• Sonuç bulunamadı

Bedelsiz Senedi Kullanma ve Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçları

BENZER SUÇLARLA İLİŞKİSİ

A. Bedelsiz Senedi Kullanma ve Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçları

Bedelsiz senedi kullanma suçu, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ilk hâlinde bulunmamaktaydı. Hüküm, 1936 yılında Kanun’un 509. maddesine328 3038 sayılı Kanun ile eklenmişti. Mülga Türk Ceza Kanunu, bu madde ile senede ilişkin birçok fiili suç olarak öngörmekteydi. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ise 156.

maddesindeki bedelsiz senedi kullanma düzenlemesi altında bunlardan yalnızca

“bedelsiz kalmış bir senedi kullanma” şeklindeki davranışı cezalandırmaktadır.329 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler Kitabı’nın, Topluma Karşı Suçlar başlıklı üçüncü kısmının Kamu Güvenine Karşı Suçlar başlıklı dördüncü bölümünün 209.

maddesinde düzenlenmekte olan açığa imzanın kötüye kullanılması suçu ile ise “belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde doldurma” şeklindeki davranış cezalandırılmaktadır.

328 Madde 509 – “Bir kimse iade veya muayyen bir suretle istimal etmek üzere kendisine tevdi olunan imzalı ve yazısız bir kağıda sahibinin zararına olarak hukukça hükmü haiz bir muamele yazar veya yazdırır yahut elinde bedelsiz olarak kalmış olan bir senedi istimal ederse mutazarrır olan kimsenin şikayeti üzerine üç aydan üç seneye kadar hapis ve yüz elli liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasına mahküm olur.

Bu imzalı ve yazısız kağıd esasen kendisine tevdi ve teslim olunmayıp da bertakrib ele geçirerek birinci fıkradaki cürmü işlemiş ise altıncı babın üçuncü ve dördüncü fasıllarında beyan olunan ahkama göre ceza verilir.”

329 Hafızoğulları, s. 2771.

Bu suçun ön şartları, açığa atılmış bir imzanın var olması ile bu imzayı taşıyan yazısız kâğıdın iade veya belirli bir suretle kullanılmak üzere faile teslim edilmiş olmasıdır.330 Görüldüğü üzere, güveni kötüye kullanma suçunda davranışın ön şartı niteliğindeki suça konu eşyanın zilyetliğinin devri gibi, açığa imzanın kötüye kullanılması suçu için de imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kâğıdın suçun işlenmesinden önce faile teslimi gerekmektedir.

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun, Kanun’da önceden emniyeti suiistimal faslında yer alan diğer iki suç olan bedelsiz senedi kötüye kullanma ve kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçlarından farklı olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Malvarlığına Karşı Suçlar Bölümü’nde değil de, Kamu Güvenine Karşı Suçlar Bölümü’nde düzenlenmiş olması yerinde olmuştur. Zira önceki Kanun döneminde de öğretide, açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun düzenlenme yerinin yanlış olduğuna dair haklı eleştiriler getirilmekteydi.331

Yürürlükteki Kanun, imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kâğıdın faile, mağdur tarafından teslim edilmesi ile failin bu kâğıdı hukuka aykırı olarak ele geçirmesi arasında cezalandırılma yönünden bir farklılığa giderek, ikinci hâl için failin, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılmasını öngörmüştür.

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun güveni kötüye kullanma suçu ile birçok benzer yönü bulunmaktadır. Nitekim imza sahibi, imza attığı boş kâğıdı, hukuki

330 Dönmezer, s. 421.

331 İmzalı kâğıt ister imza sahibi ile fail arasında yapılan anlaşma gereği ve bu anlaşma kapsamında doldurulmak için güvene dayalı olarak verilsin ister bu imzalı kâğıt failin elinde bulunsun ve fakat böyle bir güvene dayalı olarak verilmemiş olsun veya herhangi bir yolla elde edilmiş olmasından yararlanılarak imza sahibinin iradesi dışında doldurulup bir senet hâline getirilsin, bu belge artık bir ispat aracı niteliğini haizdir ve bütün bu davranışlar da kamu güvenine karşı işlenmektedirler. Ayrıntılı bilgi için bkz. Önder, s. 426, 427.

ilişki içinde bulunduğu kişiye, ona duyduğu güven sebebiyle vermektedir. Kâğıdın boş kısmının, fail tarafından konuşma ve anlaşma sınırları içerisinde doldurulmasını istemekte ve bunun gerçekleşeceği yönünde bir inanç duymaktadır. Bu güven ise fail tarafından ihlal edilmektedir.332

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu, imzalı ve kısmen veya tamamen boş kâğıdın hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurulması ile tamamlanacaktır. Kâğıdın ayrıca kullanılmış olması gibi bir koşul aranmamaktadır. Örneğin, imzalı ve kısmen veya tamamen boş kâğıdın hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurulmasının ardından imza sahibine iade edilmesi hâlinde de suç tamamlanmış sayılmalıdır. Suça konu kâğıdın kullanılması ise ayrıca bir suça vücut vermeyecektir.333 Nitekim güveni kötüye kullanma suçu da aynı şekilde devir olgusunun inkâr edildiği an veya zilyetliğin devri amacına aykırı hareket edildiği an, başkaca bir davranışa gerek kalmaksızın tamamlanmaktadır. Bedelsiz senedi kullanma suçu ise niteliği gereği ancak senedin kullanılması ile tamamlanmaktadır.

Güveni kötüye kullanma suçu ile açığa imzanın kötüye kullanılması suçu ve bedelsiz senedi kullanma suçları arasındaki bir başka benzerlik ise, her üç suçun da basit hâllerinin şikâyete tabi olmasıdır. Açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun nitelikli hâli de belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılacağından, güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hâli gibi şikâyete tabi değildir.

Diğer taraftan, bedelsiz senedi kullanma suçunun gerekliliği bakımından öğretide çeşitli görüşler mevcuttur. Erman’a göre bu fiilin 1936 yılında yapılan

332 Önder, s. 427.

333 Faruk Erem, “Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması”, AÜHFD., C. 13, S. 1, 1956, s.

27.

değişiklikle, emniyeti suiistimal faslındaki açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu düzenleyen 509. maddeye eklenmesi yerinde olmamıştır. Zira bu fiilin, açığa imzanın kötüye kullanılması filli ile bir alakası yoktur. Failin elindeki senet, tamamlanmış bir belgedir ve fail, senette herhangi bir tahrifat yapmadan yalnızca kullandığı için belgede sahtecilik de söz konusu değildir. Bedelsiz senet, resmî bir mercie ibraz edilmek dışında yalnız bizzat senet sahibine veya üçüncü bir kişiye başvurularak kullanılabilecektir. Bu iki durumda da, failin senedi ibraz ettiği kişileri aldatarak bir yarar sağlaması durumunda dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır. Dolayısıyla fiilin ayrı bir suç olarak düzenlenmesinin gerekli olmadığı hatta güveni kötüye kullanma suçuna yakınlığı itibarıyla bu suçun basit şekline dahil edilebileceği değerlendirilmiştir. Zira, esasen fail, mağdurun aralarındaki güven ilişkisi gereği geri almayı ihmal ettiği bir senedi kullanmakla suçu işlemektedir.334

Bedelsiz senedi kullanma suçu, fail bakımından kısmen veya tamamen bedelsiz kalmış olan bir senedi, bu özelliğini bilerek elinde tutan herkes tarafından işlenebilecektir. Bu kişi kimi zaman senedin alacaklısı olabilirken kimi zaman cirantalardan birisi veya alacağın temliki yoluyla senedi elinde bulunduran herhangi bir kişi olabilecektir.335 Güveni kötüye kullanma suçunda ise failin, yalnızca mağdurun suça konu eşyanın zilyetliğini devrettiği kişi olabileceği ve buradan hareketle suçun özgü suç niteliğinde olduğundan önceki bölümlerde bahsedilmişti.

334 Bulutoğlu, s. 179, 180.

335 Sarsıkoğlu, s. 165.

Son olarak güveni kötüye kullanma suçuna kıyasla bedelsiz senedi kullanma suçu maddi konu bakımından çok daha kısıtlıdır. Niteliği gereği suç yalnızca, bedelsiz kalmış bir senet üzerinde işlenebilecektir.336