• Sonuç bulunamadı

Belirli amaçlar gerçekleĢtirmek için düĢünmeyi kullanmaya karar verince amaçla ilgili tüm sorulara verilen cevapların seçimlerinin her biri karar vermeyi gerektirir.

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2. Belirli amaçlar gerçekleĢtirmek için düĢünmeyi kullanmaya karar verince amaçla ilgili tüm sorulara verilen cevapların seçimlerinin her biri karar vermeyi gerektirir.

3. KarĢılaĢılan kiĢileri iyi tanımak için, kiĢiye ve iliĢkilere iliĢkin sorular ve üretilen

düĢünceler de karar verme noktalarıdır (Öztürk, 1996).

Karar verme sürecinin yaratıcı düĢünce ve eleĢtirel düĢünce kullanıldığında daha etkili ve verimli olacağı düĢünülmektedir. EleĢtirel düĢünme, kiĢinin kendi düĢünme süreçlerinin farkında olarak, baĢkalarının düĢünce süreçlerini de önemsemesi ve buna bağlı olarak öğrendiklerini bilinçli bir biçimde uygulayarak kendini ve çevresinde yer alan olayları anlayabilmek için organize bir zihinsel süreç olarak tanımlanmaktadır. EleĢtirel düĢünme kullanılmadığı zaman benzer konularda yararlı-yararsız, etkili-etkisiz, ilgili-ilgisiz birçok düĢünce birbirine karıĢtığı gibi karar verme sürecinde uygun bir karara varılamaz. Sorunların çözümünde; aktif, bağımsız, yeni fikirlere açık, fikirleri destekleyen, nedenleri ve kanıtları sürekli göz önünde tutup fikirlerin organizasyonuna önem verip eleĢtirel

25

düĢünmeyi kullanarak etkili kiĢisel yaĢamı gerçekleĢtirebileceği ifade edilmektedir. EleĢtirel düĢünmenin yanında, tüm beynin kullanımı, amacın etkili kullanımı ile irade yani istediğini yapabilme gücü önemli rol oynar (Cüceloğlu, 1993).

KiĢilik Özellikleri

Karar verme sürecini etkileyen faktörlerden birisi de kiĢilik özellikleridir. DüĢüncesiz hareket etme, korkaklık, heyecan ve duygusallık gibi durumlar kiĢinin karar verme davranıĢını etkilemektedir (Kagan, 1989). Birey yeterince düĢünmeden hareket ettiği zaman, karar verme durumunda uygun stratejiler geliĢtirmek için ipuçlarını yeterli bir Ģekilde analiz edemeyebilir. Horvarth ve Zuckerman (1993) heyecan arayan kiĢilerin uyarılmıĢlık düzeylerinin düĢük olduğunu, bir Ģeyler yapma isteğini sorumlu olmanın üzerinde tutuklarını belirtir. Bu yüzden duygusal insanlar yüksek düzeyde duygusal kararlar alırlar. KiĢilik özelliklerinin bir boyutu da kararsız olma durumudur. Ġnsanların sevdikleri yada yapabilecekleri hakkında neden karasız oldukları belli değildir. Bu bağlamda kararsızlıkta bir kiĢilik özelliği olarak ele alınmaktadır (Frost ve Shows, 1993). Yukarıda yer alan faktörler incelendiğinde her bir faktörün bireyin karar verme sürecinde etkili olduğu görülmektedir. Bireyin doğru kararlar verebilmesinde bu faktörlerin önemi büyüktür.

Çocuklarda Karar Verme Becerisinin GeliĢimi

Okul öncesi dönemde çocuğun çevreye uyum sağlaması, kavramlar geliĢtirmesi, çevre ile iletiĢimi ve sorunlarını çözmesi biliĢsel geliĢimin önemli göstergeleridir (BaĢaran, 2000). Çocuk biliĢsel olarak geliĢirken çeĢitli aĢamalardan geçmektedir. Dilin geliĢimi çocuğun gerçekte var olanları ve kavramları algılama gücünü geliĢtirir, dolayısıyla çocukta bireysel düĢünce geliĢmeye baĢlar. Dil ve düĢüncenin geliĢimiyle birlikte çocuk oluĢturduğu gerçeklere hemen uymak yerine, baĢkalarına ve kendine uyumunu sorgular. Çünkü çocuğun biliĢsel sistemi bilgi edindikçe geliĢmektedir (Piaget'den aktaran Portakal, 2004). Çocuk bilgiyi edinirken çeĢitli deneyimler kazanır ve bu süreçte çözümlenmesi gereken problemlerle sık sık karĢılaĢır. Problemlere çözüm yolları önerir, bunları tartıĢır, planlar uygular, çevresiyle iĢbirliği yapar ve bir sonuca ulaĢır (Aydoğan, 2012). Çocukların problem çözme basamakları incelendiğinde problemin hissedilmesi, problemin

26

tanımlanması, alternatiflerin üretilmesi, çözümlerin seçilmesi, problemin çözülmesi ve karar verme becerilerinden oluĢmaktadır (Büyükkaragöz ve Çivi, 1999).

Çocuklarda karar verme becerileri süreç olarak incelendiğinde, biliĢsel geliĢimin bir parçası olduğu görülmektedir. BiliĢsel yönden geliĢen çocuk önce dil edinimini kazanmakta bununla birlikte düĢünce geliĢimi baĢlamaktadır. Dil ve düĢüncenin geliĢimiyle birlikte özerk bir varlık olduğunu anlayan çocuk yaĢamla ilgili deneyimler edinirken çeĢitli problemlerle karĢılamakta ve bu problemlerin çözümünde karar verme becerisini kullanmaktadır. Bu bağlamda çocukların karar verme becerilerinin geliĢiminin açıklanmasında düĢünme becerilerinin, problem çözme becerilerinin ve son olarak da karar verme becerilerinin açıklanması alan yazınının bütünlüğü açısından önem taĢımaktadır. AĢağıdaki Ģekilde çocuklarda karar verme becerisinin geliĢimi aĢamalı olarak gösterilmiĢtir.

ġekil 3. Çocuklarda karar verme becerisinin geliĢimi

Çocuklarda DüĢünme Becerileri

Bireyler yaĢamlarına problem çözerek ve kararlar vererek devam ederler. Çözülen problemler ve verilen kararlar bireylerin ileriki yaĢamlarında önemli temeller oluĢturur. Problem çözme ve karar verme süreçlerinde bireyler düĢünme yapılarını kullanarak çevrelerindeki insanlarla olan iliĢkilerini düzenlerler (Tok, 2011). YaĢamda bu kadar önemli bir yere sahip olan düĢünme yetisi insanları diğer canlılardan ayıran en önemli

DüĢünme Becerileri Amaç Belirleme Seçenek OluĢturma ve değerlendirme Seçim yapma ve karar verme Karar Verme Becerileri Kararı Uygulama Derin DüĢünme Problem Çözme Becerileri

27

özelliklerden birisidir (Thomson, 1959). DüĢünme becerileri bir çok alt ve üst düzeydeki zihinsel iĢlemlerin, organize bir Ģekilde fikir veya anlayıĢ oluĢturmaya yönelik çalıĢmalarını içeren bir süreçtir. Fisher (2005), düĢünme becerilerinin uygulamalı bir beceri olduğunu belirtmiĢtir. DüĢünme yolları pratik yapılarak öğrenilen bir zeka niteliği taĢımaktadır. DüĢünme becerileri en temel zihinsel düzeyden en karmaĢık zihinsel düzeye doğru Ģu Ģekilde sıralanmaktadır; gruplama, sınıflama, iliĢkilendirme, karĢılaĢtırma, konuyu iliĢkili unsurlar ekleyerek geliĢtirme, ortak özellikteki fikirleri bir araya getirerek kavram haline getirme, özetleme, analiz etme, eleĢtirel düĢünme, yaratıcı düĢünme ve karar verme becerileridir (Polette ve Langrehr' den aktaran Tok, 2011).

Çocuklarda düĢünme becerilerinin geliĢimi için gerekli olan bireysel özellikler meraklı olma, çevreyi tanıma ve anlamlandırmada aktif olmaktır (Fisher, 2005). Çocuk dilin geliĢimi ve çevreyi tanıma isteğiyle birlikte, kendi öz değerlendirmesini yaparak düĢünme becerilerine iliĢkin farkındalığını artırmaktadır. Bu farkındalık çocuğun biliĢ üstü becerilerinin koordine edilmesine yardımcı olmaktadır. Bu beceriler karar verme, planlama, gözlemleme ve değerlendirmedir. BiliĢ üstü becerilerin geliĢebilmesi için çocuğun kendini tanıması Ģarttır (Sternberg, 2003). Bu bağlamda çocuk kendi yaptığı çalıĢmalar ve davranıĢlarla ilgili kendini değerlendirerek kendini tanıma becerilerini geliĢtirir. Çocuk anlamlandırma, akıl yürütme, yansıtma ve zihinsellik yani derin düĢünme yoluyla biliĢ üstü süreçlerini geliĢtirmektedir. Çocuklarda derin düĢünme, yaptıkları iĢleri analiz ederek hatırlamaya yönlendirilmeleri olarak tanımlanabilir (Dickinson ve Smith, 1994).

Çocuklar derin düĢünmeye yöneltildiklerinde süreçte neler öğrendikleri, kendileri için nelerin çekici olduğu, neler hissettikleri ve deneyim edinmeleri, deneyimlerini ilerletebilmeleri için yapmaları gerekenlerin farkına varırlar. Derin düĢünme kavramı problem çözme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Ortaya çıkan problemlerin çözümü için varolan alternatifler arasındaki iliĢkisizliğin giderilmesi konusunda etkin stratejiler kullanılması, çocukların duygularını dıĢa vurmaya, farklı çözümler üretmeye, sonuçları tahmin etmelerine ve fikirlerini desteklemeye yöneltir (Evans, 2002). Çocukların düĢünme yetilerinin etkili bir Ģekilde geliĢtirilmesi, ilgi duydukları alanlarda bu yetenekleri kullanarak alanla ilgili bilgi toplama ve derinlemesine öğrenmeyi sağlamaktadır (Dağlıoğlu ve Çakır, 2007).

28

DüĢünme bir problemi çözmeye yarayan, bir yöndeki isteği gideren, cevapları arayan ve bir anlama ulaĢmayı sağlayan her türlü zihinsel etkinliktir. Dikkatli bir gözlem, merak etme, hatırlama, hayal kurma, sorgulama, yorumlama, yargılama ve değerlendirme bu etkinliklerden en önemlileridir. Çoğu zaman problem çözerken ve karar verirken bu etkinliklerden bir kaçı aynı anda kullanılmaktadır. Ġyi bir problem çözme ve karar verme becerisine sahip olmak içinde iyi bir düĢünme yetisine sahip olunmalıdır (Ruggiero, 2004). Ġyi bir düĢünme yetisine sahip olmak okulda, evde yaĢamın her alanında karar verme zorunluluğunu da beraberinde getirir (Baron, 1994). Bireyin karar verebilmesi için öncelikle bir problemle yüz yüze gelmesi gerekmektedir. DüĢünme ise birey problemle karĢılaĢtığı zaman kendiliğinden geliĢen bir yapıdır (Thomson, 1959). 3-6 yaĢ arasında olan çocuklar ise kendi davranıĢları hakkında düĢünerek karar vermede çok yeteneklidirler ve yaĢantılarında meydana gelen olayları gözlemlemeye çok isteklidirler. Çocuklar kendi istekleri doğrultusunda kavrama, geçmiĢ ve gelecekteki zihinsel imgelerini geliĢtirme, bilgi ve deneyimlerini kullanarak kendi ve diğerlerinin davranıĢlarını açıklama yeteneğine sahiptirler. DüĢünme becerilerinin geliĢmesi çocukların, sorumluluk alma becerilerinin temel yapısını oluĢturan karar vermeyi öğrenmelerini, kendi davranıĢlarını düzenlemelerini ve karmaĢık durumlarla baĢedebilmelerini sağlamaktadır (Epstein, 2003).

Bu bağlamda gerek yetiĢkinler gerekse çocuklar karĢılaĢtıkları problemlere farklı tepkiler vermektedirler. Bu tepkilerin farklı olması, insanların farklı ideallerinin ve olaylara çözüm üretmede farklı stillere sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Kalıtımsal özellikler ve yaĢantılar sonucu bireyler dünyayı algılama, hedeflediği amaçlara ulaĢma ve problem çözmede çeĢitli yaklaĢımlar geliĢtirirler. Bu farklılıklardan dolayı düĢünme süreçleri ortaya çıkmıĢtır. Çocuklar bu süreçte var olan gerçek durumun değiĢik yönlerine odaklanır, çeĢitli veriler elde eder, verileri düzenler ve bunlardan farklı sonuçlar çıkarır, farklı kararlara ulaĢır ve ulaĢtığı bu kararları farklı biçimde uygular (Parlette ve Rae, 1993).

DüĢünme sürecini organize etmek ve süreci iĢletmek için bazı iĢlemlere ihtiyaç vardır. Bunlar planlama, izleme ve değerlendirme iĢlemleridir (Halpern, 1997). Özellikle çocuklar için planlama iĢleminin geliĢtirilmesi, çocukta derin düĢünme sisteminin dolayısıyla düĢünme sürecinin organizasyonunu da geliĢtirecektir. Amerika Ulusal Küçük Çocuklar Eğitim Komitesi (NAEYC, 1998) ve Head Start Performans Standartları (U.S. Department of Health and Human Service, 2002) tarafından çocuklara planlama ve seçim yapma fırsatlarının verilmesinin önemli olduğu, dahası çocukluğun erken yıllarına iliĢkin hazırlanan eğitimsel programlarda planlama ve seçim yapma becerilerinin birbirinden ayrı

29

olarak ele alınmasının geliĢimsel açıdan önemli olduğu belirtilmiĢtir. Plan yapma, seçim yapmadan daha da ötedir (Dağlıoğlu ve Çakır, 2007).

Çocuklar için plan yapma ve derin düĢünme, düĢünme süreçlerinin önemli aĢamalarındandır. High/scope eğitim araĢtırmaları kurumu ve diğer araĢtırma kurumları plan yapma ve derin düĢünmenin önemini yaptıkları araĢtırmalarla ortaya koymuĢlardır. Amerika'da deneyimli gözlemciler sosyoekonomik, etnik, dilsel ve farklı yaĢamsal alanlarda çocuklara hizmet veren erken çocukluk eğitim programları hakkında araĢtırmalar yapmıĢlardır. AraĢtırmaların sonucunda plan yapma ve derin düĢünme becerilerine yönelik fazla yaĢantı geçiren çocukların dil ve okuryazarlık düzeyi, sosyal beceriler ve genel geliĢim bakımından daha iyi düzeyde oldukları saptanmıĢtır (Epstein, 2007).

Çocuklarda planlama ve derin düĢünme geliĢiminin önemi yapılan araĢtırmalarla ortaya koyulmuĢtur. Planlama davranıĢı istendik olarak toplanan malzemelerden seçim yapmaktır. Derin düĢünme ise, kiĢinin sahip olduğu bilgiyi temellendirir ve bilginin değerlendirmesini sağlar. Bu nedenle planlama ve derin düĢünme, karar vermeyi ve problem çözmeyi içerir. Bu beceriler çocukları ilgi alanlarına doğru yönelmeleri ve çevrelerinde olanları kontrol etmeleri için güdüler. Çocuklar plan yaptıkça ve tecrübelerini yineledikçe, tahmin ve analitik yeteneklerini, çalıĢma sistemlerini geliĢtirirler ve ayrıca kendileri için yaptıkları seçimlerin sorumluluğunu hissetmeye baĢlarlar (Dağlıoğlu ve Çakır, 2007).

Günümüzde okul öncesi öğretmenleri çocuklara akademik becerileri, okuma-yazmaya hazır bulunuĢlukları ve matematiksel kavramları öğretmeye yönelik eğitimler vermektedirler. YetiĢkinler ve eğitimcilere çocukların düĢünme becerilerini geliĢtirme konusunda bir çok sorumluluk düĢmektedir. DüĢünme becerilerinin geliĢimi çocuklara sorumluluk becerilerinin temelini oluĢturan karar verme becerilerini öğrenmelerini, kendi davranıĢlarını düzenlemelerini ve karmaĢık olaylarla baĢa çıkmayı öğretecektir (Epsteın, 1993). Çünkü çocuklar, eğitimi baĢkalarından hazır bir Ģekilde alacaklarını farkettikleri zaman baĢkalarının yardımı olmadan karar verme yeteneklerini ve dolayısıyla sorumluluk duygularını kaybederler(Kıtson ve Merry, 1997). Eğitimcilerin çocuklara düĢünme becerilerini içeren programlar hazırlamaları ve uygulama sonucunda çocukların olaylar karĢısında ne yaptıkları ve ne düĢündüklerini düĢünmeleri açısından önemli beceriler kazanmalarını sağlayacaktır. Bu beceriler aynı zamanda çocukların akademik, sosyal ve sanatsal becerilerini de geliĢtirmektedir (Epstein, 1993).

30 Çocuklarda Problem Çözme Becerileri

Erken çocukluk döneminde çocuğun kazanmıĢ olduğu deneyimler, öğrenme sürecine aktif katılımını, araĢtırma yapmasını, var olan problemlere çözüm yolları bulmasını, bu çözüm yollarını tartıĢmasını, planlamalar yapmasını, yaptığı planları uygulamasını ve çevresiyle iĢbirliği yapmasına olanak sağlar. Bu deneyimler çocuğun yeni bilgi ve beceriler kazanmasının yanı sıra çocukta iliĢki kurma, akranlarıyla iĢbirliği yapma ve problem çözme becerilerini de geliĢtirmektedir (Klahr, 1990).

Çocuklarda problem çözme davranıĢı çok küçük yaĢlarda baĢlamaktadır. Ġki yaĢındaki çocuğun iki küpü üst üste koymaya çalıĢması, üç yaĢındaki bir çocuğun ayakkabısını giymeye çalıĢması, altı yaĢındaki bir çocuk için ise oyuncağın tekerinin nasıl döndüğünü anlamak istemesi çözülmesi gereken bir problemdir. Örneklerden de görüldüğü gibi problem çözme davranıĢı çocuğun günlük yaĢamı içerisinde yer almakta ve çocuk gün içerisinde pek çok probleme çözüm bulmaya çalıĢmaktadır. Çocuk yeni bir durumla karĢılaĢır ve önceden edindiği yaĢantıları ile probleme çözüm yolu bulamaz ise problemle karĢı karĢıya kalmıĢtır (Kotovosky ve Simon'dan aktaran Aydoğan, 2012).

Problem çözme kavramıyla ilgili birçok tanım bulunmaktadır. Bingham (1958) problem çözmeyi, belirlenmiĢ bir hedefe eriĢmek için karĢılaĢılan güçlükleri aĢmaya yönelik birçok çaba gerektiren bir süreç olarak tanımlamıĢtır. D’Zurilla ve Goldfried (1971) tarafından, problem içeren durumla baĢa çıkabilmek için etkili olacak seçenekleri oluĢturmayı ve buseçenekler içerisinden en etkili olanı seçmeyi içeren zihinsel ve eylemsel bir süreç olarak tanımlanmıĢtır.

Problem çözme, önceki yaĢantılardan elde edilen bilgilerden yararlanılarak bir problem durumunun öğelerinin bulunması eylemi olarak nitelendirilmektedir. Kısacası problem çözme, özgün bir probleme yönelik çözüm alternatiflerini bulup en uygun olanı biçimlendiren bir düĢünce olarak kabul edilmektedir (Çelen, 1999). Problem çözme aĢamaları incelendiğinde;

 Probleme odaklanma,

 Problemi tanımlama ve formüle etme,  Alternatifler üretme,

 Karar verme,

 Çözümün uygulanması ve doğruluğunu kanıtlamaaĢamalarından oluĢmaktadır. (Batıgün, 2000).

31

Problem çözme kavramı genellikle karar verme kavramıyla birlikte kullanılmaktadır. Karar verme aĢamaları incelendiğinde (Byrnes, 2002);

 Amaçları belirleme,  Seçenekler oluĢturma,  Seçenekleri değerlendirme,

 Uygun seçeneklerin seçimi ve karar verme ,  Kararı uygulama aĢamalarından oluĢmaktadır.

Bir çok araĢtırmacı karar verme kavramının problem çözmenin ilk aĢaması olduğunu belirtmektedir. Bir problem çözme sürecinde aĢağıdaki karar verme durumları yaĢanmaktadır;

 Problem çözme giriĢiminde bulunup bulunmamaya karar vermek,  Problemin çözümü için araĢtırma yapmaya karar vermek,

 Seçilen çözüm yöntemi için uygulama yapmaya karar vermek,

 Sonucu değerlendirerek yöntemi sonlandırma, aynı çabayla devam etme veya problem çözümü için alternatifler aramaya karar vermek (Tallman ve Gray' dan aktaran Aydoğan, 2012).

Problem çözme aĢamaları incelendiğinde, bütün problemleri etkili bir biçimde çözmeye yarayacak ve problem çözen kimselere tavsiye edilecek tek bir yöntemin olmadığı görülmektedir. Genel olarak incelendiğinde problem çözmede temel olan basamaklar, problemin tanımı ve problemin analiz edilmesi, seçeneklerin üretilmesi, karar vermeyi değerlendirme basamaklarından oluĢmaktadır (Heppner, 1988). Buna göre, problem çözme ve karar vermenin birçok durumda iç içe olduğu görülmektedir. Problem çözme ve karar verme kavramları zaman zaman birbirinin yerine kullanılabilen, birbirine benzeyen ve bazıdurumlarda da birbirlerine bağlı olmalarına rağmen, ikisi aynı anlama gelmeyen kavramlardır. Ġki kavram arasındaki temel fark, problem çözme süreci bir problemi tanılamayı ve çözmeyi içerir ki, bu doğru bir çözüm yoluna karar vermeyi içerebilir ya da içermeyebilir. Karar verme, genellikle problem çözme sürecinin bir alt basamağı olsa da her karar durumubazen bir problemi içermeyebilir (Finkelman, 2001). Karar verme durumunda çocuk bilgi toplamakta, çevresinden geri bildirim almakta, bilgileri ayrıntılı olarak incelemekte ve geleceğe yönelik tahminlerde bulunmaktadır. Karar verme becerilerinin geliĢtirilmesi, problem çözme becerilerini de geliĢtirmektedir (Tan ve Temiz, 2003).

32

Karar verme becerileriyle problem çözme becerileri arasındaki iliĢkiyi inceleyen Mann, Harmoni ve Power (1989), bazı sonuçlara ulaĢmıĢlardır;

 Problem çözümüne iliĢkin olumlu görüĢleri olan kiĢiler, dikkatli ve etkili karar verirler.

 Problemleri çözemeyen kiĢiler, olaylara kötümser yaklaĢır, dolayısıyla etkin kararlar alamaz ve savunma mekanizmalarını çok fazla kullanamazlar.

 Hızlı ve aceleci problem çözme yaklaĢımını kullanan kiĢiler, panik ve yoğun stres altındadırlar.

 Problemlerini önemsemeyen kiĢiler ise bir karar kaygısı taĢımayan kiĢilerdir (Mann vd., 1989).

Karar verme; bilgiyi araĢtırma ve toplama (seçeneklerin detayları ile ilgili var olan bilgileri edinme), problem çözme (kararla ilgili yaratıcı bir çözüm bulma), yargılama (bilgi kaynağını değerlendirme), öğrenme ve hafıza (benzer karar problemleri ile baĢa çıkabilmek için bilgiyi akla getirme) gibi birçok biliĢsel süreç içerir (Mann, Harmoni ve Power'den aktaran Diniz, 2005).

Çocuklarda Karar Verme Becerileri

Çocuk ve yetiĢkin davranıĢlarının, insan davranıĢı gözlemcilerinin merakını uyandırması geliĢim kuramlarının oluĢturulmasına neden olmuĢtur. Çocuk nasıl düĢünür? Çocuk nasıl konuĢur? Çocukların karar verme ve akıl yürütme özellikleri nelerdir? (Piaget'den aktaran SiyavuĢgil, 2011). Piaget bu sorulardan yola çıkarak çocukları gözlemlemiĢ ve bu gözlemlerden anlam çıkamaya çalıĢmıĢtır.

Piaget'in biliĢsel geliĢim kuramı çocukların dünya hakkında nasıl bilgi edindiklerine iliĢkin değiĢmez evreler olduğunu öne sürer. ĠĢlem öncesi dönemde (2-7 yaĢ) çocuklar yeni kazandıkları sembolik becerilerini kullanırlar. 2-7 yaĢ arasında çocuk yavaĢ yavaĢ keĢfettiği ve oluĢturduğu yeni gerçeklere hemen uymak yerine, kendi kiĢiliğini ve yaĢadıklarını özümsemektedir (Zembat ve Unutkan, 2005).

Piaget, çocuk mantığının tamamen karmaĢık bir alan olduğunu belirtmiĢtir. Çocuklar tam bir özgürlük içerisinde istedikleri gibi resim yapar, yapı kurar, aritmetik veya okuma oyunları oynarlar. Çocuklar kendi istekleri doğrultusunda tek yada grup olarak çalıĢırlar. Kendilerinde süreklilik arzusu doğmadıkça hiç bir zaman devamlı bir çalıĢmaya, düĢünce ve davranıĢa bağlanmaları beklenilmez. Çocuklar bu eylemleri gerçekleĢtirirken düĢünce

33

süreçlerini kullanırlar. Çocuk düĢüncesi yetiĢkin düĢüncesinden daha az bilinçlidir. DüĢünce benmerkezciliği zorunlu olarak bilinçsizliği gerektirir. Çocuklar akıl yürütüp karar verirken öncelikli olarak kendi düĢüncelerinin bilincine varma güçlüğünü gösterirler, daha sonra tanımlamalar oluĢturur, mantık yürütür ve bir olguya ulaĢmak için zorluklar yaĢarlar. Son olarak da bu iki aĢamanın bileĢiminden önemli sonuçlar çıkarırlar. Dil ve düĢünce süreçlerini kullanır ve olgular hakkında karar verirler (Piaget, 1934; Wood, 2003). Çocuklar karar verirken çeliĢkiye düĢmek istemezler. Karar verilmesi gereken bir durumda çocuk için cevabın doğru veya yanlıĢ olmasının iç gözlem bakımından önemi yoktur. Önemli olan "Bunu nasıl buldun?"veya"Bunu bulmak için kendine ne dedin?" sorusunu sormak yeterlidir. Çünkü yetiĢkin çocuğun verdiği cevaba bakarak onun akıl yürütme ve karar verme sırasında izlediği yolu görme olanaklarına sahiptir (Piaget'den aktaran SiyavuĢgil, 2011).

Çocuklar karar verme becerilerini kullanırken, yetiĢkinler gibi sonuca ulaĢma bilincine sahiptir (baĢarı veya baĢarısızlık). Çocuklar bu süreç içerisinde derin araĢtırma yapmaktadırlar. Ġlk aĢamada, bir sorun karĢısında kalan çocuk yarı otomatik bir biçimde hemen gereken cevabı bulur. Fakat bu cevabı bulmak için ne yaptığını söylemez. Ġkinci aĢama anında çocuk çözüm yolunu bulmak için araĢtırma yapmaya ihtiyaç duyar. Üçüncü aĢamada ise derin bir araĢtırma sürecine girer ve sonuca ulaĢır (Byrnes, 2002).

Case (1985), Piaget gibi çocuklarda biliĢsel değiĢim alanıyla ilgilenmiĢtir. Çocukta biliĢsel değiĢimlerin, çocuğun etkileĢebildiği fazla sayıdaki bağımsız Ģemaların iĢleyen belleğe aktarmasıyla oluĢtuğunu belirtmiĢtir. Çocuklarda biliĢsel kapasite iki yolla artmaktadır. Birincisi çocuk nesneleri ne kadar hızlı sayarsa, sayma süresi testinde nesnelerin sayısını o kadar iyi hatırlar. Ġkincisi ise beyinin olgunlaĢması çocuğun bir çok farklı problemle baĢaçıkabileceği bilgi miktarını artırmaktadır. Çünkü beyin olgunlaĢtıkça nöronlar beyinin ön ve arka lobları arasındaki fiziksel bağlantıları artırmakta, böylece biliĢsel iĢlevlerin etkililiği ve bütünlüğü artmaktadır. Bu biliĢsel etkililik çocukların problem çözme ve karar verme becerilerini etkilemektedir. Çocuklar problem çözerken nesneleri keĢfederler, diğer insanları gözlemlerler, taklit ederler ve çözüm sırasında diğer insanlarla etkileĢime girerler.