• Sonuç bulunamadı

1.5. ULUSLARARASI VE ULUSAL DUYGUSAL ZEKÂ ÇALIŞMALARI

3.1.2. Akademisyenlerin Kariyer Safhalarında Tükenmişlik

3.1.2.5. Azalma Safhasında Tükenmişlik

Her bireyde yetişkinlik ve olgunluk dönemine ait gelişim özellikleri gözden geçirilirken cinsiyet, sosyo-ekonomik sınıf ve kültür farkları göz önünde tutulmalıdır. Araştırmalar, cinsiyet, sosyal sınıf, kültürel farklar gibi özelliklerin bireyin gelişim aşamalarında farklı öneme sahip olduğunu göstermiştir. Örneğin gelir düzeyi yüksek olanlar daha geç evlenmekte, daha az çocuk sahibi olmakta, daha geç emekli olmakta ve uzun süre mesleksel faaliyetlerini sürdürmektedir. 436 Akademisyenlerin ego bütünlüğü sorunsuz bir şekilde gerçekleşmiş ise bu dönem onlar için bir başlangıç olacaktır.

Akademikler toplumun neredeyse tüm profesyonel kadrolarını ve ayrıca herhangi bir yerde araştırma ve geliştirme ile meşgul olanları hazırlar. Bundan dolayı, akademik sistemleri anahtar mesleğin evi olarak görmek uygundur: Tüm diğerlerini eğiten meslek. Yüksek öğretim kurumlarının kalitesi ve sürdürülebilirliği akademiklere bağlıdır ama bunlar artan oranlarda yüksek öğretim kurumlarından ayrılmaktadırlar.437

435

Pienaar, Bester, a.g.m., s.376.

436

Aytaç, Çalışma Yaşamında Kariyer, s.58.

437

Azalma sonu safhasında bulunan öğretim üyeleri, daha özgür bir şekilde duygu ve düşüncelerini dile getirmekte bazen düşüncelerinden dolayı eleştirilere ve yaptırımlara maruz kalabilmektedirler.

Üniversite mensuplarının tasfiyeleri veya iktidarı kızdıran öğretim elemanlarının şu veya bu şekilde cezalandırılması veya çeşitli haklardan mahrum bırakılması sadece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere mahsus bir uygulama değildir. Örneğin; McCarthye’nin Amerikan fikir aleminde etkili olduğu yıllarda California Üniversitesi bütün çalışanlarına komünizme karşı olduklarını belirten bir bağlılık yemini belgesi imzalamaları için baskı yapmış ve imzalamayı red edenleri işten atmıştır. Üniversiteler hür ve eleştirel düşüncenin geliştiği kurumlar olmalıdır. Akademik çalışmaların özgürlüğü ve kurumların özerkliği, siyasi, toplumsal, iktisadi ve dini gerekçelerle engellenmemelidir. 438

Bireyin kariyeri aynı zamanda onun aktif yaşamının en büyük bölümünü ifade eder.Kariyer,birey ile şirket arasında yürütülen en temel psikolojik bağlardan biridir.Diğer açık iş sözleşmelerinin aksine,bireyler ile şirket arasındaki kariyer anlaşmaları açık değil,belirsizdir ve kesinlikle ilişki süresince değişim gösterir.Dolayısıyla bu süreçte duygusal zekâ faktörü sürecin her adımında etkilidir.Bireyin meslek seçiminde öz değerlendirilmesinden,başarma ve yükselme döneminde ilişki yönetimi ve emeklilik döneminde yetersizlik duygusunun yönetimine kadar pek çok aşamada duygusal zekâ yeterlilikleri karşımıza çıkar.439

438

Özdemir ve Diğerleri,a.g.e., s.61.

439

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONELİNİN DUYGUSAL ZEKÂLARININ TÜKENMİŞLİKLE İLİŞKİSİNE YÖNELİK BİR

ARAŞTIRMA

4.1. ARAŞTIRMANIN YAPISI

4.1.1. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, akademisyenlerin duygusal zekâ yeterlilik düzeyleri ile tükenmişlikleri arasında bir ilişkinin olup olmadığını belirlemektir. Araştırma sonucunda ilişkinin varlığını destekleyen kanıtlar elde edilebilirse bireysel ve örgütsel kariyer kararlarında duygusal zekânın ön plana çıkarılması gerekliliğine vurgu yapılacaktır.

4.1.2. Araştırmanın Sınırları

Araştırmanın örneklem çevresi, Kocaeli Üniversitesinin Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri alanında akademik kariyer yapan personelinden oluşmaktadır. Dolayısıyla, araştırma Kocaeli Üniversitesinin Tıp Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Mimarlık Fakültesi hariç diğer fakültelerine uygulanmıştır. Üniversitenin bütün birimlerini kapsamaması ve sadece Kocaeli Üniversitesi bünyesinde yapılabilmesi araştırmanın sınırlılığını oluşturmaktadır.

4.1.3. Araştırmanın Yararı

Akademisyenlerin duygusal zekâ becerilerinin eksik olması çalışmalarında verimliliklerini etkilemekte, stres ve tükenmişlik yaratmaktadır. Bu da kaybolan zaman, enerji ve sağlık sorunlarını oluşturmaktadır. Akademisyenliğin vizyonunda ise enerjinin en maksimum düzeyde ve verimli kullanılması hedef öncelikli olması

esastır. Duygusal zekâ unsurlarının akademisyenler için ne kadar önemli olduğu farkındalığının tespit edilmesi ve geliştirilmesi kariyer aşamalarındaki tükenmişliği engelleyici bir faktör olacaktır.

Araştırma bulgularının duygusal zekâ yeterliliği ile akademisyenlerin ve üniversitelerin tükenmişliği önleme politikalarını hayata geçirme olasılığının bulunması çalışmanın önemini arttırmaktadır. Araştırma sonuçları ilgili yazına ve kurama da bilimsel bir zenginlik katacak ve belirsiz kalan bazı alanları aydınlatacak niteliktedir. Duygusal zekâ yeterlikleri ile tükenmişlik ilişkisi daha çok sağlık sektörü çalışanları üzerinde incelenmiş olan bir konudur.

4.1.4. Araştırmanın Problemi

Araştırmanın amacına uygun olarak, bu araştırmada ele alınacak olan problemler, aşağıda sıralanmıştır:

1. Duygusal zekâ ile akademisyenlerin duygusal tükenme yaşamalarında bir ilişki var mıdır?

2. Duygusal zekâ ile akademisyenlerin tükenmişliğin bir unsuru olan azalan kişisel başarı üzerinde bir ilişki var mıdır?

3. Duygusal zekâ ile akademisyenlerin duygusal katılaşma yaşamalarında bir ilişki var mıdır?

4. Duygusal zekâ ile akademisyenlerin duygusal yumuşama yaşamalarında bir ilişki var mıdır?

5. Duygusal zekâ ile akademisyenlerin duyarsızlaşma yaşamalarında bir ilişki var mıdır?

6. Cinsiyet değişkeni akademisyenlerin duygusal zekâları ve tükenmişlik düzeyleri ile ilişkili midir?

7. Yaş değişkeni akademisyenlerin duygusal zekâları ve tükenmişlik düzeyleri ile ilişkili midir?

8. Medeni durum değişkeni akademisyenlerin duygusal zekâ ve tükenmişlik düzeyleri ile ilişkili midir?

9. Akademisyenlerin sosyal ve fen alanında olmaları akademisyenlerin duygusal zekâ ve Tükenmişlik düzeyleri ile ilişkili midir?

10. Ünvan değişkeni akademisyenlerin duygusal zekâ ve tükenmişlik düzeyleri ile ilişkili midir?

11. Çalışma yılı değişkeni, akademisyenlerin duygusal zekâ ve tükenmişlik düzeyleri ile ilişkili midir?