• Sonuç bulunamadı

Haram Aylara Saygısızlığın Zulüm Olması

Surelerin nüzul sırası dikkate alındığında içerisinde haram aylardan bahsedilen en son âyet Tevbe 9/36’dır. Allah Teâlâ burada hem ezelî takdirde malum dört ayı kutsal olarak halk ettiğini güçlü bir şekilde ifade etmiş hem de kutsiyetine müdahele anlamına gelen nesî uygulamasının, büyük bir yanlış olduğuna işaret etmiştir. 37. âyette nesînin küfürde ileri gitmek demek olduğunu beyan ederek bu Cahiliye adetini kaldırmıştır.

ََِّاللَََّدْنِعَ ِروُهُّشلاََةَّدِعََّنِإ َِكَيِفَا رْهَشَ َرَشَعَاَنْثاَ ََِّاللََِّباَت ََيَ ََّسلاَ َقَلَخََم ْو ََْلْا َوَِتا َواَم َُحٌَةَعَب ْرَأَاَهْنِمَ َض ْر ٌَم ُر َُمِّيَقْلاَُنيِّدلاَ َكِلَذ َ َ َّنِهيِفَاوُمِلْظَتَ َلََف َُلِتاَق َوَْمُكَسُفْنَأ َْلاَاو َ ةَّفاَكَ َنيِك ِرْشُم َُمَلْعا َوَ ةَّفاَكَْمُكَنوُلِتاَقُيَاَمَك ََنيِقَّتُمْلاََعَمََ َّاللَََّّنَأَاو

277 Bkz. Taberî, Câmiu’l-Beyân, XI, 318.

278 Ayrınıtılı bilgi için bkz. Taberî, Câmiu’l-Beyân, XI, 318.; Cessâs, Ahkâmü’l-Kur’an, IV, 267.;

“Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah’ın yazısına göre Allah katında ayların

sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekûn savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekûn savaşın ve bilin ki Allah (kötülüklerden) sakınanlarla beraberdir.”279

Müfessirler, bu âyette ifade edilen “َُمِّيَقْلاَ ُنيِّدلا” tamlamasına “doğru hesab”, “en doğru iş”, “doğru hesab”, “doğru hüküm” “doğru din” anlamlarını vermişlerdir.280

Âyette geçen “َْمُكَسُفْنَأَََّنِهيِفَ اوُمِلْظَتَ َلََف” “o aylarda kendinize zulmetmeyiniz” cümlesinin anlamıyla ilgili farklı yorumlar yapılmıştır. Bazılarına göre bu ifade, “o aylarda savaş yapmak adam öldürmek gibi Allah’ın haram kıldığı şeyleri helal saymak suretiyle kendinize zulmetmeyin” demektir.281 Bir başka yoruma göre, “o

aylarda Allah’ın yasaklamış olduğu fiîlleri işleyerek, günaghınızın cezasının katlanmasına sebep olmayın” demektir.282 Bazı müfessirler de bu cümlenin, 37.

âyetin muhteviyatını da dikkate alarak, “Cahiliye Araplarının yaptığı gibi ayların yerlerini değiştirerek Allah’a küfürde ileri gitmeyin” anlamını ifade ettiğini söylemişlerdir.283

Bütün bu âyetlerden başka Mâide suresinde de haram ayların insanların maddî ve manevî kalkınmasına vesile olacağı şu şekilde ifade edilmiştir:

َْلاََةَبْعَكْلاَُ َّاللَََّلَعَج لِلَا ماَيِقََما َرَحْلاَ َتْيَب َ َرْهَّشلا َوَ ِساَّن ََحْلا َْلا َوََيْدَهْلا َوََما َر َََّاللَََّّنَأَاوُمَلْعَتِلَ َكِلَذََدِئ َلََق َيِفَاَمَُمَلْعَيَ َِفَاَم َوَِتا َواَمَّسلا ََْلْاَي َََّاللَََّّنَأ َوَ ِض ْر ٍَءْيَشَِّلُكِبَ ٌَميِلَعَ

“Allah, Kâbe’yi, o saygıya layık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanın

boynuna asılan) gerdanlıkları (maddî ve manevî yönlerden) insanların belini

279 Tevbe, 9/36.

280 Nehhâs, Meâni’l-Kur’an, III, 206.; Taberî, Câmiu’l-Beyân, XI, 446.; Mehmet Sait Şimşek, Hayat

Kaynağı Kur’an Tefsiri, II, 446.

281 Taberî, Câmiu’l-Beyân, XI, 443. 282 Taberî, Câmiu’l-Beyân, XI, 444. 283 Taberî, Câmiu’l-Beyân, XI, 445.

doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah’ın, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah’ın her şeyi bilici olduğunu (siz de anlayıp) bilmeniz içindir.”284

Bu âyette Allah Teâlâ, haram ayları insanların maddî ve manevî cihetten durumlarını kontrol etmeleri ve eksiklerini telafi etmesi için, kendilerine sunulan fırsat zamanları olarak zikredilmiştir. Haram aylardan bahseden diğer âyetlerle birlikte ele alındığında bu âyet söz konusu zamanların kutsallığını teyit etmektedir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

HARAM AYLARDA SAVAŞ YASAĞININ NESHİ MESELESİ

Klasik kaynaklarda haram aylarla ilgili olarak en çok ele alınan konu bu aylarda savaş yasağının devam edip etmediği meselesidir. Öyle ki fert ve toplumun barış ve huzuruna sağlayacağı büyük katkı bakımından bu ayların önemi, nesh tartışmalarının gölgesinde kaldığı söylenebilir. İnananlara yönelik herhangi bir saldırı vuku bulduğunda, bu tehlikeyi ortadan kaldırmak üzere, bütün zamanlarda gerekli tedbirlerin alınması hususunda herhangi bir engel yoktur.285 Tartışma uygulamada

nadiren vuku bulabilecek olan bu aylarda saldırı savaşı başlatmanın caiz olup olmadığı konusuna odaklanmıştır. Oysaki haram ayların önemi, hakettiği şekilde İslâm toplumunda idrak edilmeye başlandığında, bu ayların sağlayacağı barış ortamı, insanlık için çok büyük faydalar temin edebilir.

Bu bölümde haram aylarda savaş yasağının neshi meselesi ele alınacak, konu üç kısım halinde incelenecektir. Birinci kısımda savaş yasağının nesh edildiğini söyleyenler ve bunların dayandıkları deliller anlatılacaktır. İkinci kısımda savaş yasağı hükmünün mensûh olmayıp devam ettiği görüşüne yer verilecektir. Son kısımda da savaş yasağının nesh edildiğini iddia edenlerin ortaya koymuş oldukları delillerin tahliline ve neshin olmadığını söyleyen âlimlerin bu delilleri çürütme sadedinde ortaya koydukları görüşlere yer verilecektir. Savaş yasağının neshine taraf olanlar ve karşı olanların görüşlerinin ve temellendirmelerinin birbirine karışmadan, bütünlük içerisinde aktarılabilmesi için her bir görüşün ayrı başlık altında ele alınması tercih edilmiştir.

I. Savaş Yasağının Nesh Edildiği Görüşü ve Temellendirilmesi

Cumhur-u Ulemâ İbrahim (a.s.)’dan beri haram ayların kutsiyetinin bilindiği ve o ayların yasaklarına riayet edilmesi gerektiği konusunda hemfikirdir. Bu aylara “haram ay” denilmesinin en önemli sebebinin “savaş yasağı” olduğunda da ihtilaf

söz konusu değildir. Ancak bu yasağın devam edip etmediği konusu görüş ayrılığına sebep olmuştur. Âlimlerin pek az bir kısmı hariç, bu yasağın kaldırıldığı görüşünde ittifak halindedir. Son dönemlerde, genelde nesh konusunda ve özel olarak da haram aylarla ilgili yapılan çalışmalarda, Kur’an’da nesh edilen herhangi bir şeyin olmadığına ve savaş yasağının devam ettiğine dair görüş dile getirilmektedir.286

Savaş yasağının neshi hususunda icmaya yakın bir görüş birliğinin olmasına karşın, hangi naslar tarafından nesh edildiği meselesinde görüş ayrılıkları söz konusudur. Bu yasağı Kur’an’ın nesh ettiğini söyleyenler hangi âyetin/âyetlerin nâsih olduğu hususunda anlaşamamışlardır. Bazıları da Hz. Peygamber’in uygulamalarının savaş yasağını kaldırdığını söylemiştir. Burada savaş yasağının Kur’an’la ve Allah Resulünün uygulamalarıyla nesh edildiği iddiaları ayrı ayrı ele alınacak, nâsih olduğu söylenen delillere yer verilecektir.