7.NÜFUS DEFTERLERĠNĠN TANITIMI
7.1.02587 No’lu Müslim Nüfus Defteri
ÇalıĢma konumuzun ilki olan Harput eyaleti Arapgir kazası Müslüman erkek nüfusunun kaydedildiği 21 Zilhicce 1247 (22 Mayıs 1832) tarihli defteridir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Nüfus Defterleri Kataloğunda NFS.d. koduyla ve 02587
sıra numaralı olarak kayıtlı olan defter cilti ve ebrusuzdur. Ġncelemeye konu olan defterin fiziki görünüĢüne bakıldığında 19x52 cm. boyutunda ve varak usulü ile kayda geçirilmiĢ olup, toplam varak sayısı 63‟tür. Mükerrer sayfası olmayan defterde bn2-bn3, 60a-60b varakları boĢ bırakılmakla beraber 59b/1 varağı da eklenmiĢtir. Yazı tipi rik‟adır ve siyah mürekkep kullanılmıĢtır.
Defterin ilk sayfasına “Derun-u Arabgirde Çiğnir Mahallesi tabir olunan
Seyid Ali Bey mahallesi” ile baĢlanmıĢ ve Arabgir kazasındaki Müslüman mahalle ve
merkeze bağlı köylerde yaĢayan diğer Müslüman nüfusun yazılmasıyla devam edilmiĢtir. 2587 numaralı defterdeki kayıtlardan anlaĢılacağı kadarıyla kazanın mahalle ve köylerindeki Müslüman erkek nüfus yazılırken genellikle kiĢilerin yaĢları, fiziksel özellikleri, aile lakapları, meslekleri, baba adları, baĢka yerlere gidenler gittikleri yerleri yaĢlarıyla birlikte kaydedilmiĢtir. Fakat her mahalle ve köyde baĢlangıçta Ģahıs numarası ve hane numarası verilmemiĢtir. KiĢilerin yaĢları “sinn” ibaresiyle belirtilmiĢtir. Her köyün ve mahallenin nüfus sayımı defterin sonunda Kazada kaç hane ve kaç nüfus olduğu bir toplama iĢlemi yapılmıĢtır.
Müslüman nüfusun kaydedildiği bu defterde Ģahısların akrabalık iliĢkilerinden bahsedilirken ilk önce aile büyüğü yazılmıĢ sonrasında ise varsa oğulları kaydedilirken oğullarının sayısına göre ilk oğlu için ”oğlu”, diğerleri için “diğer oğlu” hitabı kullanılır. Defter de en çok görülen ve yine oğul anlamında kullanılan “mahdumu” tabiridir. Bu tabir defterde çokça yer alıp daha çok saygıya değer insanların erkek çocukları için hürmet ifadesi olarak kullanılır. KardeĢlerden bahsedilirken en büyük erkekten sonra “karındaşı” veyahut “diğer karındaşı” ifadeleri kullanılmıĢtır. Bunların dıĢında akrabalık bildiren “torunu”, “yeğeni”,
“biraderi”, “biraderzadesi”, “emmisi”, “emmizadesi”, “kayınpederi”, “dayısı”, “bacanağı” gibi ifadelere sık sık rastlamaktayız. Buna ek olarak defterde “gulamı”
ifadesine pek çok yerde denk gelmekteyiz. Defterimizde çoğu yerlerde torun kelimesi yerine aynı anlama gelen “hafidi” ifadesi kullanılmıĢtır.
ġahıslar kaydedilirken fiziksel ve diğer özellikleri ile ilgili bilgiler de yazılmıĢtır. Fiziksel durumları genelde lakap olarak kullanılmıĢtır. Kör olanlar için
“a„mâdır” , dili olmayanlar için “ahres” ya da “dilsiz”, kolu sakat olanlar için
“çolak” sara hastalığına yakalananlar için “masru‟”, aklı baĢında olmayan deli, aĢıklar için “mecnun” yada “divane”, ikizlerin durumu için “tev‟em”, kayıplar, nerde olduğu bilinmeyenler için “mefkud” gibi ifadeler kullanılmıĢtır.
7.2.02588 No’lu Gayrimüslim Nüfus Defteri
ÇalıĢmamızın ikinci kaynağı ise Harput eyaleti Arapgir kazası Gayrimüslim erkek nüfusunun kaydedildiği 1 Ramazan 1247 (3 ġubat 1832) tarihli defteridir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Nüfus Defterleri Kataloğunda NFS.d. koduyla ve 02588
sıra numaralı olarak kayıtlı olan bu defter, ebrusuz bir Ģekilde ciltli, sayfa usulü Ģeklinde 18x46 cm ebadında ve 78 sayfadan oluĢmaktadır. Mükerrer sayfası olmayan defterde 1-2, 71-78 sayfalar boĢ bırakılmıĢtır. Yazı tipi rik‟adır ve siyah mürekkep kullanılmıĢtır.
2588 numaralı reaya defterinin gayrimüslim erkek nüfus yazılırken, nüfus icmal defteri olduğundan kiĢinin fiziki özelliği pek dikkate alınmamıĢtır (boyu, sakalı, bıyığı gibi). Bu defterde genel olarak kiĢinin adı ve baba adı, varsa kendisine izaf edilen lakabı, baĢka yere gidenleri, varsa engel durumları, bazen mesleği ve özellikle bulunduğu yaĢ ile birlikte kaydedilmiĢtir. YaĢı isminin altına “sinn” ibaresiyle yazılmıĢtır. Eğer oğlu ve oğulları varsa ismi “ve oğlu/oğulları” denilerek adları ve hemen altlarına da yaĢları yazılmıĢtır. Buradaki “ve” kelimesi aile reisinin hayatta olup olmadığını göstermektedir. ġayet “ve” konmamıĢsa baba hayatta değildir.
Defterde Ģahısların faklı birçok özelliğe göre kaydedildiği görülmüĢtür. Kör olanlar için “a‟ma‟dır”, iĢ yapamaz durumda olanlar “amelmande” kulağı sağır olanlar için “esamm”, sünnet olmamıĢ kiĢiye “ergal” ve yine deli, çılgın olanlar için “mecnun” ve “divane”, ikizler için “tev‟em”, terimleri kullanılmıĢtır. Reaya nüfusun kaydedildiği bu defterde Ģahısların akrabalık iliĢkilerinden bahsedilirken ilk önce aile büyüğü yazılmıĢ sonrasında ise varsa oğulları kaydedilirken oğullarının sayısına göre ilk oğlu için ”oğlu”, kullanılır ve bu tabir çokça kullanılmıĢtır. Bunların dıĢında akrabalık bildiren “torunu”, “damadı”, “karındaşı”, eniştesi”, “kaynı”, “amcası”,
“emmisi”, “emmizadesi" ifadeler kullanılmıĢtır.
Defterimizin 69-70, 71 sayfasında itibaren yazı Ģekli ve isimlerin yazılıĢı bakımından önceki tüm varaklarla farklılık göstermiĢtir. Bu sebeple bu numaradan itibaren kâtibin değiĢtiğini ihtimal olarak alabiliriz. Defterin ilk sayfasında “İşbu
defterde muharrer olduğu üzere Arabkir kasaba ve kazasında taşrada bulunan rey‟aya cizye alınmıştır” ile baĢlanmıĢ ve Arabgir kazasındaki Gayrimüslim mahalle
ve merkeze bağlı köylerde yaĢayan diğer Müslüman nüfusun yazılmasıyla devam edilmiĢtir.
Yine defterimizin en önemli özelliği olan reaya defteri olması sebebiyle cizye verebilecek durumda olan Ģahısların hemen üstüne genellikle kırmızı mürekkepler ala, evsat, edna ibareleri kullanılmıĢtır. Her köyün ve mahallenin nüfus sayımı defterin sonunda Kazada kaç hane ve kaç nüfus, cizye durumuyla ilgili gelir durumuna göre ala, evsat, edna ibarelerini gösteren bir toplama iĢlemi yapılmıĢtır. Bu bazı yerlerde kâtip‟ den dolayı Tâ, Nâ, Â ibareleri kullanılmıĢtır. Defter tanzim edilirken hicri tarih yürürlükte olduğundan bu tarih aynen alınmıĢ.
02587 NO’LU MÜSLĠM NÜFUS DEFTERĠNĠN DEĞERLENDĠRMESĠ
Göç olgusu genel bir ifadeyle insanların asıl yerinden, baĢka bir yerleĢim yerine gitmelerine denir. Göçler üzerine yapılan araĢtırmalarda göç tanımı için iç-dıĢ, ekonomik-siyasî, sürekli-geçici, gönüllü-zorunlu göçler gibi farklı gruplamalar da yapılmıĢtır183
.
Göçler 16. yüzyıl öncesi ve sonrası Ģeklinde genel bir biçimde iki kategoriye ayırmak mümkündür. 16. yüzyıl öncesi göçler daha çok coğrafik koĢullar, doğal afetler gibi nedenlere bağlı gerçekleĢirdi184. 16.yüzyıldan sonraki göçlerde genel
olarak ekonomik ve siyasi sebepler ağırlık kazanmaktadır.
Anadolu‟nun hangi Ģehrinde olursa olsun evinden uzakta rızık arayanlara “Ġstanbulcu” denilmektedir. Aile reisleri Ġstanbul, Ġzmir, Bursa, Konya gibi büyük Ģehirlerde rızık aramak üzere köylerinden ayrılır ve bir müddet sonra geri dönerler. Aslında “Ġstanbulcu” luk iki kiĢi tarafından münavebe ile yürütülen bir “iĢ”tir. Ġstanbul‟a iki yıllık nöbetleĢe “iĢ”e giden köylü, köyde kalan diğerine ailesini, çiftini çubuğunu emanet eder. Köyde kalan her iki ailenin geçimi ve idâresini üslenir. Ġstanbulcu‟ların karĢılıklı gidiĢ-geliĢ hareketi Hıdırellez ve kasım dönemlerine rastlatılmaktadır. Kasım yahut Hıdırellez‟de Ġstanbulcu köye dönünce diğeri Ġstanbul‟a giderek iĢin aksatılmadan yürümesi sağlar185
.
183
Yasemin Torun, “Nüfus Sayımlarına Göre Saidili Kazası (1834 -1838-1843/1844)”, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Konya 2017, s.38.
184
Salih Akyel, “19. Yüzyılın Ġlk Yarısında Harput ġehrinin Nüfus ve Toplum Yapısı”, (Doktora Tezi), Elazığ 2013, s.122.
185
Ġncelediğimiz dönemdeki nüfus defterinin kayıtlarına göre Arabgir‟den baĢka yere gidenlerin sayısı ve gittikleri yerler Ģöyledir.
Tablo 1: 02587 Numaralı Müslüman Defterine Göre 1832 Yılında Arapgir
Kazası‟nda DıĢarı Gidenler
Gidilen Yer KiĢi Sayısı Gidenlere Oranı
Adana 21 2.6 Asitane 225 28.3 Antep 8 1.07 Aydın 8 1.07 Arabistan 1 0.12 Amasya 4 0.50 Asker‟de 1 0.12 Antakya 2 0.25 AkĢehir 1 0.12 Akka 5 0.62 Bağdat 51 6.42 Bursa 6 0.75 Basra 1 0.12 Bozok‟da 3 0.37 Canik‟de 2 0.25 Çankırı 1 0.12 Çanakkale 5 0.62
Edirne 2 0.25 Erzurum 3 0.37 Firar‟da 1 0.12 Halep 284 35.7 Hama 1 0.12 Irak 1 0.12 Ġzmir 8 1.07 Karahisar 5 0.62 Karaman 1 0.12 Kastamonu 1 0.12 Kayseri 4 0.50 Kilis 1 0.12 KiĢhane 6 0.75 Konya 1 0.12 Kütahya 9 1.13 Mekke-i mükerrem 4 0.50 MenteĢe 1 0.12 Mısır 36 4.53 Mısır‟da Cephede 45 5.66 Öbür tarafta 1 0.12 Rum Ġlinde 10 1.25
Rum Hisar‟da 1 0.12 Selanik 1 0.12 ġam'da 14 1.76 Trabzon 3 0.37 Trakya 3 0.37 Üsküp 2 0.25 Toplam 794
Arapgir Kazasında 1832 tarihinde tutulan nüfus defterleri incelendiğinde Arapgir kazası dıĢına hatta deniz aĢırı yerlere göç olmuĢtur. Ġncelediğimiz dönemde göçmen gidilen kiĢi sayısı 794‟tir. En fazla göç edilen yerler 284 kiĢi ile Halep ve 223 kiĢi ile Asitane(Ġstanbul) olurken, onları 50 kiĢi ile Bağdat, 36 kiĢi ile Mısır, 21 KiĢi ile Adana takip eder. Burada dikkat edilmesi gereken Mısıra cepheye giden 45 kiĢinin askeri sebep ile orada bulunduğudur. Bu da dıĢarıya gidenlerin sadece ekonomik sebepler ile gitmediğini ortaya koyuyor.
BaĢka yere gidenler Kaza nüfusuna göre % 6.24 oranındadır. En yüksek oran %35.7 ile Asitane(Ġstanbul) ve %28.3 ile Halep iken, en düĢük oran %0.12 ile Konya, Kilis, Selanik, Kastamonu, Karaman, Irak, Çankırı, Basra gibi yerler olmuĢtur.
Arabgir Kazasınsa hemen hemen tüm mahalle ya da köylerden göç hareketleri olmuĢtur. Ekonominin ziraate dayalı olması, yerleĢme alanının darlığı bu göçlere sebep olmuĢtur. ġehirdeki yer değiĢikliği her mahallede farklılık göstermiĢtir.
ġAHISLARIN TĠPOLOJĠSĠ, ĠSĠM VE LAKAPLARI
Nüfus sayımının yapıldığı bu dönemlerde, Ģahısların kullandığı lakaplar hiç Ģüphesiz bir kimlik bilgisidir. Zira o dönemlerde kiĢileri tanımlayan yada onlara kimlik belirleme imkanı sağlayan soy isim yoktur. KiĢiler baba adı, dede adı ve bazen de meĢhur olan lakaplarıyla tahrir defterlerine geçirilmiĢlerdir. ġahıslara yaptıkları mesleğe, sosyal durumuna, menĢeine ya da fiziksel özelliğine göre lakap verilirdi. Aynı köyde ya da mahalle de aynı lakabı taĢıyan birden fazla aile olması onların akraba olduklarına iĢaret iken, farklı köy ve mahallelerde bu duruma rastlanılması halinde ise her zaman aynı aileden geldiklerini göstermemektedir.
Göz rengi, boy, sakal, bıyık gibi özellikler yanında bir organın eksik veya engelli oluĢu gibi hususlara göre de kiĢilere lakap kullanılmıĢtır. Bunlar bazen tek baĢına Keloğlu, Topaloğlu, Sağıroğlu gibi bazıları da Karagözoğlu, Altıkulaçoğlu gibi bir ismin önünde yer almaktadır. Kaza genelinde toplam 47 farklı lakap kullanılmıĢtır. Kullanılan lakapların büyük çoğunluğunu 8 farklı lakap oluĢturmaktadır. Bunlar kara, kel, topal, kör, köse, uzun ve koca gibi lakaplardan oluĢmaktadır.
Bu grup içerisinde en fazla kullanılan lakaplar arasında ilk sırayı kaza genelinde 126 kiĢi için kullanılan kara lakabı almaktadır. Ten rengini ifade eden bu lakap yerleĢim yerlerinin çoğunda kullanılmıĢtır. Onu takip eden ve kaza genelinde en çok kullanılan ikinci lakap olan 51 kiĢi ile kel lakabıdır. Arkasından yine fiziksel durumunu bildiren 37 kiĢi ile topal, 34 kiĢi ile kör ve köse, 30 kiĢi ile koca sıfatı gelmektedir.
Ġncelediğimiz defterde Arabgir kazasında fiziki özelliklerine göre verilen lakaplar aĢağıdaki gibidir;
Tablo 2: 02587 Numaralı Müslüman Defterine Göre 1832 Yılında Arapgir
Kazası‟nda Fiziki Özelliklerine Göre Verilen Lakaplar
Akgözlü Ġnceoğlu Mavi gözlü
Altıparmak Ġhtiyar Mir gözlü
Altıkulaçoğlu Karaoğlu Sarıoğlu
Bozoğlu Kara Sağıroğlu
Boz Karagöz oğlu Sağır
Boz kulak Keçel Süslü
Boynu eğri Karakulak Sert
BüyükbaĢ Kel ġiĢman
Çolak oğlu Keloğlu Topal
Çolak Köse Topal oğlu
Cükuce Kötük Uzun
Çil Hasta Kör
Çilli Küçükoğlu Lal
Eğri Kolsuz Uzunoğlu
Genç Koca Zarif
Lakaplar arasında en çok kullanılan mesleki lakaplardır. Bunlar Berberoğlu, Çuhadaroğlu, ÇavuĢoğlu, Ġmamoğlu, Kahvecioğlu Ģeklindedir.
Tablo 3: 02587 Numaralı Müslüman Defterine Göre 1832 Yılında Arapgir Kazası‟nda Mesleki Özelliklerine Göre Verilen Lakaplar
Arabacı Hafız Nalband
AĢçı Hamal OdabaĢı
Avcı Hekimoğlu Pehlivan
Battal Hancı Rençber
Balcı Ġmamoğlu Sirkecioğlu
Berber Katırcı Sellah
Berberoğlu Kalaycı Sekban
Bostancıoğlu Kalıpçı SubaĢı
Çakıroğlu Kaymakçı Silahdar
Çerçi Kapıcı Tütüncüoğlu
ÇavuĢoğlu Etmekçi Kürekçi
Çarıkçı Fırıncı Katırcıoğlu
Çelebininoğlu Keçecioğlu Kellecioğlu
Çorbacıoğlu Kemerci Mumcu
Çırak Kasapçı Müfti
Çıkrıkçı KaĢukçu MehterbaĢı
Çıkıkçı Kahveci Tarakçıoğlu
Debbağoğlu Keresteci Toynakçı
Dinkçi/Deynekçi KuĢçu Tüfenkçi
MenĢe‟ ile ilgili lakapların bir kısmı bireyin ailesinin etnik kimliği (Türk, Kürt, Tatar, Arap, Rum) ile ilgili iken bir kısmı da memleketleri olan yerleri izafette bulunulduğunu kayıtlarda rastlamaktayız. Bunun büyük kısmını ailenin memleketini ifade eden lakaplar oluĢturmaktadır. Bu bağlamda elde ettiğimiz verilere ıĢığında bu grubu yer isimlerine ve etnik kökene göre iki bölümde ele alacağız.
Bu grup içinde en çok kullanılan lakaplar arasında ilk sırada, 14 ile
Arguvanlı gelmektedir. Ġkinci sırada 10 kiĢi ile Modanlı yer alırken, 8 kiĢi ile Yabanlı, 7 kiĢi ile Eski Arabgirli ve 6‟Ģar kiĢi ile Mısırlı, Onarlı ve ġıhlarlı yer
almaktadır. Bu lakapların Arguvanlıoğlu, Modanlıoğlu, Yabanlıoğlu gibi değiĢik kullanımları vardır.
Tablo 4: 02587 Numaralı Müslüman Defterine Göre 1832 Yılında Arapgir
Kazası‟nda Yer Ġsimlerine(MenĢe) Göre Verilen Lakaplar
Arguvanlı Eski Arapgirli Onarlı
Ayntablı Havneli Ordulu
Ağınlı Hozgirli? Palulu
Ağcalı Horanik Pağnik
Andırı Çiftli Polatlı
Anderli Ġranlı Saraycıklı
AyuĢma Ġzmirli Sineklu
Bozoklu Közdereli Sapancalı
Bostancıklı KirmaĢlı Selamlı
Bayburtlu Kayserili Saldekli
Behisnili Gözneli ġapiklu
Bağdatlı Erzurumlu MiĢellü
Cezayirli Karslı Sekisu
Çirmenlu Karamanlı Ġzmirlinin
Çimenlu Karamağaralı ġamlı
ÇemiĢgezekli Madenli ġıhlar
Cihanbeyli Mollalı Tokatlı
Cücükan Mutmurlu Trabzonlu
Diyarbekirli Mısırlı Yabanlı
Deregezenli Monayüklü Zileli
Dereganlı MuĢlu Bayındırlı
Denizli Modanlı Yeniceli
Ekzeli? Nimirli Yabanlı
Bölgedeki etnik kökenlere baktığımızda birçok etnik kökenin bir arada yaĢadığını görmekteyiz. Ayırt etmek bakımından verilen lakaplar arasında en fazla 64 kiĢi ile Kürtler olurken, onları 36 kiĢi ile Tatarlar ve 16 kiĢi ile Araplar takip eder. Türklerin dıĢında bölgede en fazla bulunan Kürtleri sadece lakap verilerek sayılarını belirlemek hata olacaktır. Çünkü lakaplar istatistik açıdan önemli olmasına rağmen aynı zamanda ayırt etmek için kullanıldığı unutulmamalıdır. Bu açıdan bakacak olursak diğer tüm etnik kökenlerin sayısını da sadece lakaplara bakarak tespit etmemiz olanaksızdır.
Ġncelediğimiz defterde Arabgir‟de etnik kökenlerine göre verilen lakaplar aĢağıdaki Ģekildedir.
Tablo 5:02587 Numaralı Müslüman Defterine Göre 1832 Yılında Arapgir
Kazası‟nda Etnik Kökenlerine Göre Verilen Lakaplar
Etnik Köken Sayı Toplam Nüfusa
Göre Oran % Arab 16 0.12 Acem 5 0.03 BoĢnak 2 0.01 Çerkez 2 0.01 Gürcü 1 0.007 Kazak 4 0.03 Kürt 64 0.50 Laz 4 0.03 Rum 8 0.06 Tatar 36 0.28 Türkmen 7 0.5
Bazı lakaplar bireyin sosyal durumunu gösterir. Tek kelimeden oluĢan lakaplar arasında en fazla kullanılanlar molla, hacı, seyid, efendi, derviş, ağa, şeyh,
bekdaş ve kul gibi lakaplardır. Kaza genelinde yaklaĢık 1288 kiĢi, 30 farklı sosyal
durumu özetleyen lakap kullanılmıĢtır Bunların içinde en fazla 378 kiĢi ile molla lakabıdır. Neredeyse kazanın bütün yerleĢim birimlerinde kullanılan bu lakap, farsça bir kelime olup saygıyı ifade eden alimlere verilen dini bir terimdir.
Sıralamada ikinci sırada yer alan Seyid sayısı kazada 203 kiĢidir. Hz. Muhammed‟in küçük torunu Hz. Hüseyin‟in soyundan gelen kimse anlamına gelen bu kavramın Ġslam dininde önemli bir yeri vardır. Üçüncü sırada yine Ġslam dininde önemli yeri olan hacı terimidir. Kaza‟da 193 kiĢi tespit ettiğimiz Hacı lakabı Hac ibadetini yerine getiren Müslümanlara denilmektedir. Bu ibadeti yerine getirmek için belli bir ekonomik güce sahip olmak gerekir. Bu bakımdan Hacı lakabı alan Ģahısların ekonomik durumlarının iyi olduğu ve gelir düzeylerinin yüksek olduğu anlaĢılmaktadır.
Sıralamanın devamında 185 kiĢi ile Efendi lakabı gelmektedir. Sosyal durumu ifade efen bu lakap eskiden okumuĢ kimseler için kullanılır iken bugün ise beyden sonra sonra gelen ikinci derecede ünvan durumundadır. Bölgede en çok kullanılan diğer lakaplardan ağa 60, derviş 47, şeyh 30, bekdaş 36 ve kul 26 kiĢiden oluĢmaktadır.
Tablo 6:02587 Numaralı Müslüman Defterine Göre 1832 Yılında Arapgir
Kazası‟nda Sosyal Durumlarına Göre Verilen Lakaplar
Ağa Fakir Mir
Abdal Hacı Pir
Ayan Hatip PaĢa
BektaĢ Hafız Seyid
BinbaĢı Hoca Sofu/Sofi
Çoban Köylü ġah
DerviĢ Kalender ġeyh
Dede Kul Öksüz
Evliya Köle YüzbaĢı
XIX. yüzyıl Arabgir Kazasında hane nüfusu anne-baba ve çocuklardan oluĢan çekirden aileden meydana gelmiyordu. Evli oğullar, torunlar, yeğenler hatta damatlarının aynı çatı altında yaĢadığı geniĢ aileler de bulunuyordu. Erkek evladın dıĢında hane reisine belli bir yakınlık derecesi ile bağlı olup aynı hanede yaĢayan diğer bireylerden oluĢmuĢ aile yapısı geniĢ aile olarak adlandırılmıĢtır.
Arabgir Kazası nüfus defterlerinde hane reisinin çatısı altında oğlu, kardeĢi, kardeĢi oğlu, mahdumu(oğul, evlat), torunu, hafidi (torunu), hafidinin oğlu (torununun oğlu), emmisi, emmisi oğlu, kayını, kayınpederi, eniĢtesi, damadı, yeğeni, oğulluğu, amcası gibi akrabalık iliĢkileri bulunan kiĢilerin de kaydedildiği görülmektedir.
Tablo 7:02587 Numaralı Müslüman Defterine Göre 1832 Yılında Arapgir
Kazası‟nda Akrabalık Belirten Ġsimler
Torun 87 Gulam 8 Kayınpederi 2
Oğul 3805 Hafidi186 532 Dayı 6
Yeğen 7 Kayını 7 Emmizade 16
Damat 66 Babalığı 11 Biraderzade 21
EniĢte 8 Amca 37 Bacanağı 1
KarındaĢı 156 Birader 9 Amcazade 1
Oğulluğu 53 Emmisi 11 Mahdumu187 2689
186
Torun, evlat oğlu. Develioğlu, a.g.e., s.371
187
KiĢilerin geçimlerini temin etmek maksadıyla meĢgul oldukları uğraĢıların isimleri kiĢilerin mesleği olarak kabul edilebilir. KiĢiler bu uğraĢıları vasıtasıyla maiĢetlerini temin etmekte ve hayatlarını sürdürmektedir.
Nüfus defterlerinde kayıtlı kiĢilerin isim, yaĢ, eĢkâl ve lakap bilgilerinin yanında meĢgul oldukları mesleklere dair kayıtlar da düĢülmüĢtür. Defterlerde bebeklerden yaĢlılara kadar bütün erkekler kaydedilmesine rağmen meslek bilgileri doğal olarak yetiĢkinlerin kayıtlarında ifade edilmiĢtir. Ancak yetiĢkin oldukları halde bazı erkeklerin meslek hanelerinde herhangi bir kayda yer verilmemiĢtir. Bu durum bahsi geçen kiĢilerin herhangi bir meslekle meĢgul olmadıklarını göstermektedir demek yanlıĢ olur. Çünkü elimizdeki defter modern nüfus sayımlarından farklı olarak amacının Asakir-i Mansûre ordusu için elveriĢli Ģahısları belirlemek olduğundan çalıĢabilecek yaĢta olan herkesin mesleği kayıt edilmiĢ değildir.
Tablo 8: 02587 Numaralı Müslüman Defterine Göre 1832 Yılında Arapgir
Kazası‟nda Tespit Edilen Meslek ÇeĢitleri
Sıra Mesleğin Adı KiĢi Sayısı DüĢünceler
1 Asitane‟de Nezzam 16 Nizam veren,
düzenleyen, tertipleyem
2 Berber 11
3 Bağcı 1 Bağ yetiĢtiren ve
üzümünü satan
4 Çiftçi 1
5 Canbaz 2
6 ÇarĢıbaĢı 1
7 Çarıkçı 8 Pabuç yapan ve satan
8 Çuhadar 5
10 Debbağ 6 Deri terbiye eden
11 Duvarcı 3
12 Ehl-i Sûk 18 ÇarĢı halkı, esnaf
13 Esnaf 1 14 Etmekçi 1 Ekmekçi, Fırıncı 15 Hamal 3 16 Hancı 1 17 Hekim 1 18 Ġmam 63 19 Kasap 2 20 Kâhya 6 21 Kahveci 1 22 Keçeci 2
23 KöĢker 2 Kunduracı, Ayakkabı
tâmircisi
24 Katırcı 2 Kiraya vererek katır
iĢleten ya da katırla eĢya taĢıyan kimse
25 Mektep Hocası 1
26 Muytab 1 Kıl dokuyan, kıldan
eĢya yapan
27 Sellah 1 KesilmiĢ kasaplık
hayvanların derisini yüzen kimse
28 Ġpekçi 1 Ġpek böceği yetiĢtiren
ve satan
29 Nezzam 24 Nizam veren,
düzenleyen, tertipleyem
31 Neccar 3 Marangoz, doğramacı 32 Rençber 3 33 PapuĢçu 2 34 Tarakçı 1 35 Tüccar 4 36 Topçu 4 Topların kullanılması, bakımı, ikmali ve taĢıma ile uğraĢan askeri sınıf
37 Tütüncü 3
38 Talebe 12
39 Tüfenkçi 2
TOPLAM 223
Arapgir‟de meslek sahibi herkesin bu liste içerisindedir hükmüne varmak doğru olmayacaktır. Bunun ilk sebebi daha önce belirttiğimiz gibi defterin kayıt edildiği dönemdeki amacının yeni kurulan ordunun ihtiyacını karĢılamak, diğeri de var olan elimizdeki deftere göre böyle bir sonucun çıkmıĢ olduğudur. Çünkü dikkat etmek gerekirse nüfusun belli bir çoğunluğunun meslek edinecek yaĢta olmasına rağmen çalıĢmıyor görünmesi ve her Ģehirde bulunması gereken esnaf türlerinin çoğuna rastlanmamayıĢı bizi böyle bir çıkarıma yöneltmiĢtir. Bu bağlamda birçok esnaf grubuna rastlamayıĢımız Arabgir‟de faaliyet göstermedikleri anlamına gelmemelidir.
Tabloda ‟da görüldüğü üzere bölgede mevcut 39 meslek grubu içerisinde toplam 223 kiĢi uğraĢ vermektedir. Verdikleri uğraĢlar bakımından ayıracak olursak zanaat erbabı, nakliyeciler, sağlık personeli, kahveciler, hizmetliler vb. Farklı meslek gruplarına ayrılmıĢlardır.
Giyim eĢyalarını imal eden ve satan grup içerisinde Çulha, Debbağ, PapuĢçu, Çarıkçı, KöĢker, Muytab gibi esnaflar Kaza içerisinde mevcuttu.
Debbağ, meĢin kösele yapmak için hayvan derilerini sergileyen sanat sahipleri için kullanılan bir tabir olmakla birlikte halk dilinde tabak biçiminde