• Sonuç bulunamadı

Berlin Kongresi Birinci Murahhaslığı: Sevinç ve Hüzün

olanlardandır. Katolik cemaatine mensup olan Ohannes(Hovhannes) Efendi 17 Ekim 1884’de yaşama veda etmiştir. Bakınız. Pamukciyan, a.g.e., s. 156-157

613

Kuneralp, a.g.e., s. 8

614

Kuneralp, a.g.e., s. 12

615

BOA., DH. SAİD., No: 18/257

616

BOA., DH. SAİD., No: 18/257

617

“Nâfıa Nâzırı devletlü Aleksandır Paşa hazretlerinin murahhaslıkla Berlin Kongresine azîmeti esnâsında uhdesine tevcîh ve ihsân buyrulan vezâret içün itdirilmiş olan menşûr-ı âlî leffen irsal sûy- ı atufları kılındı efendim.” Not: belgenin tarihinde yanlışlık olabilir. 23 Şevval olarak verilmiştir. Bu kongre tarihi düşünüldüğünde mümkün değildir. Bakınız. BOA., Y. A. RES., No: 1/ 46, 23 C 1295; Belge için bakınız. Belge- 8 (BOA., İ. HR. , No: 16879, 08 C 1295); La Turquie, 07 Juin 1878/ 06 C 1295

618

105 Osmanlı İmparatorluğu Plevne’nin düşmesiyle beraber barış istemiş ve 31 Ocak 1878 tarihinde Edirne Mütarekesi imzalanmıştır.619 Akabinde Ruslar belirli bir askerî kuvvetle Ayastefanos’a kadar intikal ederek imparatorluğun kalbine iyice yaklaşmışlardır. Alınan ağır yenilginin ardından başlayan kritik süreçte taraflar antlaşma için Yeşilköy’de bir araya gelmiştir. Hâriciye Nâzırı Safvet Paşa ve Berlin Sefiri Sadullah Paşa ile Rus General ve Elçi Nikolay Ignatiev ve Dışişleri bakanlığından Aleksander Nelidov arasında 19 Şubat’ta başlayan görüşmelerin neticesinde Rus Hâriciye Nâzırı Aleksander M. Gorchakov’un hazırladığı muahedename, 3 Mart 1878’de imzalanmıştır.620 Ancak Osmanlı İmparatorluğu üzerinde Rus nüfuzunu ve baskısını had safhaya çıkaracak nitelikteki bu antlaşma İngiltere’nin öncülüğünde devre dışı bırakılarak yeni bir antlaşmanın yolu açılmıştır. Ayastefanos Antlaşması yürürlüğe girmemiş olsa da, bu antlaşma ile Devlet-i Âliyye’nin toprak bütünlüğünü kendi başına korumaktan yoksun olduğu ve hızla gücünü yitirdiği iyice açığa çıkmıştır. İmparatorluğun imajı ve itibarı ciddi bir surette yara almıştır. Bir umut gibi görünen Berlin yolculuğu, böylesi bir atmosferde başlamıştır.

Berlin öncesi Babıâli’ye bakıldığında, Ayastefanos Antlaşması’nın büyük güçlerce tanınmaması kaybedilen toprakların en azından bir bölümünün kurtarılması ve durumun biraz daha iyileştirilmesi yönünde umutları artırmış ve devlet üzerindeki olumsuz havayı bir nebze olsun dağıtmıştır. Bir yandan da, bu diplomatik süreçte imparatorluğu kimlerin temsil edeceği konusu gündeme gelmiştir. Beklentiler, Ayastefanos sürecinde Babıâli’yi birinci murahhas sıfatıyla temsil eden Hâriciye Nâzırı Safvet Paşa’nın gönderilmesi yönünde olmuştur.621 Ancak Safvet Paşa

619

Süleyman Erkan, Kırım ve Kafkasya Göçleri:1878-1908 Tatarlar, Çerkezler, Abhazlar, Gürcüler, Ahıskalılar, Dağıstanlılar, Çeçenler, Kafkasya ve Orta Asya Ülkeleri, KATÜ Kafkasya ve Orta Asya Uygulama ve Araştırma Merkezi, Trabzon 1996, s. 22; Erdal İlter, “Ermeni Meselesi’nin Doğuşunda ve Gelişiminde İngiltere’nin Rolü” OTAM, 6, Ankara 1995, s. 162-163

620

Erim, a.g.e., s. 387-400; Enver Behnan Şapolyo, Gazi Osman Paşa ve Plevne Müdafaası, Türkiye Yayınları, İstanbul 1959, s. 214; A. N. Kurat, a.g.e., s. 85

621

Roderic H. Davison “The Ottoman Empire and the Congress of Berlin” in Ralph Melville and Hans-Jürgen Schröder (eds.) Der Berliner Congress von 1878: Die Politik der Grossmächte und die Probleme der Modernisierung in Südosteuropa in der zweiten Hälfte des 19. Jahrhunderts, Wiesbaden 1982, s. 212; öte yandan, devrin devlet adamlarından M. Celaleddin Paşa da Mirat-ı Hakikat isimli eserinde gerek sadrazam olması itibariyle ve gerek Ayastefanos’u imzalaması dolayısıyla Safvet Paşa’nın görevlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bakınız. M. Celaleddin Paşa, Mirat-ı Hakîkat, s. 622

106 kongreden kısa bir süre önce sadrazamlık makamına tayin edilmiştir.622 Öte yandan İngiltere’nin İstanbul Elçisi Henry Layard ise, A. Vefik Paşa’nın gönderilmesini istemiş, ancak çok hasta olduğu için sultan onu da düşünmemiştir.623 Bürokrasideki bu gelişmelerin ardından bu vazife için Safvet Paşa’nın yanında görevlendirilmesi düşünülen Mehmed Sadık Paşa’nın baş delegeliği gündeme gelmiş, fakat güvenirlilik noktasında bazı şüpheler söz konusu olunca ondan vazgeçilerek en nihayetinde, Aleksandır Karatodori’nin gönderilmesine karar verilmiştir.624 H. Layard ve Safvet Paşa, Sultan II. Abdülhamid’i bu fikrinden vazgeçirmek istemişler, ama caydıramamışlardır.625 Geç de olsa verilen bu karar, çeşitli tartışmalara ve eleştirilere neden olmuştur.626 H. Layard, Karatodori Paşa’nın tercih edilmesini yorumlarken, sultanın Avrupa’ya imparatorluk topraklarında din ve dil ayrımı yapılmadığına dair bir mesaj vermek istediğini belirtmiştir.627 Bunun yanında kongreden çıkacak kararlardan endişe ettiği için sorumluluğu bir Müslüman yerine bir Hıristiyana yüklemek istemiş olabileceği şeklinde çok uç sayılabilecek bir yorum da yapmıştır.628 Bismarck ise, heyet başkanı olarak bir Rum’un seçilmesini duyarsızlık olarak görmüştür. Alman kökenli Mehmed Ali Paşa’nın tayinini ise affedilmez bir hata ve hakaret olarak kabul etmiştir. Bir başka değerlendirme de ise, kongredeki temsilcilerimizden Sadullah Paşa delegasyonların başkanları duyurulurken Osmanlı adına Karatodori Paşa’nın ismi okunduğunda, Avrupalı gazetecilerin kahkahalarla

622

Safvet Paşa 4 Haziran 1878 tarihinde Mehmed Rüşdü Paşa’nın yerine sadrazam tayin edilmiştir. Bakınız. Davison, “The Ottoman Empire and the Congress”, s. 212; Kuneralp, a.g.e., s. 1; Sultan Abdülhamid, Safvet Paşa’nın çok meşgul olduğunu ileri sürerek onu göndermek istememiştir. Bakınız. Yuluğ Tekin Kurat, Henry Layard’ın İstanbul Elçiliği, DTCF Yayınları, Ankara 1968, s. 118

623

Y.T. Kurat, a.g.e., s. 118

624

Davison, “The Ottoman Empire and the Congress”, s. 212; Kararsız bir tutum sergileyen Padişah II. Abdülhamid, Ali Suavi olayından ötürü güven duymadığı Sadık Paşa’yı şaşırtıcı bir şekilde gündeme getirmiş, fakat kısa sürede bu fikrinden vazgeçmiştir. Bakınız. Y.T. Kurat, a.g.e., s. 118; Davison, “The Ottoman Empire and the Congress”, s. 212.; Sadullah Paşa ise Hıristiyan olduğu için Karatodori Paşa’nın sözünün kongrede geçeceğine inanıldığı için tercih edildiğini söylemiştir. Bakınız. Cemal Kutay, Sohbetler, 9, Son Telgraf Yayınları, İstanbul 1969, s. 58; BOA., İ. HR., No: 16904-2, 07 Ca 1295; La Turquie, 07 Juin 1878/ 06 C 1295

625

Y.T. Kurat, a.g.e., s. 118

626

Davison, “The Ottoman Empire and the Congress”, s. 212; Bismarck, kongre tarihinin yaklaşmasına rağmen Osmanlı delegelerinin henüz belli olmamasından biraz rahatsızlık duymuş ve ısrarla Sadullah Paşa’dan bir an evvel delegelerin bildirilmesi istemiştir. Bakınız. Murat Uluğtekin Yılmaz, Osmanlı’nın Arka Bahçesi, MUY Yayınları, Ankara 1998, s. 267

627

Y.T.Kurat, a.g.e., s. 118

628

107 gülerek tepki verdiğini söyler.629 Bunun yanında M. Celaleddin Paşa da kongredeki ülke temsilcileri arasında da Osmanlı adına gelen heyetin pek hüsnükabul görmediğini söyler.630

Berlin Kongresi’ne Paşa rütbesiyle katılacak olan Karatodori Paşa’ya 700 lira harcırah verilmiştir.631 Mehmed Ali Paşa da ikinci murahhas sıfatıyla kongrede görevlendirilmiştir.632 Kongrenin üçüncü murahhası da Berlin Sefiri Sadullah Paşa’dır. İstanbul’dan İzzeddin Vapuru ile yola çıkan Karatodori Paşa ile Alman kökenli Mehmed Ali Paşa Odessa (Hocabey)633 üzerinden Berlin’e 13 Haziran’da varmıştır.634 Osmanlı heyetinde ayrıca Feridun Bey, Haçin Efendi, Naum Efendi ve Parnis Efendi yer almıştır.635 Delegasyonun geç belirlenmesine, hava muhalefeti nedeniyle heyetin yola çıkışının iki gün gecikmesi de eklenince Berlin Sefiri Sadullah Paşa, kongrenin açılışına tek başına katılmıştır.636 Osmanlı heyetinin gecikmesi ve açılışa tam kadro olarak katılamaması hiç de hoş olmamıştır.

629

Kutay, Sohbetler, 9, s. 58; Bismarck Osmanlı delegelerini değerlendirirken kaba bir şekilde “biri Rum, biri dönme ve biri de embesil” demiştir. Robert Howard Lord, “The Congress of Berlin” Three Peaces Congresses of The Nineteenth Century, Ed. Archibald Cary Coolidge, Harvard University Press, Cambridge 1919, s. 54

630

M. Celaleddin Paşa, Mirat-ı Hakîkat s. 622; B. S. Baykal ise, diğer ülkelerle mukayese edildiğinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun kongreye ikinci dereceden temsilcilerle katıldığını ve bizim delegelerin, diğer ülkelerin delegeleri yanında gölgede kaldığını söyler. Rusların Osmanlı himayesindeki Hıristiyanları korumaya yönelik politikalarına karşı etkili olabileceği düşüncesiyle baş delege olarak bir Hıristiyan bürokrat tercih edildiğini ifade eder. Bakınız. Bekir Sıtkı Baykal, “100. Yıldönümü Münasebetiyle Berlin Kongresi Hakkında Bazı Düşünceler” Belleten, LII/ 202, TTK, Ankara 1988, s. 203

631

BOA., Y. A. RES., No: 1/ 46; Y.T. Kurat, a.g.e., s. 118. BOA., DH. SAİD., No: 18/ 257; “Berlin’de mün’akid olacak kongreye taraf-ı Devlet-i Âliyye’den murahhas-ı evvel olarak azîmet idecek olan Nâfıa Nâzırı devletlü Aleksandri Karatodori Paşa hazretlerine yedi yüz ….” Bakınız. BOA., İ. HR., No: 16879, 07 C 1295

632

BOA, İ. HR., No: 16904- 2

633

Karatodori Paşa 11 Haziran Salı günü Odessa’dan Safvet Paşa’ya bir telgraf çekmiştir. Bakınız. BOA., HR.SYS., No: 1243/ 3, ? 06 1878; BOA. Y. EE., No: 44/116, 6 C 1878

634

Gece 11’de Berlin’e ulaştıkları söylenir. Bakınız. Davison, “The Ottoman Empire and the Congress…” s. 214; BOA., HR.SYS., No: 1243/ 3, ? 06 1878; “…ve murahhas-ı sânî olmak üzere ta’yîn buyrulan devletlü Mehmed Ali Paşa hazretlerine dört yüz …” Bakınız. BOA., İ. HR., No: 16879

635

“…ve müşârün-ileyhümânın maiyyetlerine kararlaşdırılan Tahrirât-ı Hâriciyye Otası politika ciheti ser- halîfesi saâdetlü Feridun Bey ve mümeyyizi Naum ve telgraf ciheti ser- halîfesi Haçin Efendiler ile Nezâret-i Hâriciyye avukatlarından Parnis Efendi’ye dahî yüz lira harcırâh i’tâsı derece-i kifâyede…” BOA., İ. HR., No: 16879; Ohannes Bağdatlıyan’ın da konferansa memur olarak iştirak etmiştir. Bakınız. La Turquie, 21 Juin 1878/ 20 C 1295

636

Cemal Kutay, Türkiye İstiklal ve Hürriyet Mücadeleleri Tarihi, IX, Alioğlu Yayınevi, İstanbul 1960, s. 8256; R.H. Davison, “The Ottoman Empire and the Congress” s. 214; Karatodori Paşa Bismarck ile tanıştığında, hava muhalefeti sebebiyle ilk toplantıya katılamadıklarını ve bundan dolayı üzgün olduklarını ifade etmiştir. Bakınız. BOA., Y.EE., No: 76/56, 14 06 1878; BOA., Y.EE., No: 56/1, 14 06 1878; A. Maurois ilk toplantıya Karatodori Paşa’nın katıldığını söyler, ancak belgelerde

108 Siyâsî birliğini 1870’lerin başında kurmuş olan Almanya bu kongreye ev sahipliği yaparak uluslararası diplomaside kendini en iyi şekilde tanıtma fırsatını yakalamıştır. Kongre Otto Von Bismarck yönetiminde Radzwill Sarayı’nın637 birinci katındaki toplantı salonunda 13 Haziran Perşembe günü başlamış ve otuz bir gün sürmüştür.638 Ayastefanos Antlaşması’nın revize edildiği Berlin Kongresi toplantılarından önce İngiltere, Rusya, Avusturya-Macaristan ve Almanya önemli meselelerle ilgili kararların büyük bir bölümünü kendi aralarında almışlardır. Birinci oturumda Bismarck yaptığı açıklamanın bir yerinde “Asıl meselenin, Avrupa’nın son derece muhtaç olduğu barışı, yeniden teminat altına almaya birlikte karar vermek” olduğunu ifade etmiştir.639

Kongrenin hemen hemen ilk yarısı Bulgaristan meselesiyle geçmiş, Doğu Rumeli ve Makedonya birlikte, Bulgaristan’la alakalı yirmi üç madde kabul edilmiştir.640 Karatodori Paşa ve Mehmed Ali Paşa’nın da iştirakiyle Osmanlı heyeti 17 Haziran’dan itibaren toplantılarda tam kadro yer almıştır.641 İngiliz yetkililer

gösteriyor ki, bu mümkün değildir. Muhtemelen daha sonraki bir toplantıdır. Ayrıca toplantı sırasında Lord Beaconsfiled ‘in tanıştığı Karatodori Paşa’yı genç ve siyah sakallı bir adam olarak tanımladığını belirtir. Bu da pek doğru değildir. Zira Paşa, 1878 yılında 45 yaşındadır. Bakınız. André Maourois, Disraeli’nin Hayatı, Çev. İsmail Hakkı Alişan, Vakit Matbaası, İstanbul 1935, s. 337-338; M.U. Yılmaz, Osmanlı heyetinin günler sonra kongreye iştirak edebildiğini söyler, ancak heyet birinci oturumun ardından Berlin’e gelmiştir, sadece ilk toplantıya katılamamışlardır. Bakınız. Yılmaz, a.g.e., s. 267

637

Bu saray 1730’larda inşa edilmiştir. Alman İmparatorluğu kurulurken satın alınan saray Bismarck’ın resmi rezidansı olarak kullanılmıştır. Bu tür diplomatik toplantılar için de elverişli bir mekândır. Bakınız. Misha Glenny, Balkanlar 1804-1999: Milliyetçilik, Savaş ve Büyük Güçler, Çev. Mehmet Harmancı, Sabah Kitapçılık, İstanbul, 2000, s. 129

638

Gös.yer.; Kongrenin Berlin’de olması ve Almanya’nın her bakımından iktidarlı bir konumda bulunması hasebiyle Bismarck’ın bu görevi üstlenmesi pek doğaldı. Bu nedenle Avusturya temsilcisi Kont Andrassy’nin teklifliyle başkanlığı kabul etti. Bakınız. M. Celaleddin Paşa, Mirat-ı Hakîkat, s. 624; BOA., Y.PRK.HR., No: 3/10, 12 C 1295; Saadet Gündoğdu, Bosna Hersek Sorunu (1875- 1909), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1994, s. 71

639

M. Celaleddin Paşa, Mirat-ı Hakîkat, s. 624; Berlin Kongresi Protokollerinin Tercümesi, Matbaa-i Âmire, İstanbul 1298, s. 4-5; Kongrenin maksadı, Rusya ve İngiltere arasında çıkmasından korkulan bir muharebenin önünü almak. Bakınız. BOA., Y.PRK.A., No: 1/112-7, 02 07 1878

640

İlk yirmi iki maddeye ilaveten bir de kırk altıncı maddede Tuna meselesi sırasında Bulgaristan ile alakalı sınırın belirlenmesinden bahsedilmiştir. Bakınız. Nihat Erim, Devletlerarası Hukuk ve Siyasi Tarih Metinleri, I, TTK Basımevi, Ankara 1953, s. 403-420; Emine Bayraktarova, Osmanlı Devleti- Bulgaristan Prensliği İlişkileri (1878-1908), Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2002, s. 22

641

Karatodori Paşa ve Mehmed Ali Paşa toplantı başlarken denizdeki bir hadise (muhtemelen hava muhalefeti) nedeniyle kongre yöneticisinin belirlenmesinde bulunamadıklarını üzüntüyle belirtmişlerdir. Öte yandan ülke delegelerinin İmparator Wilhelm’in sıhhatine kavuşması yönündeki dilek ve temennilerine Devlet-i Âliyye adına katıldıklarını beyan etmişlerdir. Bakınız. Berlin Kongresi Protokollerinin, s. 14

109 Disraeli ve Salisbury kongrenin başlangıcında Karatodori Paşa ile görüşerek destek için kendi durumlarını anlatmışlardır. Safvet Paşa da bir telgrafında Karatodori Paşa’ya İngilizlerin tekliflerini desteklemesini bildirmiştir.642

22 Haziran’daki dördüncü oturumda Bulgaristan’la ilgili hususlar görüşülürken söz alan Karatodori Paşa: “Bulgarların birkaç asırdan beri Devlet-i Âliyye’nin sadık tebaasından olduğunu, son birkaç yıldır mezhebe dayalı ihtilaftan ötürü nifak çıktığını, Babıâli’nin bunu çözmek için gayret sarf ettiğini, ulaşım ve ziraat alanlarında bölgenin gelişme gösterdiğini ve de son zamanlara kadar ahali arasındaki ilişkinin iyi olduğunu” beyan etmiştir.643 Öte yandan, Aleksandır Karatodori, İngilizlerle yaptığı görüşmede, Varna’nın Osmanlı sınırları içinde kalması gerektiğini, zira burada hemen hemen hiç Bulgar bulunmadığını ifade etmiştir. Ancak Rusya’nın bu konudaki kararlığı neticesinde, Varna özerk Bulgaristan hudutları içinde kalmıştır.644

Kongrenin 19 Haziran’daki üçüncü oturumunda Fransızlar, Yunanistan’la ilgili mevzuların gündeme getirileceği günde, Yunan bir delegenin kongrede yer almasını teklif etmişlerdir.645 Ayrıca, Lord Salisbury bu teklifin içeriğinde yer alan “Yunanistan’a mütecavir eyalet” ibaresinin yerine “Rum eyaletleri” ifadesinin kullanılmasını önermiştir.646 Bismarck bu hususların kabulü yönünde ısrar edince, Karatodori Paşa ve Mehmed Ali Paşa, Yunan delegenin kongrede yer almasına muhalefet etmeyeceklerini, ancak metne konmak istenen “Rum eyaletleri” ibaresini Osmanlı Devleti adına kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirtmişlerdir.647 Kongrenin beşinci oturumu olan 24 Haziran günü Bulgaristan meselesine dair mali mevzular görüşülürken söz alan Karatodori Paşa, Ayastefanos muahedesinin dokuzuncu maddesine eklenmesi için bir teklifte bulunmuştur. Bulgar emaretinin

642

Davison, “The Ottoman Empire and the Congress ” s. 216

643

Berlin Kongresi Protokollerinin, s. 34-35

644

Davison, “The Ottoman Empire and the Congress… ” s. 216

645

Berlin Kongresi Protokollerinin, s.23-24; Aram Andonyan, Balkan Savaşı, Çev. Zaven Biberyan, Aras Yayıncılık, İstanbul 1999, s. 28

646

Berlin Kongresi Protokollerinin, s.25

647

Rus delege Gorchakov’un açıklamasından sonra Karatodori Paşa, bahsi geçen eyaletin ıslahı hususunda Yunan murahhas bulunmasını doğal karşıladıklarını ve kabul ettiklerini belirtmiş, ancak metinde geçen ibare hakkında Mehmed Ali Paşa ile birlikte açıklama yapmak istediklerini ifade etmiştir. Daha sonra Fransız ve İngiliz tekliflerinin oylamasında Devlet-i Âliyye murahhasları çekimser kalmış. Bismarck’ın Fransa lehinde karar kılmasıyla bu konu çözümlenmiştir. Bakınız. Berlin Kongresi Protokollerinin, s. 25- 26

110 vergi dışında Osmanlı borçlarından bir pay almasını önermiş ve bu kabul edilmiştir.648 Bu konu daha sonra tafsilatlı olarak ele alınmış ve Karatodori Paşa teferruatlı sayılabilecek bir açıklama yapmıştır. Karatodori Paşa ve Kont Corti’nin birbirinden çok farklı olmayan teklifleri arasında gelgitler olmuş ve nihayetinde İtalyan murahhasın önerisi kabul edilmiştir. Karatodori Paşa da, İtalyanların önerisinde kendi teklifine mugayir bir durum görmediğini belirterek kabul etmiştir.649

Kongrenin 25 Haziran’daki altıncı oturumunda Doğu Rumeli mevzuu ele alınırken, Waddington bir vergi teklifinde bulunmuştur. Akabinde Karatodori Paşa, Waddington, Lord Salisbury ve Baron Haymerle arasında Doğu Rumeli hakkında bir konuşma cereyan etmiştir. Karatodori Paşa: “Padişaha bildirmeden Memâlik-i şâhânede hiçbir transit vergi tesis edilemeyeceğini” belirtmiştir. Bu turdaki görüşmelerin devamında gündeme getirilen bir takım değişiklikler münasebetiyle Karatodori Paşa tekrar söz almıştır. Yaptığı açıklamada “kongrenin tadil edebileceği bazı maddeler dışında kanun, antlaşma ve mukavelelere göre Osmanlı’nın çeşitli yerlerinde geçerli olan durumun Doğu Rumeli’de de uygulanacağını” ifade etmiştir. Diğer yandan, dinî hususlarda bir takım haklar sağlamak amacıyla birkaç teklif sunulmuş ve bunlar kabul edilmiştir. Bunlarla ilgili olarak konuşan Karatodori Paşa “ Tüm dinlerin eşitliğine dair Devlet-i Âliyye’de geçerli olan kanun ve nizâmât gereğince Doğu Rumeli eyaletine yönelik ayin serbestliğinin teklif edilmesinin tamamen lüzumsuz olduğunu” beyan etmiştir. Waddington bu açıklamayı bir senet kabul ederek meseleyi kapatmıştır.650

Kongrede ikinci öneme sahip konu, Bosna-Hersek olmuştur. Osmanlı Devleti bu hususta hiç ummadığı bir tablo ile karşı karşıya kalmıştır. Kont Andrassy el altından yürüttüğü diplomatik faaliyetler neticesinde Bosna ve Hersek’in işgaline İngilizleri ve Almanları ikna etmiştir.651 Kongrenin sekizinci oturumunda gündeme alınan Bosna- Hersek meselesi hakkında Avusturya temsilcisi Andrassy sunduğu raporla, bu bölgede kontrolün Avusturya’ya geçmesi gerektiğini çeşitli gerekçelerle

648

Berlin Kongresi Protokollerinin, s. 43

649

Berlin Kongresi Protokollerinin, s. 70- 73

650

Berlin Kongresi Protokollerinin, s. 63- 75

651

111 izah etmiştir.652 Alman lider Bismarck’ın Avusturya’ya verdiği desteğin farkında olan Karatodori Paşa haklı gerekçelerle ve teferruatlı açıklamalarla, taleplere karşı çıkmıştır. Bu konudaki müzakerelerin birinde söz alan Karatodori Paşa: “Bosna ve Hersek’te asayişin sağlanması ve idarenin iyi bir şekle sokulması, haklı olarak, Osmanlı Devleti’ne aittir. Gerçi ihtilal uzayıp gitti; ama buna Sırbistan ve Karadağ isyanları ve Rus muharebesinin çıkışı sebep oldu” diyerek İngilizlerin teklifine itiraz etmiştir. Bunun üzerine Bismarck, Aleksandır Paşa’ya cevaben: “ Kongre, Osmanlı Devleti’nin istediği yerleri elinde bırakmaya çalışmak için değil, sadece, Avrupa’nın şimdiki ve gelecekteki asayişini muhafaza maksadıyla toplanmıştır. Bu sebeple Osmanlı Devleti’nin bu kararı kabul etmesi gerekir”653 diyerek müzakereye son verdiği gibi, kongrenin toplanış amacını da çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu topraklardan tamamen vazgeçmek istemeyen Osmanlı yönetimi, kongrenin sonlarına doğru Karatodori Paşa’nın müzakerelerden evvel, bu meseleye dair okunan bende “Avusturya Devleti ile Hükûmet-i Seniyye mevâddı müteferriayı muahharen kararlaştıracaklardır” ibaresinin eklenmesini talep etmiştir. Kont Andrassy buna karşı çıkmayınca, bu öneri kabul edilmiştir.654 Neticede Bosna-Hersek meselesi de büyük güçlerin isteği doğrultusunda kongrenin yirmi beşinci maddesiyle çözüme kavuşturulmuştur.655

Bu oturumda ele alınan konulardan biri de Sırbistan’ın bağımsızlığı meselesidir. Sırpların müzakerelere katılmasına izin verilmemiştir.656 Ayastefanos’ta kabul edilen bu husus, Berlin’de tasdik edilmiştir. Karatodori Paşa bu konuda da söz alarak gelinen noktayı kısaca özetlemiş ve Sırbistan’ın şimdiye değin, Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı olmasının herkes için daha faydalı olduğunu ifade ederek, bu yönde kapıyı aralamaya niyet etmiş, ancak niyetine fırsat teşkil edebilecek, en ufak bir ışık görememiştir.657 Görüşmelerin devamında Karatodori Paşa vergi konusunu gündeme getirerek, Sırbistan’a terk edilen toprakların varidatıyla mütenasip, Osmanlı borçlarından bir hissenin, Sırp emaretine devredilmesini teklif etmiştir. Diğer ülke

652

M. Celaleddin Paşa, Mirat-ı Hakîkat, s. 631; 28 Haziran’da yapılan toplantıyla bu mevzu ele alınmıştır. Gündoğdu, a.g.t., s. 72

653

Berlin Kongresi Protokollerinin, s. 86-87, 90-91; M. Celaleddin Paşa, Mirat-ı Hakîkat, s. 631

654

Berlin Kongresi Protokollerinin, s. 236- 237

655

Glenny, a.g.e., s. 131; Gündoğdu, a.g.t., s. 74; Erim, a.g.e., s. 413

656

Glenny, a.g.e., s. 133

657

112 temsilcilerinin görüşlerinden sonra, teklif, Tahdîd-i Hudûd Komisyonu’na havale olunmuştur.658 29 Haziran’daki toplantıda Osmanlı murahhasları Karadağ ile çizilecek sınıra dikkat çekmeye çalışmış ve her iki taraftan da tecavüze ve saldırıya fırsat tanımayacak bir surette teşkil edilmesini istemişlerdir.659 Çizilecek sınır için kendi önerilerini teferruatlı bir şekilde sunmuşlardır.660 Bu konu da söz alan Karatodori Paşa, liman şehri olan Bar’ın Karadağ’a bırakılmaması, zira bu kentin Arnavut olduğunu, Karadağ’a bırakılması halinde, halk razı olmadığı için taraflar arasında sorun yaşanabileceğini belirtmiştir.661 Buna mukabil Spizza’nın verilmesine itiraz etmeyeceklerini belirtmiştir. 662 Neticede Osmanlı önerileri haliyle pek kabul görmemiştir. Avusturya ve Rusya’nın teklif ettiği hudut kabul edilmiştir.663

Kongrenin 29 Haziran’daki oturumunda ise, Yunanistan ve Girit ile ilgili konular ele alınmıştır. Bilahare 5 Temmuz’da ele alınan meselede hudut düzenlemesi adı altında Osmanlı İmparatorluğu’ndan toprak talep edilmiş,664 ancak Karatodori

Benzer Belgeler