• Sonuç bulunamadı

İnsan beyninin yapısını ve işleyişini daha iyi kavramak amacıyla bilim adamları tarafından pek çok çalışma yürütülmüştür. Bu çalışmalar ve beynin işleyişine yönelik fikirler ve modellerden bazıları bu başlık altında toplanmıştır.

19

2.2.1. Hebb’in Hücre Topluluğu ve Faz Ardışıklığı Modeli

Beyin temelli öğrenme kuramını sistematik hale getiren Hebb, aynı zamanda öğretim ortamlarını zenginleştirmenin bireyi farklılaştırdığını ilk ifade eden araştırmacılardan biridir. Hebb’e göre öğrenme beyinde gerçekleşen nörofizyolojik bir olaydır. Dolayısıyla öğrenme öncesi ve sonrası beyinde gerçekleşen farklılıklar gözlenebilirse ancak o zaman öğrenmenin nasıl gerçekleştiği açıklanabilir.

Hebb’e göre birey bir nesneyle karşılaştığı zaman, beyinde hücre topluluğu olarak adlandırılan birbiriyle bağlantılı bir dizi nörondan meydana gelmiş karmaşık bir sistemi ateşler. Hebb hücre topluluğu kavramı ile iç ve dış uyaranlar vasıtasıyla ateşlenen nöron paketini kastetmektedir. Ona göre bir hücre topluluğu harekete geçtiğinde zihnimizde o hücre topluluğu ile ilgili olay ya da nesneler canlanmaktadır. Hücre topluluğu bir fikrin veya düşüncenin nörolojik temelini oluşturur. Bundan dolayı bir kişi ya da nesneyi düşünmek için yanınızda olması gerekmez, bu da aslında imgelemenin önemini de bize işaret etmektedir (Canbulat, 2014, s. 53).

Faz ardışıklığı, birbiriyle bağlantılı olan hücre topluluğu serisidir. Bir kez oluştuğunda hücre topluluğunda olduğu gibi, iç veya dış uyarıcılarla ateşlenebilir. Bir faz ardışıklığında yer alan herhangi bir hücre topluluğu veya topluluklarının kendi aralarında yaptığı kombinasyonlardan biri ateşlendiğinde, zihinde belirli mantıksal sıra içerisinde düzenlenmiş bir düşünce serisi oluşur. Hebb, sevdiğimiz bir şarkıya ait bir satırın veya bir parfüm kokusunun sevilen insanla ilgili hatıraları canlandırmasını faz ardışıklığı ile açıklamaktadır (Call’dan aktaran Sözer, 2014, s. 13).

2.2.2. Sperry ve Ornstein’in Sağ ve Sol Yarımküreler Modeli

Beynin sol ve sağ kürelerinin fonksiyonları üzerine yapılan araştırmalar 1950’li yıllarda Dr. Roger Sperry ve Nobel ödüllü psikolog Speryy ve ekibinin çalışmaları ile başlamıştır. Önceleri hayvanlar üzerinde yapılan bu araştırmalar daha sonra insanlar üzerinde de yapılmıştır (Tokcan, 2007).

Günümüzde başarılı insan anlayışı beyinle ilgili çalışmalar ışığında değişmiştir. Bu doğrultuda beyninin her iki yarım küresini de etkili bir şekilde kullanabilen ve kolaylıkla birinden diğerine geçebilen insan başarılıdır denilmiştir ki yarı kürenin de uyumlu ve iş birliği içinde kullanıldığı durumlarda, ayrı ayrı kullanılmalarında elde edilen başarıdan daha yüksek başarı sağlandığı gözlenmiştir (Duman, 2015, s. 46).

Duman (2015) tarafından ilgili alan yazını taranarak (Carter, 1998; Gazzanigna, 1998a, 1998b; Jensen, 2000; Sousa, 2001; Springer & Deutsche, 1993) oluşturulan beynin her iki yarımküresinin farklı fonksiyonlarına ilişkin sınıflaması Tablo 1’de sunulmuştur (s. 117).

20 Tablo 1

Sağ ve Sol Beyin Yarımkürelerinin Fonksiyonları

Sol Beyin Sağ Beyin

Devamlıdır Bütünseldir

Zihinsel ağırlıklıdır Sezgiseldir

Yapısaldır/planlıdır Kendiliğindendir

Duyguları kontrol eder Duyguları serbest bırakır

Analitiktir Yaratıcıdır/tepkiseldir

Mantıksaldır Daha soyuttur

İsimleri hatırlar Yüzleri hatırlar

Rasyoneldir Duygularla hareket etmeye eğilimlidir

Problemleri parçalayarak çözer Problemleri bütüne bakarak çözer

Zaman-yönelimlidir Mekâna yönelimlidir

İşitsel/görsel yollarla öğrenir Dokunsal yollarla öğrenir

Yazmayı ve konuşmayı tercih eder Çizmeyi, nesneleri kullanmayı tercih eder Sözlü talimatlara uyar Yazılı ya da gösterilen talimatlara uyar Düşünerek konuşur ve öğrenir Düşünüp öğreneceği şeyleri resmeder Az risk alır (kontrollüdür) Daha fazla risk alır

Farklılıkları arar Benzer nitelikleri arar

Vücudun sağ tarafını kontrol eder Vücudun sol tarafını kontrol eder Analitik ve ardışıklı bir durumdaki girdileri işler Müzikal yeteneklere sahiptir Matematiksel biçimde düşünür Duygusaldır

Somut biçimde düşünür Eş zamanlı biçimde düşünür

Dilde odaklanır Uzaysal örüntülerdeki olaylar yerleştirir Bir defada bir şey düşünür Deneme testlerini tercih eder

Doğru/yanlış, çoklu tercih ve denkleştirme testlerini tercih eder

Duman, B. (2015). Neden beyin temelli öğrenme. Ankara: Pegem Akademi kaynağından alınmıştır.

Beynimizin her iki yarımküresi farklı işlevleri yürütmesine rağmen bu işlevlerini yerine getirme sırasında birbirlerine katkı sağlarlar. Dolayısıyla beyin bir bütün olarak işlevini görür. Etkili bir öğrenme için öğrenme sırasında beynin her iki yarımküresinin de kullanılmasını sağlayacak faaliyetlerin işe koşulması gerekmektedir (Senemoğlu, 2015). Beyin yarımkürelerinde duyguların işlenmesine yönelik farklılıklar da bulunmaktadır. Sağ yarımküre olumsuz duygulara odaklanmışken, sol yarımküre olumlu duygulara odaklıdır. Beyin için ortada bir sorunun olması ve beynin bu sorunun farkında olması önemlidir. Çünkü beyin için olumsuz duygular önemlidir. Zaten olumsuz olan duygulara aşırı tepki

21

vermemizin nedeni de budur. Bu durum kadın ve erkek arasında da farklılık gösterir. Kadınlarda duyular konusunda iki yarımküre de eşit olarak çalışırken, erkeklerde sağ beyin daha belirleyici rol oynar (Cengiz, 2004, s. 31).

2.2.3. Hermann’ın Dört Çeyrek Daireli Beyin Modeli

Ned Hermann beynin zihinsel etkinlikleriyle ilgili bulguları derinleştirerek eğitime uyarlamıştır. İnsanların beyinlerinin bir kısmını daha sık kullanmasını “Beyin Başatlığı” kavramıyla ifade etmiştir. Yani beynin hangi kısmı daha aktif olarak kullanılıyorsa, yeni öğrenme veya problem çözme durumunda beynin yine o kısmı kullanılır. Bu şekilde Hermann dört çeyrek daireli beyin modelini oluşturmuştur (Özden, 2014, s. 77-80).

Şekil 11. Dört çeyrek daireli zihinsel tercih modeli A: Sol serebral yarı küre

B: Sol limbik sistem C: Sağ limbik sistem D: Sağ serebral yarı küre

2.2.4. MacLean’ın Üçlü Beyin Teorisi

Paul MacLean tarafından 1978’de geliştirilen üçlü beyin teorisi beyin temelli öğrenmenin alt yapısını oluşturmaktadır. MacLean’ın teorisine göre insan kafasında üç tür beyin vardır. Bunlar sürüngen beyin, limbik sistem ve neokortekstir. Üçünün görevleri her ne kadar farklı olsa da sürekli etkileşim halindedirler (N. R. Caine & Caine, 2002, s.55).

22

Beynin en içteki parçası olan sürüngen beyin büyük oranda beyin sapından oluşur. Sindirim, solunum, dolaşım, eşleşme, belirli bir bölgeye ait olma, alışkanlıklar, zorunluluklar, vücudun bir bütün olarak hayatta kalma çabası gibi davranışlar bölgeyle ilişkilidir. Bu bölgeye ait davranışlar değişime karşı dirençli olup üst düzey zihinsel kapasite gerektirmediği için beyin sapında düşünme ve öğrenme gerçekleşmez. Bu nedenle beyin sapı içgüdüsel davranışların merkezidir (Özden, 2005).

Limbik sistem, temel duygu merkezlerini içerir. Özgeci davranışların merkezi limbik sistemdedir. Olaylarla olgular arasında bağlantı kuran amigdalayı ve yerel bellekle uğraşan hipokampus içerir (N. R. Caine & Caine, 2002).

Neokorteks, oldukça geniş bir alana yayılmıştır. İnsan beyninin 5/6’sını oluşturur. Neokorteks düşüncenin ve anlam oluşumunun merkezidir, dili kullanabilir ve üst düzey zihinsel işlevlerle uğraşır. Geleceği tahmin edip planlayabilir ve genel olarak çok zekidir. Sınırsız kapasiteye sahiptir. Neokorteksin yapabilecekleri bilim ve sanat açısından çok önemlidir (N. R. Caine & Caine, 2002).

Sonuç olarak insan beyni bu üçlünün uyumlu bir şekilde çalışmasıyla öğrenmeyi gerçekleştirir. Beynin en üst seviyede kullanılması için anlamlı öğrenmemin gerçekleşmesi yani beynin üç parçasının da dinamik bir yapıda olması önemlidir (N. R. Caine & Caine, 2002, s. 57).