• Sonuç bulunamadı

Bâin Talak İddeti Bekleyen Kadının Durumu 20 

Evliliği kesin olarak sona erdiren, yeni bir nikâh ve mehir tesbiti olmadan kocaya boşadığı eşine dönme imkânı vermeyen boşamaya “bâin talak” denilmektedir.92

Bâin talâk, evlilik birliğini hemen sona erdirir ve eşleri birbirlerine yabancı hale getirir. Bu sebeple bâin talâk iddeti bekleyen kadının nafaka hakkı hususunda âlimler ihtilaf etmişler. Âlimlerden bir kısmı bâin talak iddeti bekleyen kadına her halükarda nafaka hakkı tanırken, bir kısmı ise nafaka hakkını hamilelik esasına bağlamışlardır. Şöyle ki;

Bâin talak iddeti bekleyen kadının nafaka hakkı hususunda Cumhurun görüşü, hamile olmadığı müddetçe nafaka hakkı olmadığı şeklindedir.93 Çünkü Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

ﱠﻦُﻬَﻠْﻤَﺣ َﻦْﻌَﻀَﻳ ﻰﱠﺘَﺣ ﱠﻦِﻬْﻴَﻠَﻋ اﻮُﻘِﻔْﻧَﺄَﻓ ٍﻞْﻤَﺣ ِتﺎَﻟوُأ ﱠﻦُآ ْنِإَو

“Eğer gebe iseler yüklerini bırakıncaya kadar nafakalarını verin.”94

ﱠﻦِﻬْﻴَﻠَﻋ اﻮُﻘﱢﻴَﻀُﺘِﻟ ﱠﻦُهوﱡرﺎَﻀُﺗ ﺎَﻟَو ْﻢُآِﺪْﺟُو ْﻦِﻣ ْﻢُﺘْﻨَﻜَﺳ ُﺚْﻴَﺣ ْﻦِﻣ ﱠﻦُهﻮُﻨِﻜْﺳَأ

Allah (c.c.);“ O kadınları gücünüzün yettiği kadar, kaldığınız yerin bir kısmında iskân edin” ayetinde, iddet bekleyen kadınlara hamile olsun olmasın süknâ hakkını mutlak olarak verirken nafakanın yiyecek ve giyecek çeşidine yer verilmemiştir.95

92 Şâfiî, V/243; Bilmen, II/229.

93 Mâlik, II/581; Sahnûn, V/153; Mâverdî, XXI/249; Şîrâzî, II/164; Cezîrî, VI/2811; İbn Kudâme,

VII/606; İbn Mürtedâ, IV/339; Zeydan, IX/240; Ebû Zehra, s. 383.

94 Talak, 65/6.

Fâtıma bt. Kays’ın şu rivayeti de bâin talak iddeti bekleyen kadının nafaka hakkının olmadığını desteklemektedir96:

ﺖﻟﺎﻗ

ﻤﻃﺎﻓ

ﻗ ﺖﻨﺑ

ﻻو ﻰﻨﻜﺳ ﷲا لﻮﺳر ﻲﻨﻠﻌﺠﻳ ﻢﻠﻓ ﻲﺟوز ﻲﻨﻘﻠﻃ

ﺔﻘﻔﻧ

“Kocam beni boşadı. Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana ne nafaka,

ne de barınmam için ev verilmesini emretmedi. 97

Ayrıca Rasulullah (sallalahü aleyhi ve sellem) Fâtıma bt. Kays’ı kocası boşadığı zaman O’na nafaka ve süknâ hakkı vermemiş ve şöyle buyurmuştur:

ﻓﺈ

ﻨﻜﺴﻟاو ﺔﻘﻔﻨﻟا ﺎﻤﻧ

ﺮﻤﻠﻟ

أ

ة

إ

جوﺰﻟ نﺎآ اذ

ﺔﻌﺟر ﺎﻬﻴﻠﻋ

“Kocanın karısına dönme hakkı bulunursa, kadın nafaka ve süknâ hakkına

sahiptir.”98

Bâin talakla birlikte eşler arasında evlilik sona ermiş, böylelikle eşler birbirlerine yabancı hale gelmişlerdir. Evliliğin zâil olduğu ve geri dönmenin imkânsız olduğu durumlarda kocadan da nafaka yükümlüsü olması istenemez.99

Hanefî mezhebine göre, bâin talâk iddeti bekleyen kadının hamile olmaması durumunda da nafaka hakkı vardır.100 Çünkü;

1- Ayette geçen ﻦهﻮﻨﻜﺴأ ibaresi bâin talak iddetinde meskeni kapsadığı kadar nafakayı da kapsamaktadır. Ayette mesken hakkının sabit olması, kadın üzerinde kocanın kocalık hakkının iddet süresince devam ettiğini de gösterir.101

96 Mâlik, II/580, İbn Kudâme, VII/607.

97 Mâlik, II/580; Dârimî, “Talak” 10, II/165; Buhâri, “Talak” 41, VI/58; Müslim, “Talak” 6, II/1118;

Ebû Dâvud, “Talak” 38, II/386; İbn Mâce, “Talak” 10, I/656; Tirmizî, “Talak” 5, V/141.

98 İbn Abdilber, XVIII/73.

99 İbn Hazm, X/301; Nevevî, Ravza, VI/475; Zeydan, IX/250 . 100 Hassâf, s. 63; İbnü’l- Hümâm, IV/364; Meydânî, III/93. 101 Serahsî, V/202.

2- Ayrıca kadına nafaka hakkının tanınmaması aynı ayette geçen ﻦهورﺎﻀﺗ ﻻو ﻮﻘﻴﻀﺘﻟ

ا ﻴﻠﻋ

ifadesinin maksadına aykırıdır.102

3- Ayet ric’i talâkla boşanan kadına nafaka verilebileceğini söylerken, hamile olmayan kimseye verilmeyeceğine delalet etmemektedir. Bâin talâkla boşanmış hamile kadına delalet etmesi, hamile olmayan kadına da delalet etmesine engel değildir. Ayette hamileliğin bizzat zikredilmesi, bu uzun müddette de kadının nafaka hakkının olup olmayacağı şüphelerini engelleme amacına matuftur.103

4- Nafaka ve süknâ, kadının nikâhla kazandığı malî bir haktır. İddet de nikâhın gerekliliğidir. Bu durumda kadının süknâ hakkı gibi nafaka hakkına da sahip olması tabidir.104

5- Nafaka İbn Mesûd’un kıraatinde

ِﻣ ْﻢُﺘْﻨَﻜَﺳ ُﺚْﻴَﺣ ْﻦِﻣ ﱠﻦُهﻮُﻨِﻜْﺳَأ

ﱠﻦِﻬْﻴَﻠَﻋ اﻮُﻘﱢﻴَﻀُﺘِﻟ ﱠﻦُهوﱡرﺎَﻀُﺗ ﺎَﻟَو ْﻢُآِﺪْﺟُو ْﻦ

“Onları oturduğunuz yerin bir bölümünde gücünüz ölçüsünde oturtun ve nafakalarını verin.” şeklinde yer almaktadır. O’nun bu kıraati Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) den duyulmuş bir kıraattir.105

Hanefiler, Fâtıma bt. Kays rivayetinin bâin talak iddetinde kadının nafaka hakkı bulunmadığı konusunda delil olarak kullanılamamayacagını şu şekilde açıklamaktadırlar:

Hz. Ömer Fatıma bt. Kays rivayeti hakkında “Doğru mu söylüyor yoksa yanlış mı, iyiyi mi hatırlıyor yoksa unuttu mu, ne yaptığını bilemediğimiz bir kadının

sözüyle Allah’ın kitabını ve Peygamberimizin sünnetini terk edemeyiz”106

buyurmuştur.

102 Kâsânî, III/209; İbnü’l- Hümâm, IV/364; Zeydan, IX/238; Zuhaylî, VII/86. 103 Cessâs, III/460.

104 Serahsî, V/202. 105 Serahsî, V/203.

Ayrıca Hz. Âişe, Fâtıma bt. Kays’ın ıssız bir yerde yaşadığı için kendisine böyle bir izin çıktığı, dolayısıyla bu hükmün Fâtıma bt. Kays’ a has olduğunu bildirmektedir.107

Yine Hz Âişe, “Bu kadın rivayetiyle âlemi bozdu.” buyurarak hüküm çıkarmada bu rivayetin kullanılamayacağına işaret etmektedir.108

Serahsî, Fâtıma bt. Kays’ın rivayeti hakkında şu yorumu yapmaktadır:

“Fâtıma bt. Kays’ın kocası yanında yoktu. Yemene gitmek için yola çıkmıştı. Kardeşinden arpa ekmeği ile Fatıma’nın nafakasını sağlamasını istemiş, Fatıma bt. Kays da bunu kabul etmemişti.

Fatıma bt. Kays, dili ağır bir kadındı. Kocasının ailesini rencide etmesi sebebiyle eşinin ailesi, onu evlerinden çıkardılar. Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona Abdullah b. Ümmi Mektûm’un evinde iddet beklemesini emretti. O da Rasullullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın kendisine nafaka ve süknâ vermediğini

zannetti.”109

Hanefîlere göre, Fâtıma bt. Kays hadisinin bu konuda delil olarak kullanılamamasının bir sebebi de bu rivayetin ravilerini selefin tenkit etmesidir. Onlara göre ahad haberin kabul edilme şartından biri de selefin tenkitine uğramamasıdır.110 Âmm olan bir ayetin Fâtıma bt. Kays ile tahsis edildiği görüşünü savunanlar karşısında Hanefîlerin cevabı, ahad haberin âmmı tahsis edemeyeceğidir. Çünkü kitapdaki âmmın kat’i olduğu herkes tarafından kabul edilen bir husustur. Kat’i bir haberin zannî bir haberle tahsis edilmesi geçerli değildir.111

Bu delillere karşı Hanbelîler şöyle derler:

107 Buhârî, “Talâk” 39, III/59. 108 Serahsî, V/201.

109 Buhârî, “Talak” 38, III/58. 110 Şa’ban, s. 92.

Allah (c.c.) “Onları evlerinden çıkarmayın. Onlarda çıkmasınlar…” ifadesinden sonra Allah (c.c.) ”Bilemezsiniz belki de güzel iş peyda eder” buyurarak dönüş imkânını kastetmiştir. Dönüş ise ric’i talakta mümkündür. Dolayısıyla bâin talak iddetinde kadının nafaka hakkı yoktur.112

Üç talâkın bir arada olabileceği, kadının erkeklere bakmasının caiz olduğu, dünürlük üzerine dünürlüğün meşruluğunu, eşlerden birinin hazır bulunmaması durumunda boşamanın geçerli olabileceği gibi hükümlerin çıkarılmasında âlimler Fâtıma bt. Kays’ın rivayetini delil olarak kullanmışlardır.113

Her ne kadar râcih olan görüşe göre bâin talâk iddetinde kadının nafaka hakkı bulunmadığı kabul edilse114 bile, kadının iddet süresinde ki mükellefiyetleri ve maddî-manevi ihtiyaçlarının devam ettiği göz önüne alınarak kocası için iddetini evinde geçiren kadını nafaka hakkından mahrum etmeyi, bu zor zamanlarda daha da sıkıntıya düşürebileceği, bununda islamın temel ilkeleriyle bağdaşmadığı kanaatindeyiz.

Benzer Belgeler