• Sonuç bulunamadı

Giddens’ın sosyolojik yaklaşımı; kültürün, toplumsal yapı ve eylemde bulunan benlik arasında bir köprü olarak işlediği yönündedir. Özellikle yapısalcılıktaki sosyal aktörlerin denetlenmesinde anlam sistemlerinin önemi üzerinde durur. Anthony Giddens önemli kültürel kuramcılardandır. Giddens sosyolojinin temel sorunlarının eylem ve yapı arasında kurulmuş bulunan bir karşıtlıktan türediğini savunmuş ve buna yapılaşma kuramıyla çözüm önermiştir.(Smith, 2005:197) Giddens’ın bedene ilişkin de önemli görüşleri bulunmaktadır.

Giddens’a göre beden sosyolojisi, bedenin toplumsal etmenler tarafından nasıl etkilendiğini ortaya koymaktadır. Toplumsal değişmenin beden üzerindeki etkileri dışında bedenin giderek doğadan ayrılması ve teknoloji ile bedenin işleyişine müdahale edilmesi, bedeni bir inceleme alanı olarak önemli kılmıştır.

Bedenin sosyolojideki değişimi onun “geç” ya da “yüksek” modernite diye tanımladığı süreçte gerçekleşmiştir. Yüksek modernite kavramı, 20. yüzyılın

sonlarında radikalleşen trendleri ifade etmek için kullanılmıştır. Bu dönemdeki bedene ilişkin giderek yükselen ve merkezileşen temel eğilim, öz kimlik duygusudur. Pek çok modern insan için bedenin bir projeye dönüşmesi, görünümüne ait bazı kabullenilmiş değişimleri (beden ölçüsü, şekli ve içeriği vb) gerektirmektedir. Bu çağda bedeni tanınabilir kılan önemli özellikler, kişisel kaynaklar ve sosyal sembollerdir. Plastik cerrahinin gelişmesi ve bedenin ne olduğunun sorgulanması kişilerin bedenlerinde et, kemik vb. eklenebilmesi ya da çıkarılmasıyla etkin bir hale gelmiştir. Gazete ve dergilerin yayınladıkları birçok yazıda ve haberde sayısız ameliyat için bıçak altına yatma, özün ideal versiyonuna ulaşmak için bedenin sınırlarını kaldırma ve bedenin görünüşünü değiştirme eylemlerinin saplantı haline geldiği görülür. Bu döneme bedene karşı olan ilgi artmış, kitle iletişim araçları bedenin nasıl daha genç, güzel görüneceği, nasıl kilo verileceği gibi iletilerle dolmuştur. Modernleşme “sanayileşmiş dünya” olarak da algılanabilir. Modernleşmenin önemli etkilerinden biri de ulusları kontrol etmeyi kolaylaştırmasıdır. Kontrol, ulusların kendi vatandaşları üzerine uyguladıkları tıbbi uğraşılarla mümkün olmuş ve kolaylaşmıştır. (Shiling, 2005a:1-4)

Giddens’a göre beden, hem sosyal yapı tarafından biçimlendirilmiştir hem de sosyal yapıyı yeniden yapılandıran aktif bir üreticidir. (Shiling,2005b:64) Giddens’ın

geç modernite olarak ifade ettiği bu süreçte beden, toplumsal yaşamın merkezindedir ve bedene ilişkin düşüncelerini ve modernite sonrası ortaya çıkan yapıyı “beden

projesi” olarak ifade eder. Beden projesi, bedenin bireyin öz kimliğini temsil eden sosyal sembollerle tasarlanmasıdır. Ona göre bedene uygulanan modern teknikler, bireyin kendini yaşadığı yer (bedeni) ile ilişkilendirerek, bir bütün olarak algılamasının yoludur. İkonik beden projesi özellikle diyet ve egzersiz yoluyla sağlıklı organların inşası, plastik cerrahi ve vücut geliştirmeyi de içerir. Beden projesi Schairer’e göre dört niteliğe sahiptir.

-Birincisi beden projesinin mantığı beden hakkındaki normatif ideallere dayanır. Kurallar ya da standartlarla belirlenir. Normatif idealler de daha çok kitle iletişim araçlarıyla yayılır. Kitle iletiştim araçları bedenin nasıl olması gerektiğini buyurur.

-Normatif bir role sahip olduğu için bireyin tamamen gönüllü olduğu söylenemez. Birey kendini bu standartlar ve kurallara uymak zorunda hisseder.

-Beden projesin tıp bilimi ve teknolojisiyle yakın ilişkide olduğu görülmektedir.

-Beden projesi bugünün amblemlerini sunar. Beden toplumsal yapının, kültürün göstergesi konumundadır.

Beden projesine ilişkin açıklamalarında Giddens ve Shilling, beden projesi kavramını kendini ifade eylemi olarak tanımlamaktadır. Beden projesi, bireyin sosyal ortamda kendini ifade edebilmesi için yaratıcı fırsat olarak kabul edilir. Diyet, vücut geliştirme ve estetik cerrahi uygulamaları; uygunluk, güzellik, güç gibi sosyal ideallerden ayrılırlar. Örneğin diyet bedeni ahlaki sorumluluk olarak dizginlemek gibi bir sosyal işleve sahiptir.(Schairer, 2012:5-8) Diyet, modern toplumda ortaya çıkmış bedene ilişkin bir uygulamadır ve modern toplumda bedeni koruyabilmek, genç, sağlıklı ve diri tutabilmek için uygulanmaktadır.

Toplumsal etmenlerin beden üzerindeki en önemli etkisi Giddens’a göre yeme bozukluklarıdır. Yeme bozuklukları, yiyecek tüketim kalıpları ve kadınların toplumdaki rolleriyle yakın ilişki içerisindedir. Küreselleşmeyle birlikte yiyecek üretimi, dağıtımı ve pazarlaması farklılaşmış, artık her mevsimde istenilen meyve sebzeye ulaşılabilir hale gelmiştir, tüketici çok seçenek arasında neyi tüketeceğine karar veremez durumdadır. Karar aşamasında bilimin yaşamlarımıza soktuğu yeni tıbbi bilgiler (kolesterol, insülin düzeyleri gibi) de göz önüne alınmakta ve bu yiyecek bolluğu karşısında birey bir diyet oluşturmak zorunda kalmaktadır. (Giddens, 2000:126-127) Kadınların toplumsal yaşamda varolmak için bedenlerini bir araç olarak kullanmaları, bedenlerini erkek cinsine göre daha fazla önemsemelerindendir. Bu nedenle de kadın, yiyecek tüketimi alışkanlıklarını ve yeme biçimlerini daha güzel, daha ince görünecek şekilde belirler. Yiyecek açısından çok fazla seçeneğe sahip olan kadın, sürekli diyet yapmak durumunda kalmakta ve bir süre sonra yeme bozukluğuna ilişkin sorunlar yaşamaktadır.

Diyet dışında beden üzerinde modern dönemde sık görülen uygulamalardan biri de estetik cerrahi uygulamalarıdır. Bu uygulamalar bilim ve teknolojideki

gelişmişliğe bağlıdır ve bireyin gönüllü katılımını gerektirir. Estetik cerrahi uygulamaları yeni idealleri olanaklı hale getirir, fakat yine de bu uygulamalar bir sosyal gereklilik olarak kabul edilmez. Mevcut bir ideal olarak güzellik ve gençlik, sadece estetik cerrahi ile gerçekleşmez. Beden projesi bireysel seçenekler sunar. Beden projesi olarak ifade edilen birçok uygulama normatiftir ve diyet, vücut geliştirme ve estetik cerrahi uygulamaları tamamen gönüllü katılım gerektirir. Bireyler bir şekilde beden projesine katılmak durumunda kalır. Beden projesi bilim ve teknolojideki gelişmelere dayanır ve birçok uygulamayı ulaşılabilir ve uygulanabilir kılar. (Schairer, 2012:6-7)

Benzer Belgeler