği vurgulanmıĢtır. Bu nedenle araĢtırmacıların bir kısmı bilimin doğasına iliĢkin unsurları hakkındaki özellikleri kazandırmaya yönelik bir ders ya da model geliĢtirmiĢtir. Kocakülah ve Kaya (2006) tarafından fen bilgisi öğretmen adayı 45 kiĢinin bilimin doğası hakkındaki görüĢlerini geliĢtirmek amacıyla bir model ders tasarlanmıĢtır. Bu model dersler beĢ hafta boyunca geliĢtirilmiĢtir. Model derslerin öğretim hedefi, Mccomas‟ın (1998b) çalıĢmasında yer alan bilimin doğası hakkındaki kavram yanılgılarını gidermektir. Derslerin geliĢtirilmesinde bilim tarihinden ve alanyazındaki bilimin doğası öğretim etkinliklerden (Lederman ve Abd-El-Khalick, 1998) yararlanılmıĢtır. AraĢtırmadan önce ve sonra öğrencilerin görüĢlerini belirlemede veri toplama araçları olarak 114 açık uçlu sorudan oluĢan Bilim-Teknoloji-Toplum Üzerine GörüĢler (VOSTS) ölçeği (Ryan ve Aikenhead, 1992b) kullanılmıĢtır. Rastgele seçilen 8 öğrenciyle ise yarı yapılandırılmıĢ görüĢmeler yapılmıĢtır. Esas örneklem grubuna uygulamadan önce 44 öğrenci ile pilot çalıĢması yapılmıĢ ve sonuçlar doğrultusunda 21 maddeden oluĢan bir VOSTS ölçeği çalıĢmada kullanılmıĢtır. Uygulanan derslerin öğretmen adaylarının fen eğitiminde bilimsel bilginin önemine inançlarını arttırdığı ve ilköğretim ya da ortaöğretim öğrencilerinin bilim doğasını anlamalarına yönelik benzer derslerin hazırlanması önerilmiĢtir.

Muğaoğlu (2006) tarafından yapılan çalıĢmada 281 fen bilgisi öğretmen adayının bilimin doğasına iliĢkin görüĢlerini incelemek için bir model oluĢturmuĢtur. Bunun için ise bilimin doğasına ait düĢüncelerin hangi faktörlerden etkilendiği araĢtırılmıĢtır. Bu faktörler: bilimsel iĢlem becerileri, fen öğretmeye yönelik tutumları, akademik baĢarıları ve sosyal değerleridir. AraĢtırma sonuçlarında, fen öğretmeye yönelik tutum ile bilimin doğasına iliĢkin görüĢler arasındaki iliĢkinin istatistiksel olarak anlamlı düzeyde olduğunu, bilimsel iĢlem becerileri ile bilimin doğasına iliĢkin görüĢleri arasında anlamlı bir iliĢki bulunmadığı, genel not ortalamaları ve eğitim dersleri ortalamaları ile

bilimin doğasına iliĢkin görüĢleri arasındaki korelasyon anlamlı bulunmuĢtur. Fakat fen dersleri ortalaması ile bilimin doğasına iliĢkin görüĢ arasında anlamlı bir korelasyon ve kuramsal, politik, sosyal, estetik ve dini değerler bilimin doğası hakkındaki görüĢlerle anlamlı düzeyde iliĢkili olmadığı görülmüĢtür. Böylelikle fen öğretmen adaylarının bilimin doğasına iliĢkin görüĢlerini geliĢtirmek amacıyla hazırlanacak ders ya da programların değiĢkenlerin belirlenmesiyle daha faydalı olacağına inanılmaktadır.

Morgil ve meslektaĢları (2009) tarafından 61 kiĢilik fizik ve biyoloji branĢındaki öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki görüĢlerinin belirlenerek, laboratuvar uygulaması ile proje tabanlı laboratuvar uygulamasının bilimin doğası hakkındaki bilgi ve algılamaları ile kimyaya karĢı tutumlarına olan etkisi araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢmada öğrencilere ön test ve son test olarak “Bilimin Doğası Hakkındaki GörüĢler Anketi” (VNOS-C) ile BASSSQ ve Kimyaya KarĢı Tutum Ölçeği olarak uygulanmıĢtır. ÇalıĢmada birinci sınıfta olan öğretmen adaylarının temel kimya laboratuvarı deneylerine ek olarak, proje tabanlı laboratuvar uygulaması yapılmıĢtır. Deneysel uygulamalar esnasında öğrencilerden bilimsel süreç becerilerinden temel becerileri kazanmaları beklenmiĢtir. Proje tabanlı laboratuvar uygulamasında ise verilen hedef soruların çözümüne ulaĢmak için 2-3 kiĢilik gruplar deneyler önererek, bu deneyleri diğer gruplara sunmuĢlardır. Bilimin doğası anketine verdikleri yanıtlar “iyi”, “orta” ve “zayıf” olarak sınıflandırılmıĢ ve değerlendirmeler de bu ölçütler göz önüne alınarak yapılmıĢtır. Bilimin doğasına iliĢkin görüĢ anketinin ön testine verilen cevaplar sonucunda öğrenci görüĢlerinin “zayıf” olduğu, çalıĢma sonucunda ise bilimin doğası hakkında sahip oldukları bilgi seviyesinin yükseldiği ve uygulamaların öğrencilerin kimya dersine karĢı tutumlarının da arttırdığı belirlenmiĢtir.

Ayar (2007) tarafından fen bilgisi öğretmeni adayı olan 112 kiĢinin aldıkları Fen- Teknoloji-Toplum dersinin, sahip oldukları değerlerin ve bilimsel süreç becerilerin bilimin doğasına iliĢkin tutumları açıklamada bir etkisinin olup olmadığı incelenmiĢtir. Bunun için Fen Bilgisi Öğretimi Tutum Ölçeği-II‟yi çalıĢmasının baĢında ve sonunda olmak üzere öntest ve sontest olarak, Bilimsel Süreç Becerileri Ölçeği ve Değerler Ölçeği‟ni ise sadece çalıĢmanın baĢında bilgi düzeylerini belirlemek için kullanmıĢtır. ÇalıĢmanın sonucunda elde edilen bulgular incelendiğinde, fen-teknoloji-toplum dersinin fen bilgisi öğretmen adaylarının bilimin doğasına iliĢkin görüĢlerine bir etkisinin olmadığı belirlenmiĢtir. Ayrıca alanyazına uygun olarak öğretmen adaylarının

bilimin doğası hakkındaki görüĢleri, akademik baĢarıları ile iliĢkisiz, fen öğretimine karĢı tutumlarıyla iliĢkili olduğu ve bilimsel süreç becerilerinin bilimin doğası hakkındaki görüĢlerini açıklamada bir yordayıcı olmadığı belirtilmiĢtir.

Çelik ve Bayrakçeken (2006) tarafından yapılan çalıĢmada “Fen, Teknoloji ve Toplum” dersini alan 212 öğretmen adayının bilimin doğası hakkındaki görüĢleri tespit edilerek, aldıkları bu dersin bilimin doğası hakkındaki görüĢlerine olan etkisi incelenmiĢtir. Öğretmen adaylarının 2002-2003 eğitim-öğretim yılının baĢında dersi almadan önce ve dönem sonunda dersi aldıktan sonraki görüĢleri VOSTS anketinden belirlenen maddeler yardımıyla tespit edilmiĢtir. Adayların bilim hakkındaki görüĢlerinin, dersten önce bilimin doğası hakkında geleneksel olduğu belirlenmiĢtir. Derslerden sonra ise özellikle bilimin yaratıcı karakteristiği, bilimsel modeller, bilimsel metotlar, bilimsel yasa teori ve hipotezler arasındaki iliĢki hakkında ilerleme belirlenmiĢtir. Bilimsel teorileri gerçeğin birer kopyası olarak gördükleri tespit edilmiĢtir. Bilim insanlarının özellikleri hakkında ise baĢlangıçtaki görüĢlerinde bir değiĢim olmadığı belirtilmiĢtir.

AraĢtırmacıların bir kısmı ise bir konu alanından bağımsız olarak bilimin doğasının öğretimiyle ilgili yaklaĢımları kullanarak tasarlanan ya da alanyazından alınan etkinliklerin bilimin doğası hakkındaki görüĢlerine olan etkisini araĢtırmıĢtır. Küçük (2006) tarafından yapılan doktora çalıĢmasında, 17 ilköğretim öğrencisi ve fen öğretmenleri üzerinde bilimin doğasına iliĢkin kavramlarının kazanılması için doğrudan yansıtıcı etkinliklerin etkisi incelemiĢtir. Bu etkinliklerden bazıları alanyazında yer alan (Lederman ve Abd-El-Khalick, 1998) çalıĢmalardan alınarak Türkçeye çevrilmiĢtir. Etkinliklerde bilimin deneysel, kesin olmayan, çıkarıma dayalı, yaratıcı ve hayalci doğası üzerinde durulmuĢtur. Etkinliklerden önce öğrencilerin ve öğretmenlerinin bilimin doğası hakkındaki profilleri “zayıf” olarak belirlenmiĢtir. ÇalıĢmada bilimin doğası anketleri ön test ve son test olarak kullanılmıĢ, bunun yanında her etkinlik sonunda öğrencilerden yansıtıcı yazılar yazmaları istenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda öğrencilerin tamamının bilimin doğasına iliĢkin unsurlarına ait düĢüncelerinin yeterli profile ulaĢtığı, fen öğretmeninin ise teori ve yasalar dıĢında diğer unsurlar hakkındaki düĢüncelerinde ise yeterli seviyeye ulaĢtığı görülmüĢtür.

BeĢli (2008) tarafından 56 fen bilgisi öğretmen adayının bilimin doğasına iliĢkin görüĢlerine, bilim tarihinden kesitler incelemenin etkisinin olup olmadığı incelenmiĢtir.

Öğretmen adaylarının çalıĢmadan önce ve sonraki görüĢleri Doğan-Bora, Arslan ve Çakıroğlu (2006) tarafından Türkçe‟ye adapte edilen VOSTS anketi uygulanarak tespit edilmiĢ ve alınan sonuçlar arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığına bakılmıĢtır. ÇalıĢmada bilim tarihinden kesitleri anlatan pasajlar TÜBĠTAK yayınlarından ve incelemeleri için Cemal Yıldırım‟ın kitaplarından 13 adet bilim tarihi makalesi seçilmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda elde edilen bulgularda öntest ve sontest arasında çok yüksek olmayan ancak yine de olumlu bir etkinin olduğu belirtilmiĢtir.

Can (2008) tarafından 60 ilköğretim yedinci sınıf öğrencisinin bilimsel süreç becerilerinin, bilimin doğası anlayıĢlarının ve kavramsal anlamalarının bilimin doğası anlayıĢlarına nasıl bir etkisi olduğu fen ve teknoloji dersindeki kavramlar öğretilirken araĢtırılmıĢtır. Öğrenciler iki gruba ayrılarak, deney grubuna bilimin doğası anlayıĢını kazandırdığı düĢünülen etkinlikler yapılırken, kontrol grubunda ise sadece müfredatta yer alan etkinlikler yapılmıĢtır. Bu etkinliklerde bilimsel bilginin deneysel olması, kesin olmaması, insan yaratıcılığının ve hayal gücünün bir ürünü olması ile gözlem ve çıkarım arasında fark olması gibi bilimin doğasına iliĢkin unsurlar üzerinde durulmuĢtur. ÇalıĢma sonucunda her iki grubunda bilimin doğası anlayıĢlarının ve bilimsel süreç becerilerinin geliĢimine olumlu bir katkısı olduğu görülmüĢtür. Ayrıca kontrol grubu öğrencileri bilimsel bilginin değiĢebilirliğini kabul etmemiĢlerdir.

Küçük (2008) tarafından yapılan çalıĢmanın amacı: 20 öğretmen adayının bilimin doğası hakkındaki görüĢlerini geliĢtirmek ve kendi sınıflarında da bilimin doğasını öğretmeleri için onları cesaretlendirmek olarak belirtilmiĢtir. ÇalıĢmadan önce ve sonra öğrencilerin görüĢleri öntest ve sontest olarak VNOS-C kullanarak belirlenmiĢtir. Ayrıca öğretmen adaylarıyla yarı-yapılandırılmıĢ görüĢmeler de yapılmıĢtır. ÇalıĢmanın öncesinde öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki görüĢleri yetersiz olarak belirlenmiĢtir. Doğudan-yansıtıcı etkinlikler kullanılarak yapılan çalıĢma sonrası ise teoriler ve kanunlar arasındaki iliĢki ve farklılık dıĢında, çoğunluğu bilimin doğası hakkındaki görüĢlerini geliĢtirmiĢlerdir. Bir diğer amaç için ise öğretmen adaylarının bilimin doğasını kendi sınıflarında öğretmek için bir amaca ihtiyaç duymuĢlardır. Bunların aĢılması için ise öğretmen adayları yüreklendirilmiĢ ve ilköğretim öğrencileri için konulara bağlı olarak, kendi bilimin doğası öğretim etkinliklerini tamamlamaları sağlanmıĢtır.

Bir konu alanına bağlı olarak ise Ayvacı (2007) yaptığı doktora çalıĢması incelenmiĢtir. Sınıf öğretmeni adayı olan 54 kiĢinin kütle çekimi konusuna bağlı olarak, farklı yaklaĢımlarla öğretimin bilimin doğası hakkındaki görüĢlerine olan etkisi incelemiĢtir. Sınıf öğretmen adaylarına dolaylı, doğrudan ve yansıtıcı yaklaĢımla hazırlanan üç materyal hazırlanmıĢtır. ÇalıĢmada bilimin doğası hakkında öğretmen adaylarının sahip olduğu bilgilerin tespiti için ön test ve son test olarak Lederman (2002) çalıĢmasından alınan VNOS-C anketi uygulanmıĢtır. Bu anket dıĢında bilimsel bilgiye yönelik görüĢlerle kütle çekimi hakkındaki bilgilerinin değiĢimini tespit etmek için sırasıyla Bilimsel Bilgiye Yönelik Tutum Anketi ve Kütle Çekimi Kuvveti BaĢarı