• Sonuç bulunamadı

3. ENGİN ALKAN’IN YÖNETTİĞİ OYUNLARDA KÜLTÜR-İÇİ

3.2 Engin Alkan’ın İstanbul Büyük Şehir Tiyatrolarında 2000 Sonrası Yönettiğ

3.2.3 Bernarda Alba’nın Evi (2007)

Oyunun Yazarı Federico Garcia Lorca’dır. Engin Alkan yönetimindeki oyun 2007 yılında İstanbul Şehir Tiyatrolarında gerçekleşmiştir. Çeviri, Hale Toledo’ya; Dramaturg, Sinem Özlek’e; Dekor Tasarım, Ayhan Doğan’a; Kostüm Tasarım, Nihat Kaplangı’ya; Efekt Tasarım, Levent Akman’a; Işık Tasarım, Özcan Çelik’e aittir. Oyuncular: Bercis Fesci (Maria Josefa), Hülya Arslan (Hizmetçi), Oya Palay (Dilenci Kadın), Sevil Akı (La Poncia), Ayşe Telırmak (Bernarda), Aslı Altaylar (Adela), Özlem Türkad (Martirio), Ayşen Çetiner (Amelia), Elçin Altındağ (Angustias), Neslihan Öztürk (Magdelena)

Asistanlar: Nagehan Erbaşı, Yeliz Geçek Dekor Tasarım Asistanı: Cihan Aşar Kostüm Tasarım Asistanı: Hacer Duran

Işık Uygulama: Sabahattin Gündoğdu, Murat Selçuk Efekt Uygulama: Cihan İhsan Aydoğdu

Butotoristler: Bahri İridağ, Ferdi Alptekin Aksesuar: Haşim Demir, Süleyman Çetiner

Sahne Teknisyenleri: Mustafa Konya, Bünyamin Erbaş, Ramazan Bilgili, Hasan Saban, Cumhur Öndin, Mustafa Demir

Sahne Terzileri: Fatma Pamukçu, Ahmet Söylemez Kuaför: Kadir Ural

Fotoğraflar: Nesrin Kadıoğlu

3.2.3.2 Oyunun öyküsü

Bernarda tutucu, kuralları olan ve dört kızı olan orta yaşlı bir kadındır. Kocasının ölümünden sonra uzun süre evde yas tutulması kararını alır. Geleneklerine düşkün bir kadın olduğu için kocası ölen kadın sekiz yıl yas tutmalıdır çünkü büyüklerinden öyle görmüştür. Kızlarını erkeklerden uzak tutmaya çalışır. Kocasının ardından otoritenin kendi elinde olduğunu kimsenin sözünden çıkmaması gerektiğini düşünerek sert kurallarına herkesin uymasını bekler. Kızlarının erkeklerle iletişim kurması, onların olduğu ortamda olması kesinlikle yasaktır. Hayatlarının böyle yalnız başına daha güzel olduğuna inanmaktadır. Ancak kızlar yasak olan bu durumdan hem korkmakta hem de merak etmektedir. Angustias evin en büyük ve Bernarda’nın ilk kocasından olan kızıdır. Mal bölüşümüzde en çok pay ona düşmektedir. Bu nedenle zenginliği için kendisinden yaşça küçük olan Pepe el Romano ile nişanlanır. Kızlar Romano’yu beğenirler en küçükleri Adele ise Pepe’ye aşık olur. Pepe ile gizli gizli buluşurlar ve Adele hamile kalır durumu gizler. Evde La Poncia yaşananları görür ama Bernarda’nın korkusunu konuşmaz. Adel bir akşam pepe ile aralarında geçenleri herkese itiraf eder ve Bernarda Pepe’ye Ateş ederek onu kovalar. Adele de kendisini odaya kilitleyip intihar eder.

3.2.3.3 Oyunun reji uygulamasında kültür-içi malzeme saptamaları

Yukarıda sıralanan kültür-içi malzemelere göre metne ve sahneye özgü kültür-içi malzemeleri incelediğimizde şunlarla karşılaşılır. Oyun metninde dil kullanımına bakıldığında anlaşılır sade bir dil kullanıldığı görülür. Sahnelemede de metne bağlı kalınmıştır ve herhangi bir bölgeye ait ağız kullanılmamıştır. Oyun metninde yazı diline ait herhangi bir kültür-içi malzemeye rastlanmaz aynı şekilde sahnelemede de yazı dili kullanılmamıştır.

Oyunda Bernarda Albanın kocası ölmüştür ve klisede tören yapılır eve dönülür. Klise çanı, istavroz çıkarma Din inancıyla alakalı kültür-içi malzemedir, hem de ölülerin arkasından yapılan ritüellerden olduğu için kültür-içi malzemedir. Aynı şekilde oyunda Bernarda’nın kızlarını erkeklere göstermemesi onlardan kaçırması inanç yapısı ile ilgili. Aynı zamanda yemek yerken tuz dökülmesini uğursuzluk olarak görmeleri de bir inanç göstergesidir.

Gelenek-görenek, örf-adetlerle ilgili olarak cenaze töreni, ölü arkasından yas tutmak, Bernarda’nın ailesinden gördüğü ölü arkasından sekiz yıl yas tutma geleneğini devam ettirmek istemesi hem oyun metninde vardır hem de sahnelemede kullanılmıştır. Bütün bu bahsedilenler gelenek-göreneğe, örf-adet’e ait kültür-içi malzemelerdir.

Oyun metninde mitlere, destan-efsanelere ait bir kullanım yoktur. Ancak Engin Alkan sahnelemede öykü anlatımından faydalanmıştır. Oyun metinden farklı olarak Bernarda’nın seksen yaşındaki annesi Maria Josefa’nın çeşme başında bir zamanlar Bağdat’ta yaşamış bekar bir hamalın hikayesini anlatması ile başlaması kültür-içidir.

Şekil 3.7: Hikaye

Simge ve motif kullanımlarına bakıldığında oyun metninde geçen evin en yaşlısı kadınından en genç kadınına kadar geçen süreçte hepsinin birbirinin devamı olduğu, geçmiş ve gelecek arasında ki simge olarak kullanıldığı söylenilebilir. Adela’nın

ablaları gibi olmak istememesi, Maria Josefa’nın seksen yaşında olmasına rağmen evlenmek istemesi buna örnektir. Bütün kızların hayali olan gelinliğin giyilememesi de yarım kalmış hayalilerin sembolüdür. Metne ait bu simgesel anlatımlar aynı zamanda sahnelemede de kullanılmıştır. Fakat kadınların giydiği yüzü örtülü peçeler yasağın, gizliliğin sembolüdür ve dönemsel özellik taşıdığı için kültür-içi malzemedir.

Şekil 3.8: Kostüm-Sembol

Kullanılan kostümlerdeki eşarp, yemeni, basma etek, kalın çorap gibi dönemin köy kadınlarına ait özellik taşıyan kıyafetler giyim kültürünü yansıtır.

Şekil 3.9: Kostüm

Oyun metninde ve sahnelemede yer alan İspanya köy halkının baskıcı ve tutucu, yargılayıcı ve cezalandırıcı yapısı; kuralların çiğnenmemesi gereken normlar olduğu inanışı; baskıcı, kısıtlayıcı anne figürü kültürel kodlardır. Oyunun dönemsel özelliği hakkında bilgi sunarken kültürel değerler üzerinde durur. Bu anlamda kullanılan kodlar ve arketiplerle kültür-içi malzemedir denilebilir,

Oyunun mimari yapısına bakıldığında; oyun metinde avluya, yatak odalarına, açılan Bernarda’nın evinin bembeyaz odasında geçer. Ancak sahne plastiğinde Engin Alkan bu alanı evin avlusu olarak kullanmıştır. Dekorun geneline bakıldığında etnik özellikler taştığı görülür.

Şekil 3.11: Dekor

Avlunun içindeki çeşme, sandık ve masa üstüne konulan danteller, hasır sepetler, yün eğerse oyun dekoruna katkı sağlayan kültür-içi malzemelerdir.

Şekil 3.12: Aksesuarlar

Oyunun müziklerindeki ud, ney, gitar gibi enstrümanlarla marş, ağıt gibi ezgilerin kullanımları ile İspanyol şarkıları etnik bir hava yaratır. Ye yer Anadolu’da yer yer metnin geçtiği döneme ait bir hava yaratılmıştır. Bu anlamda kültürel bir geçiş sağladığı söylenilebilir. Oyunda herhangi bir kültüre ait dans kulanılmamıştır.

Oyunun sahnelenmesinde masa başında yemek yenir anca herhangi bir yemek türü belirtilmediği için kültür-içi olarak kullanılmamıştır.

Sonuç olarak bakıldığında Engin Alkan Bernarda Alba’nın Evi oyunu ile hem metinde var olan hem sahnede dil, din-inanış, gelenek-görenek, örf-adet, kültürel kodlar ve arketipler, mimariden, simge ve motiflerden, giyimden faydalanmıştır. Aynı zamanda mitlerden, destanlar-efsanelerden, dans kültüründen, yemek kültüründen faydalanmamıştır. Metinde olmayan masal-öykü anlatımı ve müziği kullanmıştır.

Engin Alkan’ın kullandığı bu kültür-içi malzemelerin rejiye katkısına bakıldığında ise metnin gerçekçi yapısından uzaklaşmadığı görülür. İspanya köylülerinin yaşantısını anlatırken Anadolu insanının yaşantısına ve kullanılan malzemelerine atıfta bulunur. Böylelikle iki toplum arasında ki bağlantı ile etnik özellikleri birleştirerek kendi sahne yapısını kullandığı bu malzemeler ile ortaya koyar.

3.2.4 İstanbul Efendisi (2008)