• Sonuç bulunamadı

5. MİLLİ MÜCADELE CEPHELERİ

5.3. Batı Cephesi

5.3.1. Batı Cephesi nin Kuruluşunda Kuva-yı Milliye

Yunanlıların İzmir’i işgal etmeleri ve Anadolu’da ilerlemeleri üzerine kurulan ve düşmana karşı savaşan, kuruluşlara Kuvayı Milliye denir. 290

İzmir’in işgalinden dört saat sonra Denizli’de yapılan mitingde silahlı mücadele yöntemi benimsenmiş ve Denizli halkı resmi makamlardan ısrarla silah talep etmiştir. Denizli askerlik şube başkanı Tevfik Bey’in raporlarından anlaşıldığı kadarıyla, mutasarrıfın da onayı ile Sarayköy Topçu Alayından silahlar gönderilmiştir. Yine bu tarihlerde Harbiye Nazırının da silahlı mücadele fikrinde olduğu askeri birlik ve şubelere gönderdiği bir telgraftan anlaşılmaktadır.16.05.1919 tarihli telgrafında Harbiye Nazırı silahların terk edilmemesini tavsiye ediyordu.

Hangi sistem dâhilinde savaşılacağı açıklık kazanmamışken Kuva-yı Milliye fikri ortaya atıldı. Burdur askerlik şube başkanı Binbaşı İsmail Hakkı Bey 17.05.1919’da 57. Tümen Komutanına bir telgraf göndermiş ve bu telgrafında sadık ahalinin çoğunluğuna istinad edecek şekilde halk arasında teşkilat yapılması ve bunların mümkün mertebe silahlandırılması teklifinde bulunmuştur. İsmail Hakkı Bey aynı telgrafın devamında İtilaf Devletlerinin nazarından gizli olarak 12. Tümen dairesinde 80.000 kişilik gönüllü ve fedai teşkilatının yapılmasının mümkün olduğunu belirtmiştir. 57. Tümen Komutanı M. Şefik Bey, İsmail Hakkı Bey’in bu teklifini uygun bulmuş ve beş gün sonra 23 Mayıs’ta Harbiye Nezaretine bu konuda bir rapor sunmuştur. Şefik Bey raporunda durumu düzeltmek için Kuva-yı Milliye teşkilatı vücuda getirmenin en iyi tedbir olacağını söylemiştir. Genel Kurmay Başkanı Cevad Paşa bu raporun altına “ son fıkra gayet mühimdi, acele etmek lazımdır” diye kayıt koymuş ve bu fikre olumlu yaklaşmıştır. Bunun sonucunda kısa sürede Yunan işgali karşısında hemen her tarafta

288

Durmuş Yalçın; Yaşar Akbıyık; Dursun Ali Akbulut, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, s. 242

289 Hamza Eroğlu, Türk İnkılap Tarihi, s. 231-232

Kuva-yı Milliye birlikleri teşekkül etmiş ve Batı Anadolu’da Yunan ordusu karşısında cepheler kurulmaya başlamıştır. 291

Bandırma ve Balıkesir bölgesinde bulunan 14. Kolordu Komutanlığı da Kuva-yı Milliye teşkilatı oluşturulmasında çalışmıştı. Yusuf İzzet Paşa, Albay Bekir Sami, Albay Şefik ve Balıkesir’deki 61. Tümen Komutanı Albay Kazım Özalp‘in kişisel çabaları sayesinde Ödemiş, Çine, Bandırma, Balıkesir’de Kuva-yı Milliye örgütleri kuruldu. Bundan sonra Batı Anadolu’nun bütün şehir ve kasabalarında Kuva-yı Milliye örgütlenmesine hız verildi. Bu örgütlenmelerde Batı Anadolu’da gerçekleştirilen kongreler çok etkili olmuştur. Ordu birlikleri de stratejik bölgelerde kendi adlarını kullanmaksızın Kuva-yı Milliye adı altında Yunanlılara karşı oluşturulan cephelere gönderilmiş ve bu sayede sivil direniş güçlü kılınmıştı. ,

Mustafa Kemal Paşa, Sivas Kongresi’nden sonra Kuva-yı Milliye ile daha yakından ilgilenmiştir. Bu örgütlenmeyi ve Yunanlılara karşı oluşturulan Batı Anadolu Cephesini Heyet-i Temsiliye ’ye bağlamayı düşünmüş, bu amaçla 9 Eylül 1919’da 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa’yı, Batı Anadolu Kuva-yı Umumiye Kumandanlığına getirmiştir. Ancak Ali Fuat Paşa kendisinden beklenen başarıyı gösteremeyince 23 Ekim 19191’da Albay Refet onun yerine gönderilmişti.292

Batı Anadolu da Kuva-yı Milliye’nin oluşmasında asker ve sivil aydınların öncülüğünden başka, Müdafaa-i Hukuk ve Reddi ilhak cemiyetlerinin de önemli katkıları olmuştur. Yunanlılar karşılaştıkları bu direnişten yılmış ve direnişçileri Jöntürk olarak nitelendirmişlerdir. Yunanlılar bu direnişi kendi hükumetlerine, Türkler seferberlik halindeler diye rapor etmişlerdir.293

.

Düzenli orduyu oluşturma çabaları içinde Mustafa Kemal Paşa’nın, Ankara’dan Sivil ve Asker Görevlilere ve Belediye ve Müdafaa-i a Hukuk Başkanlıklarına ve Mevki Kumandanlıklarına hitaben yazdığı 26 Aralık 1920 tarihli telgrafta, hiç kimsenin merkezi hükümetin bilgisi olmadan kuvvet toplayamayacağını aksi yönde hareket edenlerin bizzat kendisine bildirilmesini isteyerek düzenli ordunun dışında hiçbir kuvvet olamayacağını belirtmiştir.

291Durmuş Yalçın; Yaşar Akbıyık; Dursun Ali Akbulut, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I,Atatürk Araştırma

Merkezi Yay. Ankara 201, s. 256-258

292

Mesut Aydın, Korkut Aydın, Türk İnkılabı Tarihi, 2011, s. 252

293

Asayiş Hakkında Beyanname (25/26. XII. 1920) Mahreci: Ankara

Bilumum Telgraf Merkezlerine, Kaza ve Nahiyede bilumum Rüesayı Memurini

Mülkiye ve Askeriye ve Belediye ve Müdafaa-i Hukuk Riyasetlerine ve Mevki Kumandanlıklarına (Beyanname)

Hiç bir kimse hiç bir sebep ve suretle Hükümet-i Merkeziyenin malûmatı olmaksızın kuvvet toplamağa mezun değildir. Bu beyannamenin tebliği tarihinden evvel bu yolda teşebbüste bulunmuş olanlar varsa derhal kendilerini ve maksadı teşebbüslerini doğrudan doğruya bana haber vereceklerdir. Aksi takdirde bu gibi müteşebbislerin asayiş-i dahili-i memleketi ihlâl ve Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetini izrar ve ahali-i masume-i memleketi iğfal töhmetleriyle itham olunacaklarını beyan ve ilân eylerim.

25/26 Kânunuevvel 36 Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi

Mustafa Kemal 294

TBMM Hükumeti, 1920 yılının Eylül ayından itibaren ordunun teçhizat ve askeri personel ihtiyacını karşılamak için bir takım teşkilatlanma içerisine girmiştir. Bu doğrultuda Anadolu’ya yapılan giriş çıkışları da kontrol altına almak için Kastamonu Havalisi Kumandanlığı adıyla bir komuta merkezi oluşturarak bölgenin güvenliğini arttırmaya başlamıştır. Bu komutanlığın başına da Muhittin Paşayı getirmiştir.295

Batı Cephesi’nin insandan ziyade silah, cephane, erzak ve eşyaya, ihtiyacı vardı. Kastamonu’da Muhittin Paşa, mülki makamlarla da işbirliği yaparak savaş araçları teminini sağlamıştır. Dâhiliye Vekâleti harekete geçerek Kastamonu ve İnebolu’daki askeri malzemenin onbeş gün zarfında Ankara’ya sevkini istemiştir.

Kastamonu Valiliği’ne

Ankara-şifreli telgraf- Bir dakika tehiri gayri caiz harp telgrafıdır ve bu telgrafın vusülü bildirilecektir.

294Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk

Araştırma Merkezi, 1991, s. 382

295 Nurettin Peker, İstiklal Savaşı’nın Vesika ve Resimleri, İnönü, Sakarya ve Dumlupınar Zaferlerini

Kastamonu ve İnebolu’daki askeri malzemenin onbeş gün zarfında Ankara’ya sevk ve celbi ordu için hayati önem arz etmekte ve mecliste ordu ihtiyacının bir an evvel temini için son derece takibatta bulunulmaktadır.

Her noktai nazardan ifası elzem bir vazife olan bu sevkiyatın icap ederse ticari ulaşımın geciktirilmesi ve onun bunun işi ile meşgul olan nakliye vasıtalarının ve nakliye sahiplerinin bir ve icap ederse iki defa nakliyata sevk edilerek temini ve hatta bu hususta tedabiri idariyeye müracaattan tevvekki olunmamasını himmeti devletlerinizden rica ederim.

Dâhiliye vekâletinin 9-10.12.920 ve 1928 şifresi gerekli makamlara yazılmıştır. Vali Namına Fuat 296 Mondros Mütarekesinin uygulanışı ile İtilaf devletleri Ordumuzu silahtan ayırarak mühimmat depolarına el koymuştu. Özellikle İzmir’in işgalinden sonra Batı Anadolu’da en verimli bölgelerin Yunanlıların eline geçmesi, Milli Orduyu lojistik destek bakımından güç durumda bırakıyordu.

Kuvva-yı Milliye ile birlikte Batı Cephesi emrindeki kolordu ve tümenlerin lojistik destek birimlerinin büyük bir kısmı henüz kuruluş aşamasındaydı. Genel olarak, kolordularda bir veya iki istihkâm ve muhabere bölüğü ile ulaştırma hizmeti için arabalar, develer ve hatta merkepli bir tabur vardı.

Tümenlerde; bir istihkâm bölüğü, bir muhabere müfrezesi, bir sıhhiye bölüğü ile ulaştırma hizmeti için bir veya iki kol bulunuyordu.297