• Sonuç bulunamadı

4. Güvence Hizmetlerinde Denetim Türü Olarak Bağımsız Denetiminin Ele

4.1. Bağımsız Denetimin Kavramsal Çerçevesi ve Gerekliliği

Bağımsız denetim, “Finansal tablo ve diğer finansal bilgilerin, finansal raporlama standartlarına uygunluğu ve doğruluğu hususunda, makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacıyla, denetim standartlarında öngörülen gerekli bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve değerlendirilerek rapora bağlanmasını ifade eder.” (Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, m.12) olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, ilgili kanun maddesine ilişkin benzer bir açıklama, işletmelerin açıklanacak raporlarında ve Kurulca istenmesi halinde ibaresi eklenerek benzer bir tanımlamaya da Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standartları Hakkında Tebliğ’inin 4. maddesinde yer verilmiştir.

Sonuç olarak, bağımsız denetim işletme ya da şirketlerin finansal bilgilerinin uygun ve makul güvence verecek ölçüde defter, kayıt ve belgelerinin kontrolünün sağlanarak rapora bağlanmasıdır şeklinde tanımlayabiliriz.

Bağımsız denetim hizmetinin verilebilmesi bir takım standartlar çerçevesinde bir süreç dahilinde ilerlemektedir. Bağımsız denetimin, finansal faaliyetlerin standartlar çerçevesinde denetim görüşünün oluşması ve denetim raporunun hedef kullanıcılara aktarılma süreci nedeniyle (Ertaş, 2018), Kenger tarafından bağımsız denetim tanımlanırken; finansal tablo bilgilerinin makul ve uygunluğuna ihtiyaç duyanlar ile bağımsız denetimi gerçekleştirecekler

31

tarafından oluşan ilişkiden raporun sunulmasına kadar oluşan sürece değinerek bir tanımlamada bulunmuştur. Kenger, meslek mensubu olarak kendi adına ya da denetim firması adına, hizmet akdi çerçevesinde müşterilerinin finansal bilgilerinin kontrolünün sağlanması, uygunluğunun sağlanarak performans denetiminin gerçekleştirilmesine bağımsız denetim (Kenger, 2001) olarak yer vermiştir.

Bu açıklama ve tanımlar çerçevesinde, bağımsız denetimi tanımlarken bağımsız denetimi gerekli kılan standartlar, kanun ve yasal mevzuatlar çerçevesinde ele alınarak değerlendirmesi doğru olacaktır. Örneğin bağımsız denetim yapılabilmesi için ilgili firmanın bu bilgilerin uygunluğunu istemesinin yanında o işletmeler ile bağımsız denetimi gerçekleştirecekler arasında birtakım şartların sağlanması gerekmektedir. Bu finansal bilgilere verilecek hizmet bağımsız denetim tabi olması ihtiyaçtan ziyade zorunluluktan da kaynaklanmakta olacağı gibi makul ve uygun bilgiyi isteyen işletme ve bu hizmeti verecek bağımsız denetçiler arasındaki ilişkinin bağımsızlığı zedeleyecek bir ilişkide olmaması ya da bağımsız denetçinin bağımsız denetimi verebilecek yetkinlik ve gerekli şartları taşıyor olmasından kaynaklanabilmektedir.

4.1.1 Bağımsız Denetimde Amaç ve Kapsam

26.12.2012 tarihli ve 28509 sayılı resmi gazete yayınlanan “Bağımsız Denetim Yönetmeliği”

‘ne göre bağımsız denetimin amacı, finansal tablolar ya da finansal bilgileri de içeren konular olmak üzere belirli bir çerçevede Türkiye Denetim Standartları’na (TDS) göre güvence oluşturabilmek adına görüş oluşturmak olduğu belirtilmiştir. Ve yine aynı yönetmeliğin başka bir maddesinde denetim konusunun makul veya sınırlı güvence sağlamak olduğunun üzerinde durulmuştur. Ayrıca, bağımsız denetime konu olan denetimde, sınırlı güvence oluşturulmasına yönelik herhangi bir mevzuatında ya da denetime ilişkin sözleşmesinde açıkça yer almamışsa denetim makul güvence verecek şekilde gerçekleştirileceği vurgulanmıştır. Makul ve sınırlı güvence seviyesinin belirlenmesi ve kapsamının açıklanması TDS çerçevesinde belirlenmektedir.

4.1.2 Bağımsız Denetim Konusu ve Unsurları

Bağımsız denetimin konusunu, mesleki şüphecilik içinde mesleki etik ilkelere bağlı kalarak TDS çerçevesinde uygun ve yeterli denetim kanıtlarının toplanması ile bu kanıtlara dayanak

32

oluşturacak denetim görüşünün oluşturulması ve oluşturulan bu görüşün rapora bağlanması oluşturmaktadır.

Bağımsız denetimin konusu aynı zamanda bağımsız denetim unsurları içerisinde yer almaktadır. Bağımsız denetimin unsurları ise; denetimin konusu, tarafları, kıstası, kanıtları ve raporu olarak sıralayabiliriz.

Bağımsız denetimin konusu, Türk Ticaret Kanunu, 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca bağımsız denetime ilişkin çerçevede açıklanmış ve ilgili yasal mevzuatlar çerçevesinde değerlendirilmektedir.

Bağımsız Denetim Yönetmeliğinde, konusu olarak “Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre denetlenmesi öngörülen finansal tablolar, yıllık faaliyet raporları, riskin erken saptanması ve yönetimine ilişkin sistemler ile sair mevzuat uyarınca doğrudan veya dolaylı olarak denetim kuruluşları ve denetçiler tarafından denetlenmesi, incelenmesi veya değerlendirilmesi öngörülen diğer hususlara ilişkin konuları kapsar.” (Bağımsız Denetim Yönetmeliği, 28509) olarak ifade edilmiştir.

Bağımsız denetimin taraflarını ise denetimi yapan, denetimi gerçekleştiren ve denetimi kapsamında ihtiyaç duyan ya da etkilenenler olmak üzere bağımsız denetimin taraflarını oluşturmaktadır.

Bağımsız denetim unsurlarını oluşturan diğer bir konu ise denetim kıstasıdır. Bağımsız denetim gerçekleştirilmeden önce denetim konusuna uygun şekilde değerlendirilmesi için önceden belirlenmiş birtakım kıstaslar bulunmaktadır. Finansal bilgiler açısından Türkiye Muhasebe Standartları (TMS), Türk Ticaret Kanununun (TTK) ve diğer mevzuattan kaynaklanan yükümlülükler ya da yasal mevzuattan kaynaklanan sınırlamalar, çerçevesinin oluşturan denetim kıstaslarıdır. İsteğe bağlı olarak gerçekleştirilen bağımsız denetimlerde ise denetim kıstasının belirlenmesi denetimi talep edenler tarafından oluşturulmaktadır.

Bağımsız denetime olan ihtiyaç finansal bilgilere olan güvensizlik ve sahip olunan bilgilere karşı şüpheci yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Fakat bu güvensizliğe yönelten sebepler sadece ihtiyaç değil bazen de firmaların çıkar temelli faaliyetleri neticesinden de kaynaklanabilmektedir. İşletme sahiplerinin çıkarları neticesinden olduğundan yüksek ya da

33

düşük gelir gösterebilmeleri güveni başka bir şekilde kullanmaya örnek gösterilebilir ya da işletmelerin uzmanlık ve tecrübe gerektiren finansal konularda danışmanlık ve destek alma ihtiyacı duymaları da bağımsız denetimi gerekli hale getirebilmektedir. İşletmelerin klasik aile şirketi yapılarında değişiklikler olması, çok uluslu ve ortaklı yapılar haline gelmesi finansal bilgilere karşı ihtiyaç duyanların sayısının artmasıyla da başka bir gereklilik alanı oluşturmuştur. İşletmelerin gelecekle ilgili kararlar alması ve mevcut durumlarını iyice analiz edip yönetmek için de bağımsız denetim sonuçlarına ihtiyaç duyabilmektedirler.