• Sonuç bulunamadı

Kitsch üründe beğeni, bakıldığı anda mesajı okunabilen, çağrışımdan uzak edilgen bir yönelim teması kurmasından ötürü, sanat eğitiminde yorumlama

BULGULARI VE YORUMLAR

Resim 23 Odd Nerdrum “Bok Kayası”,Tuval Üzerine Yağlıboya,193,7x180,34cm,

2. Kitsch üründe beğeni, bakıldığı anda mesajı okunabilen, çağrışımdan uzak edilgen bir yönelim teması kurmasından ötürü, sanat eğitiminde yorumlama

eylemi kısıtlar mı? Kitsch beğeniye içkin kazanımlarla eğitilen çocuk mikro düzeyde sanatsal sakatlığa, makro düzeyde ise realitenin renk körlüğüne ulaşır. Bu durumda kitsch' in algısal etkileri ve sonuçlarının eğitime yansıyan boyutu nasıldır?

Sanat eğitiminde yorumlama eylemini gerçekleştirmenin önkoşulu anlamaktır. Bu bağlamda öncelikle anlam konusuna açıklık getirmemiz gerekmektedir. Anlamak, görsel bir olguyu anlamlandırmaktır. O halde “anlam” kavramına, “görme” ile başlamak yararlı olacaktır. Öncelikle bakmakla görmek, görmekle anlamak ediminin açıklamasına değinmek gerekir. Göz duyumsal bir organdır. Bu doğasıyla işlevi, bir dış etken tarafından meydana getirilen bir uyarının algılanmasıyla sınırlıdır. Bu izlenim, uyaranın etkisi altında, gözün değişimi ile ve optik sinir yoluyla sinir merkezlerine ulaştırılır.

“Duyum” bir izlenimin bilincidir. Hoşa giden ve gitmeyen ayrımı ile birliktedir. “Algılama” ise, duyumun nedeninin, daha önceki deneyler zincirine dayanarak yapılan yorumudur. Duyum ve algılama, zihinde yapılan işlemlerdir ve duyusal değil zihinseldir. Diğer yetilerimizin işlemleriyle birleşerek, beyinsel temsilleri, yani nesneler hakkındaki bilgilerimizi meydana getirirler. Bu şekilde elde edilen beyinsel imgeler, kısmen duyuma, kısmen de algılamaya bağlı, bellek, yargılama ve düşüncenin iletilmesiyle beraber elde edilen temsillerdir.

O halde görmek anlamaktır. Anlamak ise belli bir zihinsel gelişim, belli bir zihinsel seviye ve belli miktarda deneysel ve teorik bilgiler gerektirir. Bu durum bir sanat yapıtını anlamak için de geçerlidir. Bir sanat yapıtını konu, biçim ve anlam açısından çözümleyebilmek için önceden zihinsel bir altyapı oluşturmuş olması gerekir. Bunu oluşturmak için sanatçının yapıtlarını görmek, yaşamı, psikolojik kimliği, sanatsal konular ve ilkeler hakkındaki fikirlerini öğrenmek, hangi sanat

130 akımını benimsediğini, çeşitli sanat akımlarını, bunların özelliklerini, benzerlik ve farklılıklarını anlamış olmak gerekir.

Resimlerin anlamlandırılmasında sıkça düşülen yanılgı konuyla anlamın karıştırılmasında ortaya çıkar. Sanatta tarihinde bilindiği gibi, konusu aynı olan yüzlerce resim vardır. Eğer konu anlam olsaydı, değişik sanatçıların değişik dönemlerde yaptıkları yapıtların hepsinin bizde aynı etkiyi ya da aynı duyumu oluşturmaları gerekirdi. Bu da olsa olsa sanatı tatsız bir tekrara dönüştürürdü. Tarihsel süreç içinde konular değiştiği gibi, o konulara yüklenen anlamlar da değişir. Bir yapıtta anlamı etkileyen dört etkenden söz edebiliriz. 1- Toplum, 2- Sanatçı, 3- Yapıt, 4- İzleyicidir.( Karayağmurlar, 2007:1)

SANATÇI

YAPIT

İZLEYİCİ

TOPLUM

Şekil.1 İletişim Şeması

Resim görsel bir anlatım aracıdır. Yani resim sanatının olanaklarıyla ortaya konmuş, sözel olmayan bir anlatım biçimidir. Her anlatımda, bir anlatan (sanatçı), bir anlatı (yapıt), ve bir anlayan (izleyici ya da sanat eleştirmeni) varsayılır. Burada en sorunsal olan anlatı, yani yapıttır. Alımlayana dayalı çözümlemelerde, sanat yapıtının anlamlandırılması alıcıya dayandırılır. Bu sisteme göre bir sanat yapıtında sanatçının neyi anlattığına karar vermekte, sanatçının kendisi bile yekte değildir. Çünkü sanatçının asıl amacı bir yapıt ortaya koymaktır. Yapıt bittikten sonra yapıtla sanatçının işi bitmiştir. Yapıt artık sanat tüketicisinin malıdır. Anlamalarla, yorumlamalarla yaşamını sürdürecek, değişik özümlemelerle anlamı zenginleşecektir.

Tam bu noktada Atalayer şöyle der;

Evrensel bir anlamı, estetik tavırla yakalayıp, görünür hale getirmek büyülü yüceltici bir eylemdir. Sıradan pek çok insanda, duyular yoluyla evrene ait pek çok gizi yakalayabilir. Ama evrensel gizlerin, görünür hale yeniden örgütlenerek getirilmesi, estetik etkileşim ile gerçekleşir. Bu yeniden örgütlenme ve yaratılış, süreçte bireyin ve sanatçı "ben"inin tekniğine bağlıdır. O tek olarak, kendi bireysel varoluşunu "vererek" kavrar ve kavratır. Kavramda ve anlatımda "bireysellik" sanatçının yakaladığı özün anlamın tekliğini, orijinal ve özgünlülüğü bir öz değerdir. O düşünsel ve bilimsel bir bilgi değil, tekilliğin kavrayıp yaşadığı algısal karmaşık bir gerçekliktir. Düşünsel olarak elde edilemez. Sanatsal öz, anlam, doğanın kendisi, onun taklidi değil, ben tarafından ele geçirilmiş, egemen olunmuş, estetik algı temelli bir öz. Sanatçı tarafından ürettiği nesneye yüklenmiş estetik bir gerçeklik, enerjisel güç frekansları, ışıma, var oluş değeridir. Sanatçının sanatsal algılamasında ise öz; nesnel ve düşünsel olarak kavranılan değil, özel duygulanımı olan, bir ritim, bir dengelilik, olarak nesnelleşen, algılayıcıyı çeken, yaklaştıran onu biçimde yaşatan çekim gücü olan fikirdir.( Atalayer, 1994:75)

Anlam konusu bir anlamda neyin sunulduğu değil nasıl sunulduğu konusunda düşünmeyi gerektiren bir dizi eylemi bünyesinde barındırır. Dolayısıyla nelikten çok nasıllık kitsch’teki nitelikten çok niteliği karşılamaktadır. Tam bu noktada tekrar sorgumuzu hatırlayacak olursak “Kitsch üründe beğeni, bakıldığı anda mesajı okunabilen, çağrışımdan uzak edilgen bir yönelim teması kurmasından ötürü, sanat eğitiminde yorumlama eylemi kısıtlar mı?”. Estetik öznenin gerek üreten gerekse alımlayan tarafında pasif konumu nedeniyle evet kısıtlar şeklinde cevap vermek durumunda kalıyoruz. “Kitsch üründe, mesaj tekdüzedir, aynıdır. Kiç bunu kavramların içini boşaltarak yapar. Nihai amaç, alımlayıcıya, dünyaya yeni bir açıdan bakmanın olanaksızlığını imlemek, nesneleri olabildiğince standart ve şematik biçimde göstermek, çağrışımlardan mümkün olduğu kadar uzak kalarak, sadece belli bir kavramı en keskin bir şekilde anlatmaktır.” (Gümüşlü 1996:6)

Gümüşlü’ nün sözleri doğrultusunda Demir’ göre de; derinliksiz ama ilk bakışta çekicilik taşıyan (bknz. Resim-34) kitsch ürün, sanat yapıtı gibi anlamsal süreklilik taşımaz. Kitsch ürünler kâr marjı hesaplanarak üretilirler. Kitsch sanatta bireysel, toplumsal ya da kurumsal anlamda belirli bir mesaj içermediğinden alımla-

132 yıcısının düşünsel eylemden uzak kalması istediği de kasıt bir yaklaşımdır. Verdiği hazzın geçiciliğinin temelinde de yine aynı kasıt yatmaktadır. Kendi sürekliliğini ancak bu yolla sağladığı bilincindedir. Hızlı tüketim beraberinde hızlı beğeni ve hızlı nefreti ateşler. Modern toplumların karasız insan tipi modelinde bu algı stabildir ve makbul ya da olması gereken şekilde kabul edilir.

Resim -34 . Mattias Sammekull “Fatih”,Tuval Üzerine Yağlıboya 130x105cm, 2010

Kitsch karşısında haz duygusu duygusal yoğunluk halinde bir paket olarak sunulur. Bu duygu öylesine şiddetli yaşatılır ki zihinsel bir etkinliğe vakti bile sunmayacak kadar kısıtlıdır. Mesajının netliği de bundandır. Acelecidir çünkü geldiği şiddetle gitmeye programlıdır. Bu sürat bilinçli bir etkinliktir amaç sürekliliği sağ-

lamaktır. Kitsch objeyle iletişime geçen öğrenci ister istemez onun etki alanına girebiliyor. (bknz resim-35,36)

Resim - 35. Thomas Kinkade “Gül Bahçesi”, Tuval Üzerine Yağlıboya, 28 x42cm

Resim- 36. Öğrenci Çalışması, 8.Sınıf ,“ Gül Bahçesi”*

134 3. Herhangi bir kitsch ürün doğru argümanlarla harmanlanıp pozitif ivme kazandırılarak sanat eğitiminde kullanılabilir mi?

Kitsch ürünler sanat çerçevesinde bazı sanatçıların Odd Nerdrum gibi kendilerini Kitsch sanatçı olarak tanıtıp aslında çok başka mesajlar içerikli çalışmalarıyla bakılırsa evet pozitif ivme kazanabilir. Ama bu şekliyle bile anlamak yine bir takım algısal üst yapı gerektir. Henüz gerçek sanat objesine temas etmemiş öğrenci doğal olarak böylesi bir işlem basamağında bulunup durum analizi yapamayacağı aşikârdır. Dolayısıyla kitsch objeler sanat eğitiminde ancak beğenilmemesi gerekliliğiyle nitelendirilerek tanıtılmalıdır. Aksi taktirde öğrenciler kolaycılık tavırları doğası gereği çok çabuk adapte olabilecekleri bir yöndür. Bu nedenle yaptırılan işlerde sanat eğitimcisi kullanılan malzeme kadar bunların bir aradalığıyla da yakinen ilgilenmelidir (bknz. Resim 37,38).

Resim-37. “Çizgi film kahramanı” Resim-38. “Öğrenci çalışması”8.sınıf*

4. Kitsch nesne ve sanat eseri karşılaştırmasında sanat eğitimcisi terazinin