• Sonuç bulunamadı

Beşinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar

“İlköğretim 7. sınıf Sosyal Bilgiler dersi “Ülkemizde Nüfus” ünitesinde Proje Tabanlı Öğretim yaklaşımı ile ders yapılan deney grubunun problem

çözme becerileri ile geleneksel yöntemle ders yapılan grubun problem çözme becerileri arasında anlamlı fark var mıdır?”

Bu alt problemi test etmek için deney ve kontrol grubunun ön test problem çözme puanları ile son test problem çözme puanları ortalama ve standart sapmaları hesaplanmış, farkın olup olmadığını bulmak için “t” testine gidilmiştir. İlköğretim 7. sınıflarında okutulan Sosyal Bilgiler dersinin “Ülkemizde Nüfus” ünitesinde proje tabanlı öğrenme yaklaşımı ve geleneksel öğretimle ders işlenen grubun ön test problem çözme ve son test problem çözme ile ilgili verileri ve “t” testi sonuçları

Tablo 30 .

Grupların Ön Problem Çözme, Son Problem Çözme Puanları ve t-Testi Sonuçları N ÖN PROBLEM ÇÖZME X Ss SON PROBLEM ÇÖZME X S s t DENEY 37 95.72 15.47 74.81 17.03 KONTROL 36 98.19 16.23 98.94 16.76 6.10 * (*) 71 serbestlik derecesine göre, 0.05 düzeyinde “t” değeri 2.00’ dir. ( t > 2.00)

Tablo 30’da görüldüğü gibi deney grubunun ön problem çözme ortalaması 95.72, son problem çözme ortalaması 74.81 olarak bulunmuştur. Kontrol grubuna ait ön problem çözme ortalaması ise 98.19, son problem çözme ortalaması 98.94 olarak bulunmuştur.

Envanterden alınabilecek puan ranjı 32-192’dir. Puanlamada düşük puanlar problemleri çözmede etkililiği, yüksek puanlar ise problemler karşısında etkili çözümler bulamamayı göstermektedir.

Deney grubunun son problem çözme puanları ortalamaları ile kontrol grubunun son problem çözme puanları ortalamaları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı “t” testiyle yoklanmış, gözlenen 6.10 “t” değeri 71 serbestlik ve.05 manidarlık düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Bu verilere dayanarak, proje tabanlı öğretimin öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirmede geleneksel öğretime göre daha etkili olduğu söylenebilir. Elde edilen bulgular şu şekilde yorumlanabilir:

Problem çözme, problemli bir durumla başa çıkabilmek için etkili seçenekleri oluşturma ve bu seçeneklerden en etkili olacağı düşünülen birini seçmeyi içeren bilişsel ve davranışsal bir süreçtir (D’Zurill ve Goldfried,1971: 407).

Heppner (1982) ise problem çözmeyi problemlerle başa çıkma kavramı ile eş anlamlı olarak kullanmaktadır. Gerçek yaşamda kişisel problem çözme, iç ya da dış istekler ya da çağrılara uyum sağlamak amacıyla davranışsal tepkilerde bulunma gibi bilişsel ve duyuşsal işlemleri sırasıyla bir hedefe yöneltmek olarak tanımlanmaktadır.

Problem çözme bilişsel duyuş ve psikomotor becerileri gerektiren karmaşık bir süreçtir. Problem çözme her şeyden önce bir amaca ulaşmak için karşılaşılan

güçlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir çaba içermektedir. Problem çözmenin kendisi, etkili bir öğrenme ve bireysel yetenekleri geliştirme yoludur. Problem çözme bireyin ihtiyaç, amaç, değer, inanç, beceri, alışkanlık ve tutumları ile ilgili olması aynı zamanda yaratıcı düşünce ile zeka, duygu, irade ve eylem gibi unsurları kendisinde birleştirmesinden dolayı da çok yönlüdür. Problemleri çözmeye yönelmek bir cesaret, istek ve kendine güven ile başlar (Korkmaz, 2002: 71).

Deney grubu öğrencilerine uygulama başlamadan önce problem çözme basamakları ve yapılması gerekenler hakkında genel bilgiler verilmiştir. Bir problemin çözümü sırasında izlenecek yollar ve yöntemler hakkında bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır. Öğrencilere problem çözme aşamalarına baktığımızda öğrenci önce problemi tanımlar. Deney grubu öğrencileri üniteyi inceledikten sonra konu ile ilgili gruplar kendileri problemi belirleyip, tanımlamışlardır. İkinci aşamada problemle ilgili denenceler oluşturulması gerekir. Deney grubu öğrencileri oluşturulan proje konusunu nasıl açıklayabilecekleri ve sunabilecekleri konusunda çeşitli denenceler oluşturmuştur. Üçüncü aşamada oluşturdukları denencelerin hangileri uygulanabilir diye grup içinde tartışıp, test etmişlerdir. Bu sırada öğrencilere ipucu, pekiştireç ve dönüt vererek rehberlik yapılmıştır. Dördüncü aşamada proje konusu ile ilgili neler yapabileceklerini planlayarak kaynak, veri toplayarak problemi çözmeye çalışmışlardır. Beşinci aşamada planladıkları sunumu gerçekleştirerek, proje konularını, çözüm önerileri sunarak sonuca ulaşılmıştır. Proje tabanlı öğrenme uygulamaları sırasında öğrencilerin bu aşamaları gerçekleştirmesine dikkat edilmiştir.

Problem çözme için gerekli olan yeterlikler; 1. ön bilgiler 2. beceriler 3. zihin yeterlikleridir. Proje tabanlı öğrenmede öğrencilere ön bilgiler verilmiştir. Bir problemin çözümü için gerekli olan ön bilgiler problem konusu öğrenilirken kazanılır. Genel beceriler ise uygulamalarla okul programındaki derslerde öğrenilir. Problem çözme becerileri problemi ayırt edip tanımlama, problemin belirgin niteliklerini görme, çözüm yolları üretme, çözümü sınama ve doğrulama ve sonuç çıkarmadır. Deney grubu öğrencilerinin proje tabanlı öğrenme uygulamaları sırasında bu işlem basamaklarına dikkat etmeleri sağlanarak, bilimsel süreci gerçekleştirmeleri

Proje tabanlı öğrenmenin uygulandığı deney grubunda öğrencilerin, bilgi ve kavramları kazanmalarında grup sürecinin önemli olması, grupla ve bireysel olarak sorumluluk almaları, kendi düşünce süreçlerine güvenmesi, grup yapısı, grup içi etkileşim, karşılaştığı problemle ilgili gerekli bilgi ve kavramları seçmesi, kullanması, olası çözüm yollarını tartışması, temel ve önemli olan bilgileri ayırt ederek diğerlerini elemesi, kritik bilgilere odaklanması, elde ettiği yeni bilgileri ön öğrenmeleriyle ilişkilendirmesi, benzerlik ve farklılıkları fark etmesi, problemlerle ilgili çözüm yollarını deneye doğru çözüme ulaşması, sürecin sonunda bir ürün ortaya koyarak problemi çözmesi problem çözme becerilerinin gelişmesinde etkili olabilir. İlgili araştırmalar bu görüşü destekler niteliktedir (Korkmaz,2002; Çoşkun, 2004;)

Geleneksel yöntemle ders işlenen kontrol grubunda ise problem çözme puanları arasında anlamlı farkın olmaması; öğrenenlerin bilgiyi pasif olarak aldıkları, problem çözme işlem basamakları hakkında bilgilerinin olmaması, bu yönde uygulamalara yer verilmemesi, öğrenenlerin konularda günlük yaşamla ilişki kurmamaları, konuyu derinlemesine irdeleyip sorgulama yapmak için gerekli olanakların sunulmaması, öğrencilerin herhangi bir konuda problemi çözmek için derslerde beyin fırtınası yapılma etkinliğine yer verilmemesi, derslerin öğretmen merkezli olması, eğitim materyali olarak genellikle ders kitaplarının kullanılmaması gibi nedenlerden kaynaklanabilir. İlgili araştırmalar bu görüşü destekler niteliktedir (Aksu, 1988; Turgut, 2001; Korkmaz, 2002; Çoşkun, 2004; Aksoy, 2004).