• Sonuç bulunamadı

5 AĞRI ALT BÖLGESİ’NİN (TRA2) BÜYÜME MERKEZLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KARS’IN BÜYÜME KUTBU

5.1 Bölgenin Ulusal Plan İçerisindeki Yeri ve Bölgesel Önem

İlk başlarda kaynakların, en verimli yatırımların sağlanabileceği ve hızlı kalkınma yaratılabilecek alanlarda kullanılması yönünde, ulusal ekonominin büyümesini öncelikli gören, ekonomik verimliliği ön plana koyan ulusal kalkınma planları, artık verimlilik ve sosyal adalet ikileminde, verimlilik yönünde ağır basan geçmiş uygulama ve politikalarla etkin bir bölgesel kalkınmanın sağlanamadığını ortaya koymaktadır. Özellikle 1980 sonrası dönemde gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’nin hızlı büyüme gereksinimi, Bölgesel politikaların, genel kalkınma politikaları ile çelişmesi ve geri planda kalmasına yol açarak, ihracatı destekleme politikalarını öncelikli kılmış, izlenen istikrar programlarının katı bütçe hedefleriyse dolaysız olarak bölgesel politikalara yönelebilecek kaynakları kısıtlamış veya tümüyle ortadan kaldırmıştır (Doğruel, 2006).

Günümüz ulusal kalkınma politikaları ise bölgesel farklılıkların geçmiş vizyonlarla çözülemediğini; kaynak ve politikaların, coğrafi dezavantajlarına rağmen içsel dinamikleri harekete geçirildiğinde, yerel potansiyelleri ile büyüme yaratılabilecek alanlara yönelik değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Türkiye’de bu anlamda Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi (Düzey 1) ve alt bölgeleri öncelikli bölgesel kalkınma politikalarına ihtiyaç duyan bölgelerin başında gelmektedir.

Anadolu’nun Kafkasya’ya açılan kapısı niteliğindeki Ağrı Alt Bölgesinin bir diğer temel niteliğiyse coğrafi konumu ve buna bağlı doğal ve siyasi koşulların sosyo- ekonomik gelişmeyi frenleyici etkisidir. Ayrıca, son yıllarda hayata geçirilen ve Anadolu’dan Kafkasya’ya uzanan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Kars- Tiflis Demiryolu Projeleri ile enerji ve ulaşım alanlarında gelişmeye açık, stratejik bir koridorun da üzerinde yer almaktadır. Bu büyük projeler, Kafkaslar ve Hazar Bölgesinde bulunan zengin petrol ve doğalgaz rezervlerinin batı pazarlarına ulaştırılmasında Türkiye’nin rolüne dönük uluslar arası politikaların bir ölçüde hayata geçirilmesi şeklinde de tanımlanmaktadır (Görgülü, 2008). Ağrı Alt Bölgesi, ulusal planlama kararlarında sürekli olarak kalkınmada öncelikli alanlar içinde yer almasına rağmen, özellikle 1980’li yıllardan sonra sosyo-ekonomik açıdan

gerilemeye başlamış ve ülke içindeki nüfus oranı, geçen 28 yılda, % 2,39’dan % 1,61’e düşmüş ve GSYH’ya katkısı (%0,6) en düşük alt bölge olmuştur.

Bölgesel ölçekte incelendiğinde, gerek Ağrı Alt Bölgesi, gerekse içinde yer aldığı Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi ve komşu bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik bakımından ülke genelinde en geri kalmış bölgeler grubunda oldukları, DPT’nin 2003 yılında tamamladığı İBBS tabanlı çalışmada belirgin bir şekilde öne çıkmaktadır (Tablo 5.1). Aynı çalışmada Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi, ülke genelindeki 12 İBBS-Düzey 1 birimi içinde en geri kalmış alan iken, bu bölgeyi komşusu Ortadoğu Anadolu Bölgesi izlemektedir. Bu bölgelerde yer alan alt bölgelerden Ağrı ve Van Alt Bölgeleri 26 Düzey 2 bölgesi içinde son sıralarda yer alırken, Erzurum ve Malatya Alt Bölgeleri, Doğu Anadolu’nun sosyo-ekonomik gelişmişlik yapısını güçlendiren bölgeler olarak ortaya çıkmaktadırlar. Doğu Anadolu bütününe bakıldığında, coğrafi koşulların (iklim, konum… vb.) ve ulaşım bağlantılarının belirleyici olduğu ikili bir kümelenme ortaya çıkmaktadır. Bu ikili küme, Malatya ve Erzurum Alt Bölgelerinin oluşturduğu ve batıya daha yakın olan, sosyo-ekonomik açıdan da gelişmiş alan ile işgücü ve sektörel yapı bakımından tarıma dayalı, batıya konum ve ulaşım bağlantıları yönünden en uzak olan ve sosyo- ekonomik gelişmişlik bakımından en geride kalan Ağrı ve Van Alt Bölgeleridir. Yedinci BYKP döneminde (1996-2000), bölgesel farklılıkların giderilmesi amacıyla başlatılan Doğu Anadolu Ana Planı (DAP), Ağrı Alt Bölgesi ve çevresini de içine alacak şekilde geniş bir bölgeyi kapsamıştır. DAP, ekonomik açıdan kişi başına geliri ve istihdamı arttırmayı; sosyal açıdan kalkınmayı hızlandıracak aktivitelerin yaygınlaşmasını; çevresel açıdan kalkınmanın sürdürülebilirliğini ve mekansal açıdan alt bölge merkezlerini sanayi ve hizmet alanında geliştirerek doğu-batı arasındaki göçe engel olmayı hedeflemiştir (DPT, 2000b). Temel hedefi bölgenin kendi potansiyellerini harekete geçirecek ortamın sağlanması olan DAP, sadece sektörel tahsisleri içerdiği ve sınırlı finansman imkanı bulabildiği için sağlıklı bir şekilde uygulanamamıştır (DPT, 2006a). Türkiye’de son dönemde yapılan çalışmalar, bölgeler arasında ekonomik ve sosyal uyum açısından önemli farklılıkların bulunduğunu ve bu farklılıkları belirleyen göstergeler ile yapılan yakınsama çalışmalarının çok olumlu sonuçlar vermediğini göstermektedir (DPT, 2006b).

Tablo 5.1 : Doğu Anadolu'daki İstatistiksel Bölge Birimlerinin 3 Farklı Bölge Düzeyinde Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları, 2003 (DPT, 2003)

İBBS-Düzey 1

(12 bölge içinde) Sıra

İBBS-Düzey 2

(26 bölge içinde) Sıra

İBBS-Düzey 3 (81 il içinde) Sıra Erzincan 58 Erzurum 60 Erzurum Alt Bölgesi 22 Bayburt 66 Kars 67 Iğdır 69 Ardahan 74 Kuzeydoğu Anadolu 12

Ağrı Alt Bölgesi 25

Ağrı 80

Van 75

Hakkari 77 Bitlis 79 Van Alt Bölgesi 26

Muş 81 Elazığ 32 Malatya 41 Tunceli 52 Ortadoğu Anadolu 11 Malatya Alt Bölgesi 20 Bingöl 76

Bu anlamda Türkiye’de bölgeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarının azaltılabilmesi, başka bir ifade ile ekonomik ve sosyal yakınsamanın sağlanabilmesinde bölge-sektör temeline dayalı politikaları içeren bölgesel gelişme politikaları önemli bir araç olma potansiyeli taşımaktadır (DPT, 2006b). Ağrı Alt Bölgesinin ulusal plan içerisindeki yeri ve bölgesel yapısı, ulusal plan hedeflerine uygun bir bölgesel kalkınmayı gerekli kılmaktadır.

Ağrı Alt Bölgesinin ulusal kalkınma planı ve Doğu Anadolu Ana Planı içerisindeki “bölge-sektör temeline dayalı” gelişmeyi sağlayabilmesi için, kutupsal kalkınma ivmesini yaratabilecek büyüme noktalarının belirlenmesi ve üretim faktörlerinin öncelikle bu noktalara yöneltilmesi gerekecektir. Bu durumun ne şekilde ve ne ölçüde gerçekleşebileceğinin sınanması, bölgenin alt ölçekteki sosyo-ekonomik üretim yapısının ve yerel dinamiklerinin irdelenmesi ile mümkün olacaktır.

Ağrı Alt Bölgesi içinde yer alan dört ilin birer sınır kenti olması ve sosyo-ekonomik açıdan görece farklı özelliklere sahip olmaları, bölgede büyüme merkezlerinin gelişiminde belirleyici rol oynayabilecektir. Bu açıdan tezin bu bölümünde, bölgenin bugünkü gelişmişlik durumu ve diğer bölgeler ile olan farklılıkları dikkate alınarak, geçmişte gelişmişlik performansı göstermiş mevcut bir yerleşim merkezinde veya yeni bir yerleşim biriminde kutuplaşma sürecini yaratacak sürükleyici sektör

gelişimlerinin analizi yapılacak ve Kars’ın büyüme kutbu-merkezi olabilirliği irdelenecektir.

Sonuç olarak Ağrı Alt Bölgesi, bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının en yoğun yaşandığı bölgelerden biri olması nedeniyle, uygulamaya dönük çözüm yaklaşımlarına en fazla ihtiyaç duyan bölgelerin başında gelmekte ve çok merkezli bölgesel kalkınma çerçevesinde bölgesel büyüme merkezlerinin bu alt bölgede