• Sonuç bulunamadı

3.6.4. Beden Eğitimi ve Sporun Đşitme Engellilere Gelişimsel Katkıları

3.6.5.2. Benlik Kavramının Gelişimi

Benliğin gelişimi, bireyin çevresiyle olan yaşantılarını algılama biçimlerine göre oluşan dinamik bir süreçtir. Bu süreç doğumla başlamaktadır (101).

Çocukluktan başlayarak bütün yaşam boyu, insanın çevresinde bulunan kişilerle kurduğu ilişkiler, iletişim ve etkileşim bu gelişmede bir yandan bireyin toplumsallaşmasını, diğer yandan kendi benliğini tanımasını sağlar (189).

Çocukların benlik duygusu hakkındaki düşüncelerimiz, Freud ve Piaget’nin bebeklerin yeni dünyaya geldiklerinde kendilerini ayrı bir varlık olarak algılamadıkları görüşünden etkilenmektedir. Freud bebek ve annenin beraber tek bir kişiymiş gibi olmalarını, anne ve bebek arasındaki sembiyotik ilişki olarak adlandırılır. Freud’a göre bebek kendisini annesinden ayrı bir varlık olarak düşünemez. Bu fikir psikoanalitik kuramcı Margaret Mahler (1977) tarafından

36

bebeklerin biyolojik doğumlarından birkaç ay sonra psikolojik doğumlarının gerçekleşmesi şeklinde adlandırılır (25).

Benlik kavramı bir defada gelişmez. Benlik kavramı ergenlikte ve ilk yetişkinlikte son derece önemli olan dinamik ve yasam boyu süren bir süreç içinde gelişir. Diğer insanlarla etkileşimden ya da kendi duygularımızla ve düşüncelerimizle iç diyalogumuzdan çıkar. Disiplin ve sevgi aracılığıyla anne- babadan, uygun davranışı gösterme baskısıyla yaşıtlardan, başarı ya da başarısızlıkla okul yaşantılarından ve birçok başka olaydan etkilenir. Buna karşılık ruh ve beden sağlığımızı, başkalarıyla ilişkiler, akademik başarılar ve meslek seçimi etkileyebilir (176).

Benlik kavramının beğenilip benimsenmesi, benlik saygısını oluşturur. Benlik saygısı, bireyin kendini değerlendirmesi sonunda ulaştığı, benlik kavramını onaylamasından doğan beğeni durumudur. Başka bir deyişle, benlik saygısı, bireyin kendinden memnun olma durumudur (215).

Kişinin bedenini algılayışı (beden imgesi) ile benlik kavramı arasında sıkı bir ilişki vardır. Benliği gencin baş uğraşı, düşüncelerinin odağı olur. Bu çağda benlik kavramı sürekli iniş çıkış ve dalgalanma gösterir. Çünkü genç, kendine yakışan bir kimlik aramaktadır. Kendisini sürekli tartmakta, değerlendirmekte, eleştirmektedir. Kendisini ana-babasından ve başkalarından ayıran özelliklerini öne çıkarmakta, benliğini yeni baştan düzenlemeye uğraşmaktadır (221).

Benliğin ergenlik çağındaki gelişimi, gencin ‘kendi öz iradesi’ dediğimiz özelliğe sahip olmasıyla ortaya çıkar. Bu dönemde genç başkalarının arzularıyla çatışma halinde olsa bile, yine de kendi isteklerini öne sürmekten çekinmez. Bu

37

yaşlarda görülen baş kaldırmalar, gencin benliğiyle toplum arasındaki çatışmaların ifadesidir (113).

Ergenlik dönemi, benlik kavramı için hayati bir önem taşımaktadır. Ergenlik döneminde oluşan öz tanımlama, değerlendirme yetişkinliğe taşınır. Duyumsal bilgilere verilen anlam, çocuğun çevresiyle etkileşimini değerlendirmesine bağlıdır. Onun değerlendirmesi, kendisi için önemli olan başka kişilerin, özellikle anne babanın kendisine karşı takındığı tutumlarla şekillenir. Böylece benlik kavramının kökleri ilk deneyimlere kadar uzanır ve daha sonra dinamik bir biçimde yaşam boyunca gelişir (189).

Benlik kavramı sürekli olarak değişik durumlarda yapılan benlik değerlendirmeleri sonucu gelişmektedir. Bu durum devamlılığı olan bir süreç olup, erken çocuklukta başlamakta, ergenlikte ve ilk yetişkinlikte son derece önemli olan dinamikle yaşam boyu gelişmektedir (133).

Coopersmith’ de uzun yıllar süren çalışmalarında benlik saygısının gelişimini etkileyen değişkenleri araştırmıştır. Coopersmith’e göre benlik saygısı oldukça karmaşık bir kavramdır, içsel ve dışsal nesneleri içerir. Benlik saygısı, bireyin kendisi ile yaptığı ve bir alışkanlık haline getirdiği değerlendirmeleridir. Benlik saygısı, kişinin kendi kendisini onaylayan ya da onaylamayan tutumlarını ifade eder. Kendisini ne derecede yeterli, önemli başarılı ve değerli bulduğunu gösterir. Kısaca benlik saygısı, kişinin kendisine karşı takındığı tavır ve tutumlardan oluşan kişisel değerlilik yargısıdır (54).

Coopersmith gerçek ve savunucu benlik saygısı olmak üzere iki çeşit benlik saygısından söz eder. Gerçek benlik saygısı, kişinin kendisini gerçekten değerli hissetmesi, savunucu benlik saygısı ise, kişinin kendisini değersiz

38

hissettiği halde bu korkutucu bilgiyi kabul etmemesidir. Coopersmith kişinin kendini nasıl değerlendirdiğinin önemini vurgulamaktadır. Bireyin kendini değerli ya da değersiz olarak değerlendirmesi onun yaşam kalitesini belirlemektedir. Bu bağlamda değerli olarak gördüğünde ‘gerçek’ benlik saygısı, değersiz gören ama bunu kabullenmeyen kişilerde ise savunucu benlik saygısından bahsetmektedir. Coopersmith, yüksek benlik saygısı olanların kişilerarası ilişkilerde daha katılımcı, olaylara iyimser bakan, kendilerini ifade edebilen, dünya olaylarına ilgili, geleceğe olumlu bakan, sorunlarla karşılaştıklarında çözüm üreten, yaratıcı ve bağımsız bir kişilik örüntüleri olduğundan söz etmektedir (15).

Coopersmith, çocukta benlik saygısı gelişiminin dört temel etkeni olduğunu belirtmektedir (54) bunlar:

1.Bireylerin yaşamlarındaki diğer önemli kişilerden kabul görme derecesi.

2. Bireyin geçmişteki başarısı ve şu andaki statüsü ve mevkii.

3.Bireyin başarı beklentileri. Bireyin değer verdiği beklentileri gerçekleştirmek için çalışması, benlik saygısının artmasıyla sonuçlanır.

4.Bireyin eleştirilere tepki verme şekli. Benlik saygısının savunma yeteneği, kaygıyı azaltır ve kişisel dengeyi muhafaza etmeye yardımcı olur.

Benzer Belgeler