• Sonuç bulunamadı

Büyüme Merkezi Politikalarını Etkileyen Bölgesel Değişim ve Eğilimler

4 STRATEJİ Aktif Strateji Pasif Stratej

4.5 Büyüme Merkezi Politikalarını Etkileyen Bölgesel Değişim ve Eğilimler

Büyüme merkezi uygulamaları çeşitli ülkelerde kuramın teorik çerçevesine bağlı olarak farklı gelişme eğilimleri ile uygulanırken, bölge planlama alanındaki değişimlerden de etkilenmiştir. Bölge planlamanın, içinde büyüme merkezi kuramının da bulunduğu çeşitli teorik yaklaşımlarla beslenen ve kendini yenileyen dinamik yapısı, 1970 sonlarından 1990’lı yıllara kadar bir durgunluk dönemi geçirmiştir (Wannop, Cherry, 1994; Akt: DPT, 2000a). Sonraki yıllarda yaşanan ekonomik, teknolojik ve toplumsal değişimlerse, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, bir çok ülkenin 2000’li yıllara doğru bölgesel gelişmeye yönelik politikalarında önemli değişimlere yol açmıştır (DPT, 2000a).

Bölgesel politikalardaki değişimlere yönelik temel yaklaşımlar büyüme merkezi odaklı incelendiğinde, önceden belirlenmiş ve planlanmış büyüme merkezi kavramının zamanla yerel kaynağın kendiliğinden hareketliliği ile şekillenen ‘doğal büyüme merkezi’ kavramına doğru evrileceği ve büyüme merkezleri yaratma fikrinin kaynağı olan bölgesel büyüme ve gelişme ihtiyacının da yerini ‘bölgesel yenilik’ kavramına bırakacağı öngörülmektedir (Tablo 4.4). Diğer yandan ülkelerin kaynak kullanımında bölgeler arası yeniden dağıtım mekanizmalarının yerine, gelecekte yerel ve bölgesel kaynakların harekete geçirilmesi politikasını izleyecekleri öngörüsü, bölgesel ölçekte büyüme merkezleri yaratılmasına koşut bir değişim olarak ön plana çıkmaktadır (Tablo 4.4).

Tablo 4.4 : Bölgesel Politikalarda Bazı Temel Değişiklikler* (DPT, 2000a)

Geleneksel Yarının Talepleri

Problem Bölgeler Karşıtlık(gelişmiş/gelişmemiş) Çok yönlülük (çeşitli yapısal zayıflıklar)

Temel Strateji Bölgesel büyüme/gelişme Bölgesel Yenilik

Örgütsel

Form/Yapı Merkezi, devletçe destekleme Merkezi değil, bölgesel topluluk ön planda

Hakim Mekanizma Bölgeler arası yeniden dağıtım Öncelikle yerel ve bölgesel kaynakların harekete geçirilmesi

Kapital ve doğal kaynaklar**

Bilgi ve üretimine yönelik kaynaklar** (nitelikli insan gücü, AR-GE, teknik ve sosyal altyapı, vb)

Madde (elle tutulabilen) Kalite (elle tutulamayan) Ekonomik büyüme Sürdürülebilirlik*** ve esneklik Sanayi sektörü Servis sektörü ve sektörler arası bağlar Projeler Programlar

Önemli Yönlenmeler

Az sayıda büyük firma ve

proje Çok sayıda küçük-orta ölçekli firma ve proje Mekansal açıdan sabit sorun

alanlar Hızla değişen (kaypak) problem alanlar Önceden belirlenmiş ve

planlanmış bir dizi “büyüme merkezi”

Yerel kaynağın “kendiliğinden” hareketliliği (doğal büyüme merkezi)

Dinamikler

Metropoller **** Orta boy kent ağları ve çok odaklı mekansal yapı ****

* Tablo geneli Glasson (1994), Atalık ve Baycan Levent ‘den (1998) alınmıştır ** Bozkurt, 1996.

*** Roberts, 1996; europa.eu.int/comm/dg16/... web serisi **** Avrupa 2000 dokumanı ve Meijer, 1993.

Küçük-orta büyüklükte kentlerden oluşan bir kent ağının, tek bir büyük kente göre, bünyesindeki gelişmeyi daha geniş bir alana ve daha eşitlikçi biçimde yayabildiğini savunan Krakover (1987; Akt: DPT, 2000a), bu nedenle büyüme merkezi politikasını ölçek ve kentleşme ekonomilerine sahip, tek büyük merkez oluşturmak için aşırı çaba gerektiren bir süreç olarak tanımlamaktadır. Krakover’in bu yaklaşımı, yakın konumlanmış irili ufaklı kentlerden oluşan ağın desteklenmesi durumunda, özellikle az gelişmiş bölgelerde daha etkin sonuçların alınabileceğini vurgulamaktadır (Krakover, 1987; Akt: DPT, 2000a).

1990’lı yıllardan sonra yaşanan bölgesel politikalardaki değişimler aynı zamanda etki alanı giderek artmaya başlayan küreselleşme ve bölgeselleşme (bölgesel birliklerin oluşumu) ile de yakından ilgilidir. Nitekim Avrupa Birliği’nin “Avrupa 2000” ve “Avrupa 2000+” dokümanlarında temel ortak bölgesel hedefler ve politikalarda bu değişim dikkate alınarak kentsel yoğunluk bölgelerinde, orta büyüklükte kentlerin birbiriyle işlevsel bağını güçlendirecek gelişme aksları/alanları yaratılması

vurgulanmıştır (Meijer, 1996; Akt: DPT 2000a). Kent ağlarının bölgesel büyüme merkezlerine alternatif olarak düşünülmesine paralel bu vurgu dışında, alt bölge problem ve potansiyellerine ağırlık verilerek hem kamu harcamalarının hedefe daha etkin ulaşması, hem de yerel girişimcinin daha fazla katılımının teşvik edilebilmesi konusu, üzerinde durulan bir diğer temel değişim maddesi olmuştur (Roberts, 1996; Akt: DPT, 2000a).

1990’lı yıllardan günümüze gelindiğindeyse, bölge ölçeğinde ‘rekabet gücü’ kavramı oldukça önem kazanırken, yeni eğilimin temel vurgusu, bilgiye dayalı ekonomilerin biçimlendirdiği yeni rekabet gücünün, ekonomik büyümeyi belirlediği şeklindedir (DPT, 2006b). Buluşçuluk ve yenilikçilik alt kavramlarının beslediği rekabetçilik (bazı alanlarda bölgesel işbirliğine de giderek), uzmanlaşmış ekonomik faaliyetlerin belirli bir mekanda yığılımını ve böylece bölgesel bir büyümeyi/gelişmeyi giderek artan verimlilik ile sağlayabilir (Kumral, 2004; Martin ve Peter, 2003; Akt: DPT, 2006b). Son yıllarda bölgesel değişim ve eğilimlerde çoğunlukla gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, çevresine göre verimlilik farkı yüksek, mekansal avantajlara sahip aşırı gelişmiş metropoliten alanlarının belirleyici rol oynadığı gözlenmektedir. Az gelişmiş bölgelerinse, mevcut sosyo-ekonomik ve mekansal kapasiteleriyle bu bölgesel değişim ve eğilimlere uyum sağlaması ve belirleyici yönde yer alabilmeleri için öncelikle bilgi edinme ve üretimine yönelik temel kaynaklar olan nitelikli insan gücü, AR-GE, teknik ve sosyal altyapı gibi alanlarda gelişmesi gerekmektedir. Yerele özgü yaklaşımların daha da önem kazandığı günümüzde, bölgesel ölçekteki yeni kalkınma yaklaşımları, merkezi yönetim ve kamu sektörü yanında, yerel yönetim ile özel sektör ve sivil toplum örgütlerini yatay düzlemde işbirliği ve ortaklık sağlama yönünde ön plana çıkarmaktadır.Temel anlayışın tepeden–tabana değil, yerel aktörlerin katılımıyla aşağıdan-yukarı olması doğrultusunda olduğu bölgesel gelişmeler, kalkınma sürecinde temel politika olarak insan kaynakları ve yerel-içsel kaynakların harekete geçirilmesi gerekliliğini de vurgulamaktadır (DPT, 2004). Ağrı Alt Bölgesinin bölgesel kalkınması, günümüze yansıyan bölgesel değişim ve eğilimler ile yerele özgü yeni yaklaşımların dikkate alınması ile daha sağlıklı kurgulanabilecektir.

5 AĞRI ALT BÖLGESİ’NİN (TRA2) BÜYÜME MERKEZLERİ