• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM IV. TÜRK BANKACILIK SİSTEMİ UYGULAMASI

4.1. Fiyat Yaklaşımı

4.1.1. Fiyat Yaklaşımı Modeli

4.1.1.2. Bankalara Özgü Temel Rasyolar

Çalışmada kullanılan bankalara özgü temel rasyolar kontrol değişkenleri olarak modele dâhil edilmiştir. Araştırmalarda kontrol değişkenlerini temsilen seçilen genel giderler, aktif büyüklüğü, lerner endeksi ve borçlanma rasyoları kullanılmıştır.

Genel giderler rasyosu, Demirgüç-Kunt ve Huizinga (2004) çalışmasında

kullandıkları, faiz dışı giderlerin aktife oranı şeklinde kullanılmıştır. Bu değişkenin, bankaların yönetim kalitesini ve maliyet verimliliğini temsil ettiği düşünülmektedir. Faiz dışı giderlerin oluşumunda personel giderleri ve tazminatları gibi giderlerin yanı sıra ürün karması ve hizmet kalitesini içine alan yatırım giderleri de mevcuttur. Etkin yapı hipotezine göre yüksek faiz dışı giderlerin maliyet etkinliği düşük olan bankalara işaret ettiği, dolayısıyla mevduata düşük faiz oranı uygulayacakları düşünülmektedir. Ancak, bu oranın yüksek olması içinde yatırım giderlerinin de bulunması sebebiyle müşterilere daha iyi hizmet verilmesi şeklinde de yorumlanabilmektedir. Veri setinde bulunan bankaların finansal tablolarında hizmet kaliteleri ile ilgili ayrıma ulaşılamaması sebebiyle bu değişkenin faiz oranı üzerindeki etkisi öngörülememektedir.

Bir diğer değişken olan aktif büyüklüğü, veri setinde bulunan bankalara ait aktiflerin doğal logaritmasıdır. Kontrol değişkeni olarak aktif büyüklüğünün modele dâhil

89

edilme sebeplerinden biri “Kaybedilemeyecek Kadar Büyük” (Too Big To Fail) hipotezinin test edilmesidir. Bu görüşün altında yatan temel mantık mevduat sahiplerinin büyük bankalar karşısında oluşturdukları algıdan kaynaklanmaktadır. Bir problem anında düzenleyici otoritelerin bu bankaların zararını karşılayacağı ya da bir kriz durumunda portföy çeşitlendirmesi yoluyla büyük bankaların daha kolay ve hızlı risklerini azaltacakları düşünülmektedir. Ayrıca mevduat maliyetinin büyük bankalarda daha düşük olduğu da kabul edilmektedir. Buna karşın eğer büyük bankaların daha iyi yatırım opsiyonları varsa veya rekabet politikalarında daha agresif olmaya karar verdikleri durumlarda daha yüksek mevduat faizine de katlanabilmektedirler. Yazında aktif büyüklüğünün etkisi konusunda kesin sonuçlar bulunmamakla birlikte Park ve Peristiani 1998 yılında yaptıkları çalışmalarında ABD’de büyük bankaların küçük bankalara oranla mevduata daha düşük faiz oranı uyguladıklarını açıklamışlardır. 2003 yılında Rosen’in yaptığı çalışmada ise aktif büyüklüğünün etkisinin dönemler itibariyle değişim gösterdiği, son dönemlerde büyük bankaların agresif rekabetçi politikaları doğrultusunda daha yüksek faiz oranları uyguladıkları sonuçlarına ulaşmıştır.

Bankaların piyasa gücünü ölçmek için kullanılan Lerner endeksi marjinal maliyet ve fiyat farkının fiyata bölünmesi ile bulunmaktadır (Lerner,1934). Coccorese (2009), Lerner endeksinin bankaların piyasa gücünün gerçek bir yansıması olduğunu, tekel ve mükemmel rekabette davranışsal ayrılığı temsil ettiğini ileri sürmektedir. Piyasa gücü hesaplamaları özellikle birkaç büyük şirketin hâkim olduğu pazarlarda yaygındır.

İktisatta rekabet derecesinin ne şekilde ölçüleceği tartışma konusu olmuştur. Çalışmalarda, banka rekabetini gözlemleme ve ölçme yöntemlerinin pek çok yolu olduğunu göstermiştir. Genel olarak, bu yöntemlerin yapısal ve yapısal olmayan yaklaşımlar olarak sınıflandırılabileceği kabul edilmektedir. Pazar gücü (veya firmaların marjinal maliyetin üstünde fiyatlama imkânı) iktisatta önemli kavramlar arasındadır. Çünkü zayıf rekabet piyasalarının tam rekabet kriterinden nasıl uzaklaşıp uzaklaşmadığını gösterir. Bu nedenle, bu kavram özellikle mikroekonominin üzerinde durduğu konular arasındadır (Rojas, 2011).

Son dönemlerde yapılan piyasa disiplini ve piyasa gücü üzerine yapılan araştırmalarda (Ariss, 2010; Cubillas ve diğerleri, 2012; Demirgüç-Kunt ve Peria, 2010; Hadad ve diğerleri, 2011) lerner endeksinin sıklıkla kontrol değişken olarak kullanıldığı

90

görülmektedir. Lerner endeksinin rekabet ölçüsü olarak kabul edilme sebebi fiyat ve marjinal maliyet arasındaki farkta görünen fiyatlandırmaya dayanmasıdır. Böylece bir şirketin marjinal fiyatını marjinal maliyet üzerine çıkarma derecesi hesaplanabilmektedir (Berger ve diğerleri, 2009). Teorik olarak, piyasa gücünün önemli bir belirleyicisi talep esnekliği olarak kabul edilmektedir (Lerner, 1934). Uygulamada lerner endeksinin zayıflığı finansal tablo verilerinin endeks hesaplamasında ihtiyaç duyulan fiyat ve maliyet verilerine karşılık gelmediği yönünde görüşler de bulunmaktadır (Bikker ve diğerleri, 2007).

Endeks, fiyat ile marjinal maliyet arasındaki farkın fiyata bölünmesi olarak tanımlanır. Fiyatın marjinal maliyeti aştığı oranın düzeyini gösteren bir göstergedir ve şu şekilde hesaplanır:

𝐿𝑒𝑟𝑛𝑒𝑟𝑖,𝑡 =

𝐹𝑖𝑦𝑎𝑡𝑖,𝑡−𝑀𝑎𝑟𝑗𝑖𝑛𝑎𝑙 𝑀𝑎𝑙𝑖𝑦𝑒𝑡𝑖,𝑡

𝐹𝑖𝑦𝑎𝑡𝑖,𝑡 (3)

Üçüncü denklemdeki fiyat; faiz ve faiz dışı gelirler toplamının aktife bölünmesi ile bulunmuştur. Marjinal maliyet için ise dördüncü denklemden elde edilen translog maliyet fonksiyonu kullanılmıştır. Berger ve diğerleri (2009), Demirguc-Kunt ve Peria (2010) ve Fernandez de Guevara ve diğerleri (2005), çalışmalarının ışığında, fiyatı temsilen toplam banka gelirlerinin toplam varlıklara oranı seçilmiştir. Belirlenen bankalara ait fiyat hesaplanırken kredilerden alınan faizler, ücret ve komisyonların kredilere bölünmesi ile bulunmuştur. Marjinal maliyet hesaplamasında kullanılan toplam maliyet, toplam varlıklarla ifade edilen aktif toplamı; faiz ve faiz dışı giderler olmak üzere iki girdi fiyatı ile hesaplanmıştır.

Maliyet fonksiyonu aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:

𝑙𝑛𝑇𝑜𝑝𝑙𝑀𝑎𝑙 = 𝑐0+ 𝑠0𝑙𝑛𝐴𝑘𝑡𝑗+𝑠1 2 𝑙𝑛𝐴𝑘𝑡𝑗 2+ ∑ 𝑐 1𝑙𝑛𝑤𝑖,𝑗 2 𝑖=1 + 𝑙𝑛𝐴𝑘𝑡𝑗∑2𝑖=1𝑠𝑖+1𝑙𝑛𝑤𝑖,𝑗+ 𝑐3𝑙𝑛𝑤1,𝑗𝑙𝑛𝑤2,𝑗+ 𝑐4𝑙𝑛𝑤12+ 𝑐5𝑙𝑛𝑤22 (4)

Dördüncü denklemde “ToplMal” toplam maliyeti; “Akt” toplam aktifi; “w1” faiz giderlerinin aktife oranını ve “w2” de faiz dışı giderlerin aktife oranını göstermektedir. Bu denklemden elde edilen katsayılar doğrultusunda marjinal maliyet hesaplamaları yapılmıştır. Aslında marjinal maliyet, toplam maliyetin aktife olan oranının türevi olduğu için toplam maliyetin logaritmasının aktifin logaritmasına oranının türevi de marjinal maliyetin toplam maliyete oranının aktif ile çarpımına eşittir. Dördüncü denklemde

91

bulunan değişkenlerin normal dağılımı test edilmiş olup, normal dağılım göstermeyen değişkenler için parametrik olmayan çoklu doğrusal regresyon analizinin “robust” özelliğinden faydalanılarak tahmin edilen katsayılarla her bir bankanın marjinal maliyetleri beşinci denklem yardımıyla hesaplanmıştır.

Marjinal maliyet fonksiyonu aşağıdaki şekilde belirlenmiştir. 𝑀𝑎𝑟𝑗𝑖𝑛𝑎𝑙 𝑀𝑎𝑙𝑖𝑦𝑒𝑡𝑗 =

𝑇𝑜𝑝𝑀𝑎𝑙𝑗

𝐴𝑘𝑡𝑗 (𝑠0+ 𝑠1𝑙𝑛𝐴𝑘𝑡𝑗+ ∑ 𝑠𝑖+1

2

𝑖=1 𝑙𝑛𝑤𝑖,𝑗) (5) Banka rekabetinin doğrudan ölçüsü kabul edilen Lerner endeksi, marjinal maliyet tahmini ve çıktı fiyatı hesaplandıktan sonra her bir bankaya ait endeks hesaplanmıştır (Berger ve diğerleri, 2009). Lerner endeksi sıfır ve bir arasında değişmektedir. Fiyat=Marjinal Maliyet olduğunda lerner endeksi sıfırdır ve firmanın fiyatlama gücü olmadığı kabul edilmektedir. Endeks, bire yakın olduğunda, marjinal maliyetler karşısında fiyatın daha belirgin bir şekilde yükseldiğini ve dolayısıyla firmanın piyasa gücünü göstermektedir (Ariss, 2010). Genel olarak, Lerner = 0 tam rekabet olduğunu, Lerner = 1 ise tekeli belirtir. Lerner endeksi ve rekabet arasında ters ilişki söz konusu olup daha büyük bir Lerner endeksi rekabetin azalması anlamına gelebilmektedir (Pruteanu-Podpiera ve diğerleri, 2007).

Çalışmada; Cubillas ve diğerleri (2012) ve Hadad ve diğerleri (2011) araştırmalarındaki gibi lerner endeksinin faiz oranına ne şekilde etki edeceği ile ilgili bir öngörü bulunmamaktadır. Şöyle ki bankalar piyasa güçlerini kullanarak mevduata düşük faiz uygulayabilecekleri gibi yüksek faiz politikaları ile piyasa güçlerini daha da arttırmayı hedefleyebilmektedirler. Bankalara özgü temel rasyoların sonuncusu olan borçlanma değişkenini temsilen yabancı kaynakların aktife olan oranı kullanılmıştır.

Tablo 14’de bankalara özgü temel rasyoların göstergesi olarak kullanılan değişkenler modelde kullanılan kısaltmalar ile birlikte gösterilmektedir.

92

Tablo 14. Bankalara Özgü Temel Rasyolar

BANKALARA ÖZGÜ TEMEL RASYOLAR DEĞİŞKENLERİ

Genel Giderler Faiz Dışı Giderler/ Aktif (FDGAKT)

Aktif Büyüklüğü Aktif Değişkeninin Doğal Logaritması (LNAKT) Lerner Endeksi Toplam Aktif Fiyatı-Marjinal Maliyet (LERNER)

Toplam Aktif Fiyatı

Borçlanma Yabancı Kaynaklar/ Aktif (YKAKT)

Bankalara özgü temel rasyolar ile faiz oranı arasındaki ilişki ön görülememektedir. Risk değişkenlerinden biri olan iflas riski (ZSKOR) ve borçlanma oranı aynı anda modele dâhil edilmemiş olup, z-skor hesaplamasında kullanılan özkaynağın aktife oranı yabancı kaynakların aktife olan oranının tersini ifade etmektedir. Çoklu doğrusallık sorunu (multicollinearity) ile karşılaşılmamak için z-skorunun kullanıldığı modellerde borçlanma oranı (YKAKT) modelden çıkartılmıştır.