• Sonuç bulunamadı

17. yy’da Rönesans sanatçısı Michelangelo ve ressam Carravaggio’nun Barok Heykel üzerindeki etkisi belirgin bir şekilde hissedilir. Dönemin en etkin heykeltraşları Bernini ve Borrominidir. Bernini mermerde, insan teninin bütün sıcaklığını ve

208 Bakır 2003, 22. 209 Bakır 2003, 21-36.

gerçekliğini öyle yansıtmıştır ki sonraki süreçte yer alan yine barok sanatçısı ressam Rubens’in çıplak figürlerinde de aynı etki gözlemlenir.

Avrupa‘da geniş ölçüde benimsenen barok heykel, yoğun bir şekilde her yerde görülmüştür. Tek başına bir eser olarak yapıldığı kadar bir yapıyı süslemek içinde yapılan heykel, barok sanatın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Bu dönemde; yatay şekilde sıralanan heykel dizisi-taşıyıcı unsur olarak, Yunan sanatındaki gibi sütun şeklinde kadın (karyatit) ve erkek (telemon) figürlerine Barokta da yer verilmiştir. Ayrıca çeşitli arma grupları ve silah takımlarından oluşan süs şekli de kullanılmıştır. Çünkü barok heykel, her türlü çizgiyi reddetmiştir. Heykeli belirli bir siluet içine sokmamıştır. Belirli bir görüş noktasından, heykeli anlamak mümkün değildir. Heykelde, yüzün hareketliliği, zengin, bol kıvrımlı elbiselerin betimlenişi dikkat çekmiştir. Heykelin ışık hareketine, tektonik yapının planlanışı, derinliğine bir kompozisyon kurgusu, yerleştirildikleri nişlerin gölgesi bile katkıda bulunmuştur. Malzeme olarak mermer, tunç ve ahşap kullanılan barok heykel; ayrıntıları tamamen aslına uygun ve zarif bir biçimde yontulmuştur. Hem mimariyi tamamlayan, hem kendi başına, birer eser olan barok heykeller de, bronzun ve renkli mermerin kullanımının görülmesi, ayırt edilmesi, bilinmesi gereken özelliği olmuştur.

Gerçek ile hayal olanı birleştiren Barok heykelde, figürler hareketli ve coşkundur. Elbise kıvrımları, jest ve ifadelerde aşırılık görülür ki bu abartı aynen Hellenistik baroktaki gibidir. Teknik açıdan kusursuzluğu gösteren barok heykel, insan tenini büyük bir ustalıkla işler. Giysi kıvrımları gerçekçi şekilde ele alınmıştır. Duygusal ve dini konular işlenmiştir. Buna, çeşme yapılarının süslemelerinde görülen su perileri ve yunus balıkları örnek verilebilir. Bunların bütünde “…Barok’un en vurgulu özelliklerinden olan hareketin abartılması ve ışık-gölge oyunlarının şiirsel etkisi üzerine kurgulanması…211” düşüncesi ön plana çıkmaktadır.

2.6.1 Azize Teresa (Avila’lı Azize Teresa’nın Vecdi)

212

Bu eser, barok çağının en ünlü heykelcisi Giovanni Lorenzo Bernini tarafından yapılmıştır. 1647-1652 yılları arasında yapılan bu heykel, mermerdir. 3,5 m yüksekliğinde ve Roma’dadır (Lev.33, Fig. 63). Kiliselerin mihrap kompozisyonlarındaolduğu gibi tekli ve ikili heykel gruplarında tanınmış ve başarılı bir heykeltıraş olan sanatçı aynı zamanda mimardır. Azize Teresa, Roma’daki Santa Maria

211 Ülgen 1981, 473. 212 Yetkin 1977, 44.

Della Vittoria kilisesinin mihrap nişinde, şapelinde yer almaktadır. Barok heykelin en belirleyici özelliklerini bulabileceğimiz bu heykel, Bernini tarafından özel bir mimari düzenleme ile yerleştirilmiştir. “Dönemin duyarlılığını çok güzel aksettiren eser, önemli azizelerden, biri olan, Teresa’nın ruhsal âleme ulaşması ve dini aşkla kendinden geçmesini göstermektedir213”.Heykeltıraşın mihrap nişine yerleştirdiği bu heykel

gurubunu, zekice bir tutum içinde planlamıştır. Elinde oku taşıyan meleğin, sola doğru bükük olan başındaki kabarık saçlar ve yüzündeki dingin ifadeoldukça etkileyici işlenmiştir. Melek sağ eliyle oku zarif bir şekilde tutmaktadır. Azizenin göğsüne batırmak üzereyken, heykel gurubunun üzerine düşen ilahi bir ışık demeti dingin bir şekilde dökülmektedir.Azize Teresa’nın, bir omzunu (sağ) açıkta bırakan kıyafetinin detayları, incelik derinlik ve doğal kumaş hareketi aynı hassasiyetle betimlenmiştir (Lev. 33, Fig. 64). Ayrıca sanatçı, Teresa’nın, ruhunda duyduğu acıyı, ruh durumunu, mistik bir coşku ile yansıtan heykelci bu coşkuyu, ışık ve gölge kontrastlarının egemen olduğu plastik bir duygu ile eşsizce anlatmasını bilmiştir214.

Renkli mermerin kullanıldığı heykel gizli bir bölmenin arkasındaki pencereden sızan ışık, gölge oyunlarıyla bütünleşmiştir. Bu da tanrısal aşkı, azizenin tanrı ile bütünleştiği mutluluğu yüzüne canlı ve etkileyici bir sahne halinde verildiği görülür. Zengin giysi kıvrımları, göz alıcı bir dekor oluştururken Bergama Zeus Altarı savaş sahnelerindeki giysi kıvrımlarındaki ayrıntılarını hatırlatır. Fakat buradaki en etkileyici görüntü, figürlerin yüzündeki çarpıcı net ifadedir (Lev. 34, Fig. 65). Aynı Barok etkiyi, yine Bernini’nin 1616’da yaptığı Daphne ve Apollon heykel grubunda da görmek mümkündür. Figürler arasındaki bağlantı, heyecan, soldan sağa yükselişi, dantel gibi mermeri, heykeltıraşın işleyişi, ustalığının da bir göstergesidir. Aynen Laokoon heykel grubu gibi heykel tek noktadan değil, çevresinde dönüp dolaşılarak, kavranan, çok yönlülükle izlenebilir. Heykel gurubunun diğer bir önemi ise bir gerilim noktasına taşınması ve bunun bir heyecana dönüşerek önden arkaya ve içeriye doğru bir derinlik itişiyle verilmesidir. Bernini, bütün dramatik ve devinimsel, etkiyi arttırmak amacıyla, kumaşı burkarak işlemiştir. Giysi yakalanamaz seviyede sonsuz bir hareketle gösterilmiştir. Teresa’nın elbisesinin model ediliş şekli, çizgisel bir analize izin vermektedir. Işık-gölge oyunuyla hareket ve sonsuz değişme halindedir.

213 Beksaç 2015, 78. 214 Yetkin 1971, 44.

2.6.2 Venüs Heykeli

Bu eser, heykeltraş Filippo Parodi (1630-1702) tarafından yapılmıştır. Cenova kentinin ilk önemli Barok sanatçılarından olan heykeltraş Lorenzo Bernini atölyesinde asistan olarak çalışmış, üslubunu oluştururken, Bernini’nin üslubunu temel almıştır. Allessandro Algardi ve Ercola Ferrato’nun üslubundan etkilenmiş görünse de tüm bu heykeltıraşların üslubundan hareket ederek, ortak bir karakter sergilemiştir215.

Sanatçının eserlerinde, yoğun bir hareketlilik; vücut biçimlerinde olduğu kadar, kumaş kıvrımlarıy da dikkat çeker. Diagonal biçimlemeyi, figürlerle kullandığı nesnelerle sağlarken kompozisyonel hareketide ortaya koyar. Sanatçının dinsel ve mitolojik içerikli tasarımları vardır.

Bernini’nin etkisinin görüldüğü Venüs heykeli, Cenova’da Palazzo Reale’de yer alır. Venüs heykeli 1680 tarihlidir. Mermerden yapılmış olan bu heykelin biçimlenişinde S ve C kıvrımlarının etkisi görülmektedir. Bu kıvrımlar figüre yoğun bir hareket kazandırırken, figürün sahip olduğu biçim ve vücudu saran kumaşın kıvrımlarıyla hareket hat safhaya çıkmaktadır. Bernini’nin 1622 tarihli Apollo ve Daphne heykeli ile 1621 tarihli Perserpina’nın kaçırılışı adlı heykelinde yer alan kadın figürlerin biçimleriyle benzerlik taşımaktadır216. Heykeltraşın temel özelliğinin hareket

olduğu, figür ve kumaş kıvrımlarının biçimlendirilmesinde S kıvrımlarla hareketi oluşturduğu görülür. Yüz ve vücut biçimlerinde duygusal boyutun figüre yansıdığını belirtmek gerekir (Lev. 34, Fig. 66).

Benzer Belgeler