• Sonuç bulunamadı

3. ENGİN ALKAN’IN YÖNETTİĞİ OYUNLARDA KÜLTÜR-İÇİ

3.2 Engin Alkan’ın İstanbul Büyük Şehir Tiyatrolarında 2000 Sonrası Yönettiğ

3.2.2 Ben Anadolu (2003)

Oyunun yazarı Güngör Dilmen’dir. Engin Alkan’ın yönetmenliğindeki oyunun ilk gösterimi 2003 yılında Şehir tiyatrolarında gerçekleştirmiştir. Dramaturg, Sinem Özlek’e, Dekor Tasarımı, Rıfkı Demirelli’ye, Kostüm Tasarım, Gamze Kuş’a, Işık Tasarım, Murat İşçi’ye aittir.

Oyuncular: Hümeyra (Berber-Niobe-Ada-Ana Komnena-Nasrettin Hocanın Karısı- Kantocu Saniye), Şenem Sönmez (Lamessi-Andromache-Theodora-Esirci Raziye- Şair Nigar Hanım), Oya Palay (Kübele-Artemis-Efesli Artemis-Nilüfer Hatun-

Sophia-Halide Edip), Özlem Türkad (Puduhepa-Polüksena-Ihlamur Hanım-Ayşe Sultan- Eftalya), Nur Saçbüker (Lidya- Ester Kira).

Yönetmen Yardımcısı: Sinem Özlek

Asistanlar: İbrahim Can, Koray Onur, Zafer Kırşan

Dekor Teknisyenleri: Recep Cantemur, Sefa Demir, Hasan Özen, Hakan Bayar Aksesuar Görevlileri: Fazlı Özkan, Ahmet Bozkurt, Serkan Dağdelen

Efekt: Yusuf Tuncer

Sahne Terzileri: Emine Onur, Osman Kabataş Kuaför: Mehmet Kaya

Fotoğraf: Ahmet Yirmibeş

3.2.2.2 Oyunun öyküsü

Oyun İsa’dan önce 13. Yüzyıldan günümüze kadar uzanan Anadolu kadınlarının hikayesini anlatır. Oyun Söylence niteliğindedir. Ağrı dağının doruğu Nuh tufanının olduğu zaman Nuhun karısının geminin karaya oturmasına sevinmesi ile başlar. Tanrıça Kübele’nin Hititler çağına ait bir tablet bulması ile devam eder. Hititli Ana, oğlundan gelen bir tablette mektubu okur. Hekabe kendi hikayesini anlatır. Hamile olduğunda rüyasında Troya’nın yandığını görür ve doğacak çoçuğunun Troya’nın yıkımına neden olacağını düşünüp bebeği kaz dağına bırakırlar bir çoban bebeği bulup adını Paris koyar, su perisi Oynone ile sevgili olur ama onu yarı yolda bırakıp Afrodit’in peşinden gider. Troya ile savaşır. Troya savaşında çekildiklerini söyleyen Yunanlıların tahta atı surlara sokmalarının hile olduğunu öylemeye çalışan kahin Kassendra’yı kimse dinlemez. Amazon kadın erkeklerin olmadığı bir toplum düzeninde yaşamaktadır. Onlar için kadınların olduğu düzen ideal olan düzendir. Amazon kadın törelerine aykırı davranarak erkek tutsak savaşçıya aşık olur. Kraliçe durumu öğrenince Amazon topraklarından kovulur….zaman aşımı olur Bizanslılar döneminde ki kadınların hikayeleri anlatılır. Oradanda Osmanlı dönemine gelinir. Anadolu’nun ilk kraliçesi Nilüfer hatunun oğlu Murat’a Bizanslı olduğunu ve nasıl bir hayat sürdüğünü anlatır. Nasrettin hocanın karısı, kocasını nasıl kendi isteğine göre yönlendirme gücüne sahip olduğunu anlatır. Hafsa Sultan vasiyeti üzerine hikayesini anlatır. Hürrem Sultan saraya nasıl geldiğini ve Kanuni’nin gönlünü nasıl

çeldiğini gücüyle nasıl sarayda hüküm sürdüğünü anlatır… Kübele. Hititli Ana, Hekabe, Nakşidil, Esirci Raziye, Şair Nigar, Halide edip, Fehime Sultan, Pertevniyal, Terzi Necla, Mumlu Nine, Tiyatro eleştirmeni, yönetmen, hayat kadını Sibel, Pamuk toplayıcısı…. Daha nice Anadolu kadınının bu topraklarda yaşadıklarının hikayesi anlatılır.

3.2.2.3 Oyunun reji uygulamasında kültür-içi malzeme saptamaları

Yukarıda sıralanan kültür-içi malzemelere göre metne ve sahneye özgü kültür-içi malzemeleri incelediğimizde şunlarla karşılaşılır. Oyun metninde dil kullanımına bakıldığında görsel anlatım yerine sözlü anlatımı kullandığı görülür. Oyun birkaç hikayeyi iç içe barındırdığı için her bir bölümünde farklı kullanımlardan yararlanılmıştır. Sahneye çıkmak için Ermeni olduğunu söyleyen Kantocu Saniyenin metinden farklı olarak Rum ağzı ile konuşması, Nasrettin Hocanın karısının Konya ağzı ile konuşması ve Hitit dönemine ait bir tabletten Hititçe bir yazı okuması, dil kullanımındaki kültür-içi malzemelerdir. Aynı zamanda metinde de geçen sahnelemede de kullanılan kil tablet, Eski çağlara ait bir araç olması nedeni ile yazı diline ait bir kullanımdır.

Din-inanış yapısıyla ilgili olarak bakıldığında birçok dönemde geçmesi, Hristiyanlıktan Müslümanlığa kadar uzanması ve sözel olarak bu dinlerden bahsetmesi kültür-içidir. Örneğin: Müslümanlara ait kadı ve Hristiyanlara ait Papa gibi din adamalarından bahsedilmesi ve canlandırılması, din yapıları hakkında bilgi verirken aynı zamanda mitolojik Tanrı’ların anlatıları da çok tanrılı din inanışlarının göstergesi olması nedeniyle kültür-içi malzemedir.

Ritüellerle ilgili olarak herhangi bir vurgu görülmez.

Kız verme, kız isterken metinden farklı olarak “Tanrı Avon’un izni Nil ırmağının kavliyle” sözünün kullanılması hem inanış yapıları arasında bir atıfta bulunurken hem de kız isteme geleceğine atıfta bulunulur. Bu nedenle kültür-içine ait bir kullanımdır.

Örf-adetlere ait özelliklere rastlanmaz.

Oyun tamamen eski mitolojik Tanrı’ların hikayelerinden başlayıp Türk toplumuna kadar uzanan Anadolu topraklarında ki kadınların hikayelerini anlattığı için hem mitolojiyi, mitolojik Tanrı’ları, hem efsaneleri, hem öyküleri kapsar. Bu nedenle

kültür-içi malzeme olarak oyunun hem metninde hem de sahnelemesinde kültür-içi malzeme olarak vardır.

Oyunda simge ve motiflerden faydalanılmıştır. Oyunun dekorunun Hititlere ait olan simgenin kendi dönemine vurgu yapması dışında, oyun boyunca parmaklık, dağ gibi farklı anlatımlarda kullanılması, kırmızı halı, merdiven, korumasız demir şemsiye kullanımı simgesel anlatımlardır, bu yüzden kültür-içi malzemedir. Aynı şekilde esirci Raziye’nin hikayesinde esirlerin peruklu manken kafaları olarak kullanılması ve eskici arabasında satılması simgesel bir anlatımdır. Motif olarak ise ıhlamur hanımın öldükten sonra kocasının meşe ağacına dönüştüğünü kendisinin de ıhlamur ağacına dönüşeceğini anlattığı hikayesinden sonra yan yana duran iki ağaç motifinin kullanımı örnek gösterilebilir. Aynı zamanda işleme, dantel gibi motiflerin kullanımı da kültür-içidir.

Şekil 3.3: Motif

Giyim kültürüne bakıldığında oyunda kullanılan İsa’dan önce 13. Yüzyıl ve 21.yüzyıl başlarına ait giyim anlayışlarına ait kullanımlar kültür-içidir (Komsuğlu,1986). Metinden farklı bir giyim anlayışı ile oyun sergilenir. Oyunda kadınların elbiseleri ve elbiselerinde kullandıkları şal, örtü, şapka, demir bileklikler, duvak, işlemeli kadife örtü, sandık, dantel gibi aksesuarlar dönem geçişlerinde kullanılmış olması ve bir nesnenin farklı şekillerde kullanılması hem simgesel hem de giyim kültürüne ait bir kültür-içi malzemedir.

Şekil 3.4: Kostüm

Kültürel kodlar ve arketiplerle ilgili olarak hem oyunda hem metinde yer alan tanrıça kadın, köylü kadın, siyasetçi, tarihçi kadın gibi figürler hem toplumsal arketip’i bende toplumsal kodlarla ilgili olduğu için kültür-içi malzemedir.

Oyunun mimari yapısı dekor kullanımı oyun metninin geçtiği dönemleri vurgulamak için kullanıldığı için kültür-içi malzemedir. Hititler döneminden itibaren başlayan oyunun dekoru Hititlerin sembolüdür.

Şekil 3.5: Dekor

Oyunda kullanılan, ney, kanun, def, darbuka, yan flüt, piyano enstrüman kullanımları ve oryantal tınıları müzik kültürüne ait kültür-içidir. Kullanılan foklör figürleri, roman havasına ait hareketlerin kullanımları da dans kültürüne ait kültür-içi malzemedir.

Şekil 3.6: Müzik

Yemek kültürü ile ilgili olarak da sahnelemede kullanılan kese külahın içine konulan ve seyircilere ikram edilen leblebi kültür-içi malzemedir.

Sonuç olarak bakıldığında Engin Alkan Ben Anadolu oyunu ile hem metinde var olan hem sahnede var olan, mit, destan-efsane, masal-öykü, din-inanış, kültürel kod- arketip yazı dili gibi kültür-içi malzemeleri kullanmıştır. Bunlara ek olarak metinde olmayan, dil, simge-motif, giyim, mimari, müzik-dans, yeme kültürü gibi kullanımlardan faydalanmıştır. Ritüeller, gelenek-görenek, örf-adetlerden ise yararlanmamıştır.

Engin Alkan’ın kullandığı bu kültür-içi malzemelerin rejiye katkısına bakıldığında ise; geçişleri olan geniş kapsamlı anlatı ağırlıklı bir metni sahnelemede görsel bir etki ile simgesel anlatımlardan faydalanarak seyirciye aktarması olmuştur. Böylelikle Anadolu’da ki yaşanan geçmişten günümüze bütün kadınların hikayesini seyirciye sadece anlatı olarak değil etnik özelliklere vurgu yaparak görsel olarak karşılığını bulmuştur ve her kültürün kendine has yapısı üzerinden oyunu sahnelemiştir.

3.2.3 Bernarda Alba’nın Evi (2007)