• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

2.3. ASYA ÜLKELERİ’NDE DURUM

3.1.3. BİLİM POLİTİKALARI

Bilimsel, teknolojik, ekonomik ve toplumsal gelişmeler birbirinden bağımsız olarak ele alınıp değerlendirilecek gelişmeler değildir. Bu birlikteliğin doğal sonucu olarak da bilgi politikalarını ve bilim politikalarını birlikte ele almak ve değerlendirmek gerekmektedir. Bilginin üretiminden, saklanmasına ve toplumsal bir değer olarak dolaşımına kadar geçirdiği tüm evreler bilim politikalarının ve bilgi politikalarının kapsamı içindedir. Bu anlamda birbirlerini destekleyici görevlerinin olduğu da söylenebilir.

87 Bilim politikaları, toplum ve kütüphanenin iç içe olduğu ortamlarda, bilimsel çalışmaların değişen sosyal, siyasal, bilimsel ve teknik koşullara göre ulusal çıkarların geride kalmaması ve uluslararası düzeyde ağırlık konulabilmesi için resmi ölçülerde ihtiyaç duyulan düzenlenmelerdir (Gülle, 1991: 91)

Kalkınma planlarından sonra bilgi politikası ile ilgili çalışmaların bilim politikalarında da pek fazla yer almadığı gözlenmektedir. Bununla ilgili olarak ilk ciddi yaklaşım 1983-2003 Türk Bilim Politikası adlı belgede görülmektedir. Anılan dokümanda bilimsel ve teknik enformasyonun, kalkınma hedefleri ne yönde olursa olsun, özellikle gelişmekte olan ülkeler için çok daha öncelikli ve önemli olduğu; teknik, ekonomik, sosyal, kültürel her alandaki gelişmede en önemli temel etkenin gerekli, yeterli ve doğru bilgi olduğu vurgulanmaktadır (Toplu, 1999: 353).

Bu belgede TÜBİTAK/TÜRDOK’un çalışmalarından ayrıntılı olarak söz edilmekte ve bunun yanında bazı sorunlara da değinilmektedir. Bu sorunlar kısaca; bilgi konusunda toplumdaki yetersiz bilinç, hükümet ve devlet organlarının yetersiz desteği, gerekli eşgüdümü sağlayacak bir üst yapının eksikliği, bilgi konusunda eğitim eksikliğidir. Bu sorunlar sıralandıktan sonra sorunların çözümüne ilişkin bilgiler de belgede yer almaktadır. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun üst yapı olarak önerildiği, TÜRDOK’un ana merkez olacağı ve bu iki kurumun görev sahası içinde ülkenin bilgi politikasının, bilim ve araştırma politikasının bir parçası olarak yürütülmesi, sistemin başarısı için bilginin üretiminden tüketimine kadar geçen tüm aşamalarda standartlaşmanın olması konusunda görüşler öne çıkmıştır (Türk Bilim Politikası, 1993: 21).

1990 yılında toplanan I. Bilim ve Teknoloji Şurası'nda bilgi politikasının Enformasyon Sistemi başlığı altında işlendiği görülmektedir. Bu raporda, Türkiye’nin ulusal bir bilgi politika belgesinin olmadığı vurgulanarak, sağlıklı bir politika tasarımı için alt yapının çok iyi tahlil edilmesi için bazı öneriler sunulmuştur. Bunlar:

Bilgi politikası tasarımı konusunda oluşturulan çalıştaylardan çıkan sonuç ve öneri raporlarının yetkili kurumlara sunulması,

Bilgi altyapısı içinde yeni teknolojilerin kullanılması,

88 Var olan bilgi altyapısının akılcı bir şekilde tahlil edilmesi ve sonuçlarının belgelendirilmesi,

Dokümantasyon merkezi kurmanın mali açıdan pahalı olması nedeniyle, genel bir ağ ile çevre birimlerin aynı ağ içinde toplanması yoluyla tasarruf yoluna gidilmesi,

Üniversite kütüphanelerinin hafta sonu da açık tutulması ve merkezi olmayan yerlerdeki üniversite personelin merkezdeki üniversite kütüphanelerinde eğitilmesi,

Toplumun bilgi ihtiyacının belirlenerek, bu ihtiyacın giderilmesi için gerekli sağlıklı bir ortamın oluşturulması ve bilgi kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması için toplumun özendirilmesidir (1. Bilim….1990: 87-89).

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, 1993 yılında toplanarak, 1993-2003 Türk Bilim ve Teknoloji Politikası’nı düzenlemiştir. 1996-1997 yılları için TÜBİTAK, dönemin hükümetine bir tür acil eylem planı sunmuştur. Bu belgede, bilim ve teknoloji alanında uzmanlaşmanın kaçınılmaz olduğu, bunun yapılabilmesi için ulusal “inovasyon” sisteminin oluşturulması, konunun ekonomik, siyasi, toplumsal boyutlarıyla sistemli bir bütünlük içinde ele alınması gerektiği ve tüm bu gelişmelerin hayata geçirilmesi için devlete önemli görevler düştüğü vurgulanmaktadır.

TÜBİTAK’ın hükümete sunduğu acil eylem planıyla birlikte 1997 yılında var olan bilim politikası üzerinde güncellemeler yapılmış ve 1997- 2003 Türkiye Bilim ve Teknoloji Politikası oluşturulmuştur. Yapılan güncellemeler doğrultusunda, TÜBİTAK çatısı altında kurulan ULAKBİM’in üniversite ve AR-Ge kurumlarının ulusal ve uluslararası düzeyde, bilgi kaynaklarına elektronik ortamda erişimini olanaklı kılmak, eğitim/öğretim ve araştırmayı daha etkin bir yapıya kavuşturmak için hizmet vermeye başlaması öngörülmüştür (Türkiye’nin….,1997).

ULAKBİM’in kuruluş amacı Tonta’ya, (1997: 62-65) göre, Türk üniversite ve araştırma-geliştirme kurumlarında çalışan araştırmacıların iletişim ihtiyaçlarını karşılamak için ulusal akademik ağ alt yapısını kurmak ve bu ağ aracılığıyla elektronik kütüphane ve bilgi hizmetleri sunmak, olarak belirtmiştir. Bu hizmet için yapılanma şu şekilde açıklanmıştır: TÜBİTAK bünyesinde hizmet veren Enformasyon Hizmetleri Müdürlüğü ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bünyesinde

89 hizmet veren Yayın ve Dokümantasyon Dairesi Başkanlığı’nı devralarak göreve başlayan ULAKBİM Ulusal Akademik Ağ (ULAKNET) ve Ulusal Bilgi Merkezi (UBİM) adlı iki birimden oluşmaktadır. ULAK-NET, Türkiye çapında tüm eğitim ve araştırma kurumlarını birbirine bağlayacak bir veri iletişim ağı kurmak ve bu ağ aracılığıyla bilgi hizmeti vermek amacındadır. UBİM ise, Türk üniversite ve araştırma-geliştirme kurumlarında çalışan araştırmacıların gereksinimlerini karşılamak üzere bir elektronik kütüphane ve bilgi sistemi kurmak amacıyla kurulmuştur.

ULAKBİM’in kurulmasının ardından 1997-2003 Türkiye Bilim ve Teknoloji Politikası’nda bilgi toplumuna dönüşüm, araştırma ve teknoloji geliştirme konularında AB’nin çerçeve programlarından örnekler alınmıştır. 1993-2003 politika belgesinde öne çıkan Türkiye’nin Bilim ve Teknolojide Atılım Projesi, 1997-2003 politika belgesinde de tekrarlanmıştır. Bu atılımlar arasında bilgi merkezlerini yakından ilgilendiren alan ise, Türkiye’yi bilgi toplumuna götürecek olan Ulusal Bilgi Şebekesi ve bu şebeke üzerinden Telematik Hizmetler Ağı’nın kurulması alanıdır.

Planlı kalkınma dönemiyle birlikte Türkiye’de bilim politikasının belirlenmesi için hedefler ortaya konulmuş ve bu hedefe ulaşmak için yoğun çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların birçoğunun sonuca ulaşamadığı biliniyor olsa da, yapılan çalışmaların bilim politikası oluşturmak için önemli olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Bilginin üretiminden çok kullanımı ve dolaşımıyla ilgili olan bu politika çalışmalarının temel çıkmazı, politikaların genel itibariyle gelişmiş ülkelerdeki bilgi teknolojilerinin transferiyle ilişkilendirilmesidir. Bu sorunun temel nedenlerinden biri ise ülkemizdeki bilgi politikasının eksikliğidir. Bilimsel üretim ve teknolojik gelişmelerle birlikte ortaya çıkacak hem ekonomik hem de toplumsal kalkınmanın belirli politikalarla hedeflendiği gelişmiş ülkelerde görülmektedir. Bu yönlendirici ve tüm gelişmeleri içine alan politikalar ise ulusal bilgi politikalarıdır. Ulusal bilim politikası ve bilgi politikası oluşturma aşamasında yetkili ve merkezi bir kurumun olmaması ve bu politikaların hükümet programlarıyla sınırlı kalması ise bu konudaki en büyük eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda yetkili olan ve gerekli unsurları harekete geçirmesi beklenen kurum ise Başbakanlığa bağlı Devlet Planlama Teşkilat’ı olmalıdır.

90