• Sonuç bulunamadı

2.6. DUVARA KONUŞMAK

2.6.1. Beğeni ve Yorum Beklemek

Facebook hesap sahiplerinin diğer kullanıcıların içeriklerine yaptıkları yorumlar ve beğeniler kadar, kendi paylaşımlarına bekledikleri yorum ve beğeniler de önem taşımaktadır.

Ayna benlik imgesinde Cooley (1983), bireyin kendine bir kimlik oluşturmak için başkalarına atıfta bulunduğunu söylemektedir (akt.Massimo vd. 2011) Massimo ve diğerleri de etkileşime katılan her bireyin başkalarının kendisi hakkındaki imgesinde kendini bulduğunu belirterek aynada gördüğümüzün kendi hakkımızda düşünülmüş basit bir imge değil, bu imgenin bir başkasının düşüncesinde yarattığını varsaydığımız etki olduğunun altı çizer (2011: 412).

Bu yorumlar dikkate alındığında, kullanıcının yaptığı benlik sunumunun başarıya ulaşıp ulaşmamasının en önemli kanıtının paylaşımlarına aldığı “beğeni”

olduğu iddia edilebilir. Araştırmanın önceki bölümlerinden hatırlanacağı üzere, beğen butonu, içeriğin görülmesi, beğenilmesi ve onaylanmasından öte içeriği paylaşan kullanıcıya karşı olan olumlu duyguların da bir ifadesidir. Bunun farkında olan kullanıcı paylaştığı içerikle bunu test eder.

Hayvan barınağında yavru köpekleri severken çektirdiği fotoğrafı Facebook sayfasına koyan kullanıcı, diğerlerine kanıtlarını sunduğu iyi kişilik özelliklerini, başkalarının nazarından geçirerek, kendisi hakkındaki olumlu düşüncelerini pekiştirecektir.

Çocuklarının fotoğraflarını koyan ebeveynlerde, dünyanın en güzel çocuğuna sahip oldukları mutlu evliliklerinden aldıkları doyumu, bunun doğruluğunu onaylayan her bir beğeni ile perçinleyeceklerdir.

Bireyin istenilen bir benlik sunumu yapabilmek için giyinme tarzından dil kullanım biçimlerine, boş zaman etkinliklerinden medya kullanma örüntülerine kadar farklı materyal ve kültürel öğeleri bir araya getirerek seçimlerde bulunduğunu vurgulayan Binark, bireyin sahip olduğu kültürel, simgesel ve ekonomik sermayesinden beslenen beğenilerinin aidiyet tasarımının kurulmasında rol oynadığı belirtir (2005: 118).

Paylaşılan içerik, kullanıcının yerine ikame ederek (Gearhart, 2009), beğenerek paylaştığı (ki tam da bu nedenle benlik sunumunun bir parçası olan) aidiyet tasarımının parçalarının sunumu olacaktır. Gelen beğeniler aynı zamanda bu aidiyetin onayıdır.

Kullanıcıların hangi motivasyonlarla paylaşım yaptıkları, paylaştıktan sonra ne bekledikleri veya beklemedikleri, yaptıkları paylaşıma atfettikleri değer kullanıcıların Facebook’u kullanma pratiklerinin değerlendirilmesinde önemlidir.

Fakat araştırmada cevabının alınmasında en çok zorluk çıkaran soru budur:

kullanıcının paylaştığı içeriklere beğeni ya da yorum bekleyip beklemediği.

Görüşmecilerin çok büyük bir kısmı, görüşmenin ilk dakikalarında reddettikleri bu isteği, konuşmanın ilerleyen aşamalarında kabul etmiştir. Önemli olabilecek bir nokta da, soru diğerlerinin bekleyip beklemediği olarak sorulduğunda, net bir cevapla diğerlerinin beğeni beklediğini ifade etmeleridir.

Yunus, profil sayfalarında paylaşılan içeriğe “arkadaş” çevresinden tepki gelmediğinde kendini duvara konuşmuş gibi hissetmektedir:

Duvara söylemiş gibi olmak istemezsin, sonuçta birileri bişey söylesin, bi tepki versin (Yunus, 29, psikolog).

Beğenilme beklentisinin yaş ilerledikçe azalmadığını ise Tekin şu sözlerle ifade etmektedir:

Beğenilmesi çok önemli, yorum alması çok önemli, özellikle belli yaşın üstündeki insanlar beğenilmeyi çok isterler, ergenler zaten kendini beğeniyor, belirli bir yaşın üzerine gelen insanlar artık birileri tarafından beğenilmeyi bekler (Tekin, 55, teknisyen).

Beğenilmesi için değil, ben de varım şeyi var, toplumda bende varım.

Hey millet ben de burdayım demenin şeyi. Bazı insanlar konuşarak kendilerini ifade edemezler, paylaştığınız şeyden sonra bulunduğunuz toplum size yardımcı oluyor kendinizi açma açısından, insanın ifade etme şeyine yardımcı oluyorlar. Geçen çok güzel bişey bulmuştum, o kadar çok beğenen olmuş ki insanın hoşuna gidiyor beğenilmek, herkes benim fikrimde yani (Gazi, 46, memur).

Beğenilmesi birinci sırada, sonra yaptıklarından millet haberdar olsun, ben tiyatroya gidiyorum ne bileyim Edirne’ye gidiyorum, hani bir bakıma hava atma diyebilirim. Çünkü bu şeydir, hani ben gezdim, gördüm, milletin haberi olsun, ya da ben böyle sosyal aktivitede bulunuyorum (Buket, 21, üniversite öğrencisi).

Belki de bir ileti yazdığımızda bir yandan da bizi ne kadar seven değer veren insan var onu kontrol ediyoruz, acaba kim bana cevap yazacak (Arda, 32, mühendis).

Onların beğendiklerini görünce bana bildirim geliyor ve ben kimlerin beğendiğini görüyorum, benim dikkatimi çekmeye çalışıyor aslında (Alp, 20, üniversite öğrencisi).

Diğerleri olarak sorulduğunda Pembe şu cevabı vermektedir:

Onun karakterini yaptığı şeyi onayladığım için onu onaylayan artı bir kişi var yani o artı bir demek onu birazcık daha üst konuma getiriyor onun gözünde ben onun karakterini, kişiliğini onaylamış oluyorum (Pembe, 26, araştırma görevlisi).

Fakat kendi paylaşımlarına beklediği beğeni ve yorumların tamamen kendi kontrolünde olduğunu, beğenileri umursamadığı gibi, içeriğe yorum yapılmasını istiyorsa kişilerini etiketlediğini belirtmiştir:

Eğer muhabbet açmak istiyorsam ileti yazdıktan sonra o kişileri etiketliyorum görsünler diye, birebir yazsınlar diye. Onlardan da tabi ki yorum geliyor (Pembe, 26, araştırma görevlisi)

Kullanıcıların, çok sık içerik paylaşan arkadaşlarının, paylaşımlarının değerini düşürdüğü, daha seyrek paylaşım yapanların, içeriği gerçekten paylaşmaya değer buldukları için paylaştıkları, bu nedenle benlik sunumunun da bir parçası olarak bir kez daha değerlendiği görüşüne birçok görüşmecide rastlanmıştır.

Zaten çok fazla paylaşımda bulunan adam değilim, dediğim gibi üç dört günde bir orijinal bir video vs geçmişten veya çok ince müthiş bir esprisi olan bir karikatür olur o tarz şeyleri paylaşıyorum, yorum olmasa da beğenilmesini bekliyorum en azından o farkındalığı yaratmış mıyım diye, çok nadir bişey paylaşıyorum, izlenilmeye değmeyecek bişey paylaşmıyorum çünkü. Çok şey paylaşanlar biraz basitleştiriyor bunu (Emre, 28, eczacı).

İnsanın ister istemez a bak kimse bakmamış, izlememiş beğenilmemiş, çok mu kötüydü, sıradandı gibisinden düşünceler aklına geliyor (Buket, 21, üniversite öğrencisi).

Ergenlerde beğeni beklentisi, mesajla arkadaşlarından paylaşımlarını beğenmelerini, altına yorum yazmalarını isteyecek kadar ileri gitmektedir. Yorum ve beğeni almak Facebook kullanım motivasyonlarında üst sıradadır. Romantik ilişki için de Facebook’u kullanan Zehra’nın araştırmacıya yönelttiği soru, bireyin Facebook hesabı olmamasının yarattığı şaşkınlığı anlatmaktadır:

Mesajı yazdığım kişi beğenirse hoşuma gidiyor, bazen anlayana falan diye yazıyorum. Sevdiğim kişinin baş harfini koyuyorum ya da yazdığım yazıda onun baş harflerini büyük yazıyorum. Sizin yok mu Facebook’unuz?:/ (Zehra, 16, lise).

Önemli çünkü doğum günümde en fazla 150 kişi kutlamıştı ve insanların duyarsız olmaları hoşuma gitmiyor (Merve, 17, lise).

Bir de benden küçükler var Facebook’ta, onlar yorum yapınca kendimi onların eline bırakmış gibi hissediyorum, benden büyükler yorum yapsın da küçükler yapmasın (Zehra, 16, lise).

Pembe’nin yine diğerleri için yaptığı, beğeni ve yorum bekleme pratiğine dair yorum da dikkate değer:

Bu İnternet olayı ister istemez kendini pazarlama durumudur. Benim gözümde bu reklamdır, reklamını yapıyorsun, hiç kimse ben çok kötüyüm pis tarafımı göstereyim diye uğraşmaz, çünkü arkadaş çekmek istiyor. Ne kadar çok bi fotoğraf beğeni ya da ileti alırsa adam kendini o kadar oranın kralı hissediyor. Normalde bu insanlar üzerinde beğenme butonu yok ki hani bilemiyor ne kadar beğenilip edildiğini ama İnternet âleminde ne kadar çok fotoğrafı beğenilirse ben bu kadar yakışıklıyım ben bu kadar çekiciyim diye bir kanı oluşuyor. İster istemez oda kendini sürekli poz verme gereği içerisinde buluyor (Pembe, 26, araştırma görevlisi).

Kullanıcıların paylaştıkları içeriklere yorum ve beğeni beklediklerini söylemekteki zorlanmaları dikkate değerdir. Bunun yanında beğenilmek, onaylanmak, kaile alınmak, fark edilmek, paylaştıklarının desteklendiğini görmek, aidiyet kurmak, ne kadar sevildiklerini, değer gördüklerini test etmek, diğerlerinin dikkatini çekmek ve daha birçok nedenle kullanıcılar paylaşımlarına beğeni ve yorum beklemektedir. Tobin ve diğerlerinin yaptığı araştırmayla konu tamamlanabilir. Tobin vd, iki farklı denek gurubu oluşturarak, bir gruptan 48 saat boyunca herhangi bir paylaşım ya da Facebook aktivitesi yapmadan beklemelerini istemiş, diğer gruptan ise 48 saat boyunca paylaşımlarına yapılacak geribeslemenin alımı engellemiştir. 48 saat sonunda paylaşım yapmaması istenen deneklerde, diğerleriyle iletişim kuramamanın ve kendini gerçekleştirememenin rahatsızlık yarattığı, varlıklarının anlamında azalma ve aidiyet kurgularında düşme saptanmıştır.

Diğerlerinden geribesleme alımı engellenen kullanıcılarda ise aidiyet ve özsaygı

eksikliği görülmüştür. Tobin vd, memnuniyet ve doyum için geribeslemenin şart olduğu sonucuna varmışlardır (2015: 42).