• Sonuç bulunamadı

2. KADINA EKONOMİK AÇIDAN BAKIŞ

2.5. Bölgesel Kalkınmada Kadının Rolü

Kadınlar kendilerini daha özgür hissedebilmek, toplumsal hayata dahil olabilmek, belki de daha güvende olmak için iş hayatına katılmak istemektedirler. Ancak iş hayatında kadınların önemli bir bölümü çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadırlar (Taciz, mobbing, zor çalışma şartları gibi). Bu nedenle kadınlar sadece geçimlik üretim, ev içi üretim ve gönüllü çalışma gibi kayıtlı olmayan işlerde çalışmakta ve bu faaliyetlerle bile ekonomik kalkınmaya ciddi anlamda katkı sağlamaktadırlar. Dolayısıyla bulundukları bölgede de pozitif etki sağlayan kadınların kendilerini güvende hissederek çalışması hem kendi içsel tatminini sağlamakta hem de toplumsal statünün de yükselmesine katkı sağlamaktadır (Göküş vd, 2013, s. 95).

Ekonomide kullanılmayan işgücü kesiminin kullanılması yerel kalkınma için oldukça önemlidir. Bu kesimin gelir getirici ya da arttırıcı uygulamaların daha da verimli hale gelmesi, kredi olanaklarının arttırılmasıyla da ilgilidir. Çünkü ekonomik hayata dahil olmaya çalışan ve aktif olmayan kişilerin yeterli sermayeye sahip olmaması durumunda gelir getirici faaliyetlerde bulunması da olanaksızlaşmaktadır. Bu çerçevede kredi olanaklarının da iyileştirilmesi ülkenin kalkınma potansiyelini olumlu yönde etkilemektedir. Böylelikle kırsal veya kentsel alanda hayatını sürdüren gelir seviyesi düşük kişiler ve özellikle de çalışma yaşamında fazla söz hakkına sahip olmayan kadınların boştaki işgücü durumlarının fiili hale gelmesi, yaşadıkları bölge açısından olumlu etkiler oluşturmaktadır (Can ve Karataş, 2007, s. 253-254).

Kadın girişimciliğinin arttırılmasının; istihdam oluşturmak, bireysel ve toplumsal hayat standartlarını arttırmak gibi ekonomiye ve topluma olumlu etkiler sağlayacağı bilinen bir gerçektir. Bir ülkedeki girişimci kadın sayısının az olması sadece kadın bireylerin ekonomik konumunu değil aynı zamanda ülkenin ekonomik kalkınması için de olumsuz etkiler yaratmaktadır. Kadın girişimcilerin artması, cinsiyet ayrımındaki dengesizliklerin azaltılması, toplum içindeki sosyal rollerin değişerek hane içindeki hayat standartlarının artması, ülkede bireysel iş kurma becerisinin artması, işsizlik ve yoksulluğun azalması konularında aktif rol oynamaktadır. Girişimci kadınların işgücü potansiyellerinin nitelikli işlerde kullanılmaya başlanması, sadece ülke açısından değil, bulundukları bölgeler açısından da oldukça olumlu sonuçlar doğurmaktadır (Mesci vd, 2018, s. 396).

Türkiye’de bölgeler arasındaki eşitsizliklerin ortadan kaldırılabilmesi, kalkınmanın sağlanması, bu nedenle kadınların iş hayatına daha fazla dahil edilmesi, kadın girişimcilerin desteklenmesi konusunda politikalar hayata geçirilmektedir. Yerel kalkınma hedeflerinin bir türlü gerçekleşememe sebebi kadın girişimcilerin ekonomik hayata yeteri kadar dahil edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Kadın işgücünün yerel ekonomilerde oynadığı rolün, toplum tarafından ihmal edilmesi kalkınma sürecini yavaşlatmaktadır. Birçok kadın, girişimci olarak ekonomik hayata dahil olmak istemekte ancak yeterli maddi ve manevi desteği göremediği için bu isteğini gerçekleştirememektedir. Türkiye’nin ülke ve bölge ekonomisine katkıda bulunmak ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için ekonomik değer yaratan kadın girişimcilerin arttırılması ve var olan kadın girişimcilerin desteklenmesi gerekmektedir (Yalman ve Gündoğdu, 2014, s. 41-42).

Türkiye’de son yıllardaki iktisadi büyüme oranlarına rağmen, bölgelerarasında ciddi gelişmişlik farklılıkları hala devam etmektedir. Yoksul bölgeler tarım sektörüyle uğraştığından dolayı tarımdaki verimliliği olumlu etkileyecek adımlar bölgedeki geliri de arttıracaktır. Bölgesel eşitsizliklerin kırsal göçten etkilenmemesi için kırsal alanlardaki altyapılar ve refah seviyesi yükseltilmelidir. Ayrıca merkez-bölge koordinasyonunun da sağlanması gerekmektedir. Bölgelerdeki kadınların eğitim düzeyleri arttırılarak çalışma

hayatına dahil edilmeleri gerekmektedir. Çünkü boşta kalan kadın işgücünün bölge ekonomisine kazandırılması bölgesel eşitsizliklerin giderilmesine yardımcı olmaktadır (Memiş vd, 2007, s. 141-142).

2.5.1. TRC2 Bölgesinde Kadın Profili

TRC2 Bölgesi’ne bakıldığında kadınların diğer bölgelere oranla daha fazla sorun yaşadığı söz konusu olmaktadır. Bunların başında düşük eğitim seviyesi, töreler doğrultusunda gerçekleşen kuma ve berdel olayları, kapasitesinde bulundurduğu işgücünü karşılayacak yeterli istihdam alanının bulunmaması, nitelikli çalışan yetersizliği, bölgenin sosyolojik özelliklerinden biri olan fazla çocuk sahibi olma kültürü gibi durumlar bölge kadınını zorlayan en önemli konular olmaktadır. Ayrıca kadına bölge kültür yapısıyla biçilen rollerin tutucu olmasından kaynaklı, kadın, genellikle ev işleri ve çocuk bakımı yaparak hayatını sürdürmektedir. Hane Halkı sayı ortalaması 7 olan bölgede kadın çalışma hayatından soyutlanıp eve kapatılmaktadır. Kadın doğurabildiği kadar çocuk doğurarak ekonomik faaliyetlerde yetersiz kalınca çocuklar küçük yaşlarda sokakta çalışmaya başlamaktadır (Doğan vd, 2011, s. 9).

TRC2 Bölgesi’nde yaşayan kadınların toplumsal vaziyetlerinin ülkenin diğer bölgelerinde yaşayan kadınlara kıyasla geri düzeyde kalması, bölgenin genine işlemiş sosyo-ekonomik problemlerin arka planda küçümsenemeyecek bir rolü bulunduğunu göstermektedir. Bölgede yaşayan kadınların toplumsal konumunun yol açtığı problemlerin çözüme kavuşturulamamasının kısır döngüyü beraberinde getirdiğini ve çözüm üretmek için alınmaya çalışılan önlemlerin etkisiz olduğu sonucu doğmaktadır (Kaya ve Doğan, 2014, s. 105).

Bölgelerarasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması için Bölgesel kalkınma ajansları kurulmuştur. Bölgesel kalkınma ajanslarının faaliyetlerine bakıldığında; Bölge kalkınması için strateji geliştirmek, bölgenin rekabet gücünü artırmak, bölgeye yatırım çekmek, bölgenin fiziki ve beşerî altyapısını geliştirmek, bilgi toplamak ve yaymak, ulusal ve uluslararası fonları yönetmek, bölge çıkarlarını savunmak gibi konularda çalışma yaptığı söylenebilmektedir (Çakmak, 2006, s. 82).

Bu açıdan Karacadağ Kalkınma Ajansı da TRC2 bölgesi için çalışmalar yapmaktadır.

Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın Temmuz 2013 yılında yayımlanan 2014- 2023 yılı raporuna göre dezavantajlı gruplar arasında değerlendirilen kadınların durumu aşağıdaki gibi açıklanmıştır (Karacadağ kalkınma ajansı);

 Bölgede kadın eğitim durumuna bakıldığında genel okuma yazma oranları Türkiye’nin diğer bölgelerine göre geridedir. Yeteri kadar eğitim göremeyen kız çocukları ilerleyen dönemde başta sağlık olmak üzere pek çok hizmette erişime zorlanmaktadır. Bu konularda erkeklere bağımlı hale gelmektedirler.

 İş hayatındaki duruma bakıldığında da yine aynı şekilde kırda ve kentte kadının iş gücüne katılma oranları Türkiye ortalamasından düşüktür. Bölgedeki cinsiyet ayrımlarının temelinde cinsiyet ayrımcılığı, kültürel değerler, kadının çalışmasının hoş karşılanmaması, eğitim yetersizliği gibi sorunlar yatmaktadır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ ROLÜ: TRC2

(ŞANLIURFA DİYARBAKIR) BÖLGE ÖRNEĞİ

Çalışmanın bu bölümünde öncelikle kadın ve kalkınma arasındaki ilişkiye değinen literatür çalışmalarına yer verilmiş olup, buradan hareketle 1999 yılında Helsinki Zirvesi ile kazanılan ‘aday ülke’ statüsü gereği yeni bölgesel sınıflandırmalar ışığında TRC2 Bölgesi’nin Düzey 2 bölgeler arasındaki sıralamaları ele alınmaktadır. Devamında TRC2 bölgesinde kadının nüfus, eğitim, işgücü, işsizlik ve istihdam alanlarındaki konulara yer verilmektedir.