• Sonuç bulunamadı

3. 2 BASĠ T ANALOJĠ LER

Belgede Yapay Doğa (sayfa 107-144)

3. 2. 1 MORFOLOJĠ K BENZERLĠ K

Doğadaki bir çok canlı t ür ünde i nşa et me i çgüdüsü var dır. Bu, t e mel barı nma, kor un ma ve hatt a çoğalma ve birli kt e yaşa ma gi bi i hti yaçl arı yeri ne getir mek i çi n ol abilir. Bir karı nca kol oni si ni n i nşa etti ği t epe, bal pet ekl eri, kuşun ağaç dall arı ndan ve yaprakl arı ndan yaptı ğı yuva aslı nda birer t asarım ür ünüdür. Her bir canlı t ür ü i nşa eder ken kendi bedeni ni n ve mevcudi yeti ni n gerekl eri nden, koşull arı ndan ve t abi ki çevreden güdü ml enir. Bi r anl a mda canlı t ürleri nin yapıtları aslı nda t üm bu çevresel

ve bedensel koşull arı n ve gi r dil eri n bir bil eşi mi, yansı ması dır. O yüzden bu yapıtl ar arası nda geneti k, i çgüdüsel ve sezgisel t e mell ere dayanan, bunl ardan ort aya çı kan bir çok ortak for m, bi çi m keşfedil ebilir. ( Hersey, G., 1999)

İnsanı n i nşa et me eyl emi ni n i çgüdüsel, sezgisel ve hatt a bel ki de bi r çok canlı t ürünce payl aşılan genetik bir t e meli ol duğu fi kri morf ol oji k anal ojilere daha geni ş bir açı dan bakıl ması nı ol anaklı kıl makt adır. İ nsan i nşa et me i çgüdüs ünü yerl eşi k hayat a geçti ği andan iti baren ehlileştir meye ve geliştir meye başl a mıştır. Artı k sadece içgüdüsel bir eyl e mden söz et mek mü mkün değil dir. Ancak yi ne de deri ndeki bu sezgisel yöneli m fi zi ksel gerçekli ği n dı şavur umu ol arak doğadaki bir çok f enoti pi n farklı ifadel eri şekli nde t asarı mda kendi ni göst erir. Bu bağl a mda t asarı m ür ünündeki morf ol oji k benzerli kl er doğadaki fenoti pl eri n ve bi çi mleri n genişl etil mesi ve çevreni n ve bedeni n fi zi kselli ği ni n açıl ması, yansıması ol arak yor uml anabilir. Çünkü i nsan da daha bir çok canlı t ür ü gi bi i çgüdüsel bir yakl aşı mla doğadaki şekill ere, for mlara il gi duyar ve görsel hafı zası nda yer etmi ş ol an bu f or mları kullanır. Bu bir anl a mda i nsanı n est eti k al gısı nı da ol uşt ur makt adır.

Doğadaki f or mları n t asarı mdaki kull anı mları ndan biri süsl e medir. Ör nek ol arak anti k süt un başlı kl arı el e alınabilir. Kori nt süt un başlı ğı nda i ki ti p bit kisel beze me bul un makt adır. Başlı ğı n üst kı s mı nda eğrelti ot u-sar maşı k filizl eri şekli nde kı vrı mlı yaprakl ar gözük mekt edir. ( Bkz. Şekil 3. 107) Bu sar maşı k filizleri Ar chi medyen spiraller çi zerek süt un başlı ğı nı n sağ ve sol yanl arı na ayna si metrisi ol uşt uracak şekil de konu ml andırıl mıştır. Anti k Yunan’ da eğrelti otları nı n i nce uzun yaprakl arı nı n güneşi se mboli ze etti ği ne i nanılırdı çünkü bu uzun ve kı vrı mlı yaprakl arı n sar mal geo metrileri ve spiral açılı mları güneşi çağrıştır makt adır. Doğadaki şekilleri n mecazi yansı mal arı ve daha sonradan üzeri ne ekl enen anl a mlar i nsanı n est etik al gı sı nı n yapıl anması nda r ol oyna makt adır. Sezgisel ol arak belli doğa şekilleri ne duyul an eğili m mecazi anl a mlarla kuvvetlendiril miş ve tasarı mda et ki n hal e gel miştir.

Kori nt süt un başlı kl arı nın alt kı s mı nda i se i ki nci bir yaprak kü mesi bul un makt adır. Bunl ar i ki kat manlı dır; bir gr up aşağı ya, bir gr up yukarı ya yerl eştiril miştir ve her i ki gr up da süt un başlı ğı nın alt kı s mı etrafı nda C8 r ot asyonu1 0

ol uşt ur makt adır. Alt kı sı mda kull anılan akantos yaprakl arı Yunanca’ da ‘akant hi nos’ ( di kenli-di keni msi) sıfatı na kaynaklı k eder. Akant os yaprakl arı nı n bu nedenl e savun ma ve kor un ma gi bi

çağrışı mları var dır ve aslı nda akant os yaprakl arı ile bezeli süt un başlığı süt unu kor umakt adır.

Şekil 3. 107, Kori nt süt un başlığı

Şekil 3. 108, Lyon Havayolları İstasyonu / Fransa, 1989- 1994, Tasarı mcı: Cal atrava Valls

Mor f ol oji k anal ojil eri n tasarı mdaki r ol ünün daha i yi anl aşıl abil mesi i çi n doğal for mları n se mboli k açılıml arı nı n da irdel enmesi gerekir. Ör neği n kl asik r esi mde hayvan fi gürl eri kut sal, mi sti k ve efsanevi anl a mları res me bakan i nsanl arl a payl aş mak i çi n bir aracı ol arak kull anıl mıştır. Kozası ndan ayrılan kel ebek vücudu terk eden r uhu, akrep kı skançlı ğı ve düş manlı ğı, güverci n i se ahl akı ve fazileti t e msil et mekt edir. Resi mde ol duğu gi bi mi marlı kt a da hayvan bedenl eri ni t aklit ederek veya çağrıştırarak yarat mak kull anı cılarla ve gözl e mcil erle il etişi m kur manı n ve ort ak değerl ere hit ap et meni n bir yol u ol arak kull anıl mıştır. Aborji nl er’i n kült ür ünde hayvan se mboli z mi ni n bir t asarı m öğesi ol arak kull anıl ması ki mseyi şaşırt ma makt adır. Ancak r asyonaliteye ve saf i şl evsel cili ğe endeksl enen düşün gücü za manl a bu t ür se mbolik öğel eri n sadece pri mitif kült ürlerde yada di nsek t e malı yapıtlarda ort aya konul abil eceği yar gısı yl a kı sıtlan mıştır. Oysaki büt ün bi nal ar bir şekil de se mbol dür; gücün, prestiji n, öğren meni n, bil gi ni n … ve daha bir çok şeyi n se mbol ü ol abilirl er. ( Willia ms, H. A., 2002)

Bu dur u mda çağdaş bir mi marlı k ör neği nde hayvan se mboli z mi ni görme k ür ünün çağdaşlı ğı nı n ve yet ki nli ği ni n sor gul anması na neden ol acak bir nit eli k ol arak el e alı nma malı dır. Doğada payl aşılan ort ak f or mlar, görsel hafı zada yer et miş bi çi mler i nsanı n est eti k al gısı nda ve kült ürün gelişi mi boyunca mecazi yoll arla ort ak anl a m ve se mboll eri n ol uş ması nda o kadar et ki n bir r ol oyna mı ştır ki sezgi sel yada bili nçli ol arak, he m t asarı m s ür eci nde, he m de ür ünün al gıl an ması nda ve kull anı mı nda, he m tasarı mcıl ar, he m de gözle mcil er bu f or mlara eğili m duyarl ar. Ör neği n bir havaal anı

tasarı mında kuşun anat omisi ne ve kanatl arı nı n f or muna öykün mek sı klı kl a rastlanılan bir dur umdur ( Bkz. Şekil 3. 108), tı pkı sahil kenarı ndaki bi nal arı n for ml arı nı n deni z canlıl arı nı çağrıştır ması gi bi. ( Willia ms, H. A., 2002)

Morf ol oji k benzerli kl erde çağrışı m, se mboli zm ve doğanı n f or mlarına duyul an içgüdüsel il gi ve sezgisel eğili m et kili dir. Tasarımcı bel ki de doğayı her anl a mda -he m fi zi ksel, -he m de met af ori k- i çsell eştirebilme k i çi n bu f or ml ara olan il gi si ni deva m ettirecektir.

Şekil 3. 109, Lyon Havayolları İstasyonu / Fransa, 1989- 1994, Tasarı mcı: Cal atrava Valls

Şekil 3. 109’ da Cal atrava’ nı n Lyon Hava Ter minali ek bi nası gör ül mektedir. Bi na Lyon’ nun 20k m dı şı ndaki hava li manı il e l okal kız trenl eri ni birbiri ne bağla makt adır. Bi r anl a mda i ki yarı trafi ği n birbiri ni besl edi ği ve birbiri ne aktı ğı bir kapı görevi gör mekt edir. Yapı t e mel de i ki kesişen hol den meydana gel mekt edir. Altt aki pl atfor m tren yoll arı na girişi ve çı kı şı sağl ayan 500 m uzunl uğundaki bet on bi r yol dur. Bu pl atfor mun üzeri nde 120m kadar yüksel en üçgen pl anlı ve transparan çatı strükt ürl ü bir di ğer hol bul un maktadır. Geril miş kuş kanadı fi gür üyl e, ki neti k çizgil eri ve kur vl ü parapeti yl e uçuşu, havayı ve hareketi çağrıştıran bu pl atfor m gi şel eri, dükkanl arı, iletişi m ofisleri ni ve havaal anı na girişi ve çı kışı sağl ayan yaya yol unu içer mekt edir.

Şekil 3. 110’ da bedeni nde üç böl me bul unan ev şi mdi soyl arı t üken miş ol an deni z böcekl eri t akı mından bir hayvan (tril obite) gör ül mekt edir. Şekil 3. 111’ de i se Eugene Tsui’ni n t asarladı ğı üt opi k su kenti ‘ The Nexus’ gör ül mekt edir. Bu kent 100, 000 ki şili k kendi kendi ni sürdüren ve yönet en, ul usl ar arası sul arda yüzen ve di ğer t üm devl etlerden bağı msı z dev ve özerk bir yapı dır.

Tsui kenti t asarlarken soyu t üken miş ol an deni z böceği ni n f or mundan il ham al mıştır. Yüzen kenti n kabuğunu me ydana getiren madde deni z suyu i çersi nde çözün müş ol an t uzun ve di ğer parti külleri n el ektrolize ol arak suyun altı ndaki çeli k çerçeveni n üzeri nde biri kmesi yl e ol uş makt adır ki bu di ğer deni z canlıları nı n kendi i skel etleri ni ol uşt ur mada kull andı kl arı yönt e mdir. Kabuk sağl a mlaştı kt an sonra su yüzeyi ne i ndirilir. Deni z böceği nin, daha doğr usu kenti n baş kı s mı yönl endirici ma nevral arı ol ası kıl an bir dal gakıran gi bi çalışır. Bu arada hi drodi na mi k ol arak genişleyebil en di ğer uzuvl ar ise kentin büyüyen nüf usunu besl eyebil mek i çi n yet erli t arı msal al anl arı ol uşt ur makt adır.

Şekil 3. 110, Soyu t üken mi ş olan deni z canlısı Tril obit e’ni n anat o mi k çi zi mi

Mi chael Sor ki n pr oj el erinde kull andı ğı doğa kaynaklı f or mları kar maşı k se mboli k açılı mlarla ayda f onksi yonel doğr ul ukl a açı kl a maz. Ona göre t aklit f or m içi n biri ncil kaynaktır ve kökeni nde insan zat en sadece doğayı taklit eder. ( Willia ms, H. A., 2002) Sor ki n’i n bi yo morf ol oji k çalış mal arı nda f or m seçi mleri her ne kadar keyfi olsa da, yi ne de pr ogra mla f or mun, mekan böl ün mel eri ndeki mantı kl a vücudun bir şekil de üst üst e çakış ması söz konusudur. Bu çalış mal ar bir anl a mda bi yol oji k f or ml arı n işletilebilirlili ği ni n test edil di ği deneyl erdir.

Şekil 3. 112’ de Sor ki n’in kura msal çalış mal arından biri ol an ‘ Ani mal Houses’ serisi nden ‘ Fr og House’ ( kur bağa ev) gör ül mekt edir. Bu seri deki di ğer evl er köpek, karı nca yi yen ve koyun anat omisi nden esi nl enerek t asarlanmıştır. Bir di ğer ev di zi ni ise he m karada he m de suda yaşayan hayvanl ar (i ki yaşayışlı) baz alı narak pr oj el endiril miştir. Şekil 3. 113’ de bu i ki nci ev di zisi nden ‘ Ray’ ( balı k kanadı kıl çı ğı) gör ül mekt edir.

Şekil 3. 112, ‘ Ani mal Houses’, ‘Frog House’, 1989- 1991, Tasarı mcı: Michael Sor ki n Şekil 3. 113, ‘ Ani mal Houses’, ‘ Ray House’, 1989- 1991, Tasarı mcı: Michael Sor ki n

Sor ki n bir ti yatro bi nası içi n t aşı nabilir, strükt ürel dest ekl erle böl ün me mi ş, mer kezi ve kubbe msi yuvarl ak bir hac me ve ört üye sahip bir pr oj e öner miştir. (Bkz. Şekil 3. 114) Sökül üp t akıl abilir strükt ür üzeri ni kapl ayan fabri k il e beraber bir kapl umbağanı n sırtı nı andır makt adır. Böl ünme mi ş mekan duygusunu kuvvetl endirebil mek i çin gi riş ve çı kı şl arı n kapl u mbağanı n uzuvl arı na benzeyen uzantılardan yapıl ması öngör ül müşt ür.

Şekil 3. 114, Port atif Kapl u mbağa Ti yatro, 1995, Tasarı mcı: Mi chael Sor ki n Şekil 3. 115, ‘ Li vi ng i n t he city’ / Londra, İngiltre, 1999, Tasarı mcılar: West 8

Şekil 3. 115’ de West 8 t asarı m gr ubunun Londra’daki Bi shop Gat e al anı i çi n öner di ği kent sel gelişi m pr oj esi nin modeli gör ül mekt edir. Amaç küçük öl çekli ancak yoğun yerl eşi m al anı n, mevcut dokunun ve pr oj e ile birli kt e önerilen yapay peyzaj el e manl arı n bir sent ezini ort aya koy maktır. Me vcut t ari hsel doku i çersi nde, tasarlanan yayıl maya açık küçük öl çekli yerl eşi m gri dl eri ni n arası ndan yapay üç t ane tepe- kaya yüksel mekt edir. Bunl ar düşük katlı dokuda t ansi yonu yükselten kent sel peyzaj i konl arı ol arak t anıtıl mıştır.

3. 2. 2 ENFOR MATĠ K FAZ

Tezde enf or masyon t eknol ojisi ni n yapay doğa ür ün kat al oğundaki ve t asarı m aj andası ndaki yeri i ki far klı açılı m üzeri nden değerl endiril miştir. İl ki bil gisayar teknol ojisi ni n doğadaki or gani k f or mları ve t opol oji k geo metrileri yeni den üret me, bu f or mlara yakl aş ma süreci nde oynadı ğı r olle il gili dir. Bu aşa mada t eknol oji ni n araçsal dur umu irdel enecektir. İki nci açılı m değerlendirilirken i se sanal gerçekli ği n, dijital ort a mları n fi zi ksel gerçekli ğe alternatif ol arak sunul ması, üretilen bu gerçekli kl eri n niteli ği ve al gısal boyut u mercek altı na alı nacaktır.

Hei nri ch Wöl ffli n 1915’de yayı mladı ğı ‘ Sanat Tari hi ni n Prensi pl eri’ ( Princi pl es of Art Hi st ory) adlı yapıtı nda i nsan ür ünü f or mların döngüsel devi ni mine deği nmiştir. Wöl ffli n kl asi k öl çül ül ükten bar ok coşkusuna kadar uzanan üsl up çeşitlili ği arası nda

i ki t e mel est eti k t erci hin varlı ğı ndan söz et miştir. Wöl ffli n’e göre sanat t ari hi nde li neer değil spiral bir ilerle me söz konusudur. Döne msel üsl upl ar ve bi çi mler birebir ol masa da i zdüşüml eri itibari yl e bir spiral t anı mlayarak çakışırlar. Bu spiral döngüde haki m ol an t e mel i ki ana karakt er var dır. Aynı şekil de Gest alt t eorisi ni n savunucul arı ndan psi kolog Wol f gang Köhl er 1929’ da yap mış ol duğu deneyl e i nsanı n est eti k al gı sı nı şekill endiren bi çi mlere dair benzer bir i kili ği ort aya koy muşt ur. De neyde i ki ti p soyut şekill er gr ubu var dır. Bir gr up köşeli, si vri açılı, keski n şekillerden, di ğer gr up i se yuvarl ak, yu muşak hatlı şekillerden ol uş makt adır. Köhl er her i ki şekil gr ubu i çi n de keyfi ve anl a msı z birer keli me t üret miştir. İl k gr ubu

takete, i ki nci gr ubu i se mal u ma ol arak i si mlendir miştir. Deneye katılan bi reyl er

hangi kült ürden, dil den veya coğrafyadan gelirlerse gelsi nl er t aket e keli mesi ni köşeli, açılı şekillerle, mal uma keli mesi ni ise yuvarl ak hatlı, akışkan şekillerle bağdaştır mışl ardır. Bu ünl ü deney dili n çağrışı msal et kileri ni irdel e mekl e kal ma mı ş, i nsanı n est eti k al gısı ndaki bu te mel i ki for m karakteri ni de ortaya koy muştur.

Mi marlı kt a ve endüstriyel t asarı mda bi çi msel yöneli mler bu i kili k etrafı nda şekillenmiştir. Özelli kl e mi marlı kt a yakl aşı k ol arak 1980’l eri n sonuna kadar haki m ol an dekonstrükti vi st t eori ve köşeli, keski n hatl ar yeri ni akı şkan, yuvarl ak, sürekli or gani k f or mlara bırakmıştır. Bu değişi min il k si nyali 1986’ da pi yasaya çı karılan For d Taur us’t ur. For d Taur us kendi si nden önceki ot omobilleri n aksine daha yu muşak ve eğrisel çi zgilere sahi ptir. Köhl er’i n mal u ma ol arak i si mlendirdi ği akı cı ve yuvarl ak hatlı f or mlara kayı ş t asarı mın bütün al anl arı nda –endüstri ür ünl eri, dekorasyon, moda …- bil hassa 1990’ dan itibaren et ki n ol maya başl a mıştır. Mi marlı kt a bu deği şi m önceli kl e kendi ni, eğili p bükül erek birbiri ne bağl anan , far klı kodl ardaki düzl e mleri n ve seg mentl eri n katl an ması yl a ol uşan sürekli ve akı cı haci ml er, mekanl ar, t opol oji k geo met ril er ol arak göst er di. Topol oji k mi marlı ğı n ort aya çı kışı nda t asarı mı n büt ün al anl arı na sı zan bu bi çi msel yöneli min yanı sıra bunu ol anaklı kılan dijital t eknol oji ni n de büyük payı var dır. Dijital t eknol ojileri n geliş mesi il e t opol oji k mi marlı ğı n ve bi yo- morfol oji k f or mları n yükselmesi ni n eş za manlı ol ması el bette ki bir tesadüf değil dir.

Del euze’ ni n il k kez Fransa’da 1988’ de yayı mlanan kit abı ‘ The Fol d. Lei bniz and t he Bar oque’, ancak 1991’ de Pet er Ei sen man’ı n Rebst ock pr oj esi ile fark edil meye başl anan ve 1993’ de Architect ural Desi gn adlı yayı nı n ‘ Fol di ng i n Ar chit ect ure’ başlı klı özel sayısı nda i s mi konan ‘fol di ng’ kavra mı nı n habercisi dir. Del euze’ ni n

kit abı Lei bni z, ‘fol di ng’ kavra mı, bar ok ve daha bir çok şey üzeri nedi r a ma asıl ol arak Del euze’ ni n Lei bni z’i n t eorileri ve diferansi yel hesap ( diffferenti al cal cul us) üzeri ne yaptı ğı süreklili k konsepti il e il gili yorumları nı i çer mekt edir. ‘ Fol di ng’, farklı seg mentl eri n ve düzl e mleri n sürekli çizgiler ve haci mler olarak vücut bul ması nı sağl ayan birleştirici ol uşum, Del euze’ni n di st ürünün a mbl e mi ve t e mel öğesi dir.

Di jital t eknol ojiler işt e t a m burada devreye gir miştir. Del euze’ni n el e al dı ğı Lei bni z’i n diferansi yel hesabı ( diffferential cal cul us) bil gisayarl arı n şi mdi kol ayca gerçekl eştirebil di ği, işletebil di ği ve görselleştirebil di ği sürekli ve akı şkan f or ml arı n mat e mati k dili ndeki açılı mıdır. Lei bni z’i n t anıt mış ol duğu ve Del euze’ nin yeni den yor uml adı ğı mat e mati ksel süreklili k diferansiyel hesabı n aslı nda objeyi değil obj eni n deği şi m şekli ni ve deği şi me yol açan küs uratl arı n et kil eri ni tanı mladı ğı düşüncesi nde t e mell enmekt edir. Buna göre obj e her biri farklı bir sür ü parti kül ün me ydana getirdi ği bir büt ündür ve bu büt ün i çindeki parti külleri n davranışl arı nı n t ümü obj eni n for munu ort aya çı karan mat e mati ksel al gorit ma ile çerçevelenir. Bil gisayar nokt al arla seg mentl eri birleştirebilir, aynı za manda nokt al arla sürekli çi zgil eri de birl eştirebilir ve hatt a nokt al arı n, seg mentl eri n ve çi zgil eri n çakış ması ndan mat e matiksel f or müll er çı kartabilir. Bunun t ersi bir işle m ol arak verilen bir mat e mati ksel fonksi yon çerçevesi nde aynı al gorit mik f or matt an gel en ve belli para metrel eri n i st eğe bağlı ol arak deği ştiril mesi yl e çeşitlenen sonsuz sayı da eğri üret ebilir. Öyl e ki ‘s moot hness’ ( yu muşaklı k ve akı cılı k) st andart diferansi yel hesapt an çı kartılabilecek mat e mati ksel bir f onksi yon hali ni al mıştır. Bu dur u mda

Belgede Yapay Doğa (sayfa 107-144)

Benzer Belgeler