• Sonuç bulunamadı

2.2. Dünyada Finansal Okuryazarlık: Niceliksel Sonuçlar

2.3.1. Basiretli Borçlanma ve Girişimcilik

Hızla gelişen finansal piyasalarda borçlanma araçları çeşitlendikçe tüketiciler çok çeşitli borçlanma alternatifleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Finansal okuryazarlık seviyesi yüksek tüketiciler bu alternatifleri finansal açıdan daha sağlıklı değerlendirebilirken finansal piyasalara yeni girmiş tüketiciler gibi finansal bilgi, beceri ve deneyim açısından yeterince donanımlı olmayan tüketiciler, hem kendilerini hem yakın çevrelerini hem de tüm finansal sistemi etkileyebilecek yanlış finansal kararlar alabilmekte, borçlanma kapasitelerinin üzerinde veya gereğinden yüksek maliyetle borçlanabilmektedir.

Bilinçsiz kredi ve kredi kartı kullanımı ile yasadışı araçlarla borçlanma, tüketicilerin ödeme güçlerinin üzerinde borçlanmalarına yol açabilmekte ve ödemelerde gecikme, ödeme güçlüğü ve bireysel iflasları beraberinde getirebilmektedir.

Borç ödeme güçlüğü veya aczine düşen tüketiciler aile bütünlüğünün

bozulmasına varabilen sosyal sorunlar ile karşılaşabilmektedir.

Hastalanma, işini kaybetme, sosyal çevresinde itibarını yitirme gibi nedenlerle çıkmaza giren tüketiciler, borçlarını ödeyebilmek için tekrar borçlanarak sürdürülemez bir döngü içine girebilmekte, bunun neticesinde üretkenliklerini kaybedebilmektedirler.

Aşırı borçlanmanın temelde iki nedeni vardır. Bunların ilki gelirde, iş kaybı veya hastalık gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilen ani bir azalma, ikincisi ise ödeme kapasitesinin üzerinde borç yükü altına girmiş olmaktır. Gelirdeki ani azalma, özellikle halihazırda belli bir borç yükü altında olan tüketicileri aşırı borçlu duruma düşürebilmektedir. Ödeme kapasitesinin üzerinde borçlanma ise bireysel finansal yönetimde başarısızlık veya düşük finansal okuryazarlık seviyesine bağlı bilgi, beceri ve deneyim eksikliğinden kaynaklanmaktadır (Lusardi ve Tufano, 2009, s.2).

47

Literatürde borç sorunlarının düşük gelir seviyesinden ziyade düşük finansal okuryazarlık seviyesinden kaynaklandığına dair bulgulara rastlanmaktadır (Hopley, 2003, s.9; OECD, 2016b, s.12).

Dünya genelinde basiretli borçlanma konusundaki finansal eğitim programları çoğunlukla bireysel kredi kullanımı (tüketici kredisi, kredi kartı, yabancı para kredi, yüksek geri ödemeli krediler vb.) ile borç ve bütçe yönetimini kapsarken bir bölümü de özellikle ipotekli ev kredisi kullanımına ilişkin finansal danışmanlık sağlamaktadır61

.

Konuya ilişkin finansal eğitim programlarının çoğu aşırı borçlanmayı, ödeme güçlüğünü veya ödemelerde gecikmeyi önlemeye yönelik bir içerik sunarken bir kısmı ise aşırı borçlanmadan kaynaklanan sorunları planlı bir şekilde çözmeye yönelik olarak tasarlanmaktadır (Hogarth, 2007, s.150). Önleyici içerikli programlar göçmenler, etnik azınlıklar, gençler, ilk kez ev sahibi olacaklar gibi birçok kesimi kapsayabilmektedir. İyileştirici programlara ise finansal sorunları planlı bir şekilde çözmeye yönelik bireysel hedef koyma ve ödeme planı oluşturmayı içeren programlar örnek verilebilir.

Programlarda uygulanan yöntemlerden bazıları basılı yayınlar, danışma hatları, bilgilendirici genel ağ siteleri, eğitim kampanyaları ve etkinlikler ile kurs ve seminerlerdir (OECD, 2005, s.67).

Basiretli borçlanmaya yönelik içerik sunan programlarla ödeme kapasitesi üzerinde ve/veya yasadışı araçlarla borçlanma gibi finansal tavır ve davranışlarda değişiklik amaçlanmaktadır. Ödeme kapasitesi üzerinde ve/veya yasadışı araçlarla borçlanmanın nedeni finansal bilgi, beceri ve deneyim eksikliğinden kaynaklanıyor ise finansal eğitim programları etkili sonuç verebilecektir.

Basiretli borçlanmanın yanı sıra girişimcilik konusu da dünya genelinde finansal okuryazarlığın geliştirilmesine yönelik finansal eğitim çalışmalarının odağında yer almaktadır.

61 Basiretli borçlanmaya yönelik finansal eğitim faaliyetlerinin yürütüldüğü ülkelerden bazıları; Birleşik Krallık, Botsvana, Brezilya, Ekvador, Estonya, Fas, Fransa, Gana, Güney Afrika, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, İtalya, Kanada, Kenya, Kolombiya, Litvanya, Meksika, Nijerya, Portekiz, Sırbistan, Tanzanya, Türkiye, Yeni Zelanda’dır (Garcia ve diğerleri, 2013, s.62-63; Messy ve Monticone, 2012, s.26,36,64,71,80,81; Messy ve Monticone, 2016, s.22; OECD, 2013, s.99,127; OECD, 2016b, s.31).

48

Mikro, küçük ve orta büyüklükteki girişimler dünya genelinde toplam girişimlerin çoğunluğunu oluşturmakta ve hem istihdama hem milli gelire büyük katkı sağlamaktadır62. Bu girişimler sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik büyüme ile finansal istikrar açısından önemli role sahiptir.

Ancak buna rağmen girişimciler birçok engelle karşılaşabilmektedir. Bunlar, finansal hizmet sağlayıcılardan kaynaklanan finansman arzına bağlı engeller olabileceği gibi iletişim, müzakere, yenilikçilik, problem çözme gibi girişimcilik ve yöneticilik becerilerinin, işe yönelik gerekli eğitim ve becerilerin eksikliğinden veya finansal okuryazarlık seviyesinde yetersizlikten kaynaklanan talep yönlü engeller de olabilmektedir. Girişimcilerin finansal okuryazarlık seviyelerinin düşük olmasından kaynaklanan finansal bilgi ve güven eksikliği finansal erişimi kısıtlayabilmektedir (OECD INFE, 2015, s.13).

Politika yapıcılar arz ve talep yönlü engelleri ortadan kaldırarak mevcut girişimleri desteklemek ve yeni girişimleri teşvik etmek istemektedir. Bu yolla öncelikle mikro, küçük ve orta büyüklükteki girişimlerin finansal sağlamlıklarının ve gelişimlerinin sağlanması, nihayetinde ise ekonomik büyümeye katkı sağlanması amaçlanmaktadır.

Özellikle gelişmekte olan ekonomilerde istihdam, yenilik ve üretim artışına katkı sağlayan küçük ve orta büyüklükteki girişimler büyük finansal kısıtlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunu sağlıklı bir şekilde aşmak üzere girişimcilerin finansal okuryazarlık seviyelerinin geliştirilmesi ve uygun finansal erişimlerinin sağlanması gerekmektedir. Böylelikle finansal erişimin yaygınlaştırılması ile işletmelerin finansal kırılganlıklarının önüne geçilebileceği belirtilmektedir (ACCA, 2014, s.3).

Gelişmekte olan ekonomilerde her geçen gün daha büyük bir kitlenin gelirini maaşlı ve ücretli işlerden ziyade küçük ve orta büyüklükteki işletmelerden sağladıkları belirtilmektedir. Bu nedenle girişimcilerin gerçekçi hedeflerle oluşturulan finansal eğitim programlarına doğru zamanda ulaşabilmeleri önem arz etmektedir. ACCA (2014, s.16)’ya göre girişimcilere yönelik finansal eğitim programları için doğru zaman işletmenin krediye

62 Örneğin 2007-2012 döneminde Asya’daki tüm resmi girişimlerin yüzde 98’i, ulusal iş gücününse yüzde 66’sı küçük ve orta büyüklükteki işletmelerden oluşmaktadır (Messy ve Monticone, 2016, s.12).

49

ihtiyaç duyduğu an değil, işletmenin iş planının oluşturulduğu başlangıç aşamasıdır.

Dünya genelinde potansiyel girişimcilerin finansal okuryazarlıklarının geliştirilmesine yönelik finansal eğitim çalışmaları önem kazanmaktadır63

. Bu

kapsamda düzenlenen finansal eğitim çalışmaları çoğunlukla kurs ve eğitim

modülleri şeklindedir. Bazı finansal eğitim programları genç veya kadın girişimciler gibi daha dar bir kitleyi hedeflerken bazı programlarsa tüm girişimcilere yönelik olarak düzenlenmektedir.

Programlarda ele alınan konulardan bazıları temel iş pratikleri, muhasebe, yatırım ve büyüme stratejileri, maliyet, borç ve nakit yönetimi, yönetim, pazarlama, ürün ve kalite yönetimi ve mali kayıt tutmadır (Xu ve Zia, 2012, s.33-35). ACCA (2014, s.5)’ya göre finansal yönetim, risk yönetimi, mali kayıt tutma ve finansman sağlamaya ilişkin bilgilendirme, girişimcilere yönelik finansal eğitim programlarının içeriğinde mutlaka yer verilmesi gereken konulardır. OECD INFE (2015, s.18) ise söz konusu programların planlama, finansal riskler ve mali görünüme yönelik finansal bilgiyi güçlendirmesi, finansal beceriyi geliştirmesi, finansal açıdan olumlu davranış ve tavır oluşturması ve güven sağlaması gerektiğini belirtmektedir.

2.3.2. Tasarrufun Teşviki ve Emeklilik Dönemine İlişkin Planlama