• Sonuç bulunamadı

3. ENGİN ALKAN’IN YÖNETTİĞİ OYUNLARDA KÜLTÜR-İÇİ

3.2 Engin Alkan’ın İstanbul Büyük Şehir Tiyatrolarında 2000 Sonrası Yönettiğ

3.2.6 Alemdar (2010)

3.2.6.1 Oyunun genel bilgisi

Alemdar, diğer adıyla Tohum ve Toprak oyunun yazarı Orhan Asena’dır. Engin Alkan’ın yönettiği oyunun ilk gösterimi 20 Ekim 2010 tarihinde İstanbul Şehir Tiyatroları Üsküdar Musaipzade Celal sahnesinde gerçekleşmiştir. Tarihi bir oyun olan Alemdar oyunun diğer bir adı Tohum ve Toprak olarak geçer. Dramaturg, Sinem Özlek’e; Sahne Tasarımı, Gamze Kuş’a; Kostüm Tasarım, Duygu Türkekul’a, Işık Tasarım, Mahmut Özdemir’e aittir.

Oyuncular: Erhan Abir (Amber Ağa), Can Başak (Alemdar Ağa), Serdar Orçin (II. Mahmut), Emrah Özertem (Ramiz Efendi), Hakan Arlı (Lala Mehmet Bey), Oya Palay (Ayşe Sultan), Yeliz Gerçek (Kemertap), Berna Adıgüzel (Gülfem Kalfa), Çiğdem Gürel (Naciye Kalfa), Zafer Kırşan (Hünkar İmamı Ahmet Ağa), Ümit Daşdöğen (Bayburtlu Süleyman- Bölük Ağası), Aslı Altay (I. Cariye), Esra Karabaş ( II. Cariye),

Tolga Coşkun (Tayyar Ağa- II. Ulak), Hüseyin Tuncel (Hurşit Ağa), Murat Üzen (I.Ulak).

Yönetmen Yardımcıları: Melisa Demirhan, Tolga Coşkun Suflör: Feriha Eyüpoğlu

Işık Uygulama: Ceyhun Ergül, Filiz Kazdağlı Efekt Uygulama: Fatih Yıkılmaz

Sahne Teknisyenleri: Mustafa Konya, Emre Konya, Faik Kahveci, Mustafa Demir, Emrah Öztürk

Aksesuar: Fikret Yayan, Cengiz Özsoy Sahne Terzileri: Fatma Pamukçu, Fatih Ördek Sahne Kuaförleri: Kamber Damar, Erhan Koçan Sahne Uygulama: Gökhan Usanmaz, Sinan Saraçoğlu Kostüm Uygulama: Yağmur Habora, Murat İpek Fotoğraflar: Selin Tuncer, Ahmet Çelikbaş

3.2.6.2 Oyunun öyküsü

Oyun 1908 tarihinde geçer. Oyun Nizam-ı Cedid ordusunun kurulması ve bunun üzerine Yeniçeri ordusunun ayaklanması ile başlar. Yeniçeri ordusunu isyana Kabakçı Mustafa getirir. Bu isyan sonucunda Padişah 3. Selim öldürülür ve Alemdar Mustafa Paşa isyanı bastırır. 3. Selimin yerine 2. Mahmut’un tahta çıkmasını sağlar. Ancak Alemdar Paşa 3. Selim’e duyduğu sevgi ve bağlılık nedeniyle onun ıslahatlarını devam ettirmek için elinden gelen her şeyi yapar. 2. Mahmut’tan sadrazamlık yetkisi ister. 2. Mahmut da vicdani olarak Alemdar’a kendini borçlu hissettiği için istediğini yapar ve sadrazamlık yetkisini verir. Alemdar Paşa bir süre sonra 2. Mahmut ile anlaşma yaparak padişahlık yetkilerini elinden alır. Böylece unvanı ve vicdanı arasında kalsa da 2. Mahmut için Alemdar Paşa tehdit oluşturmaya başlar. Bu arada da sarayda Ayşe Sultan kocası 3. Selim öldüğünden beri oğlu Kabakçı Mustafa’nın tahta geçmesi için planlar yapmaktadır. Planının gerçekleşmesi için ise Alemdar’ın ortadan kalkması gerektiğini düşünür ve güzel ve genç olan saray cariyelerinden Kemartap’ı Alemdar’ı zehirlemesi için görevlendirir. Ancak Kemartap Alemdar’ı tanıdıkça onun konuşulduğu gibi kötü biri olmadığını düşünür

ve aşık olur. Bu yüzden Ayşe Sultan’ın verdiği görevi yerine getiremez. Alemdar ve Kemartap’ın arasında ki aşk ilerlerken Yeniçeriler ulemaların ve halkın desteği ile yeniden ayaklanarak Alemdar’ın konağına saldırırlar. Hazırlıksız şekilde yakalanan Alemdar kendilerine yardım etmeleri için saraya haber gönderir. Fakat istediği şeyi elde eden 2. Mahmut yardım göndermeyerek Alemdar’ı yalnız bırakır. Durumun farkına varan Alemdar da Yeniçerilere teslim olmayarak kendisine sadık olan Kemartap ile birlikte sandık dolusu cephaneliği patlatarak intihar ederler.

3.2.6.3 Oyunun reji uygulamasında kültür-içi malzeme saptamaları

Yukarıda sıralanan kültür-içi malzemelere göre metne ve sahneye özgü kültür-içi malzemeleri incelediğimizde şunlarla karşılaşılır. Oyun metninde dil kullanımında döneme eski Türkçe kelimeler içerir. Sahnelemede de yer yer bu kelimeler kullanılsa da seyircilerin anlayabileceği günümüz Türkçesi şeklinde kullanılmıştır. Fakat yer yer kullanılan döneme özgü eski Türkçe kelimeler kültür-içidir. Yazıldılar kullanılmamıştır.

Din-inanış yapısıyla ilgili olarak takke kullanımı sessiz kuran okumak gösterilebilir. Ritüellerle ilgili olarak herhangi bir kullanım yoktur.

Şekil 3.24: Din-inanç

Gelenek-görenekle alakalı olarak herhangi bir vurguda yapılmamıştır. Ancak oyunda sultan karşısında eğilme, el etek öpme gibi zorunlu davranışlar dönemin örf-adetleri ile ilgilidir. Bu nedenle kültür-içidir.

Mit, Destan-efsane yok. Fakat masal-öykü kullanımında oyunun harem ağasının anlattığı hikaye ile başlaması örnektir. Metinden farklı bir anlatımdır. Tarihi-gerçekçi bir oyun olmasına karşılık sahne plastiğinde metaforlardan ve simgesel anlatımlardan faydalanmıştır. Oyunda kullanılan merdivenler, çukur delikler, kaselere ibrikle kan doldurulması, eğik platform, bütün dekorun halı deseni ile kaplı olması, kanlı çarşaf, meşaleler metaforik anlatımlardır ve çöküşün, statünün, yangının, yıkılışın,

sembolüdür. Kostümlerde kullanılan lale, çiçek, halıda kullanılan desenler dönemsel özellik taşıdığı için motiflere dair kültür-içidir.

Şekil 3.25: Motif

Giyim kültürüyle ilgili olarak bakıldığında metnin dönemine bağlı kalınarak metnin gerçekçiliği korunur. Osmanlı dönemine ait kalpaklar, kaftanlar, tafta ve işlemeli elbiseler, şalvarlar ve örtüler kostüme ait kültür-içi malzemedir.

Şekil 3.26: Kostüm

Kültürel kodlar ve arketiplerle ilgili olarak güç, iktidar, savaş arketipleri kullanmıştır. Hem metnin ele aldığı hemde sahnelemede öne çıkan kodlardır.

Oyunun mimari yapısına bakıldığında sahnenin tamamının Osmanlı dönemine ait halı desenlerinin kullanılması, ve kullanılan desenler, kullanılan aksesuarlar, ibrik, bakır kase ve bardaklar dönemsel özelliğini korurken metinden ayrılır ve metaforik anlatım aracı olarak kullanılan malzemeler oyunu çağdaş yapı içine alır. Görsel olarak dekor dönemsel özellikleri yansıtması açısındasın kültür-içi malzemedir.

Şekil 3.27: Dekor

Oyunda kullanılan müzikler klarnet, ney, kanun, sanat müziği şarkıları, ağıt gibi kullanımlar müzik kültürünü yansıtan kültür-içi malzemelerdir.

Dans ve yemek kültürüne ait herhangi bir kullanım yoktur.

Sonuç olarak bakıldığında Engin Alkan Alemdar oyunu ile metinde bulunan, dil, din, örf-adet, kültürel kod-arketipleri kullanılmıştır. Metinde de olmayan, masa-öykü, simge-motif, giyim, müzik, mimari gibi kullanımlardan faydalanmıştır. Ancak yemek kültürü, dans, mit, destan-efsane, gelenek-göreneklerden faydalanmamıştır. Engin Alkan’ın kullandığı bu kültür-içi malzemelerin rejiye katkısına bakıldığında ise oyun metninin dönemsel gerçekliğine bağlı kalarak geçmişe ait olanı ortaya koyarken kültürel değerlere vurgu yapar. Bu nedenle metnin tarihi yapısına bağlı kalıp sahne plastiğinde kullandığı metoforik anlatımlarla çağdaş olanı yakalamaya çalışır. Böylece metin üzerinden yaptığı farklı anlatım şekilleri ile seyirciye ulaşarak çağdaş olanla tarihsel olan arasında bağ kurar.

3.2.7 Şark Dişçisi (2011)