• Sonuç bulunamadı

3. 1 SĠSTE M ANALOJĠLERĠ

Belgede Yapay Doğa (sayfa 34-107)

3. 1. 1 KAVRA MS AL TE MALAR

Doğanı n i şl eyişi ndeki ve düzenl e mel eri ndeki yöneli mler, prensi pl er, yaratı cı ve düzenl eyi ci il kel er ‘ Kavra msal Te mal ar’ başlı ğı altı nda t opl anmıştır. Bunl ar sürekli ve devi ngen bir sistemi n yaşa mı nı n ve yaratıcı ol uşuml arı nı n di na mi kl eri ni keşfet meyi ve tanıt mayı a maçl ayan bir ‘oku manı n’ açılı mları dırlar.

3. 1. 1. 1 YUMUġ AKLI K

Yu muşaklı k, siste mi n devi ni me, deği şi me, bil eşenl eri ni n ve i ç ve dı ş f akt örl erl e et kileşi mine, çeşitlili ğe açı k ol ması ol arak t anıml anabilir. Yu muşaklı k kar maşı k ve yaşayan bir sist e mi n devi nebil me, dönüşebil me kapasitesi dir. Ancak bu dur u m kesi n bir düzensi zli k ol arak anlaşıl ma malı dır. Si st e m deği şerek, çeşitlenerek dengede kalır.

Sanf or d Kwi nt er ( 1992) yu muşak sist e mi kendi ni düzenl eyen (self organisi ng), yaratıcı, devi ngen ve özerk (aut ono mous) siste m olarak tarif et miştir.

Yu muşaklı ğı n siste me ait bir nit eli k ol arak t anıtılabil mesi i çi n önceli kl e koşull arı nı n ve dur uml arı nı n irdel enmesi gerekmekt edir.

Yu muşaklı k sürekli hareket ve devi ni m hali nde ol ma dur u mudur. Doğadaki hi çbir ol uşum bit miş değil dir. Yer yüzü şekilleri katı kabuk t abakası nı n mag mada meydana gel en hareketl ere bağlı ol arak çeşitli yönl ere hareket et mesi sonucu ol uşur ki bu hareketlere ‘t ekt oni k hareketl er’7

adı verilir. Magma daki di key yöndeki akı ntılar yer kabuğunun bazı al anl arı nda parçal anmal ara ve ayrıl mal ara sebep ol ur. Bu mi l yonl arca yıl süren çok ‘ yavaş’ bir ol uşu mdur. Ayrıl mal ar sonucunda okyanusl arı n yer al dı ğı deri n ve geni ş çukurl ar meydana gelir. Yer kabuğunun daha önce parçal anmış kı sı mları, kütl el er yani ‘l evhal ar’ birbirleri yl e karşılaşı p çarpışır. Bu böl gel erde l evhal arı n itim gücü sonucu t ort ullar kı vrılarak dağl arı ol uştur ur. ( Bkz Şekil 3. 1) Mil yon yıllık bir za man dili mini kapl ayan bu ol uşu ml arın hi çbiri sonl anmış değil dir. Sürekli ol arak kabuk t abakası nda ayrıl ma ve çarpış mal ar me ydana gelir ve bunl ar, vol kani k f aali yetl er ve depr e ml er ol arak ort aya çı kar. Kabuk t abakası nı n birbiri nden ayrılarak uzakl aşması sonucu deni z t abanı geni şl er. Levhal ar deva mlı bir hareket, karşılaş ma ve çar pış ma i çi ndedirler. Böyl ece okyanus tabanl arı ve yer yüzü şekilleri müt e madi yen deği şir, çeşitlenir. Levhal ar arası stres, kı vrıl mal ar, vol kani k hareketler t opografyayı, deni zl eri n ve kıt al arı n kapl adı kl arı al anl arı dur maksı zı n yeniler.

Şekil 3. 1, Dağ ol uşu mu( or ojenez). a. Deni zde ol uş muş t abakal ar, b. Yan bası nçl ar sonucu t ort ul tabakal arı n kı vrıl ması, c. Yan bası ncı n şi ddetl en mesi ile kı vrı mları n art ması ve fayl arı n ol uşu mu Şekil 3. 2, Epi geneti k Yüzey, Condrad Waddi ngt on, ‘The Strat egy of Genes’

Yu muşaklı k ‘ doğr usal ol ma ma’ dur umudur. Bu dur u m, siste m içersi ndeki bil eşenl eri n çok yönl ü ve eğili mli davranışl arı olması yl a da açı kl anabilir. Si st e mi n nit eli kl eri ni belirleyen parçal arı n bağı msı z, maddesel özelli kl eri değil, birbirleri ve i ç ve dı ş fakt örlerle ol an et kileşi mleri, ilişkileridir. Si st e mi n davranışı maddesel özelli kl eri n ve ni celi kl eri n t opl a mı yl a açı kl anamaz. Çünkü ilişkiler ve sonuçl arı karşılı klı et kileşi me dayalı, çok yönl ü ve döngüsel dir ve birden fazl a ol asılı k i çerir. Sanf or d Kwi nt er’a göre - bu nedenl e- doğr usal ol mayan sist e mlere özgü ‘entresan’ özelli kl er birden ort aya çı kanl ardır. Si st e m kendisi ni bu ‘ ort aya çı kışl arı’ teti kl eyen ilişkileri, tepki mel eri düzenl e mesi yl e ortaya koyar, belli eder.

Yu muşaklı k ‘açı k ol ma’ dur umudur. Yu muşak bir si st e mde dengeni n kaynağı kapalı ve kar arlı, bit miş bir yapı lan ma değil dir. Si st e m dı ş güçl eri n ve enerjil eri n yarat acağı et kilere karşı son derece hassas ve duyarlı dır a ma bu bir zafi yet ol arak anl aşıl mak zor unda değil dir. Kar maşı k ve çok bil eşenli bir siste mde uyaranı n ya da fakt örl eri n et kisi nokt asal ol arak karşılanmaz çünkü sist e min davranışı, parçal arı n birbirleri yl e ol an ilişkileri ni n, et kileşi mleri ni n ve konu ml arı nı n ‘ büt ünsel’ ör ünt üsünden doğar. Bu dur umda uyaranı n etki si absor be edilir, dağıtılır veya bu et ki ye cevap verecek şekil de siste m kendi ni yeni den düzenl er. Açı klı k yaratıcı pot ansi yeli yükselten bir nit eli ktir. Si st e m deği şerek, direnerek, evri mleşerek ya da et kileri söndürerek

dengede kalır. Dı ş enerjileri ve güçl eri ‘ yaratıcı teti kl eyi ciler’ ol arak i şl eyişi ne kat an bir siste m çeşitlenir, devinir. Sist e mi n deva mlılı ğını sağl ayan da bu esnekliktir. Yu muşak ol manı n koşull arı ol arak t anıtılan bu kavra mları n or gani k hayatt aki açılı mları nı anl ayabil mek i çi n kura msal bi yol og Conrad Waddi ngt on’ un ‘epi geneti k yüzey’ ol arak t anı mladı ğı siste mi n geo metri k bir soyutl a ması ol an t opol oji k model e bak mak yeri nde ol acaktır.( Bkz Şekil 3. 2) Yukarı daki şekil de t op gelişme kt e ol an e mbri yoyu t e msil et mektedir. Çukurl arla, kanallarla şekillenmiş eği mli yüzey i se ‘epi geneti k yüzeyi’ t arifler. Top eği m yönünde hareket edecektir ve dur duğu konu m ve geçti ği yol iti bari yle bir t akı m özelli kl er geliştirecektir. Ancak embri yonun gelişi mi t a m ol arak önceden kestirile mez. Ol uşu m süreci boyunca karşıl aşılan et kenl er, reaksi yonl ar birçok farklı ol asılı k i çerme kt edir. Epi geneti k yüzeyi n altı na bakıl dı ğı nda i se t opografyayı bi çi mlendiren, kazı kl ara bağlı i pl er gör ül ür. Burada kazı kl ar genl eri, i pl er i se genl eri n belirlediği ki myasal eğili mleri ve farklı karakt eristi k özelli kl eri t e msil et mekt edir. Bu genl eri n hi çbirisi tek başı na t opografyayı şekillendiremez. Her biri ki myasal ilişkiler ve t epki mel erle bir biri ne bağlı dır, et kileri birbirleri t arafı ndan düzenl enir. Nokt asal fel aketler (catastrophe) genl eri n bir t anesi veya bir kaçı üzeri nde et kili olsa dahi, siste mi n i çi ndeki büt ünsel ör ünt ü bu et ki yi soğurabil me ya da bu et ki ye cevap verecek şekil de kendini yeni den düzenl e me kapasitesi ne sahi ptir. Bu sist e m dı şarıdan gel en et kilere açı ktır ancak bu et kilere nokt asal değil, yayılı mcı bir yakl aşı mla cevap verir. Sit e mdeki parçal arı n birbiri yl e ilişkili, il et ken ve et kileşi mli ol mal arından dol ayı fakt örleri n et kisi çoğu za man o et ki ye mar uz kal an nokt ada değil, yayıl arak çevre böl gel erde ve hatt a ‘umul madı k’ yerl erde ortaya çı kar. Si st e mi n karşılı klı et kileşi mlerden ve doğr usal ol mayan ilişkilerden kurul u bir örünt ü içer mesi onu he m esnek, he m de yaratıcı kılar.

‘ Ben i ddi a edi yor u m ki, sistem, mer kezi ndeki at eş ile üzerindeki pi şiren güneş arası na, bi rçok yapı nı n, ol ayı n ve hayatı n t ehli keli şekil de sı ğdırıl dı ğı i nce t abakayı kor uyabil me becerisi ni, ‘ yu muşak’ ol ması ndan dol ayı sür dür mektedir. ‘ yu muşaklı k’ sözüyl e kast etti ği m devi n me kapasitesidir, devi n me ile de i çt en i çe f ar klıl aştır mayı anl at mak i sti yor u m, bundan da kar maşı k, bir biri ne bağı mlı alt siste mler ( ve üst siste mler)- ki bunl arı n küresel et kileşi mi, söndür me ve kendi ni yeni den düzenl e me gi bi i ki ncil et kiler yaratır- geliştir mek i çi m gereken i çerse me, dönüş-t ür me ve çevresi yl e bil gi alışverişi ne gir me kapasitesi ort aya çı kar. Bir siste m esnek, uyu m sağl ayabili yor, evri m-l eşi yor, kar maşı k ve yoğun bir et ki n bil gilen me veya geri besl eme dönüşl eri yl e besl eni yorsa, ya da genel ol arak söyl ersek, siste mde eğer belli oranl arda duyarlı, yarı r asl antısal ( quasi -rando m) akı ş

Yu muşaklı ğı n t asarı mda bul duğu yere, t asarı mda bir prensi p ol arak kullanıl dı ğı nda nel er söyl et ebileceği ne dair bir ör nek ver mek gerekirse, Holl anda’lı ressam Const ant Ni euwenhuys’un ‘ Ne w Babyl on’ adlı pr oj esi ele alı nabilir. Const ant pr oj esi nde gel ecekt eki kent yaşa mına ait vi zyonunu ort aya koyar aslı nda ve önerisi i ki büyük güç; maki nel eş me ve artan dünya nüf usu karşısı nda günl ük yaşa mı n geçireceği evri mi bi çi mlendir meye yöneli k bir yorumdur.

Const ant 1960’ da, Müze St edelji k’de yaptı ğı sunu mda il k önce bu i ki gücün et kil eri ni ve bunl ara karşılı k uygul anan pr oj eleri n yakl aşı mları ndaki eksi kli ği vur gul ar, bit miş ve st atik zonl ara böl ün müş kent t asarı mları nı el eştirir. Ona göre yaşa mı n ve kull anı cını n deği şi mleri ni, di nami kl eri ni, devi ngenli ği ni sist e mi n davranışı, ‘asıl’ eğili mi olarak tanıtan bir kurgu ortaya kon malı dır.

‘ Ne w Babyl on’ büt ün dünya yüzeyi ni kaplayan, muazza m ve ni hai kent sel strükt ürdür. ( Bkz. Şekil 3. 3) Bu strükt ür çok t abakalı dır ve en alt t abakada ‘ot omati k’ üreti mi i da me ettiren fabri kal ar, enerji santralları… yer al makt adır. Daha sonra hı zlı trenl er ve bunun da üst ünde ot omobil trafi ği ni t aşı yan net wor k gelir. Ot o mati k üreti m ve ul aşı m t abakal arı nı n üst ünde, bir mega strükt ür hali nde uzanan, dev kol onl ara asıl mış i nsan yerleşi mleri yer al makt adır. Ancak bu üst i nsan yerleşi mleri sabit değil dir. Ür eti min t a ma men mekani k bir sürece t abi t ut ul ması ndan dol ayı i nsanı n t ek eyl e mi artık yaşadı ğı mekanı t asarla ması ve yeni den üret mesi dir. Const ant’a göre artı k t ek za man, üreti mden azat edil miş i nsana ait serbest za mandır (l eisure ti me). Böyl ece kent koll ektif bir t asarı m oyununun ‘ bit me mi ş’ ürünü ol arak ort aya çı kar. Kent i çi nde i nsanı n kendi si ve mekanı mobil dir. Kull anı cılara ist edi kl eri za man ve yer de ‘ kendi’ mekanl arı nı yarat mal arı i çi n güçl ü ve a mbi yans yaratı cı kaynakl ar veril miştir. Si st e m katılı ma, et kil ere ve t ekrar t ekrar şekill endi ril meye açı ktır. Mekanı n nit eli kleri deği ştirilebilir; Işı k, akusti k, renk, haval andırma, doku, sı caklı k ve ne m i st eğe bağlı ol arak sürekli deği şir. Hareketli düzl e mler, böl ünt ül er, ra mpal ar, köpr ül er, mer di venl er kull anı cıl arı n i st ekl eri ne ve i hti yaçl arına gör e bi çi mlenebilen het eroj en, hareketli, l abirenti msi bir ‘ yu muşak’ o mur ga ol uşt ururlar. ( Bkz. Şekil 3. 4) Zi gzaglı bir di zili m şe ması göst eren mekanl ar ar dçıl, sürekli ve bir birl eri ne bağlı dırl ar. Har eketli ve di na mi k ul aşı m çi zgil eri ve en alttaki ür eti m al anl arı, üstteki bu belirsiz, deği şken, kent i nsanı nın ‘ oyun meydanı’ ol arak tariflenen sürekli mega strükt ürü besl erler. ‘ Ne w Babyl on’ il e sunul an kent kull anı cıl arı nı n katılı mıyl a, kol ektif ol arak t ekrar t ekrar t asarlanan ve yeni den üretilen kar maşı k,

yu muşak matristir. Büt ün bunl arı ol ası kıl an kaynak, ‘t eknol oji’ ise ‘ yeni doğa’ ol arak tanıtıl mıştır.

Şekil 3. 3 ‘ Ne w Babyl on’, pl an Şekil 3. 4 ‘ Ne w Babyl on’, model

Yu muşak sist e m yazı nın başka bir böl ümünde ‘ kendi kendi ni düzenleyen’(self or ganisi ng) ve kendi i çinde birçok ol ayı ve ortaya çı kışı ol anaklı kılan, yaratı cı pot ansi yel e sahi p siste m ol arak t ariflenmişti. Ul crich Köni ngs ( 1999) ‘ Scapes as a Fut ure Model of The City’ başlı klı yazısı nda ‘ kendi kendi ni düzenl eyen’ ve kendi i ç enerjileri ve i mkanl arı yla bir çok yaratıcı ol ayı ‘ol anaklı’ kıl abilen, özerk, yaşayan pr oj el eri n üreti mi il e ilgili kişisel bir t asarı m aj andası sun muşt ur. Bu t asarı m aj andası nda t anıttı ğı kavra mlardan biri de ‘Thi nni ng’(zayıflat ma)’dır. Bur ada kast edilen t asarı mcı nı n ön müdahal esi ni n ve belirleyi ci t avrı nı n zayıflatıl ması, azaltıl ması dır.

Öncül, il k et ki t asarı mcını n eyl e mi dir, i ki ncil-ardçıl ol an i se ür ünün yaşa m süreci, ort aya çı kışı yani ür ünün cevabı dır. Tasarı mı n yöneli mi bit miş, her şeyi yl e öngör ül müş ve pl anl anmış bir ür ün yeri ne, kendi i çsel özelli kl eri ve i çsel enerjileri ile devi nebilecek güçt e ve yaratıcı ilişkileri, ol ayl arı, karşılaş mal arı, çarpı ş mal arı, ol asılı kl arı i çerecek pot ansi yel de bir ür ün ort aya koy mak ol malı dır. Bu dur u mda biri ncil et ki i ki ncil et kiyi akti ve et mek, yükselt mek i çi n geri çekilir, şeyi kendi doğası na bırakır. Biri ncil et ki ürünün pot ansi yelini n tasarı mıdır.

Al manya, Erfurt i çi n öneril miş ol an ‘I CE St ati on’ çok kat manlı ve kendi i ç di na mi kl eri yl e bağı msız, di key-akışkan bir matristir. Pl anl a ma ve t asarı m aşa ması ndaki müdahal e si st e mi n kendi ne özgü gücünü akti ve etme k i çi n zayıflatıl mıştır. Kent yaşa mı nı n bir çok kesiti katma nl ar hali nde üst üst e yı ğıl mıştır. ( Bkz. Şekil 3. 5) I CE tren i st asyonunun ko mpl eks sist e mi i ki boyutl u bir ‘ net wor k’

ol arak geliştiril miştir ve bu net wor k i çersindeki farklı renkl erdeki çi zgil er fonksi yonel bir kodl a ma ol uşt ur ur. Düşeyde üst üst e getiril en pl an düzl e mleri t ek bi r kr omat ogra mda göst erilir. ( Bkz. Şekil 3. 6) Farklı pl an düzl e mleri ni birleştiren, biri nden di ğeri ne geçişi sağl ayan düğü m nokt aları (l oop) bir nokt a diyagra mı yl a te msil edilir. ( Bkz. Şekil 3. 7) Kr o mat ografi k çizi mler ve i ki boyutl u di yagra ml ar referansl arı n ( düğü m nokt al arı nı n) i çsel bir mantı k-düzenl e ol uşt urdukl arı aktif, di na mi k bir siste mi ifade eder ve t asarı mın t e mel-kavra msal i skel eti ni ol uşt ururlar. Evri m süreci ne benzer bir şekil de, bu geri besle me- geçiş nokt al arı far klı pl an düzl e mleri ndeki deği şi mleri, dönüşü ml eri siste min büt ününe yayar ve çevrel eri nde sürece bağlı, st abil ol mayan, büyüyüp daral abilen et ki nli k al anl arı ol uşt ururl ar. ( Bkz şekil 3. 8)

Bur ada t asarı m eyl e mi, kendi i çi nde i şl eyen, kendi kendi ni düzenl eyen, farklı pl an ve fonksi yon düzl e mel eri arası nda di key akı şı ve ‘ olayl arı’ t aşı yan düğü m nokt al arı yl a devi nen ve besl enen bir si st e mi n i ki boyutl u, diyagra mati k yapı -kavra m i skel eti ni ol uşt ur makl a yeti nmiştir. Si st e m bu düğü m nokt al arı ve süpere mpoze edil miş pl an düzl e mleri arası nda kur duğu denge ve gerçek zamanlı deği şi mlerle kendi yaşa mı nı ve deneyi mi ni kendi si belirl eyecektir.

Şekil 3. 5, I CE Tr en İst asyonu, Erf urt/ Al manya, Tasarı mcılar: Ul rich Köni ngs, Ilse Mari a Köni ngs – Üst üst e getirilen pl an ve fonksi yon düzl e mleri.

Şekil 3. 7, I CE Tr en İst asyonu, Erf urt 7Al manya, Tasarı mcılar: Ul rich Köni ngs, Ilse Maria Köni ngs – Düğü m nokt al arı nı n göst eril di ği nokt a di yagra mı

Şekil 3. 8, I CE Tr en İst asyonu, Düğü m nokt al arı etrafı nda ol uşan et ki nli kl eri n ve ol ayl arın t arifledi ği değişken haci m

Re m Kool haas’ı n Tor ont o, Do wns vi e w i çi n önerdi ği par k benzer t asarı m strat ejil eri üzeri ne geliştiril miştir. Büyüyebil ecek, gelişebilecek ol ana yer aç mak adı na ‘st ati k’ ol andan vazgeçil miştir. Te mel pr ensi p yayı lı mcı -sürekli büyü meyi ol anaklı kıl abil mek i çi n st abil, durağan yapıl aş madan kaçı nmak, daha çok şey yapabil mek içi n daha az i nşa et mek, daha az belirleyi ci olma ktır. Si st e mi n yapı sal-kavra msal iskel eti bil eşenl eri ni n arası ndaki bağl antılar üzeri ne kur ul ur. Par kı n i şl eyiş şe ması bot ani k kü mel erden ( dairesel düğü m nokt al arı) ve bunl arı birbiri ne bağl ayan yoll ardan ol uşan bir ‘networ k’t ur. ( Bkz. Şekil 3. 9 ve Şekil 3. 10)

Şekil 3. 9, Tor ont o/ Do wnsvi e w, Par k Pr oj esi, Tasarımcı: Re m Kool haas, Dairesel düğü m nokt al arı ndan ve bunl arı birbiri ne bağl ayan yollardan ol uşan net wor k / Pl an

Şekil 3. 10, Tor ont o/ Do wnsvie w, Par k Pr oj esi, Net wor k / Model

Bu ağı n i çersi nde akı şı sağl ayan çi zgiler, yoll ar birçok farklı ul aşı m t ür ünü t aşır ve özell eşirler; bisi kl et yolları, koşu yoll arı, yaya yoll arı … Ancak yeşil düğü m nokt al arı nı n hi çbirisi ne başt an, kesi n ve belirgi n bir pr ogra m yükl enme mi ştir. Za man içi nde yoll arı n kull anı mı, di ğer nokt al arla kur ul an ilişkiler, zi yaret çileri n deneyi mleri sonucu hepsi kendi işlevleri ni ortaya koyacaktır. (Bkz. Şekil 3. 11 ve Şekil 3. 12)

Şekil 3. 11, Tor ont o/ Do wnsvie w, Par k Pr oj esi, Tasarı mcı: Re m Kool haas, Dairesel düğüm nokt al arı nı birbiri ne bağl ayan yolları n deneyi mlen mesi

Şekil 3. 12, Tor ont o/ Do wnsvi e w, Par k Pr oj esi, Düğü m nokt al arı nı n f onksi yonl arı nı n çeşitlen me pot ansi yeli ni göst eren grafi k

Par k kent e de mir yoll arı, köpr ül er, transit yol lar, ot obanl ar ve yaya yoll arı yl a

Belgede Yapay Doğa (sayfa 34-107)

Benzer Belgeler